Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1737 E. 2023/1266 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1737 Esas
KARAR NO: 2023/1266 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
NUMARASI: 2019/254 E. – 2021/115 K
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirket’in “…” markasının, iklimlendirme sektörünün öncü markası olarak … güvencesiyle 34 yıldır sürekli büyüyerek ve genişleyerek, Türkiye’nin dört bir yanında 450’den fazla satış-servis ağı ve 5 bölge müdürlüğü ile hizmet verdiğini. “…” markasının, perakende müşterilerinin kullanımına uygun olarak duvar tipi klimalarda kendini ispat etmiş dünya markaları …, kendi markası “…” ile A+++ enerji verimliliği, inverter teknolojisi, teknolojik donanımları ve uygun ödeme koşulları ile zengin bir ürün gamı ve hizmet seçeneğini müşterilerinin beğenisine sunduğunu. Müvekkili Şirket’in hedefinin … ve … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ile… ve … tescil numaralı “…” ibareli markaları ve firmasını dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri haline getirmek olduğunu. Müvekkili Şirketin tüm bu gayeler doğrultusunda “… ” ve “…” markaları adı altında üretilen ürünlerin satıcısı konumunda olup, söz konusu ürünlerin sürümünü artırmak için de büyük bir çaba sarf ettiğini. Müvekkili Şirketin bu kapsamda, iklimlendirme sektöründe de faal olmak üzere klima ve benzeri ürünlerin onayladığı satış kanalları üzerinden piyasaya arzının sağlanması için sair tacirler ile … Yetkili Satıcılık Sözleşmesi ve Yetkili Satıcılık Sözleşmesi’ne Ek Protokol imzalayarak ilgili ürünlere ilişkin seçici dağıtım sistemi kurduğunu. Müvekkili Şirketin iklimlendirme ürünlerinin satışının sadece kendi belirlediği şekilde, yetkili satıcılar tarafından satışının gerçekleştirilmesini sağlayacak bir sistem kurguladığını, bu sistemin bir parçası olarak yetkili satıcı olarak belirlenen bayilerin satış faaliyetlerini yürütmesi için kendilerine Müvekkili Şirket onayı kaydı ile tali satıcı belirleme hakkı verildiğini, bu sistemin en önemli unsurlarından birinin ise, iklimlendirme ürünlerinin Müvekkili Şirket adına tescilli “…” ve “…” markalarını taşıması olduğunu, davalı tarafın, Müvekkili Şirket’in sadece onay vermiş olduğu üçüncü kişiler ile tali satıcı sözleşmesi akdederek tali satıcı yetkilendirme ile yükümlü olmasına rağmen, söz konusu süreç takip edilmeksizin tamamıyla yetkisiz satıcı olarak işlemler yaptığını, Müvekkili Şirket’in kurgulamış olduğu seçici dağıtım sisteminin ana unsurlarından marka kullanımının davalı tarafın tecavüz teşkil eden eylemleri sebebiyle ihlal edildiğini belirterek; Müvekkili Şirket’e ait … ve … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ile … ve … tescil numaralı “…” ibareli markaları izinsiz kullanması ve satışa arz etmesi ve sair eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tespit edilecek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle, herhangi bir tebligat ve duruşma yapılmaksızın, davalı aleyhine hükmün kesinleşmesine kadar izinsiz olarak Müvekkil Şirket’e ait markaları taşıyan malların satılmasının engellenmesi ile dava konusu markanın yer aldığı internet sitesinden kaldırılması ve dava konusu markanın yer aldığı tabela, broşür ve diğer tanıtım evrakı ile reklamlar ya da fatura ve diğer iş evrakı üzerinden ilgili ibarelerin silinmesi veya kullanılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Müvekkili Şirket’e ait … ve … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ile … ve … tescil numaralı “…” ibareli markalı ürünlerin davalı tarafından satışa arz edilmesinin ve sair şekillerde her türlü kullanımının önlenmesine, davalının elinde bulunan, “…” ve “…” ibareli markayı taşıyan her türlü materyalin toplanarak emin bir yerde muhafazasına, ivedi olarak delil tespiti kararı verilmesini ve başta satışların gerçekleştiğinin anlaşılabilmesi bakımından davalı şirketin ticari defterleri olmak üzere bilirkişinin katılımı ile sair belgeler üzerinde ile şirket defterlerinin bulunduğu adreste keşif yapılmasını, masraf, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştirler.