Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1697 E. 2023/1259 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1697 Esas
KARAR NO: 2023/1259 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2020
NUMARASI: 2018/566 E. – 2020/388 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Türkiye’nin önde gelen ilaç firmalarından olduğunu, müvekkiline ait … tescil numaralı markanın TPMK nezdinde koruma altına alındığını, yine … tescil numaralı tasarımının da TPMK nezdinde koruma altına alındığını, bu tasarım ve markasına konu ürünün ” …” ismiyle lanse edildiğini ve tüm Türkiye genelinde gribe karşı enfeksiyon blokeri pastil olarak tanıtılıp satışa sunulduğunu, davalıya ait www…com alan adlı web sitesinde yer alan bir kısım görsellerin müvekkili şirkete ait tescilli tasarım ve tescilli markayla ayniyet derecesinde benzerlik olduğunu, söz konusu web sitesinde bilirkişi marifetiyle delil tespiti yapılması ve davalının müvekkili şirketin tescilli marka ve tescilli tasarımından doğan hakları ihlal edip etmediğinin, haksız rekabet yaratıp yaratmadığının tespitinin talep edildiğini ve ayrıca söz konusu web sayfası üstünde müvekkili şirketin marka ve tasarımından doğan haklarını ihlal eden ürünlerin satışını gerçekleştiren satıcıların kimlik ve adres bilgilerinin tespitinin İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyasından talep edildiğini, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda “aleyhine tespit istenene ait http://www…com adresinde yapılan incelemelerde web sayfasının alt sayfası olan “…” isimli ürüne ait https://www…com/… web adresinde tespit isteyen davacıya ait … tescil numaralı marka ve … tescil numaralı endüstriyel tasarım belgesindeki (1) nolu tasarımla aynı olma derecesinde benzer ambalaj tasarımının bulunduğunun görüş ve kanaatine varıldığını, davaya konu … isimli ürünün 16 farklı mağaza tarafından satışa sunulduğunun tespit edildiğini, bu mağazaların …com üstündeki mağaza detay sayfasında yer alan resmi firma adı, mersis numarası ve şehir bilgisi içeren listesinin sunulduğunun ifade edildiğini, dolayısıyla davalı yanın bu fiililerinin kötü niyetli, haksız rekabet ve haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, müvekkili şirketin tescilli tasarımına ve markasına tecavüz olduğundan bahisle davalı fiillerinin müvekkiline ait … sıra numarasıyla tescil endüstriyel tasarımından ve … tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüz teşkil eden fiililerin durdurulmasına ve önlenmesine, bu sınai haklara tecavüz suretiyle üretilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulmasına, masrafları davalı tarafça karşılanmak üzere davalının ihlal fiillerinin devamını önlemek üzere el konulan ürünlerin ve araçların imhasına, söz konusu ürünlere ilişkin görsellerin web sayfasından çıkartılmasına, bunun mümkün olmaması halinde sayfaya erişimin engellenmesine, davalının fiillerinin müvekkiline ait … tescil numaralı marka ve … sıra numarasıyla tescil endüstriyel tasarımdan doğan haklarına TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitiyle haksız rekabetin önlenmesine, tescilli marka ve tasarımdan doğan haklara tecavüz sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanı ile, değişik iş dosyasında yapılan giderlerin ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin www…com alan adlı e-ticaret sitesinin tüzel kişi sahibi ve yöneticisi olduğunu, müvekkili şirketin bu internet sitesi üstünden çeşitli e-ticaret faaliyetleri yürüttüğünü, müvekkili şirketin sahibi olduğu internet sitesi üstünden gerçekleştirdiği e-ticaret faaliyetleri kapsamında tüketicilere satıcı sıfatıyla doğrudan kendisinin ürün ve hizmet satışı yaptığı gibi aynı zamanda aracı hizmet sağlayıcı sıfatıyla diğer üçüncü kişi tacirlere de ürünlerini tüketicilere satmaları için gerekli alt yapı ve platformu sağladığını, böylece üçüncü kişi tacirlere www…com adlı internet sitesi üstünden tüketicilerle