Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1736 E. 2021/1960 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1736 Esas
KARAR NO: 2021/1960 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2021
NUMARASI: 2019/390 E. – 2021/70 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; TSE markasının Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil edilmiş olduğunu, “TSE” ibareli markalarının müvekkil TSE’nin izni olmadan kullanılamayacağını, belge-net sisteminde yapılan araştırmada davalı şirket ile davacı arasında bir marka sözleşmesi olmadığının tespit edildiğini, buna rağmen davalının sattığı üçlü elektrik prizleri üzerinde TSE belgeli bir ürün olduğunun belirtildiğini, davalı ürününün …, …, … gibi Hipermarketlerde satışa arz edildiğini, TSE Ürün Belgelendirme Yönergesine göre markanın sözleşme ile kullanılabileceği, davalı eyleminin nihai tüketiciyi mağdur ettiğini ve müvekkilin marka değerini aşındırdığını, davalı hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/75101 soruşturma numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, 05.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren belgelendirme Yönergesi 45/2. maddesinde haksız kullanımın yaptırımlarının düzenlendiği, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek, marka hakkına tecavüzün tespitine, ürünün dağıtılmasının durdurulmasına, tecavüzün devamının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına, ürünlerin toplatılmasına ve davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 8.873,60 TL maddi ve 13.310,40 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 22.184,00 TL tazminatın tespit tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararın tirajı em yüksek iki gazeteden birinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilanına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili beyan dilekçesinde; davalı şirketin 22.06.2015 tarihinde davacı kuruma müracaat ederek uzlaşma teklifinde bulunmuş olduğunu, dilekçesinin işleme konulduğunu ve 255256 uzlaşma dosya numarası verildiğini, uzlaşma komisyonunun henüz toplanmadığını, toplandığı takdirde talepleri hakkında karar verileceğinin şifahi olarak davalı tarafa bildirildiğini, davacı taraftan uzlaşma dosyasının akıbetinin sorulmasını ve davacı taraf ile sulh olmak izin süre talep etmiş, ancak yargılama sonlandırılıncaya kadar taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
MAHKEME KARARI:İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/03/2017 tarihli 2015/85 Esas- 2017/35 Karar sayılı kararıyla; “…davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya ait TSE markasını izinsiz olarak ürünleri üzerinde kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün durdurulmasına ve önlenmesine, davacıya ait markanın izinsiz olarak kullanıldığı davalıya ait ürünlerin toplatılmasına, üzerlerindeki davacı markasının silinmesi mümkünse markanın silinmesine, aksi taktirde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına,8.873,60 TL maddi tazminat ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 26.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 5.310,40 TL’lik manevi tazminat talebinin reddine, kararın masrafın davalıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan ve traji yüksek 2 gazeteden birinde yayınlanmasına” karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DAİREMİZİN KARARI; Dairemizin 08/11/2019 tarihli 2017/3060 Esas-2019/2422 Karar sayılı kararıyla; “Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ve yargılama sırasında ibraz ettiği bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; davaya konu edilen ürünün davacı Kurum ile yapılan TSE marka kullanım sözleşmesi kapsamında ve sözleşmenin geçerli olduğu 04/01/2010-04/01/2011 tarihleri arasında üretilerek satışa sunulduğunu, sözleşmenin bitiş tarihinden sonra markanın kullanılmadığını, stok