Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1677 E. 2021/2027 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1677 Esas
KARAR NO: 2021/2027 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2019/28 E., 2021/302 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 14 Mayıs 2015 tarihli proforma faturayla biçer döver satın aldığını, buna ilişkin olarak 21 Mayıs 2015 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme bedelinin 147.950,00 euro olup bu bedelin 32.000,00 EURO’sunu 28 mayıs 2015 tarihinde ödendiğini, aracın davalı tarafından ithal edildiğini ve müvekkiline Lüleburgaz’daki fuarda teslim edileceki ek davalının nakliyecisi tarafından fuara getirilerken üst geçite çarpması sonucu giderilmesi mümkün olmayan arızaların meydana geldiğini, biçer döverin dane deposunun köprüye sıkışıp yamulduğunu, alt kısmındaki tüm ekipmanların hasara uğradığını, diğer ekipmanların dengelerinin bozulduğunu, bu haliyle biçer döverin tadilat ve onarımı yapılarak teslim alınmasının mümkün olmadığını, bu konuda davalı firmaya çekilen noter ihtarlarıyla yeni ve kullanılmamış biçer döver teslimini talep ettiklerini, ancak davalının taleplerini kabul etmediği gibi müvekkilini oyaladığını belirterek müvekkiline yeni ve kullanılmamış biçer döver teslimine, bu mümkün olmadığı takdirde ekte sunulan ödeme planına göre araç için ödenen ve ödenecek olan kiralama bedelinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkilinin 2015 hasat dönemine ilişkin şimdilik 50.000 TL zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava değerinin 148.244,29 EURO ve 50.000 TL olduğunu, ancak davacının harcı eksik ödediğini, harcın tamamlattırılması gerektiğini, yine gerek 14 Mayıs 2015 tarihli faturada ve gerekse 22/05/2015 tarihli e-faturada görüleceği üzere biçer döveri dava dışı finansal kiralamaya satıldığını, davacının kiracı olduğunu, dolayısıyla bu talepleri sadece malike yöneltebileceğini, müvekkilinin biçer döver üreticisinin Türkiye temsilcisi olduğunu, biçer döverin gümrükte müvekkilince teslim alındığını ve finansal kiralama şirketine teslim edildiğini, finansal kiralama şirketine 22/05/2015 tarihli faturanın düzenlendiğini, buna göre biçer döverin gümrük yönetmeliğinin 96/2 ve 333.maddeleri uyarınca bütün hak ve sorumluluklarının dava dışı finansal kiralama şirketine geçtiğini, finansal kiralama şirketinin gerekli kontrolleri yaparak fatura bedelinin 25/05/2015 tarihinde müvekkiline ödediğini, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının taleplerinin finansal kiralama sözleşmesine göre değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca satılanın ifa yerinin Derince Gümrüğü olduğunu, biçer döverin buradan davacının isteği üzerine Lüleburgaz’a taşındığını, davacının dayandığı proforma faturada teslim şeklinin “cıf antrepo devri” olarak belirtildiğini, buna göre davanın hukuki dayanağının olmadığını, nakliyecinin müvekkili tarafından tutulmadığını, hasarın araç sürücüsünün kusuru sonucunda gerçekleştiğini, dolayısıyla zarardan araç sürücüsü malik ve taşıma şirketinin sorumlu olduğunu, sadece dane deposunun kaportasında hasar oluştuğunu, diğer ekipmanlarda bir hasar oluşmadığını ve dane deposunun da orjinal sıfır yeni parçayla değiştirildiğini, davacının açıkça hakkını kötüye kullandığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre 10/05/2017 tarihinde verilen 2015/1021 E. – 2017/534 K.sayılı ilamla; dava konusu biçer döverin dava dışı finansal kiralama şirketi tarafından davalıdan satın alındığı ve davacıya kiralandığı, davacıya gönderilmek üzere dava dışı bağımsız bir taşıma şirketine teslim edildiği, araçtaki hasarın da taşıma sırasında taşıyıcının kusurlu davranışından dolayı meydana geldiği, davacı ile davalı arasında akdi bir ilişki bulunmadığı, davalının davacı ile arasındaki herhangi bir akdi ilişkiyi ihlal etmediği, dolayısıyla