Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1709 E. 2021/1872 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1709 Esas
KARAR NO: 2021/1872 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/404 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkilinin üyesi bulunduğu …Yapı Koop’nin başkanlığını yürütmekte iken müvekkilinin üyelik sebebiyle verdiği imza sirkülerini kullanmak suretiyle bono düzenlediği ve bu sahte bonoya dayalı olarak takip başlattığını, bu konuda icra hukuk mahkemesinde açtıkları davanın reddedildiğini, ancak alınan raporun iddiaları doğruladığını, ayrıca davalı hakkında hazırlık soruşturmasının devam ettiğini ve İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/241 Esas sayılı dosyasında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından dava açıldığını, huzurdaki davaya benzer bir şekilde açılan davanın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/467 Esas sayılı dosyasında kabul edildiğini belirterek müvekkilinin takip ve takibe dayanak bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, takip hakkında İİK’nun 72.maddesi uyarınca teminatsız veya uygun bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davacının İcra Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davanın reddedildiğini, kararın istinaf incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, senede karşı senette ispat zorunluluğu bulunduğunu, senedin nakden düzenlendiğini, taraflar arasında borç ilişkisi bulunduğunu, davacının senetteki imzaya itirazının bulunmadığını, Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemesince 12/07/2021 tarihinde verilen ara kararla toplanan delillere göre; ” 2004 sayılı İİK’nun 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinin düzenlendiği, davacı vekili tarafından müvekkili hakkında başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği bu hali ile davacının talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığı” gerekçesiyle İİK 72/3 maddesi gereği icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğininden, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; açtıkları menfi tespit davasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını dava dilekçesinde İİK’nun 72.maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini istediklerini, bu talepten kasıtlarının takipten sonra açılan menfi tespit davasında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine ilişkin olduğunu, bahsi geçen tedbir talebinin İİK’nun 72/3 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, aynı konuya ilişkin İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/357 Esas sayılı dosyasında görülen davada ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edildiğini, bu dosyada da aynı yönde talepleri bulunduğunu bildirmiştir. Dava dilekçesine ekli belgelerde, davalının davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 75.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak toplam 97.948,46 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, takip dayanağı bononun 04/03/2014 tanzim, 24/05/2015 vade tarihli, 75.000 TL bedelli, nakden kaydıyla düzenlenmiş, düzenleyenin davacı, lehtarın ise davalı olduğu, bono metni altında 3 adet aynı imzanın bulunduğu görülmüştür. 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nce alınan 05/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu senedin gayri muntazam kesilerek hazırlandığı, matbu senetlerden olmadığı, söz konusu metinde “adı, soyadı, adresi, telefon, ev….iş GSM…imza imza imza” içerikli metinle … adına atfen atılı imzalar var iken söz konusu metin arasındaki boşluğa ” ödeme günü, Türk Lirası, 24/05/2015, 75.000, iş bu emre muharrer senedimin mukabilinde 24 Mayıs 2015 tarihinde …a veyahut emru havalesine yukarıda yazılı yetmişbeşbin TL’yi ödeyeceğimin bedeli nakden ahzolunmuştur….04/03/2014″ içerikli metin eklendiği, eklemeden önceki mevcut metnin toner yapısından farklı ikinci bir cins toner yapısındaki yazıcı aracılığıyla yazdırılıp çıktısının alındığı ve devamında senet haline getirilen metin halinde farklı içerikli bölümlerin kesilerek … imzalarından faydalanmak suretiyle oluşturulmuş bir senet olduğu kanaatine varıldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/467 Esas 2020/480 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı …tarafından dava dışı… …. Ltd. Şti.aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği görülmüştür. Dosyanın UYAP ortamında yapılan incelenmesinde; davalı hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından benzer iddialarla ilgili olarak kamu davaları açıldığı görülmüştür. Davalının hazırlık soruşturması sırasında verdiği ifadesinde; kooperatif yöneticisi olduğunu, ödeme yapmayan üyelerden senet aldıklarını, senetlerin bizzat borçlular tarafından düzenlendiğini, sahtecilik yapmadığını beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf borçlu bulunmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Davacı taraf dava dilekçesinde; İİK’nun 72.maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemenin ihtiyati tedbir talebini reddetmesi üzerine kararı istinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde İİK’nun 72.maddesi uyarınca istedikleri tedbir taleplerindeki amaçlarının icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin olduğunu belirtmiştir. Dosya içeriğinden davalı hakkında davacıyla aynı yapı kooperatifinde üye olduğu anlaşılan dava dışı bir kişinin şikayeti üzerine İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dolayı benzer iddialarla kamu davası açıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca taraflar arasında İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada iş bu davaya konu 75.000 TL bedelli senet yönünden alınan grafoloji raporu içeriği gözetildiğinde İİK’nun 72/3.maddesinin 2.cümlesi gereğince icra veznesine yatacak paranın davalı alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:1 – Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,3-Dairemiz kararına uygun bir şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmek üzere dosyanın ilk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf peşin harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 5-İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 95,00 posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 257,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 04/11/2021