da kalan ürünlerden olduğunu ileri sürdüğü, davacı vekilinin de rapora itiraz dilekçesine cevabında; ” ürünün satın alındığı … firmasından ürüne ait stok durumlarının sorulabileceğini ” beyan ettiği, ilk derece mahkemesince itiraz konusunda herhangi bir araştırma yapılmadığı, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde delil olarak sunulan internet sitesi çıktılarının tarih içermediği, davalı hakkında yürütülen savcılık soruşturması kapsamında alınan bilirkişi raporunda 21/06/2015 inceleme tarihi itibarıyla davalı internet sitesinde markanın kullanılmadığının tespit edildiği, mahkemece internet sitesi arşiv kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmadığı eksik inceleme ile karar verildiği ” gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalının itirazlarının araştırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalının istinaf başvurusu kabul edilerek dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/04/2021 tarihli 2019/390 E. – 2021/70 K. sayılı kararıyla; “… bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 23/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda davalı tarafından dava dışı …’a davaya konu TSE markalı ürünlerin satışına devam edildiği ve 17/04/2012-30/10/2020 tarihleri arasında toplam 66452 adet dava konusu TSE markalı … 3’lü Golyad Piriz ürün satışının yapıldığının tespit edildiği, buna göre de, sözleşme süresi ve kapsamı aşılmak sureti ile TSE markasının taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin bitim tarihi olan 04/01/2011 tarihinden sonra da davalı tarafından ürünün satışının devam ettiği, satılan ürünler üzerinde TSE markasının mevcut olduğu, bu şekildeki kullanımın markaya tecavüz eylemini oluşturduğu, yine aynı bilirkişi raporu ile bilişim yönünden yapılan incelemede, davalının internet sitesinin yanında olmaması nedeni ile arşiv kayıtlarının incelendiği ve 03/1/2009-27/10/2016 tarih aralığında internet sitesinde TSE logosunun kullanıldığı ve davaya konu ürün özelliklerinde bahsedilirken TSE belgesine sahiptir denilmek sureti ile Tüketiciler Nezdinde TSE belgeliymiş yönünde algı oluşturmak sureti ile marka hakkına tecavüz edildiği, bu şekilde tecavüz eyleminin sabit olduğu, maddi tazminat yönünden mahkemenin 2015/85 esas 2017/35 karar sayılı dosyasında hesaplanan maddi tazminatın 4.436,80 TL’nin iki katı olan 8.873,60 TL olduğu, manevi tazminat yönünden ise eylemin işleniş şekli, davalının haksız kullanımının niteliği, davalı şirketin ticaret hacmi ve tüm dosya kapsamına göre takdiren 8.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği” gerekçesiyle; “1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 2-Davalının davacıya ait TSE markasını izinsiz olarak ürünleri üzerinde kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin TESPİTİNE, 3-Tecavüzün DURDURULMASINA ve ÖNLENMESİNE, 4-Davacıya ait markanın izinsiz olarak kullanıldığı davalıya ait ürünlerin TOPLATILMASINA, üzerlerindeki davacı markasının silinmesi mümkünse markanın SİLİNMESİNE, aksi taktirde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHASINA, 5-8.873,60 TL maddi tazminat ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 26.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacının fazlaya ilişkin 5.310,40 TL’lik manevi tazminat talebinin REDDİNE, 7-Kararın masrafın davalıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan ve traji yüksek 2 gazeteden birinde YAYINLANMASINA” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin 12/03/2020 tarihli kök ve 23/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporuna karşı itirazlarını göz ardı ettiğini, ek rapora itiraz dilekçesinde; ek bilirkişi raporunda dosyaya sunulan USB bellek üzerinde yapılan incelemede müvekkilince …’a 17/04/2012 ile 30/10/2020 tarihleri arasında TSE markalı ürünlerin satışının yapıldığının tespit edildiği yönünde beyanda