davacıya karşı akdi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının bu davadaki taleplerini davalıya yöneltmesinin hukuken mümkün bulunmadığı gerekçeleriyle pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde 07/02/2019 tarihinde verilen 2017/6188 Esas – 2019/267 Karar sayılı ilamla “davanın finansal kiralama konusu malın ayıplı olduğu iddiasıyla müvekkiline yeni ve kullanılmamış biçer döver teslimine, bu mümkün olmadığı takdirde ödeme planına göre araç için ödenen ve ödenecek olan kiralama bedelinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine ve uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, davacının, finansal kiralama sözleşmesinin kiracısı olduğunu, satış sözleşmesinin davalı ile dava dışı finansal kiralama şirketi arasında yapıldığını, davacının bu davadaki asıl iddiasının kiralama konusu malın yolda gelirken hasara uğradığına ilişkin olduğu, davacının satım sözleşmesinin tarafı olmadığı, satım sözleşmesinin davalı satıcı ile dava dışı alıcı finansal kiralama şirketi arasında meydana geldiğini, 6098 Sayılı TBK’nun 227 vd. maddelerinde düzenlenen bu taleplerin alıcı dava dışı finansal kiralama şirketi tarafından kullanılabileceğinden, davacının bu taleplerde bulunabilmesi için dava dışı alıcı finansal kiralama şirketinin davacıya bu hususlarda yani ayıpla ilgili haklarını kullanma ve dava açma konusunda muvafakat vermesi gerektiği, bu hususun dava şartı olup dosya içeriğinde davacıya muvafakat verildiğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanılamadığı, bu durumda mahkemece davacıya anılan hususlarda muvafakat sunması için süre verilmesi ve muvafakatnamenin sunulmasından sonra işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulüne, İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/05/2017 tarih, 2015/1021 esas, 2017534 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının, yukarıda bahsedildiği üzere dava dışı finansal kiralama şirketi tarafından verilecek muvafakatı dosyaya sunması ve yargılamaya daha sonra devam edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesinden sonra; mahkemece alınan bilirkişi raporu gerekçe yapılarak ” davacı ile dava dışı … arasında münakit finansal kiralama sözleşmesine konu biçerdöverin, fiili ithalatı ile ilgili gümrük formalitelerinin Derince Gümrük Müdürlüğü nezdinde … adına tescilli gümrük beyannamesine kayden tamamlandığı ve biçerdöverin gümrük formalitelerini tamamlayan …`nin gümrükçüsü tarafından (4458 Sayılı Gümrük Kanunu`nun 3/19. Maddesine göre “eşyanın teslimi” deyimi, eşyanın tabi tutulduğu gümrük rejimi ile öngörülen amaçlar doğrultusunda “gümrük idareleri tarafından” ilgilisine teslimini ifade ettiğinden) gümrükten teslim alınıp, dâhili nakliye işinin icrası için “ithalatçının mukaveleli nakliyecisinin olmadığı” durumlarda, gümrük formaliteleri tamamlan malın dâhili nakliye işinin, satıcı ve/veya temsilcisi tarafından değil ithalatçının gümrükçüsü tarafından bölgedeki taşıyıcılar kooperatifinden sağlanan araçla/araçlarla icra edildiğinden ve mutat uygulama da bu yönde olduğundan; davalı tarafından veya davalının taşıyıcısı tarafından taşınmadığı; 677 sayılı “Teslim ve Tesellüm Belgesi” ile … plakalı araç hamulesi yük olarak sürücü …`ya teslim edildiği belirlendiğinden, davalının gümrükte satış faturası ile …`ye devrini yaptığı “yeni ve kullanılmamış” biçerdöverin dahili nakliye sürecinde vuku bulan kaza nedeniyle kısmen de olsa hasar görüp, bu özelliğini değişen parçaları yüzünden kaybetmesine karşı alabileceği bir tedbir olmadığı, taşıtan sıfatının bulunmadığı, parça değişimini/onarımı gerektirecek hasar ve/veya finansal kiralama konusu biçerdöverin onarım sürecinde çalıştırılamamış ya da değer kaybetmiş olmasına bağlı zarar dolayısıyla …`ye veya finansal kiracısı konumundaki davacıya karşı sorumluluğunun doğmasına neden