Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1716 E. 2021/1809 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1716 Esas
KARAR NO: 2021/1809
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2021
NUMARASI: 2021/11 2021/637
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe ilişkin ödeme emri 17.05.2019 tarihinde davalı kefil-borçluya tebliğ edilmiş olmakla borçlu 23.05.2019 tarihinde borca, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibe konu alacağın Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklandığını, dava dışı … Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında Balıkesir …Noterliğinin 19.06.2007 tarih ve … yevmiye numaralı … sözleşme numaralı Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, Davalının da iş bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, ödemelerin aksatılması üzerine Beşiktaş …Noterliğinin 27.05.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek finansal kiracı ve kefillere süre verildiğini, haksız ve dayanaksız itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın 2007 tarihli sözleşmeye dayanmakta olup zamanaşımına uğradığını, bu nedenle öncelikle zamaşımı def’inde bulunduklarını, Ekim 2020 tarihinde alacaklı vekiline dosyadaki itirazın tebliğ edildiğini, normal şartlarda 1 yıl işlem yapılmayan icra dosyasının düşürülüp yenileme harcı alınarak devam etmesi gerektiğini, davacının 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açılmadığından itiraz ettiklerini, Balıkesir …Noterliğinin 21 Kasım 2014 tarihli … yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesi ile şirketteki hisselerini noter vasıtasıyla devretmiş ve bu devir sözleşmesi 3 Aralık 2014 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde ilan edildiğini, davalının asıl borçlu firma ile 21 Kasım 2014 sonrası hiçbir ilgisi kalmadığını, alacağın asıl muhatabı olan kiracı … Ltd Şti adına Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/345 Esas 2012/144 Karar sayılı kararı ile iflas erteleme kararı verildiğini ve bu dosyada alacaklı … A.Ş. 25/10/2011 tarihli dilekçesi ile Fer’i Müdahil kabul edilerek iflas erteleme sürecine dahil olduğunu, alacaklının finansal kiralama şirketi olması, sözkonusu cihazların haciz ve iflasa karşı korunuyor olması nedeniyle ödemesi tamamlanmayan cihazı teslim alıp almadığı veya sigorta kapsamında bir teslimi olup olmadığı konusunda davalının bilgi sahibi olmadığını, sözkonusu iflas erteleme davası yargıtaydan bozularak gelmesi sonucunda Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/21 Esasla devam ettiğini ve 07/07/2015 tarihinde iflasına karar verilmiş olup Balıkesir …İcra Müdürlüğü … iflas nolu dosyaya davacı taraf iflas masasına alacaklı olarak kaydını yaptırmış olup herhangi bir tahsilat yapıp yapmadığı konusunda davalının bir bilgisi olmadığını, davacının 22/05/2014 tarihli ihtarnamesinde ödeme yapılmaması halinde kiralanan malların aynen iadesinin talep edileceği ve diğer hukuki ve cezai yollara gidileceği açıkça belirtilmişken 2014 yılından 2021 yılına kadar kiralananın iadesi yoluna başvurulmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının davasının reddi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.07.2021 tarih ve 2021/11 Esas – 2021/637 Karar sayılı kararıyla; “TBK’nun 598. maddesi ile getirilen 10 yıllık sürenin bir zamanaşımı süresi olmadığı, dolayısıyla kesilmesinin veya durmasının söz konusu olamayacağı, 10 yıllık sürenin gerçekleşmesi ile birlikte kefilin yükümlülüğünün kendiliğinden yasa gereği ortadan kalkacağı, hakimin bu süreyi re’sen gözeteceği nazara alınarak mahkemece hak düşürücü süre yönünden resen inceleme yapıldığı, dava konusu sözleşmenin incelenmesinde 19/06/2007 tarihli olduğu, 10 yıllık sürenin 19/06/2017 tarihinde dolacağı, takibin 27/07/2018 tarihinde yapıldığı, davanın 08/01/2021 tarihinde açıldığı nazara alındığında davanın hak düşürücü sürenin bitiminden sonra açıldığı gerekçeleriyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine. karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz etiiği istinaf dilekçesinde; “818 