bulunulmuşsa da, müvekkilinin 2014 yılında faaliyetlerini durdurarak imalathanesini kapattığını, 2014 yılından beri imal ettiği ürün mevcut olmadığı gibi, 2014 yılından beri ürün satışına ilişkin kesilmiş faturasınında mevcut olmadığını, araştırılması gereken hususun müvekkilince en son faturanın ne zaman kesildiği ve en son ürünün ne zaman teslim edildiği olduğunu, koçtaş şirketine stoktaki ürünlerin 2020 yılına kadar satışının yapılmış olmasının bu ürünlerin TSE’li olarak müvekkilince imal edilerek …’a satıldığını göstermediğini, raporda bu hususta herhangi bir tespitin bulunmadığını. -İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin kararındaki gerekçeleri ve itirazlarını gözardı ederek karar verildiğini, davacının iddialarında da müvekkiline ait ürünler içerisinde bir tek TSE markalı ürün bulunduğunun beyan edilmesine rağmen, mahkemenin müvekkilini sorumlu tutarak maddi ve manevi tazminata hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, rapora itiraz dilekçesine davacı vekilinin cevabında, … firmasından ne kadar TSE markalı ürün bulunduğunun sorulmasına karar vermesine rağmen mahkemenin davacının talebini görmezden gelerek eksik inceleme ile karar verdiğini. -Müvekkilinin TSE markasını, kullanım hakkını aldığı 04/01/2010 tarihi ile 04/01/2011 tarihleri arasında kullandığını, TSE markalı tek bir ürünün de bu tarihler arasında üretildiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini, aksi halde dosyanın yeniden mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesi tarafından alınan 29/11/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalının üçlü priz ürünü üzerinde ‘TSE” markasının kullanıldığının tespit edilmiş olduğunu, marka sahibinin izin veya icazeti olmaksızın markanın kullanılması nedeniyle marka hakkına tecavüz şartlarının mevcut olduğunu, TSE markasını izinsiz kullananlar yönünden ürünle ilgili bir yıllık emsal belge kullanma tavan ücretinin iki katı tazminat alınması hususunun cezai şart niteliğinde belirlendiğini, bu durumda mahkemece 132 sayılı TSE Kuruluş Kanunu ve bu Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi hükümlerine göre dosya münderecatı üzerinde yapılan incelemede, maddi tazminat hesabına mesnet teşkil edecek nitelikte bilgi ve belgelerin tetkiki sonucu, maddi tazminat tutarının hesaplanmasında, 1 yıllık emsal belge- marka kullanma tavan ücretinin 3.760.00 TL, %18 oranında Katma Değer Vergisinin 676,80 TL olduğu, bunların toplamının 4.436.80 TL. olduğu, hesaplanan tutarın 2 katının 8.873.60 TL. olduğu, dolayısıyla davacı kurumun dava konusu olayda talep edebileceği maddi tazminat tutarının 8.873,60 TL. olabileceği beyan edilmiştir. Davacı, davalının markalarını kullanımını ispat etmek amacıyla, davalının sattığı üçlü elektrik prizi görseli, …’tan alınan … markalı ürüne ait 25.05.2015 tarih ve … no.lu fişi, www…com.tr/… uzantılı web sayfasında markasının kullanıldığını gösterir ekran görüntüsünü, dosyaya ibraz etmiştir. Bilirkişi … 12/03/2021 tarihli raporunda, davalının internet sitesinin arşiv kayıtlarının waybackmachine programı kullanılarak incelendiği, rapor içeriğinde 06/02/2011, 25/03/2012 ve 21/04/2015 tarihli web sayfalarının görüntülerine yer verildiği sonuç olarak; dosya ve internet üzerinde yapılan araştırmalar bütünlük oluşturacak şekilde değerlendirildiğinde internet sayfasında, ürünlerin gösterildiği sayfalarda sabit olarak bulunan sol sütun menü altında davacı taraf TSE logosunun kullanıldığı, “Ürünlerimizin Özellikleri”olarak isimlendirilen internet alt sayfasında ve http://…com.tr/… adresinde ürünlerin özelliklerinin tanıtıldığı, özelliklerin içeriğinden “ISO 9001:2008, ISA 1400:2004, TSE Belgelerine sahiptir” ” denilmek suretiyle açıklama yapıldığı, “… Ürün Kataloğu” olarak isimlendirilen internet alt sayfasında ve http:/…com.tr/…pdf adresinde ilgili görseller kullanılarak ürünlerin özelliklerinin