Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1743 E. 2023/1298 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1743 Esas
KARAR NO: 2023/1298
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2021
NUMARASI: 2019/73 2021/81
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin 20-25 yıldan beri işyerinde kullandığı “…” “…” ve ” …” markalarını bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini,… no’lu “ …” ile … no’lu “ …” markalarının 27/08/2013 tarihinde korumaya alınarak ve müvekkil adına tescil edildiğini, davalının müvekkilinin marka değerini bildiğinden bundan yararlanıp haksız kazanç elde etmek amacıyla müvekkilinden izin almadan müvekkilin tescilli markalarını kullandığını, tescilli marka hakkına tecavüzüne son vermesi için davalıya çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalının, müvekkilinin tescilli marka haklarına vaki tecavüzünün önlenmesi ve men’ine, SMK’nın 150.maddesi gereğince 10.000-TL, SMK’nın 151/2 (b)maddesi gereğince 20.000-TL tazminatın 06/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte davalıdan alınarak müvekkilene ödenmesine karar verilmesini, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı müvekkilinin 2010 yılında … Limited şirketi kuruluşu olan … Restaurant’ da çalıştığını, 01/10/2018 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile çalıştığı şirketin isim hakkını kullanmak için muvafakatname aldığını, Rumca bir kelime olan ve hancı, meyhaneci demek olan “…” kelimesinin evrensel bir kelime olduğunu, aktif ticareti bulunmayan davacının zarara uğraması da hayatın olağan akışına ve ticaretin doğasına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini talep istemiştir.
MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılma sonucunda; delil tespit raporu, tanık beyanı, bilirkişi raporuna göre, … markasının 1995 yılından beri davacı tarafından kullanıldığı, davacının … no’lu “ …” ve … no’lu “ …” tescilli markaların sahibi olduğu, her iki markanın esas unsurunun … olduğu, bu ibarenin İngilizce ve Rumca olarak bir anlamının olmadığı bu nedenle tanımlayıcı olarak değerlendirilemeyeceği, davalının kendisine ait iş yerinde internet sitesinde, tabela, menü, kart ve tanıtım evraklarında kullandığının tespit edildiği, markanın gerçek hak sahibinin davacı olduğu, her ne kadar davalı tarafından 03/10/2018 tarihli muvafakatname sunularak dava dışı … tarafından … markasının kullanılmasına dair muvafakatname verilmiş ise de yapılan incelemelerde dava dışı … numaralı … şeklindeki markanın dava dışı … adına tescil edildiği fakat 19/10/2017 tarihinde yenileme işleminin ret edilmesi nedeniyle markanın hükümsüz kılındığı, davalı kullanımlarının davacı adına tescilli … markaları ile aynıyet derecesinde benzediği gibi aynı ticari alanında kullanıldığı, davalının bu eyleminin davacımarkalarına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının … markasını kullanmak sureti ile davacı adına tescilli … numaralı … … ve … nolu … markalarının tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün önlenmesine ve men’ine, davalı tarafından, davacı adına tescilli … markasını kullanmış olduğu her türlü materyale el konulmasına, konulan materyallere karar kesinleştiğinde imhasına, davalının internet ortamında … markasını kullanmasının yasaklanmasına, “…com” alan adından “…” ibaresinin terkinine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili istinaf dilekçesinde cevap dilekçesindeki savunmaları tekrar ederek; -Rumca olan “…” kelimesinin hancı, meyhaneci yani evrensel bir kelime olduğunu, marka alanında uzman bilirkişinin, dil bilimsel mütalaayı değerlendirilebilecek bir uzman olmadığını, dosyanın dil bilim ve marka uzmanı başka bir bilirkişiye gönderilmesi talebinin reddedildiğini, hatalı olan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, kelimenin evrensel olması nedeniyle kararın yanlış emsal teşkil edeceğini, -Bilirkişi delilinin takdiri bir delil olduğunu, İlk derece yargılamasında etkin bir yargılama yapılmayarak sadece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması kanuna ve hukuka uygun olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, men’i ve hükmün ilanı istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi sonucunda yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının tabela, ticaret unvanı, kartvizit, internet sitesindeki kullanımlarının ana unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalının bu kullanımlarının, davacı adına 43.sınıfta tescilli … no’lu “ …” ve … no’lu “ …” markaları kapsamındaki hizmetlerde yer aldığı, orta halli tüketicinin dikkat ve özen düzeyi göz önüne alındığında tüketicinin iltibasa düşme tehlikesinin mevcut olduğu, marka hakkına tecavüz koşullarının mevcut olduğu, alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalının daha önce çalıştığı işyerinden “…” markasını kullanmak için muvafakat aldığını savunduğu, söz konusu muvafakat belgesi incelendiğinde, herhangi bir marka numarasına yer verilmediği gibi, TPMK kayıtlarının sorgulanmasında; muvafakat veren olarak görünen … adına geçerli bir markanın bulunmadığı; … adına 43.sınıfta … no’lu “…” ve … no’lu “…” marka başvurularının geçersiz olarak göründüğü, dolayısıyla davacının muvafakat savunmasının yerinde olmadığı, “…” ibaresinin evrensel bir kelime olarak, ülkemizde hancı, meyhaneci vb olarak kullanıldığına dair dosyada herhangi bir delil mevcut olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/09/2023