bir araya gelmeleri için hizmet verdiğini, www…com isimli internet sitesinin tedarikçi ağı, üye adedi, teknoloji depolama ve lojistik yatırımı ve ciro açısından Türkiye’nin en büyük e-ticaret sitesi olduğunu, müvekkili şirketin sahibi ve yöneticisi olduğu www…com sitesi aracılıyla satış yeri kiralamakta olan aracı hizmet sağlayıcısı olduğunu, bu kapsamda davaya konu boğaz pastili ürünün hiçbir şekilde müvekkili şirketin doğrudan tüketiciye sattığı bir ürün olmadığını, dava konusu “…” ismiyle satışı yapılan ürünlerin üçüncü kişiden tedarik edilerek onun marka ve unvanıyla satılan ürünler olduğunu, söz konusu ürünlerin İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/201 D. İş sayılı dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere www…com sitesi üstünde sanal mağaza açan üçüncü kişi satıcı firmalar tarafından tüketicilere satıldığını, ürün faturalarının da yine bu şirketler tarafından faturaları kesilerek tüketicilere yollandığını, müvekkili şirketin davaya konu ürünün satışına ilişkin düzenlediği herhangi bir fatura olmadığını, ilgili mevzuat kapsamında yer sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcı konumunda olan müvekkili şirketin iş bu dava kapsamında hukuki sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirketin sitede satılan ürünlerde kullanılan isim ve görsellerle ilgili satıcı üyelik sözleşmesi ve yasal mevzuat gereği bir sorumluluğu bulunmadığını, tedarikçilerin müvekkili şirket tarafından kendilerine tahsis edilen kullanıcı adı ve şifre ile sisteme girerek ürün ismi ve ürün görselini kendilerinin yüklediğini, müvekkili şirketin yetki alanında bulunmayan bu hususlarla ilgili araştırma yapma ve denetleme imkanı bulunmadığını, tedarikçi şirketlerle yapılan sözleşme hükümleri gereği ürünler ve kullanılan tanımlarla ilgili her türlü sorumluluğun tedarikçi şirkette olduğunu, yer sağlayıcı konumunda bulunan müvekkili şirketin 24/10/2007 tarihli yönetmelik kapsamında yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmak gibi bir sorumluluğunun olmadığını, yer sağlayıcının yegane hükümlülüğünün yer sağladığı hukuka aykırı içerikten resmi makamlarca haberdar edilmesi halinde yer sağladığı içeriği yayından çıkarmak olduğunu, müvekkili şirketin üstüne düşen özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve söz konusu davadan haberi olur olmaz meydana gelmiş/gelecek herhangi bir hukuka aykırılığı önlemek için ihtilaf konusu ürünlerin satışını yapan tüm satıcıların satışını durdurduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde, müvekkili şirketin nasıl ve ne şekilde davacının marka hakkını ihlal ettiğini ifade edilmediğini, ne tür bir ihlalin oluştuğuna ilişkin delil sunulmadığını, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/201 D. İş sayılı dosya kapsamında bilirkişiler tarafından yapılan incelemede yalnızca görsellerin karşılaştırıldığını, davacının hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü kutu-marka ve müvekkili şirket tarafından satıldığı iddia edilen kutuların gerçek ve fiili karşılaştırmasının yapılmadığını, ürünlerin görselinin yalnızca web sitesinde yer almasının sahte ürünlerin satıldığı anlamına gelmeyeceğini, internet üstünde araştırma yapıldığında davacının davaya konu ettiği ürünerin www…com, www…com, www…com, www…com gibi birçok internet sitesinde halihazırda satıldığını, marka hakkının tüketilmesi veya ilk satış ilkesi adı verilen prensibe göre marka sahibi kendi izniyle dünyanın herhangi bir yerinde yapılan ilk satıştan sonra malların çeşitli kademelerde satışına, ihracına ve Türkiye’den ihraç edilmiş malların aynen Türkiye’ye ithaline engel olamayacağını, bu nedenle müvekkili şirketin davacının marka hakkını ihlal edici herhangi bir fiilinin olmaması yasal sınırlar aşılarak kötü niyetle ve haksız rekabet oluşturacak bir fiilinin bulunmaması dava konusu olayda hiçbir sorumluluğu olmayan yalnızca yasal mevzuat gereği aracı hizmet sağlayıcı olarak yükümlülüğünü yerine getiren müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/11/2020 tarihli 2018/566 E. – 2020/388 K. sayılı kararıyla; “5651 sayılı Yasa uyarınca yer sağlayıcı olan davalının aynı yasanın 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kendine hukuka aykırılık bildirimi bulunulması halinde hukuka aykırı içeriği yayından çıkarmakla yükümlü olduğu, dosya içinde bulunan 2018/201 D.