Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/176 E. 2021/283 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/176 Esas
KARAR NO: 2021/283
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2020
NUMARASI : 2016/1152 E. – 2020/343 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın davacı şirketin eski büyük ortağı olduğunu, sonrasında pay devirleri ile … 28.9.2015 tarihinde şirketin tek sahibi olduğunu, davacı şirket aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında toplam 382.000 TL bedelli iki senedin tahsili için icra takibine başlandığını, yine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ancak bu senetleri davalı …’ın senetlerin üzerinde yazan tarihten çok sonra imza yetkilisi olduğu döneme ilişkin tarih atarak düzenlediğini, şirketi kendisine borçlandırdığını ve diğer davalı …’ya ciro ettiğini, tüm bu nedenlerleher iki icra dosyasındaki senetlerle ilgili davacının borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının diğer davalı …’a borç para verdiğini, karşılığında senetleri aldığını, davacının ileri sürdüğü defilerin ancak lehtar durumundaki …’a yöneltilebileceğini, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, senetlerin resmi kayıtlara geçilmek üzere muhasebeye teslim edildiğini, şirket kayıtlarına işlendiğini, davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 17.07.2020 Tarihli kararda; davanın reddine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, İİK 72/4 maddesi gereğince 138.088,51TL inkar tazminatın davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesinin 06.11.2020 Tarihli ek kararı ile; kararın davacı vekiline elektronik tebligat ile 11.10.2020’de tebliğ edildiği, davacı vekilinin 30.10.2020 Tarihli dilekçesi ile istinaf isteminde bulunduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun HMK 346 md gereğince reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili 17.11.2020 Tarihli istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin 17.07.2020 Tarihli kararına karşı henüz gerekçeli karar yazılmadan 20.07.2020 Tarihinde harçları ödenerek 21.07.2020 Tarihinde istinaf edildiğine ve tedbirin kaldırılmasına itiraz edildiğine ilişkin süre tutum dilekçesi verildiğini, gerekçeli kararın 11.10.2020 Tarihinde tebliğine müteakiben 30.10.2020 Tarihinde UYAP üzerinden istinaf dilekçesi gönderildiğini, mahkemenin HMK 346 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar vermesinin yerinde olmadığını, öncelikle ek kararın kaldırılmasını, 30.10.2020 Tarihli istinaf dilekçesi doğrultusunda esas hakkında inceleme yapılarak 17.07.2020 Tarihli kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili 30.10.2020 Tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’ın müvekkili şirkette bulunan son hissesini 28/09/2015 tarihinde devrederek müvekkil şirket ortaklığından ayrıldığını, Davalı …’ın, ortada alınmış yönetim kurulu kararı yokken şirketi kendi imzasıyla kendisine borçlu duruma düşüren senetleri tanzim etmesi, söz konusu senetleri farklı bir şahsa cirolaması ve sonrasında ilgili senetler mesnet gösterilerek ikame olunan icra takipleri nedeniyle müvekkilin hiçbir borcu bulunmadığını, Senedin geçerli olduğunun kabul görmesi halinde dahi; müvekkili şirketin kaşesi üzerine imza atmak suretiyle müvekkili kendisine borçlandıran davalı …’ın söz konusu senetten dolayı şahsen sorumlu olması gerektiğini, Toplam 1.065.000,00TL gibi çok yüksek bedele konu senetlerin diğer Davalı … tarafından protesto edilmediğini ve Davalı …’ın sorumluluğu hukuken ortadan kalktığını, davalıların müvekkili şirketi zarara uğratmak için birlikte hareket ettiklerini, davalı …’nın 1.065.000,00TL gibi yüksek bir bedeli borç verebilecek mali içtimai durumunun olup olmadığına ilişkin yerel mahkemece araştırma yapıldığını, davalının tacir olmadığı, vergi mükellefi olmadığı ve bankadan gelen hesap hareketinde bu derece borç verebilecek mali gücü olmadığının tespit edildiğini, ATK’ dan gelen 26/08/2019 tarihli cevabi yazıya göre mürekkep yaşı tayinine yarayan bilimsel metod bulunmadığı bildirildiğini, ancak müşteki sıfatı ile yer alınan Bakırköy 8.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/330 E., 2017/68 K. sayılı ilamında; “…23.05.2014 tarihinde alınan bilirkişi raporunda söz konusu bononun 6 aylık zaman dilimi içerisinde tanzim edilmiş olduğunun tespit edilmesi sebebiyle senedin 2013 yılı içerisinde tanzim edildiği…” şeklinde belirtilerek hükme gerekçe oluşturulduğu ve istinaf incelemesinden geçen karar kesinleştiğini, davaya konu senetlerin davalı …’ın müvekkil şirkette yetkili olmadığı döneme ilişkin olduğu açık bir şekilde tespit edilmişken yerel mahkemece ilgili bilirkişi raporuna itibar edilmeden haksız ve hukuka aykırı şekilde davanın reddine karar verildiğini, davalı …’ın eşinin müvekkili şirketin yetkilisiyle husumetinin olduğunu, dosya imza yaşının incelemesi için bilirkişiye tevdi olsa da, gelen rapora mahkemece itibar edilmediğini, tedbirin kaldırılması nedeniyle müvekkil şirket telafisi imkansız zararlara uğradığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇEDava, menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de; ilk derece mahkemesinin 06.11.2020 Tarihli ek kararı ile istinaf başvurusunun süresinden sonra yapıldığı gerekçesi ile HMK 346.maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.Davacı vekili ek karara karşı süresi içerisinde 17.11.2020’de istinaf kanun yoluna başvurmuş olmakla öncelikle ilk derece mahkemesinin 06.11.2020 Tarihli ek kararı yönünden değerlendirme yapılmalıdır.Somut uyuşmazlıkta; mahkemenin 17.07.2020 Tarihli nihai kararı yönünden davacı vekili tarafından gerekçeli karar tebliğ edilmeden 20.07.2020’de istinaf harcı yatırıldığı, 21.07.2020 Tarihli dilekçe ile kararın istinaf edileceği belirtilerek icra müdürlüğüne yeniden müzekkere yazılarak işlemlerin durdurulmasının talep edildiği görülmektedir.Gerekçeli karar davacı vekiline 11.10.2020 Tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili gerekçeli istinaf dilekçesini 30.10.2020 Tarihinde sunmuştur. İstinaf süresinin son günü 26.10.2020 olup davacı vekilinin gerekçeli istinaf dilekçesinin süreden sonra verildiği sabit ise de; 20.07.2020 Tarihinde istinaf harçları yatırılan 21.07.2020 tarihli dilekçe HMK 342/3 maddesi gereğince “Başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması nedeni ile” süre tutum dilekçesi mahiyetinde olup HMK 355 maddsi gereğince kamu düzeni ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılabilecektir.Bu durumda öncelikle ilk derece mahkemesinin 06.11.2020 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.HMK 355 maddesi gereğince Dairemizce kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralının bulunmadığı, harcın dava miktarı ile uyumlu olduğu, kısa karar ile hüküm arasında çelişki bulunmadığı dikkate alındığında kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığından istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 59,30TL harçtan peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50Tl harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilgili taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.