sayılı BK döneminde gerçek kişilerce verilen kefaletlerin geçerliliğinin süre ile sınırlandırılmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi de 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlenmiş olup dava konusu uyuşmazlığa 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, Uyuşmazlığa TBK hükümlerinin uygulanacağı düşünülse dahi Yürürlük Kanununda 6098 sayılı TBK m.598/3’te düzenlenen azami on yıllık sürenin başlangıç tarihine ilişkin bir hüküm bulunmadığından 10 yıllık sürenin başlangıcında finansal kiralama sözleşmesinin fesih tarihinin esas alınması gerektiğini, Finansal kiralama sözleşmelerinde hem kiraya verenin hem de kiracının asli edim yükümlülüğünün tüm sözleşme süresine yayılmış olmasından dolayı sözleşmenin sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme olduğunu, TBK m. 598/3 hükmünün uygulama alanı bulacağı kabul edilse dahi hükümde belirtilen 10 yıllık azami sürenin başlangıcı olarak sözleşmenin fesholduğu 27.07.2014 tarihi esas alınması gerektiğini, Mahkemenin davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermesine karşın, davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmetmiş olmasının da hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Finansal Kiralama Sözleşmesi. (Sözleşmenin 19/06/2007 tarihinde davacı ile dava dışı … Ltd Şti arasında imzalandığı, davalının 308.230,82-USD kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı.) *İhtarname. (Davacı tarafından Beşiktaş …Noterliğinin 22/05/2014 Tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, davalıya 30/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından tebliğe müteakip 60 gülük yasal sürenin sonundan itibaren 3 gün zarfında sözleşme konusu malların davacı ikametgahında hazır bulundurulmasını, aksi halde yasal yasal yolların kullanılacağının ihtar edildiği.) *İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası. (Davacı tarafından davalı ve diğer borçlular adına icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlulardan Veysel Gökçe’ye 17/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 23/05/2019 tarihinde borca itiraz ettiği.)
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı finansal kiralama sözleşmesi alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunarak davacıya borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.07.2021 tarih ve 2021/11 Esas – 2021/637 Karar sayılı kararıyla; “TBK’nun 598. maddesi ile getirilen 10 yıllık sürenin gerçekleşmesi ile birlikte kefilin yükümlülüğünün kendiliğinden yasa gereği ortadan kalkacağı, dava konusu sözleşmenin incelenmesinde 19/06/2007 tarihli olduğu, takibin 27/07/2018 tarihinde yapıldığı, davanın 08/01/2021 tarihinde açıldığı nazara alındığında davanın hak düşürücü sürenin bitiminden sonra açıldığı, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1.maddesindeki “…Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden (01.07.2012) sonra işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek …temerrüt, sona erme ve tasfiye Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” düzenlemesi gereğince somut olayda temerrütün bu tarihten sonra meydana geldiği açık olup, dava konusu uyuşmazlığa 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Aynı kanunun 5/2.maddesinde “Kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlayan süreler yönünden bir yıllık ek sürenin verilmesi gerektiği” düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 598/3.maddesi,“Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.” şeklindedir. İlgili düzenleme ile gerçek kişi kefiller lehine kefalet sözleşmesinin imza tarihinden itibaren başlayan on yıllık hak düşürücü süreye yer verilmiştir. Buna göre on yıllık sürenin başlangıcı sözleşmenin kuruluş tarihi olan 19/06/2007 olduğu gözetildiğinde, takip ve dava tarihi itibariyle bu sürenin (Yukarıda belirtilen yürürlük kanununun 5/2.maddesindeki bir yıllık ek sürenin de) geçmiş olduğu ve ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olduğundan, davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/10/2021