İş dosyasında bulunan tespitler incelendiğinde satışta olduğu tespit edilen ürünün satıcısının … olduğu ve … da dahil olmak üzere toplamda 16 farklı satıcı isminin/firmasının olduğu, www…com adlı internet sitesinin, sistem altyapısını kullanarak ürününü/ürünlerini satmak isteyen farklı firmaların/tedarikçilerin aynı sistem üzerinde kendi mağazalarını açarak ürün satışının yapılabildiği bir pazaryeri olduğu, davalının hukuka aykırılıktan haberdar olduğu değişik iş başvuru ve rapor tebliği 13/11/2018 tarihi ile erişimi engellediği var sayılan 05/12/2018 tarihleri arasında geçen 22 günlük zaman dilimin ortalama şirket hacmine göre makul bir süre olarak kabul edilebileceği, esas itibarı ile tedbir kararının tebliğinin baz alınması gerektiği, zira sunulan raporun itiraz süreci ve mahkemenin sunulan raporla doğrudan bağlı olmadığı dikkate alındığına rapor içeriğine dayalı içerik kaldırılmasının davalıdan beklenemeyeceği, 28/11/2018 tarihli kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının icrası için icra kanalıyla infaz başvurusu sonucunda söz konusu icra emrinin 17/01/2019 tarihinde … Tic. A.Ş. tarafında tebliğ alındığı, davalının karar tebliğinden önce içeriği (ESB müzekkere cevabına göre) kaldırdığı dikkate alındığında davalı şirketin büyüklüğü ve işlem hacmi göz önünde bulundurulduğunda yasada belirtilen derhal kaldırma yükümlüğünün yerine getirildiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; yer sağlayıcının hukuki sorumluluğunun olmadığı ve olmayacağı iddiasının hukuka ve hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkiline ait … numaralı tescilli tasarımının koruma kapsamında kaldığı ve … tescil numaralı markasına ayniyet derecesinde benzediği bilirkişi raporu ile tespit edilen ürünlerin davalıya ait ve herkesçe bilinen e-ticaret sitesinde satılmasına rağmen, davalının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığının kabul edilmesinin yasal düzenlemeye aykırı olduğu, bu ürünlerin yasal yollardan elde edildiğine dair davalı tarafça dosyaya hiçbir delil sunulmadığını, …’ın … kararında da vurgulandığı gibi davalının basit bir yer sağlayıcı olarak kabul edilemeyeceğini, davalının çalışma sisteminin de … ile aynı olduğunu, …’ın satıcıların tümüne satışlarını arttırmalarına olanak veren bilgiler sağladığını, satışa sunulan ürünlerin tanımlanması ve açıklanması hususlarında destek verdiğini, alıcıları satın almaya destek vermek için anlık mesajlar gönderdiğini, bu nedenle barındırdığı veriler hakkında bilgi sahibi olduğu ve bunlar hakkında kontrolünün bulunmasını sağlayan aktif bir rol oynadığı, yer sağlayıcıya özgü sorumsuzluk rejimi kapsamında kalmadığına karar verildiğini, davalının dava konusu ürünlerin satışına mahkeme kararına ve icra emrine rağmen 22 gün devam ettikten sonra kaldırmasının makul süre olarak kabul edilemeyeceğini, gerekçeli kararda davalının hukuka aykırılıktan 13/11/2018 tarihinde haberdar olduğu, davalının erişimi engellediği varsayılan 05/12/2018 tarihine kadar geçen sürenin makul süre olarak kabul edildiğini, davalının İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunu tebliğ aldıktan sonra 27/11/2018 tarihinde itiraz ettiğini, taraflarınca 03/12/2018 tarihinde yapılan icra takibi sonucunda internet sitesinde gerekli düzenlemeleri yaptığını, FSEK’nun Ek 4/3. maddesi uyarınca eser sahiplerinin veya bağlantılı hak sahiplerinin haklarının ihlali halinde hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlale konu eserlerin yayın içeriğinden