Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1725 E. 2023/1277 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1725 Esas
KARAR NO: 2023/1277 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021
NUMARASI: 2019/232 E. – 2021/98 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” ibareli ve … tescil numaralı markayı TPE nezdinde tescil ettirerek koruma altına aldığını ve bu hususta yatırımlar gerçekleştirdiğini, müvekkili … Tic. Ltd. Şti’nin yenilikçi ve tüketici ihtiyacı odaklı hizmetler ile markalar üretiyor olup, piyasadaki eksiklikler düşünülerek kurulmuş ve tadilat, dönüştürme ve hobi sektöründe öncü marka haline geldiğini, özellikle tüketicilerin atmaya kıyamadığı ve değer verdiği ürünlerin dönüşümü ve tekrar ekonomiye katkı sağlanması bakımından, “…” sloganı ile markalaşmış ve tanınmış olduğunu, davalı tarafın ürünlerinin tanıtıldığı bir sosyal medya paylaşımında davacıya ait tescilli sloganın izinsiz surette kullanıldığını, davalı tarafın “…” markasının sahibi olup, piyasada müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın özgünlükten uzak ve kötü niyetli surette, müvekkiline ait olan … tescil numaralı “…” sloganını müvekkilinin izni olmaksızın piyasada kullandığını ve davacının tanınmışlığından yararlandığını, davalı tarafın, haksız ve izinsiz surette gerçekleştirdiği tüm kullanımların, tüm iyi niyetlerine ve haklı ihtarlarına karşın hali hazırda kötü niyetli surette devam etmekte olup, gerek haksız rekabet hükümlerine gerek ise marka tesciline dayanan haklarına aykırılık teşkil ettiğini, ihtar olunan davalı tarafın, 08/01/2019 tarihinde TPMK nezdinde … numarası ile “… ” sloganının marka tescili için başvuruda bulunduğunu, davalının, davacıya ait tescilli sloganı basiretli bir tacir olarak bildiği halde “…” sloganı ile faaliyet gösterdiğini ve kötü niyetli surette de “… ” şeklindeki birebir benzer sloganı aynı faaliyet sınıfında tescil ettirmeye çalıştığını, bu durumun, tüketiciler nezdinde karışıklığa sebep olduğunu kesinlikle bilmesine karşın faaliyetlerine devam ettiğini belirterek, bu nedenlerle davanın ve tüm taleplerinin kabulüne, davalının gerçekleştirmiş olduğu tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olan, davacının bilinirliğini haksız olarak kullandığı tecavüz teşkil eden faaliyetlerinden men edilmesine, bu hususta davacının maruz kaldığı itibar zedelenmesinden dolayı manevi tazminata hükmedilmesine, tüm dava harç, masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının 1996 yılında İstanbul’da kurulduğunu, inşaat, boya, kimya sektörüne hizmet verdiğini, 2000 yılında tekstil sektöründe hizmet vermeye başladığını, tekstil kimyasalları ve tekstil emprime baskı yardımcı malzemelerinin imalat ve ithalatıyla tekstil sektörünün malzeme tedarikinde öncü bir firma olduğunu, 2001 yılında hobi craft sektörüne “…” markası ile hızlı bir giriş yapan davalının, kısa bir sürede iç pazarda geniş yankı uyandırdığını ve hızla büyüdüğünü, davalının ürün ve hizmet kalitesini, geniş ürün yelpazesi ve eğitmenlere yönelik düzenli yapmış olduğu teknik seminerler ile hobi craft sektörünün öncü markası olduğunu, 2007 yılında İran’ın Tahran şehrinde faaliyet gösteren ve kendi sektöründe en geniş bayi ağına sahip … şirketi ile %50 ortaklık payı ile yapmış olduğu dev yatırımla 1500 m2 kapalı alandaki fabrikasında en son teknoloji üretim, dolum, etiket ve paketleme, makine parkıyla günlük 55000 adetlik üretim kapasitesine ulaştığını, davacıya ait “…” sloganının herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmadığından tek başına marka olarak tescil edilebilecek işaretlerden olmadığını, taraflarınca davacının “… ” markasına karşı ayrıca hükümsüzlük davası açılacağını, herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmayan bir marka için tecavüzden söz edilemeyeceğini, davacının markasının ayırt edici olmadığını, fazlaya ilişkin haklarını ve davacının … nolu “.. ” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin ayrıca dava açma haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davacı tarafça davalı şirket aleyhine dermeyan edilen haksız davasının netice ve talep kısmının açık olmaması ve dava şartı arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine, davalı tarafından davacının markasına tecavüz edilmediğinden davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/06/2021 tarihli 2019/232 E. – 2021/98 K. sayılı kararıyla; “…Dosya içerisine alınan bilirkişi raporu, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, davacının TPMK nezdinde … numaralı “…” markasının tescilli