olabilecek kusurlu herhangi bir eylemi olmadığı, davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında münakit finansal kiralama sözleşmesine konu biçerdöverin, fiili ithalatı ile ilgili gümrük formalitelerinin Derince Gümrük Müdürlüğü nezdinde … adına tescilli gümrük beyannamesine kayden tamamlandığı, maddi hasarlı kazanın ise davalı veya taşıyıcısı tarafından icra edilen taşıma sırasında değil, biçerdöverin gümrük formalitelerini tamamlayan …`nin gümrükçüsü tarafından mutat uygulama doğrultusuna bölgedeki taşıyıcı kooperatifinden tedarik edilen araçla taşındığı sırada meydana geldiği, bu durumda davacının varsa hakkını davalıdan isteyemeyeceği kanaatine varıldığı” gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; huzurdaki davaya konu olan olayda davalı … Lüleburgaz’daki fuarda 3 gün boyunca biçerdöveri teşhir etmek istediği için Nakliye Firmasına ve araç şoförüne talimat vererek aracı taşıttığını, fuar sonunda da Büyükkarıştıran’da müvekkile teslim edileceğini bildirdiğini, davalının satış müdürü olan …’nin bu konudaki isteğini müvekkile ve yanındaki arkadaşlarına ilettiğini, bu hususla ilgili …, … ve …’ün tanık olarak dinlenilmelerini talep ettiklerini, zira maddi olaya ilişkin teslim, talimat gibi vakıaların tanık dahil her türlü delille ispatının mümkün olduğunu, ayrıca Lülburgaz’daki fuar’ın varlığı yazışma ile ortaya çıkacakken mahkemenin kararında bu hususa ilişkin talebe de hiç değinilmediğini, ancak mahkemenin bu taleplerini reddederek davalının biçerdöveri Lüleburgaz’daki fuarda taşıtmak üzere emir ve talimat verdiği hususunda inceleme ve araştırma yapmadan davalı …ün taşıtan olmadığından bahisle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verdiğini, …’ün emir ve talimatıyla Lüleburgaz’daki fuarda sergilenmek üzere biçerdöver’in taşıtılması yönündeki talimatı neticesinde biçerdöver taşınırken kaza meydana geldiğini, yolda hasarlanan biçerdöveri davalı nakliyeciye talimat vererek davalının kendi deposuna çektirdiğini, biçerdöverin davalının deposuna çekilmesinin dahi tek başına davalının emir ve talimatıyla hareket edildiğinin ispatı olduğunu, davalı deposuna çektirdiği biçerdöverin tüm hasarlı parçalarını malzeme ve işçiliği kendisi sağlayarak bizzat kendisinin değiştirdiğini, 6 yıl boyunca biçerdöveri deposunda beklettiğini, biçerdöverin gerekli bakım ve onarımlarını yaptırmadığını, ilk derece mahkemesinin kararında usule ve yasaya aykırı olarak davalı …’ün hasım mevkiinde olmadığı yönünde karar kurulduğunu, davaya konu olayda müvekkile ait biçerdöver davalının emir ve talimatı ile Lüleburgaz’daki fuarda sergilenmek üzere taşıtılırken taşıma sırasında kaza yaparak hasarlandığını, müvekkiline ait biçerdöverde meydana gelen hasar sonucu biçerdöverin kullanılamaz hale geldiğini, yapılan keşifteki test sürüşü neticesinde de biçerdöverin çalışmadığı işlevini tam olarak yerine getiremediğinin ve 100 metre dahi gidemediğinin kamera kayıtları ile sabit olduğunu, biçerdöverin kullanılamaz hale geldiğinin yapılan keşifte de görüldüğünü, 08.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda biçerdöverin hasat yapamayacağının görüldüğünün tespit edildiğini, biçerdöverin hasarlandığının, ayıplı olduğunun, müvekkilinin biçerdöveri kullanamaması sebebiyle zarara uğradığının, yıllık gelir kaybı kaybı yaşadığının alınan bilirkişi raporlarıyla sübut bulduğunu, biçerdöverin uğradığı değer kaybı ve müvekkilinin uğradığı zararın hesaplandığı 08.09.2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazları mahkemece dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, dava konusu biçerdöverin Lüleburgaz’a taşınması yönündeki talebin davalı …e ait olduğunu, taşımanın sebebinin ilkönce müvekkile teslimi olmadığını, davalının Lüleburgaz’daki fuarda sergilenmek üzere biçerdöveri taşıttığını, müvekkilinin talebi ile satılan taşınırın taşıtılması durumunun söz konusu olmadığını, biçerdöverin taşınması için talimatı verenin davalı … olduğunu, TBK m . 