çıkartılacağını, hak sahibinin öncelikle bilgi içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içinde ihlalin durdurulmasını talep edeceğini, ihlalinin devam etmesi halinde Cumhuriyet Savcısına başvurarak üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlale devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilecek hizmetin durdurulmasını isteyeceği, ihlalin durdurulması halinde içerik sağlayıcısına yeniden servis sağlanacağının düzenlendiğini, bu düzenlemelerde de görüldüğü gibi ihlalin durdurulması için üç günlük sürelerin mevcut olduğunu, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda bu sürenin dört saat olduğunu, somut olayda bu durumlar mevcut değilse de süreler açısından örnek olarak gösterildiğini, davalı şirketin pek çok departmanı da olduğu ve ürün teslim sürelerinin de daha kısa olduğu göz önüne alındığından 22 günlük sürenin makul süre olarak kabul edilemeyeceğini, davalının eyleminin TTK’nun 54 ve devamı maddelerinde tanımlanan haksız rekabet olduğunu, kötü niyetle, haksız rekabet ve haksız kazanç sağalamaya yönelik olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacıya ait … tescil numaralı tasarım tescil belgesi incelendiğinde ambalaj deseni olduğu, 01/12/2015 tarihinde tescil edildiği, halen davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davacıya ait marka tescil kaydı incelendiğinde; 24/04/2015 tarihinden itibaren koruma altında olan … tescil numaralı “…” markasının 05. sınıfta “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar…Tıbbi amaçlı kullanıma uygun besin takviyeleri” ürünlerini de kapsayacak şekilde tescilli olduğu, davaya konu edilen ürünün bu tescil kapsamında kaldığı tespit edilmiştir.İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyası incelendiğinde, iş bu dosyanın davacısı tarafından İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak, http://www…com adlı web sayfası üstünde delil tespiti yapılması ile marka ve tasarım haklarına tecavüzün varlığına ilişkin rapor alınması halinde ihtiyati tedbire karar verilmesi talep edildiği, alınan bilirkişi raporunda özetle, aleyhine tespit istenen… Tic. A.Ş.’ye (…com) ait http://www…com adresinde yapılan incelemelerde web sayfasının alt sayfası olan “…” isimli ürüne ait https://www…com/… web adresinde tespit isteyen … San. ve Tic. A.Ş.’ye ait … tescil numaralı marka ve … tescil numaralı endüstriyel tasarım belgesindeki (…) numaralı tasarımla aynı olma derecesinde benzer ambalaj tasarımının bulunduğunun görüş ve kanaatine varıldığını, davaya konu … 10 Adet isimli ürünün 16 farklı mağaza tarafından satışa sunulduğunun tespit edildiği, bu mağazaların …com üstündeki mağaza detay sayfasında yer alan resmi firma adı, mersis numarası ve şehir bilgisi içeren listesinin rapor ekinde sunulduğuna dair görüş bildirdikleri görülmüştür. Söz konusu bilirkişi raporu neticesinde İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyasının 28/11/2018 tarihli kararı ile bilirkişi raporunda belirtilen ürüne ait görsellerin https://www…com/… linkinde çıkartılmasına, bu mümkün değil ise sadece https://www…com/… linki ile sınırlı olmak üzere bu linke erişimin tedbiren engellenmesine karar verilmiştir. İstanbul .. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı hakkında iş bu dosya davacısı tarafından 03/12/2018 tarihinde, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyasının 28/11/2018 tarihli kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının icrası için icra takibi başlatıldığı, icra emrinin 17/01/2019 tarihinde … Tic. A.Ş. tarafında tebliğ alındığı anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince alınan 25/02/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; dosya içeriğinde numune bulunmadığından ve bu neden ile sahtelik tespit edilemediğinden, markaya tecavüzün gerçekleşip gerçekleşmediğinin takdirinin mahkemeye ait olmak üzere, yalnızca görseller üstünde yapılan incelemede, davalının kullanımındaki ambalaj tasarımının ve markasal unsurlarının bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenimde davacıya ait … numaralı tescilli ambalajıyla ve … numaralı marka tescilindeki unsurlarla ayniyete yakın benzerlikte algılandığı, davalı taraf olan …Tic. A.