tanıtıldığı, alt kısımda bulunan açıklama içeriğinde “Ürünlerimizin tamamı PATENTLİ olup, %100 YERLİ ÜRETİMDİR. IS0900 1:2008, ISO 1 400 1:2004, TSE,CE” denilmek suretiyle açıklama yapıldığı, söz konusu loga gösterimi ve açıklama yayınları ile son kullanıcılar üzerinde ürünlerin TSE standartlarına uygun olduğu algısının oluşturulduğu ve davacının belgelendirme markasının davalı tarafından kullanıldığı kanaati bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişiler …, …, … ve … 23/12/2020 tarihli ek raporunda; 12/03/2020 tarihli bilişim bilirkişi raporunun internet arşiv kayıtları üzerinde incelemeyi içerdiği ve incelemeye konu kayıtların görsellerinin rapor içerisinde paylaşıldığı, bilirkişi raporu içerisinde geçen bilgi, görsel ve kanaatlerin yerinde olduğu, değişiklik ve düzenleme gerektirmediği, aynı kanaatlerin geçerli olduğu, dava dışı … tarafından dosyaya sunulan USB bellek içerisinde yer alan veriler üzerinde yapılan çalışmalarda iddia edilen 04/01/2011 tarihinden itibaren bahsedilen TSE markalı ürünlerin …’a toplam 66452 adet … 3’lü GOLYAT PRİZ (BEYAZ) ürün satışı yaptığı, heyetimize tevdi edilen dosya kapsamına göre, BAM bozma gerekçesi, internet arşiv kayıtları, …dan gelen cevabı yazı ve dosya içerisinde bulunan ceza dosyasındaki bilirkişi raporları değerlendirilmiş olup, söz konusu itirazların kök raporda varılan sonuçlarda değişiklik yapılmasını gerektirecek nitelik taşımadığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalının sattığı üçlü elektrik prizleri üzerinde TSE belgeli bir ürün olduğunun belirtildiğini, davalı ürününün …, …, … gibi Hipermarketlerde satışa arz edildiğini ve internet sitesinde TSE markalarına yer verildiğini beyanla, TSE garanti markasına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesini, Ürün Belgelendirme Yönetmeliği hükümlerine göre maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından Dairemizin HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın eksik inceleme nedeniyle mahkemesine gönderilmesi üzerine, davalının internet sitesi arşiv kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve … firmasından davalının satışlarını gösterir listenin ve faturaların istendiği, üçlü bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, 2014 yılında faaliyetlerine son vererek üretim ve satış yapmadıklarını, bilirkişilerin itirazlarını dikkate almadıklarını, tek bir üründe TSE ibaresinin bulunduğunu ve bu ürünün davacı ile yapılan sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde üretildiğini ileri sürmüştür. Dairemizin 08/11/2019 tarihli kararında belirtildiği üzere, mahkemece davalının internet sitesi arşiv kayıtlarında yapılan inceleme ile, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin geçerli olduğu, 04/01/2010-04/01/2011 tarihlerinden sonra da, rapor içeriğinde görüntülerine yer verilen, 06/02/2011, 25/03/2012 ve 21/04/2015 tarihli web sayfalarında, davalının ürünlerinin özelliklerinin tanıtıldığı ve “ISO 9001:2008, ISA 1400:2004, TSE Belgelerine sahiptir” “Ürünlerimizin tamamı PATENTLİ olup, %100 YERLİ ÜRETİMDİR. IS0900 1:2008, ISO 1 400 1:2004, TSE,CE” ibarelerine yer verildiği, ürünlerin TSE belgeli olduğu izlenimi verildiği ve davacının garanti markasının, internet üzerinde ticari etki yaratacak şekilde kullanıldığı, yine davacı tarafça ibraz edilen bir adet ürün üzerinde de TSE ibaresi bulunduğu ve …’tan gelen yazı cevabı incelenerek düzenlenen raporda; ” 04/01/2011 tarihinden itibaren bahsedilen TSE markalı ürünlerin …’a toplam 66452 adet … 3’lü GOLYAT PRİZ (BEYAZ) ürün satışının yapıldığının tespit edildiği” anlaşılmakla, davalının davacının markasına tecavüz ettiğinin tespiti , meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.152,63 TL nispi harçtan, peşin alınan 289,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 364,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.