sahibi olduğu, bu slogan marka ile tadilat, dönüştürme ve hobi sektöründe ticari faaliyette bulunduğu, davalının ise “… ” şeklinde slogan ile inşaat,boya,tekstil alanlarında faaliyette bulunduğu, dava konumuzun taraflar tarafından kullanılan sloganların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, buna göre mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya bir marka, bir bilişim bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalı ve davacının internet ve sosyal medya hesaplarında yapılan incelemede, davalı tarafından davacıya ait tescilli “… ” markasının benzer mal ve hizmetlerde davalıya ait internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında kullanıldığı, bu kullanımın davalı tarafından gerçekleştirilen ürün restore etme, yenileme türevi, yenileme, hobi amaçlı boya vs. ürünlerin kullanım amacının ve niteliğini gösterir şekilde olduğu ve buna ilişkin açıklama amacı ile kullanıldığı anlaşıldığından, bu kullanımların marka hakkına tecavüzün istisnası niteliğinde olduğu, bu nedenle marka hakkına tecavüz koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı, davalı tarafından kullanılan “… ” ibaresinin de her ne kadar davacının tescilli “…” markasına benzer olduğu tespit edilmiş ise de, davacı adına tescilli “…” markasının slogan şeklinde olup ayırt ediciliğinin yüksek olmadığı, zayıf bir marka konumunda olduğu, bu nedenle davalı tarafından kullanılan “…” ibaresi bakımından davalı tarafından kullanılan “…” ibaresinin taraf kullanımları bakımından marka hakkına tecavüz yönünden ayırt edicilik sağladığı, bu nedenle bu kullanım nedeni ile marka hakkına tecavüz olmadığı kanaatine ulaşılmış, haksız rekabet yönünden ise, haksız rekabet TTK nun 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, marka hakkına tecavüz teşkil etmeyen bazı fiil ve eylemlerin haksız rekabet teşkil edebileceği buna göre davalı tarafından kullanılan “ …” sloganının davacıya ait tescilli “…” markası ile ortalama tüketici nezdinde ilişkilendirme ihtimali olduğu, davalı tarafından davacı tescilli markasına benzer şekilde kullanılan “…” sloganının dürüstlük kuralına aykırı davranış olarak değerlendirilmek gerektiği, her ne kadar mahkememizce davacının davaya konu markası zayıf marka olarak değerlendirilmiş ise de, davalının aynı hizmet ve mal sektöründe rakibi olduğu davacı sloganına benzeyecek şekildeki “…” şeklindeki kullanımının dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması amacını güden haksız rekabet hükümlerinin suistimali olarak değerlendirildiği” gerekçesiyle;”-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının, davacıya yönelik haksız rekabet eyleminde bulunduğunun tespitine,-Haksız rekabet eylemi olarak davacının markası ile karıştırılacak şekilde “…” ibaresinin kullanmasının YASAKLANMASINA, -Marka hakkına tecavüz yönünden talebin REDDİNE, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının haksız rekabetin men’ini talep etmediğini, zaten bilirkişi raporu ile oluşmadığı tespit edilen haksız rekabete hüküm kısmında yer verilemeyeceğini, davacının yalnızca tecavüzün men’i ve manevi tazminat talep ettiğini, manevi tazminat talebinin arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden bu davadan tefrik edilerek, 2019/233 Esas sayılı dava olarak görüldüğünü ve dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedildiğini, Mahkemenin HMK’nun 26. maddesine aykırı olarak talepten fazlasına hükmettiğini, Mahkemece markaya tecavüzün mevcut olmadığının da gerekçe kısmında belirtilmesine rağmen hükmün 2. fıkrasında “…” ibaresini kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesinin gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturduğunu, davacının haksız rekabetle ilgili bir talebinin bulunmamasının yanı sıra haksız rekabete ilişkin bir inceleme de yapılmadığını, müvekkilinin “…” markasının TPMK nezdinde tescil edildiğini, Mahkemenin yaklaşık 1 yıldan bu yana tescilli olan markalarını kullanmalarını yasaklamalarının SMK’nun 7/4. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, tescil hükümsüz kılınmadıkça markanın kullanımının yasaklanmasının da hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek, istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacının manevi tazminat davası, 19/07/2019 tarihli tensip ara kararı ile bu davadan tefrik edilerek, ayrı bir esasa kaydedilmiştir. Davacıya ait marka tescil kaydı incelendiğinde; 11/01/2018 başvuru, 31/05/2018 tescil tarihli, … tescil numaralı “…” markasının 35. Sınıfta tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davalının … tescil başvuru numaralı “…” markasının 02 ve 35. sınıflarda tescili için yaptığı başvurunun tescil işlemlerinin devam ettiği, davacı tarafça marka başvurusuna itiraz edildiği tespit edilmiştir. Davalı tarafça istinaf dilekçesinin ekinde sunulan marka tescil belgesine göre davalının marka başvurusunun 02. sınıfta “Boyalar, vernikler, laklar, pas önleyiciler, ahşap koruyucu maddeler, boyalar için bağlayıcı ve inceltici maddeler, boya pigmentleri, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; matbaa boyaları ve mürekkepleri, tonerler (dolu halde toner kartuşları dahil); besin maddelerini, ispençiyari ürünleri ve içecekleri boyamaya mahsus maddeler. İşlenmemiş doğal reçineler. Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller” mal ve hizmetleri için 30/07/2020 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyada mevcut … yazısı ile davacının “…com.tr” alan adının 13/09/2018 tarihinde tahsis edildiği tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince bilirkişiler … ve ….’ten oluşan bilirkişi heyetinden alınan 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; teknik inceleme sonucunda; www…com alan adında bulunan internet sitesinde muhtelif boya ve yan ürünlerinin tanıtımının yapıldığı, internet sitesinde “…” ibaresinin yer almadığının görüldüğü, davalıya ait olduğu görülen Facebook profilinde bulunan 11 Nisan 2019 tarihli gönderide “…” ibaresinin sosyal medya etiketi şeklinde kullanıldığı, davalıya ait olduğu görülen Instagram profilinde paylaşılmış olan gönderilerde “…” ibaresinin sosyal medya etiketi şeklinde Temmuz 2018 ile Eylül 2019 tarihleri arasında 416 kez kullanıldığı, davalıya ait olduğu görülen … ve … profilinde “…” ibaresini içeren bir paylaşımın yer almadığı, davacının dava dilekçesinde kendisine ait olduğunu beyan ettiği ve mahkemeye görseller sunduğu “…” kullanıcı adına sahip Instagram hesabının Instagram adlı sosyal medyada platformunda yer almadığı, yapılan sorgulamada mahkemeye sunulan görsellerdeki profil fotoğrafının ve davacının internet sitesinin bağlantısını profil açıklama alanında kullanan “…” kullanıcı adına sahip bir Instagram hesabının olduğunun görüldüğü, ancak bu Instagram hesabında herhangi bir gönderinin bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde davacıya ait olduğunu beyan ettiği www…com.tr alan adında bulunan internet sitesinde muhtelif boya ve yan ürünlerinin tanıtımının ve satışının yapıldığı, www…com.tr alan adında bulunan internet sitesinde “… ” ve “…” ibareli logonun kullanıldığı, davacıya ait olduğu görülen internet sitesinde “…” kullanıcı adının kullanıldığı Instagram hesabına bağlantı verildiği, davacıya ait olduğu görülen “…” kullanıcı adına sahip Instagram hesabının profil fotoğrafında “ …” ibaresinin yer aldığı, “…” kullanıcı adına sahip Instagram hesabında 14 Mart 2018 tarihli gönderide “…” ibaresinin gönderi içeriğinde ve açıklamasında, 14 Nisan 2018 tarihli gönderide “…” şeklinde etiket şeklinde gönderilerde kullanıldığı, gönderilerin paylaşım tarihlerinin davalının “…” ibareli paylaşımlarından önceki tarihlerde yapıldığının tespit edildiği, davacı tarafından mahkemeye sunulan video dosyası ekinde “…” ibaresinin sözlü olarak yer aldığı, “…” ibaresinin videoda yer almadığı, videonun “…” isimli Instagram hesabı tarafından paylaşılan bir Instagram Hikayesi paylaşımı olduğu, paylaşımın hangi tarihte yapıldığının tespit edilemediği, marka yönünden inceleme sonucunda, SMK’nun 7/2-a maddesine göre davalının kullanımın davacının … başvuru numaralı “…” markası ile aynı olduğu, aynı mal ve hizmetlerde kullanıldığı, bu durumu SMK’nun 29. maddesi bağlamında marka hakkına tecavüz oluşturmakla birlikte, bu ibarenin ürün restore etme, yenileme türevi hobi amaçlı boya vb. ürünlerin kullanım amacını ve niteliğini gösterir şekilde ortak olarak kullanıldığı, yapılan araştırmada görüldüğünden davalının kullanımının SMK’nun 7/5. maddesinde sayılan marka hakkının istisnalarından olduğunun tespit edildiği, SMK’nun 7/2-b maddesine göre davalının “…” kullanımının davacının markasına benzer olduğu ve aynı mal ve hizmetlerde kullanıldığı, ancak hitap ettiği tüketici kitlesinin daha dikkatli olduğu düşünüldüğünden davacının tescilli markası ile davalının “…” ibarelerini karıştırmasının mümkün olmadığının tespit edildiği, dosyada mevcut ve yapılan teknik inceleme sonucunda elde edilen deliller bakımından davacının … başvuru numaralı “…” markasının Türkiye’de tanınmış marka niteliğinde ayırt edicilik kazanmadığı ve sulandırma olmadığının tespit edildiğine dair görüş bildirdikleri görülmüştür.