Ş.’nin yer sağlayıcı olup olmadığı ile ilgili Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda Kendi Bünyesinde Hizmet Verenler Yer Sağlayıcı Listesinde, … Ticaret A.Ş. firma unvanının ve https://www…com web sitesinin olduğu, izin tarihi kısmında 13/03/2019 yazdığı görülen yer sağlayıcı listesinde bulunduğunun tespit edildiği, dosya içinde bulunan https://www…com/… linki kontrol edildiğinde “Böyle bir sayfamız yok ama benzersiz fırsatlar burada! Sayfa kaldırılmış veya değiştirilmiş olabilir. Aşağıdaki kategorilere göz atarak tüm ürünlerimizi keşfedebilirsiniz.” yazdığı, https://www…..com/… linkinin www…..com üzerinden ne zaman kaldırıldığı/pasif hale getirildiği bilgisine yapılan incelemeler sonucunda ulaşılamadığı, linkin/ürünün www…com sistemi üzerinden ne zaman kaldırıldığı/pasif hale getirildiği bilgisine ancak www…com sistemi arka planında/kontrol paneli üzerinden veya sunucuları üzerinde loglar/kayıtlar bulunuyorsa ancak arka planında/kontrol paneli üzerinde veya sunucuları üzerinde yapılacak olan inceleme sonucunda ulaşılabileceği, Google arama motorunda … arama yapıldığında 1. sayfada çıkan link olan https://www…com/… yorumları link içerisinde … ürünü ile ilgili yorumların olduğu, www…com sistemi üzerinde … şeklinde arama yapıldığında 3 adet ürün çıktığı ve bu ürünlerin dava konusu ürün olmadığı, dosya içinde bulunan 2018/201 D.İş sayılı dosyada bulunan tespitler incelendiğinde satışta olduğu tespit edilen ürünün satıcısının … olduğu ve … da dahil olmak üzere toplamda 16 farklı satıcı isminin/firmasının olduğu, www…com adlı internet sitesinin, müşterilerine direkt kendi deposundan ürün gönderme seçeneğinin olduğu, www…com sistem altyapısını kullanarak ürününü/ürünlerini satmak isteyen farklı firmaların/tedarikçilerin aynı sistem üzerinde kendi mağazalarını açarak ürün satışının yapılabildiği bir pazaryeri olduğu, davalının hukuka aykırılıktan haberdar olduğu 13/11/2018 tarihi ile erişimi engellediği var sayılan 05/12/2018 tarihleri arasında geçen 22 günlük zaman dilimin ortalama şirket hacmine göre makul bir süre olarak kabul edilebileceği ve bu durumda takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalının hukuka aykırılıktan haberdar olur olmaz ilgili sayfalara erişimi engellediği sonucuna varıldığından yer sağlayıcı olarak hukuki sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, davalının hukuka aykırılıktan haberdar olur olmaz ilgili sayfalara erişimi engellediği kanaatinde olunduğundan davalının haksız rekabet hükümlerine aykırı hareket etmediğine dair görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E:Dava, davacı adına tescilli marka ve endüstriyel tasarım haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı şirketin https://www…com alan adıyla hizmet veren e-ticaret sitesinin yer sağlayıcısı olduğu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu sistemi üzerinden yapılan inceleme ve bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Yer sağlayıcının sorumlulukları 5651 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 5/1. maddesi uyarınca yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Bu düzenleme karşısında davacı vekilinin davalının yer sağlayıcı olarak içerikten de sorumlu olduğuna dair istinaf talebi yerinde bulunmamıştır.Dosya içine getirtilen tasarım ve marka tescil kayıtları ile davacının dava konusu edilen … tescil numaralı tasarım belgesi ile … tescil numaralı “…” markasının sahibi olduğu, gerek İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyasından, gerekse de dava dosyasından alınan her iki bilirkişi raporu ile davalı şirketin yer sağlayıcısı olduğu https://www…com