208’de yer alan durumun gereğinden doğan ayrık bir hal olduğu için taşıma esnasında meydana gelen hasardan sorumluluğun davalı satıcıya ait olduğunu, biçerdöverin hasarlanmasına sebep olan kazanın davalı yararına yapılan bir taşıma işlemi neticesinde meydana geldiğini, bu hasarın maddi ve hukuki neticelerine müvekkilinin katlanmasımın mevzuata ve hakkaniyete aykırı olduğunu, doktrinde de satılanın tesliminin satıcı yararına geciktirilmesi durumunda hasara satıcının katlanacağının belirtildiğini, gerekçeli kararda mali müşavir bilirkişi Rüçhan Pekgün’ün hazırladığı raporun esas alındığının belirtildiğini, bu rapora karşı itirazlarının irdelenmeden raporun doğru kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, zira raporun dosya kapsamında yaptıkları itirazları hukuki yönden inceleyecek hukukçu bir bilirkişi olmadan yalnızca mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlandığını, bu haliyle eksik olduğunu ve hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, TBK m.208’de hasarın alıcıya geçmesinin istisnaları sayılırken;” Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan ayrık hâller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir.” şeklinde bir düzenleme yapıldığını, dava konusu olayda da davalı …’ün talimatıyla biçerdöver Lüleburgaz’daki fuarda sergilenmek üzere yola çıkarıldığını, bu hususla ilgili taleplerinin mahkemece görmezden gelinerek maddi gerçeğin araştırılmadığını, zira konuyla ilgili tanık dinletme taleplerinin mahkemece reddedildiğini, tanıkları dinlendiğinde biçerdöver’in davalının talimatı ile Lüleburgaz’daki fuara götürülüp sergilenmek üzere yola çıktığı ve bu esnada kaza meydana geldiği anlaşılacağını, bu durumda davalı …’ün direktifleri doğrultusunda taşınarak Lüleburgaz’daki fuar alanına giderken yapılan kaza neticesinde biçerdöverin aldığı hasara ve uğradıkları zarara sebebiyet verenin davalı … olduğunun sübut bulacağını, yapılan yargılamada ise dava konusu olayın özellik arzeden durumunun hiç gözetilmediğini, TBK m.208’de hasarın alıcıya geçme anının zilyetliğin devri olarak kabul edildiğini, ancak istisnai kayıt koyulduğunu, durumun gereğinden ve sözleşmeden kaynaklanan özel hallerde sorumluluğun satıcıya ait olacağının kabul edildiği, öğretide de hakkaniyet gereği satıcının talebi doğrultusunda, satıcının yararına başka bir yere taşınan taşınırların taşıma esnasında hasarlanması durumunda sorumluluğun satıcıya ait olacağının kabul edildiği, aksi bir kabulün ise her hal ve koşulda taşıma esnasında meydana gelen hasardan sorumluluğun alıcıya ait olması anlamına geleceğini, bu durumda satıcının talebiyle fuara götürülen biçerdöverin taşınması esnasında meydana gelen hasardan satıcının sorumlu olmaması anlamına geleceğini ki bu durumun hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açacağını, davalının direktif ve talebiyle fuarda sergilenmek üzere taşınan biçerdöverin bu taşıma esnasında hasarlanmasından davalı satıcının sorumlu tutulmamasının hakkaniyete ve kanunun (TBK m.208) özüne ve dahi sözüne aykırı olduğunu, kararda Mali Müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda yapılan tespitlerin dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alındığının belirtildiğini, bu rapora karşı yaptıkları itirazlar dikkate alınmadan, hukukçu bir bilirkişinin de dahil olduğu yeni bir heyetten rapor alınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilhassa TBK m.208’in uygulanması bakımından yaptıkları itirazlar irdelenmeden tanıkları dinlenmeden maddi gerçek araştırılmadan eksik ve yetersiz bir rapora istinaden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, gerekçeli kararda Mali müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda davalının teslim şeklini CIF