G E R E K Ç E: Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, markaya tecavüz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yargı yoluna başvurulmuştur. Davalı tarafça davacının haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi bulunmadığı halde Mahkemece bu konuda karar verildiği iddiasıyla istinaf talebinde bulunulduğundan, dava dilekçesi ve dosya kapsamı incelenmiş, dava dilekçesinin içeriğinde ve sonuç kısmında, davalının internet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında “…” ibaresini kullanmasının davacının “…” markasına tecavüz teşkil ettiği, bu eylemin aynı zamanda da haksız rekabet oluşturduğu iddiasıyla tecavüzün tespitinin ve önlenmesinin talep edildiği, “… ” markasını kullandığına dair bir iddiada bulunulmadığı, yalnızca davalının bu markanın tescili için başvuru yaptığının ve bunun da davalının kötüniyetini gösterdiğinin açıklandığı, “…” markasının kullanılmasının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve önlenmesi için bir talepte bulunmadıkları, yargılama sırasında ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlık konusunun “Davacının … tescil no.lu … markasının davalı tarafından sosyal paylaşım sitesinde ve reklamlarda kullanıldığı iddiasıyla davacının marka hakkına tecavüzün durdurulması, men’i davası olup, manevi tazminat talebinin tefrik edildiği, tarafların davalının markasal kullanımının davacının tescilli markasına tecavüz kapsamında kalıp kalmadığı, davalının kullanımının kendi tescil başvurusu yaptığı … no.lu marka tescil kapsamında kalıp kalmadığı, davalının kullanımının SMK’nun 7/5. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı,” şeklinde tespit edildiği, taraf vekillerinin de bu tespite herhangi bir itirazda bulunmadığı, kaldı ki toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamında, davalının “… ” markasını kullandığına dair bir delil de bulunmadığı görülmüştür. Alınan bilirkişi raporları ve davacıya ait marka tescil kayıtları ile davalının sosyal medya hesaplarında “…” ibaresini kendisine ait “…” markasıyla tanıtımını yaptığı eşyaların tamiri ve yenilenmesi amacıyla kullanılan ürünlerle ilgili ürünlerin kullanım amacını açıklamak amacıyla kullandığı tespit edilmiştir. Davacının dayandığı delillerden, davalının bu ibareyi tescilli markası ile birlikte kullandığı, bu ibarenin ayırt edici bir nitelik taşımadığı, ürünlerin kullanım amacını açıklayıcı bir ibare olduğu, davalının kullanımının SMK’nun 7/5-b maddesi uyarınca malların kullanım amacına ve niteliklerine ilişkin açıklama yapmak amacıyla dürüst kullanım olduğu, ilk derece mahkemesince de bu kullanımın marka haklarına tecavüz teşkil etmediği gerekçesiyle, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafça istinaf yargı yoluna başvurulmadığı, davacının “… ” markasının kullanımıyla ilgili açılmış bir haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının da mevcut olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin davacının talebinin aşılması suretiyle karar verildiğine dair istinaf talebinin kabulüne, kabule göre diğer istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 2019/232 Esas, 2021/98 Karar sayılı, 08/06/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın REDDİNE, 4-İlk derece yargılaması yönünden;a-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,b-Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,c-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,d-Davalının yaptığı 34,30 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,e-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,5-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,b-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 196,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,ç-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.