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı fakat süresinde cevap vermediği görülmüştür. Davalı vekili 21/03/2021 tarihli beyan dilekçesi ile, spat yükünü yerine getirmeyen davacı tarafından açılan işbu haksız davanın esastan reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/06/2021 tarihli 2019/254 E. – 2021/115 K. sayılı kararıyla; “…Her ne kadar davacı tarafından birtakım internet çıktıları alınarak … markalı ürünlerin internet ortamında davalı tarafından satıldığı iddiası ile davalı şirkete Üsküdar …. Noterliğinin 08/07/2019 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilmiş ve dosyamıza delil olarak ibraz edilmiş ise de öncelikle ihtarname içeriği ve eki ekran görüntüleri incelendiğinde davaya konu edilen …, … ve … markalı ürünlerden bahsedilmediği gibi, ihtarname konusunun … markasına yönelik olduğu, … markası yönünden de davamızda herhangi bir talepte bulunulmadığının anlaşıldığı, ispat yükünün davacıda olduğu, davacı tarafından davaya konu edilen markalara davalı tarafından tecavüz edildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı şirketin müvekkil şirkete ait markalı ürünlerin satışını yaptığının davalı şirkete gönderilen ihtarname ekindeki görseller kapsamında (online satışa ilişkin görseller) sübuta ermiş olup, yalnızca davalı adresinde ilgili ürünlerin bulunmamasının marka hakkını tecavüzün varlığını ortadan kaldırmadığını, davalı şirketin, ne yetkili satıcı ne de yetkili satıcı ile akdettiği sözleşme kapsamında satış yapan tali satıcı olmamasına karşın, müvekkili şirket ürünlerin online satışını yaptığını ve söz konusu satışı yaparken adeta yetkili satıcıymış gibi bir görüntü yarattığını, yargılama sırasında davalının adresine yapılan ziyarette davalının adresinde hiçbir ürüne rastlanmamış olmasının davalının söz konusu ihlalini ortadan kaldırmadığını, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinden yapılacak inceleme ile davalının müvekkilinin markasına ait ürünleri satmakta olduğunun anlaşılabileceğini, buna karşın yalnızca davalı adresinde inceleme yapılmış olması ve adresinde inceleme yapılacağını bilen davalının söz konusu ürünleri adresinde saklamaması şeklindeki dürüstlüğe aykırı eyleminin hukuk eliyle korunmasının mümkün olmadığını, açıklanan sebeple, ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olup, dosyada mübrez online satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin bilirkişi incelemesi çerçevesinde tespit edilerek hüküm verilmesi gerektiğini belirterek, İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin Mahkemesi’nin 22.06.2021 tarihli, 2019/254 Esas, 2021/115 Karar sayılı usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılarak davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacıya ait marka tescil kayıtları incelendiğinde; … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…” markalarının davacı adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince davalıya ait iş yerinde davacıya ait markaları taşıyan ürünlerin mevcut olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 21/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, davalı tarafa ait “… mah. … Sk. … Ap. N:… Beyoğlu” adresinde tespite gidildiği, yapılan tespitte davacıya ait dava konusu oyan “…”, “…”, “…” ibareli herhangi bir ürüne rastlanmadığı, davacı markalarının davalı işyerinde kullanımının görülmemesinden dolayı markaların haksız kullanılmadığına dair görüş bildirilmiştir.Davalı tarafça dosyaya delil olarak sunulan ve davalıya gönderilen Üsküdar …. Noterliğinin 08/07/2019 tarih … Yevmiye numaralı ihtarname ve 19/07/2019 tarihli ve …. Yevmiye numaralı ihtarname örnekleri incelendiğinde; “…” markalı ürünlerin e-ticaret siteleri üzerinden satışının gerçekleştirilmemesinin ihtar edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasıdır.İlk derece mahkemesince, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili istinaf yargı yoluna başvurmuştur.Dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının davacı adına tescilli “…” ve “…” markalı ürünlerin satışını yaptığına dair iddiasının ispatlanamadığı, buna ilişkin dosyaya bir delil sunulmadığı, delil olarak sunulan Noter ihtarnamelerinin dahi dava konusu markalarla ilgili olmadığı, davalının iş yerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davalının davacıya ait markaları kullandığına dair bir delil tespit edilemediği, davacının delile listesinde davalıya ait ticari defter ve belgelerine yer vermediği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.