alan adlı e-ticaret sitesinde farklı satıcılar tarafından satışa sunulan ve 5.sınıf kapsamında bulunan “…” isimli ürünün ambalajının davacıya ait tescilli tasarım ile benzer olduğu, yine davacı adına tescilli “… ” markasının aynen ürün üzerinde kullanıldığının tespit edildiği, davalının yer sağlayıcı olması nedeniyle marka ve tasarım haklarına tecavüz eyleminde kusurunun bulunmadığını, kendisine ihbar yapıldıktan sonra ürün satışlarını kaldırdığını savunduğu, İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunun davalıya 13/11/2018 tarihinde, ihtiyati tedbir kararının ise 07/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda içeriğin hangi tarihte kaldırıldığının kesin olarak tespit edilemediği, Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/201 D.İş sayılı dosyasına gönderdiği yazıda davalıya ihtiyati tedbir kararının uygulanması için bildirim yapıldığı ve 05/12/2018 tarihinde verdikleri cevapta URL adresinin yayından çıkartıldığının bildirildiğine dair bilgi verilmesi nedeniyle içeriğin kaldırılma tarihinin bilirkişiler tarafından 05/12/2018 olarak kabul edilmesi halinde belirlenen 22 günlük sürenin makul süre olduğunun belirtildiği, Mahkemece de, 22 günlük sürenin makul bir süre olduğu, ayrıca davalının içeriği kaldırma yükümlülüğünün öğrendiği tarih olarak ihtiyati tedbir kararının davalıya tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği gerekçeyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Yer sağlayıcıların hukuki sorumluğunun düzenlendiği 5651 sayılı Kanunun 5/2. maddesinde, yer sağlayıcıların, Kanun’un 8 ve 9. maddelerine göre hukuka aykırı içerikten haberdar edilmeleri üzerine hukuka aykırı içeriği yayımdan çıkarmakla yükümlü hale geldikleri düzenlenmiştir. Dosya içinde bulunan 2018/201 D.İş dosyasında bulunan tespitler incelendiğinde satışta olduğu tespit edilen dava konusu ürünün satıcısının … olduğu ve … da dahil olmak üzere toplamda 16 farklı satıcı isminin/firmasının bulunduğu, www…com adlı internet sitesinin, sistem altyapısını kullanarak ürününü/ürünlerini satmak isteyen farklı firmaların/tedarikçilerin aynı sistem üzerinde kendi mağazalarını açarak ürün satışının yapılabildiği bir pazaryeri olduğu, bu nedenle yer sağlayıcı olan davalının 5651 sayılı Kanunun 5/2. maddesi uyarınca kendine hukuka aykırılık bildirimi bulunulması halinde hukuka aykırı içeriği yayından çıkarmakla yükümlü olduğu anlaşılmıştır. Davalının hukuka aykırı içerikten haberdar olduğu tarihten erişimi engellediği var sayılan 05/12/2018 tarihleri arasında geçen 22 günlük zaman diliminin ortalama şirket hacmine göre makul bir süre olarak kabul edilmesi gerekir. Ayrıca delil tespiti dilekçesi ve bilirkişi raporunun davalı tarafa tebliğ edilmesi ile davalının olaydan haberdar olduğunun ve bu tarihin yer sağlayıcı davalıya ihtar tarihi olarak kabulü gerekir. Dosya kapsamından davalının hukuka aykırılıktan delil tespiti başvuru dilekçesi ve raporun tebliği edildiği 13/11/2018 tarihinde haberdar olduğunun tespit edildiği, durumdan haberdar olur olmaz içeriği kaldırdığını savunduğu, her ne kadar Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin davalıdan içeriğin kaldırılmasını talep etmesi üzerine içeriği kaldırdığına dair 05/12/2018 tarihinde bilgi vermişse de, içeriği daha önceki bir tarihte kaldırıp kaldırmadığının kesin olarak tespit edilemediği, davacının davalı tarafından dava konusu içeriğin derhal kaldırılmayarak 05/12/2018 tarihine kadar satışlara devam ettiğine dair iddiasını ispatlaması gerektiği, dosyada buna ilişkin bir delil ve belge de bulunmadığı, bu durumda davalının makul süre içerisinde içeriği yayından kaldırması nedeniyle marka hakkına tecavüz, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet fiillerinde sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle davanın reddine dair ilk derece Mahkemesince verilen kararın doğru olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.