antrepo devri müşteriyi ise müvekkili olarak göstererek proforma fatura düzenlediğinin belirtildiğini, devamında biçerdöverin fiili ithalatı ile ilgili gümrük formalitelerinin Derince Gümrük müdürlüğü nezdinde … adına kayden tamamlandığının tespit edildiğinin bildirildiğini, gümrük formaliteleri tamamlanan biçerdöverin Gümrük Kanunu 3/19 uyarınca ithalatçının anlaşmalı nakliyecisinin olmadığı durumlarda nakliye işinin satıcı tarafından değil ithalatçının gümrükçüsü tarafından bölgedeki taşıyıcılar kooperatifinden edinilen araçlarla taşıtıldığı ve mutat uygulamanın bu yönde olduğu, vuku bulan kazaya karşı davalının alabileceği bir önlem olmadığı, biçerdöverin davalı veya davalının taşıyıcısı tarafından taşıtılmadığı, davalının biçerdöverin devrini …’ye yaptığı, davalının devrini yaptığı biçerdöverle ilgili taşıtan sıfatının bulunmadığından bahisle yapılan kaza neticesinde biçerdöverin kısmen de olsa hasarlanmasından, onarım sürecinde çalıştırılamamış olmasından ya da değer kaybetmiş olmasından dolayı uğranılan zarardan dolayı …’ye ve İDM’nin ifadesiyle …’nin finansal kiracısı durumunda olan müvekkile karşı sorumluluğunun doğmasına neden olacak bir davranışının bulunmadığının belirtildiği, davalının pasif husumet ehliyetinin olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verildiği, bilirkişi raporundaki her tespitin kelimesi kelimesine doğru kabul edilmesinin hatalı olduğunu, raporda mutat uygulamanın bu yönde olduğunun belirtildiği, mutat uygulanın nasıl öğrenildiğinin ise açıklanmadığını, doktrinde TBK m.208’de yer alan özel düzenleme dikkate alındığında satım konusu malın tesliminin satıcı yararına geciktirilmesi durumunda bu gecikme esnasında meydana gelen zarardan satıcının sorumlu olacağının belirtildiğini, davaya konu olayda davalının kusurlu olduğunu, meydana gelen kazadan sorumluluğun davalıya ait olduğunu, zira izah edildiği üzere davalının emir ve talimatlarıyla yapılan taşıma esnasında kazanın meydana geldiğini, mali müşavir bilirkişinin raporunda davalının kusurlu olmadığı belirtilmiştir ancak yapılan taşımanın davalının emir ve talimatıyla olduğu ve müvekkile yapılacak teslimin geciktirilmesi davalının yararına bulunduğu hususunun hiç değerlendirilmediğini, mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesinin ve gerekçesinin hatalı olduğunu, dosyada mübrez Zeytinburnu …Noterliği’nin 13.07.2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde davalının isteği ve talimatı sebebiyle nakliyecisi tarafından fuar alanına taşıtıldığı ve davalının sorumluluğunun açıkça kendisine ihtar edildiğini, biçer döverin müvekkiline salimen tesliminden davalı ve nakliyecisinin sorumlu olduğunu, davalının müvekkiline teslim edemediği biçer döveri kazadan sonra Tekirdağ Çorlu’daki satış ofisine çektiğini, davalı tarafın yaklaşık 6 yıldır. deposunda malın bakımını yapmadığını ve işler halde kalmasını koruması için gerekli önlemleri almadığını, dosyada mübrez 08.09.2020 tarihli bilirkişi raporunun 4.sayfasında biçer döver’in arıza yapması sebebiyle çalışmadığı, bakımlarının yapılmadığı ve korunmadığı, testlerin yapılamadığı, kazanın ürün iletim, depolama ve boşaltma ünitesine etki edeceği kanaatlerinde olduğunun yazılı olduğunu, teslim olgusu gibi dava konusu maddi vakıalar hakkında tanık dinletilmesinin hukuken mümkün olduğunu, karşı tarafın onayının ve icazetinin gerekmediğini, bu sebeple mahkemece yazılı gerekçe ile delillerinin toplanmamış olmasının yasal olmadığını, dava konusu biçer döverin davalı ithalatçı satıcının talimatı ile Lüleburgaz fuar alanına taşındığını, hükme esas alınan 19.