Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1706 E. 2023/863 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1706 Esas
KARAR NO: 2023/863
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2021
NUMARASI: 2020/364 E. – 2021/433 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket davalı şahısa borç vererek kambiyo senedi düzenlediğini, davalı tarafından senet vadesinde ödenmediğini, borcun ödenmesi için sözlü bildirimde bulunulduğunu ancak davalı şahıs ödeme yapmayarak müvekkilinin iyi niyetini suiistimal ettiğini, müvekkili tarafından icra takibine konu senet cebri icra yolu ile tahsil edilmek için İstanbul … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının imzanın ve senet metninin kendisine ait olmadığı ve senedin sahte olduğu itirazlarında bulunduğunu, yapılan itirazlar takibi geciktirmeye yönelik olduğunu, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla davalının, takibe yapmış oldukları tüm itirazların takip tarihi itibarıyla nakdi ve gayri nakdi toplam 47.873,09 TL üzerinden iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkili haklı nedenlerle yasal süresi içerisinde icra takibine itiraz etmesi üzerine davalı tarafça işbu itirazın iptali davası açıldığını, müvekkilinin davacı tarafa bir borcunun olmadığını, icra takibi mesnedi bono müvekkili tarafından tanzim edilmediğini ve bono müvekkili tarafından alacaklı tarafa verilmediğini, bono üzerindeki yazı ve imzalar müvekkilinin eli ürünü olmadığını, icra takibi konusu borcu kabul etmediğini, müvekkili aleyhine tanzim etmediği bonoya dayanak göstererek haksız ve kötü niyetli bir icra takibi başlattığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, haksız ve kötü niyetli icra takibinden dolayı müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.05.2021 tarih ve 2020/364 Esas – 2021/433 Karar sayılı kararıyla; “…dosya, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilerek imza incelemesi yapılması için grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan raporda takibe dayanak senetteki imzaların davalının eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişki dolatyısıyla takibe konu senedin verildiği, davacının senede dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı imzaya itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, takibe konu senetteki imzanın davalıya ait olduğu, dosyanın mevcut haliyle davalının imzaya yaptığı itirazın yerinde olmadığı ve davacı tarafın takip konusu zamanaşımına uğramış senetten dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu zamanaşımına uğramış senetten kaynaklanan toplam 32.000,00 TL alacağının bulunduğu sabit olduğundan; davacının davasının kabulü ile davalı tarafından … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak olan 32.000,00 TL’nin %20’si olan 6.400,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkilimin davacı tarafa bir borcu olmadığını, icra takibi mesnedi bononun müvekkilim tarafından tanzim edilmediği gibi ve bu bono müvekkilim tarafından alacaklı tarafa verilmediğini, Bono üzerindeki yazı ve imzaların müvekkilim eli ürünü olmadığını, mahkemece imza incelemesinin Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesince yapılması talebimize rağmen imza incelemesinin emekli bir grafologa yaptırıldığını, bu nedenle imza incelemesinin teknik anlamda düzgün ve tam olarak yapılmadığını, Müvekkilimin hiçbir zaman böyle bir bono imzalamadığını ve düzenlemediğini, bu nedenle eksik incelemeye dayalı kararın kaldırılarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesince yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenecek rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından; “Davanın KABULÜ İLE; -İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın reddi ile takibin devamına; – İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki asıl alacak olan 32.000,00 TL’nin %20’si olan 6.400,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacının 06.02.2016 tanzim – 31.12.2016 ödeme tarihli ve 32.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatığı, davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durduğu ve akabinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür. Takibe bono incelendiğinde davalının keşideci borçlu, davacının ise lehtar olduğu, buna göre davacı ile davalı arasında temel ilişkinin bulunduğu sabittir. Dava, zamanaşımına uğramış olan bonoya ve temel borç ilişkisine dayanarak başlatılmış olan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Zamanaşımına uğramış olan bono, alacaklı lehine delil başlangıcı niteliğindedir. Somut olayda zamanaşımına uğrayan bonodaki imza inkar edilmiş ise de; mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan grafoloji raporuyla bonodaki imzanın davalı eli ürünü olduğu anlaşıldığından, bononun temel borç ilişkisi bakımından delil başlangıcı niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Alacak talebinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olması nedeniyle, davalı borçlunun sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekir. Somut olayda davalının sebepsiz zenginleşmediğine yönelik delil sunmadığı gözetildiğinde mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.270,21 TL harçtan, peşin alınan 817,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.452,66 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,