Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1735 E. 2023/1262 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1735 Esas
KARAR NO: 2023/1262 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2021/175 E. – 2021/67 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 22/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirket … A.Ş.’nin, “…” marka hakkının sahibi ve … marka cep telefonlarının münhasır üreticisi ve/veya ithalatçısı olduğunu, ”…” markasının 10.05.2016 tarihinden bu yana müvekkil şirket adına tescilli olduğunu, dolayısıyla “…” markasının tek ve gerçek hak sahibinin müvekkil şirket olduğunu, T.C. Ticaret Bakanlığı Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından 31.07.2019 tarih ve … sayılı yazı ile müvekkili şirkete bildirilen 31.07.2019 tarih ve … numaralı Gümrük İşlemlerini Durdurmasına İlişkin Karar ile, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde, … isimli şirketten el konulan eşyaların yapılan muayenesi neticesinde, 2400 adet batarya cinsi eşyanın üzerinde “…” markasının bulunduğunun tespit edildiğini ve bu kapsamda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 57. maddesi uyarınca, 31.07.2019 tarih ve … numaralı Gümrük İşlemlerini Durdurmasına İlişkin karar alındığından haberdar olunduğunu, … tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan iş ve işlemlerin müvekkil şirketin bilgisi dahilinde olmayıp, müvekkilin sahibi olduğu marka hakkının açıkça ihlal edildiğini, zira, davalının, müvekkil şirketin gerçek hak sahibi olduğu markasını ve münhasır üreticisi ve/veya ithalatçısı olduğu cihazları kötü niyetli bir şekilde taklit etmek suretiyle müvekkil şirketin markasına tecavüz ettiğini ve haksız rekabet yarattığını, taleplerine istinaden Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/382 D. İş 2019/385 sayılı ve 08.08.2019 tarihli kararı ile; Ambarlı Gümrük Müdürlüğünün 08.08.2019 tarih ve … numaralı kararına konu, aleyhinde tedbir talep edilen … isimli şahısta el konulan 2400 adet “… ” ibareli batarya cinsi eşya ile ilgili, Ambarlı Gümrük Müdürlüğünün 08.08.2019 tarih ve … numaralı durdurma kararının tedbiren devamına karar verildiğini belirterek, davalı tarafından müvekkili şirket adına tescilli “…” markasına tecavüz teşkil eden fiillerin tespiti ve menine, müvekkil şirketin markasına iltibas oluşturan fiillerin durdurulmasına ve giderilmesine, tecavüze konu eşyanın imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarihli 2021/175 E. – 2021/67 K. sayılı kararıyla; “…Somut olayda Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde el konulan ürünlerin üzerinde yer alan “…” ve “…” esas unsurlu kullanımının işitsel, anlamsal, görsel olarak ayrı ayrı değerlendirilmesinde ve bütün olarak tetkikinde ortalama tüketici nezdinde karışıklığa mahal verecek derecede aynılık içermekte olduğu, aynı emtialarda kullanılan markaların görünüş itibari ile ortalama tüketici nezdinde benzerliğinin ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve bu itibarla markaya tecavüzün hukuki koşullarının oluştuğu anlaşılmakla;-Davacının davasının KABULÜ ile;-Davalının davacıya ait “…” markasından doğan haklarına tecavüzünün tespitine, durdurulmasına, giderilmesine, davalı yana ait tedbiren el konulan ürünlerin hüküm kesinleştiğinde imhasına,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; marka ihlaline yönelik olarak kanunda ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen hiçbir koşulun oluşmadığını, davacının, marka ihlaline uğradığını ispat edemediğini, markaların görünüş itibari ile ortalama tüketici nezdinde benzerliği ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davalı müvekkilinin davacının marka hakkına tecavüz etmediğini, eşyaların paralel ithalat yoluyla gelmiş olup, eşyaların ithalatında herhangi bir lisans sözleşmesi veya bu markalı malların satışına ilişkin herhangi bir izne gerek duyulmadığını, eşyaların farklı ülkelerde o ülkenin altyapısı ve ihtiyaçlarına göre farklı şekil ve tasarımlarda satışa arz edildiğini, eşyaların paralel ithalatının ise haksız rekabet oluşturmadığını belirterek; istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Dosyada mevcut davacıya ait marka tescil kayıtları incelendiğinde; … numaralı “…” markasının 09, 37 ve 35. sınıflarda, … numaralı “… ” markasının 09, 35 ve 37. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 35 ve 37. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 09, 35, 37, 38 ve 42. sınıflarda, … tescil numaralı “…” markasının 09, 35 ve 38. sınıflarda, … tescil numaralı “…” markasının 07, 08, 09, 21 ve 35. sınıflarda tescilli oldukları tespit edilmiştir.Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/382 D.iş dosyası incelendiğinde, talep edenin … Anonim Şirketi, karşı tarafın … olduğu, 08/08/2019 tarihinde dosya üzerinden verilen karar ile Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nün 31/07/2019 tarih ve … sayılı durdurma kararına konu ve aleyhinde tedbir talep edilen … ait 2400 adet ” …” ibareli batarya cinsi eşya ile ilgili durdurma kararının tedbiren devamına karar verildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesince marka uzmanı bilirkişiden alınan 21/05/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın söz konusu olduğu, davalı eyleminin SMK uyarınca marka hakkına tecavüz ve bu suretle haksız rekabet oluşturduğu, mevcut delil durumuna göre yapılan işbu değerlendirmenin yeterli olup olmadığı ve ürünlerin celbi ile tekrar değerlendirme hususunun mahkeme takdirinde olduğuna dair görüş bildirdiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince davaya konu ürünlerin Gümrük Müdürlüğü’nden celbi ile ürünler üzerinde inceleme yapılarak ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 17/03/2021 tarihli ek raporunda; davalıya ait tescilli bir marka bulunmamakla birlikte, davalının kullandığı “…” ibaresinin Davacıya ait markalardaki “…” ibaresiyle birebir aynı olduğu ve yazım tarzı itibariyle ayniyet derecesinde benzer oldukları, aynı şekilde davalının kullandığı “…”, “…” ibarelerinin de davacıya ait “…” markalarıyla ayniyet derecesinde benzer oldukları, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, davalı kullanımının, tarafların emtialarının, faaliyet alanlarının ve müşteri kitlesinin benzerliği hususu da dikkate alındığında, davacı markalarıyla karıştırma riski doğuracağı ve bu açıdan genel anlamda iltibasın oluşacağı, Gümrükte yakalanan “Cep Telefonu bataryası” cinsi eşyanın orijinalliğine dair herhangi bir belge, lisans sözleşmesi ya da bu markalı malların satışına ilişkin kendilerine verilen herhangi bir izne dair evrakın değerlendirme için davalı tarafından dosyaya sunulmadığı, keza, davacının, dava dilekçesinde “gerçekleştirilmeye çalışılan iş ve işlemlerin müvekkil şirketin bilgisi dahilinde olmayıp; müvekkilin sahip olduğu marka hakkının açıkça ihlal edildiğini” belirttiği ve haliyle söz konusu kullanımın hukuki dayanağının bulunmadığı ve marka sahibinin iznine dayanmadığı, davalının, gümrükte yakalanan ve üzerinde davacıya ait “…” ve “…” markasının kullanıldığı dava konusu ürünlerin (telefon bataryası), davacının tescil kapsamı içinde yer alan ürünler olduğu, numunelerin incelenmesi neticesinde, davalının “markaların kullanılmadığı” itirazının aksine, davacı markalarının ayniyet derecesinde benzerlerinin dava konusu ürünler üzerinde kullanıldığı, dolayısıyla davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı, dava konusu olay özelinde ele alındığında ve yukarıdaki tespitler ışığında; davalının kullanımının TTK’nun 55/1-A-4. maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil edeceği yönünde görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Dava, marka haklarına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili istinaf yargı yoluna başvurmuştur.Marka hakkına tecavüz konusu, SMK’nun 29. maddesinde düzenlenmiştir. SMK’nun 29/1-c maddesinde, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak markaya tecavüz olarak tanımlanmıştır.Alınan bilirkişi ek raporu ve dosya içinde bulunan davaya konu ürün numuneleri incelendiğinde; cep telefonu bataryaları üzerinde davacı adına tescilli “… ” ve “…” markalarının aynen kullanıldığı, her ne kadar davalı tarafça ürünlerin yurt dışından paralel ithalat yoluyla getirtilen orijinal ürünler oldukları savunulmuşsa da, bu konuda dosyaya hiçbir delil sunulmadığı, ürünlerin taklit olmadıklarının davalı tarafça kanıtlanamadığı, davalının eyleminin davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği ve ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 42,90 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.