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda taşıma işleminin mutat bir işlem olduğu ve nakliyecinin davalının mukaveleli taşıtanı olmadığı yönündeki genellemesinin isabetli olmadığını, zira dosyada bu tespiti mümkün kılan bir delil ve belge olmadığını, davanın konusu, mahiyeti ve özelliğinin genelleme ve soyut olarak peşin kararlı olmayı engellediğini belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve dava dosyamızın taleplerimiz doğrultusunda inceleme yapmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini bildirmiştir. 14/05/2015 tarihli proforma faturanın davalı tarafından dava dışı … A.Ş’ye düzenlendiği, müşteri kısmında ise … yazıldığı, teslim şeklinin cıf antrepo devri gösterildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya çekilen 04/06/2015 tarihli ihtarnamede biçerdöverin teslimatının yapılacağı sırada deposunda ve çeşitli yerlerinde arızalar ve hatalar olduğunun belirlendiğini, biçer döveri kullanamadıklarını, teslim edilmediğini, bundan dolayı zarara uğradığını belirterek aracın 10 gün içinde kusursuz ve aynı özellikleriyle tesliminin istendiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 13/07/2015 ve 17/08/2015 tarihli ihtarnamelerde de aracın teslim edilmediğinin belirtildiği, ayrıca 13 Temmuz 2015 tarihli ihtarmade araçtaki hasarın nasıl meydana geldiğinin anlatıldığını ve buna göre yeni ve hasarsız biçer döverin teslim edilmesinin istendiği görülmüştür. Dava değerinin tevzi formunda 155.000,00 TL gösterildiği ve peşin harcın bunun üzerinden tahsil edildiği görülmüştür. Gümrük beyannamesinde alıcı olarak … A.Ş gösterildiği görülmüştür. Davalı tarafından dava dışı … A.Ş’ye düzenlenen 22/05/2015 tarihli e-faturanın 127.500,00 EURO tutarlı olduğu, faturada aracın 2015 model ve kullanılmamış olduğu ve kiracının da … olduğu görülmüştür. Replik dilekçesinde davacı vekilinin 147.950,00 EURO’nun 32.000,00 EURO’luk kısmı ödendiğinden bu da yaklaşık 100.000,00 TL’ye tekabül ettiğinden ve 50.000,00 TL zarar talep edildiğinden toplam zararın 150.000,00 TL olarak talep edildiğini, henüz yapmadıkları ödemenin talep edilmediğini, talep bölümünde ödenen ve ödenecek olan kiralama bedelinin istendiğinin beyan edildiği görülmüştür. Davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında 21/05/2015 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür. Ön inceleme duruşmasında mahkemece harcın tamamlatılmasının istendiği ve davacı tarafça 12/05/2016 tarihinde harcın tamamlandığı görülmüştür. Yargılama sırasında mahkemece alınan 18/11/2016 havale tarihli 2 kişilik bilirkişi raporunda; “davacının bu davadaki taleplerini davalıya yöneltemeyeceği, davalının bu davada taraf sıfatının bulunmadığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Dairemiz kaldırma kararından sonra alınan 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “21.10.2015 dava Tarihi İtibariyle … Biçerdöverin; sıfır fiyatının :489,448,19 TL, 2.el fiyatının 458.272,54 TL, sıfır ve 2.el farkının 31.175,65 TL, sezon kira kaybının 32.156,00 TL olduğu buna göre sıfır ve 2.el farkı ile sezon kira kaybı toplamının 63.331,65 TL olduğu” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Dairemiz kaldırma kararından sonra alınan 08/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “davaya konu biçerdöverin davacı tarafından Finansal Kiralama Metoduyla … A.Ş firması nezdinde 22.05.2015 tarihinde satın alınmış olduğu, Biçerdöverin yeni ve kullanılmamış bir araç olarak satı alındığı ve teslim yerinin CIF Antrepo olduğu, davaya konu biçerdöverin davacıya teslim edilmek üzere nakliyesi esnasında 26.05.205 tarihinde kazaya uğrayarak hasarlanmış olduğu, hasarın orijinal parçalar kullanılarak onarımının yapılmış olduğu, hasara uğramış ve onarım görmüş biçerdöverin yeni ve kullanılmamış olmaktan çıkmış olduğu ve ikinci el bir araç durumuna düştüğü, araçta onarım sebebiyle değer kaybı meydana geldiği, araçta meydana gelen değer kaybının kaza tarihi itibariyle 46.022,75 TL olacağı, davaya konu biçerdöverin kaza geçirerek hasarlanmasından ve akabinde onarıma tabi tutularak ikinci el bir araç durumuna düşmesinden dolayı ayıplı olduğu, ayıbın alıcıya teslim edilmeden önce meydana gelmesi ve gözle açıkça görülmesi sebebiyle açık ayıp olduğu, davaya konu biçerdöverin ayıplı bir mal olması sebebiyle alıcının seçimlik haklarından birisini kullanma hakkının oluştuğu, alıcının seçimlik haklarından hangisini kullanacağına dair takdirin mahkemede olduğu, davaya konu biçerdöverin kullanılamaması sebebiyle 2015-2019 yıllarında arasında oluşan hak mahrumiyeti kaybının 2015-2019 yılları için toplam 227.010,00 TL olduğu, davaya konu biçerdöverin biçme kalitesi, harmanlama, ayırma ve temizleme ünitelerinin çalışma performansları için yapılan test başlangıcında biçerdöver arıza yaptığı için testlerin yapılamadığı, davaya konu biçerdöverin alıcısının … şirketi olduğu, davacının bu şirket aracılığıyla biçerdöveri kiralamış olduğu, biçerdöverin teslim yerinin CIF Antrepo olarak belirtildiği, bu hususların değerlendirilmesinde takdirin mahkemede olduğu” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Dairemiz kaldırma kararından sonra alınan 19/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında münakit finansal kiralama sözleşmesine konu biçerdöverin, fili ithalatı ile ilgili gümrük formalitelerinin Derince Gümrük Müdürlüğü nezdinde … adına tescilli gümrük beyannamesine kayden tamamlandığı, maddi hasarlı kazarıın ise (davalı veya taşıyıcısı tarafından icra edilen taşıma sırasında değil) , biçerdöverin gümrük formalitelerini tamamlayan …’nin gümrükçüsü tarafından mutat uygulama doğrultusuna bölgedeki taşıyıcı kooperatifinden tedarik edilen araçla taşındığı sırada meydana geldiği” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama konusu malın ayıplı olduğu iddiasıyla yeni ve kullanılmamış biçerdöverin teslimine, bu mümkün olmadığı takdirde finansal kiralama konusu biçerdöver için ödenen ve ödenecek olan kiralama bedelinin davalıdan tahsili ile uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. Finansal Kiralama Sözleşmesi davacı ile dava dışı … A.Ş. Arasında düzenlenmiştir. Davalı satıcı tarafından dava dışı finansal kiralama şirketine düzenlenen 22/05/2015 tarihli e-faturada kiracının davacı olduğu ve teslim şeklinin CIF ANTREPO DEVRİ şeklinde gösterildiği görülmüştür. Dava konusu finansal kiralamaya konu biçerdöverin nakliyesi sırasında kazaya uğrayarak hasarlandığı, daha sonra yetkili serviste onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Davacı taraf, biçerdöverin davalının isteği üzerine Lüleburgazdaki fuarda sergilendikten sonra davacıya teslim edileceğini ileri sürmüş, davalı taraf ise biçerdöverin davacının isteği üzerine Lüleburgaz’a taşındığını savunmuştur. Az önce de belirtildiği üzere e-faturada teslim şekli olarak CIF ANTREPO DEVRİ şeklinde gösterilmiştir. Öte yandan dava kendisine ihbar edilen … SİGORTA AŞ.ise biçerdöverin taşınmasına ilişkin düzenlenen sigorta poliçesinin ise dava dışı … A.Ş.adına düzenlendiğini ve hasar nedeniyle dosya açılarak dava dışı sigortalı … A.Ş.’ye 37.265,00 TL sigorta tazminatı ödendiğini, yaptıkları bu ödemeden dolayı SS 18 NOLU DERİNCE LOJ. MOT. TAŞ. KOOP.ve …’ya rücu edilerek zararın rücuen tahsil edildiğini bildirmiştir. Gerek davacı tarafın gerekse davalı tarafın beyanlarından davacıya finansal kiralama konusu biçerdöverin teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim davalı taraf cevap dilekçesinde biçerdöverin finansal kiralama şirketine teslim edildiğini ancak davacının teslim almaması nedeniyle Çorlu Tekirdağ’da beklediğini belirtmiştir. İlk derece mahkemesi kararında da isabetle belirtildiği üzere taşıtma işlemini dava dışı … A.Ş.yaptırmış olup uğranılan hasar nedeniyle sigortadan da alacağı tazmin etmiş olup faturada da öngörülen teslim biçimi dikkate alındığında davacının dava konusu taleplerini davalıya yöneltemeyeceği kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/12/2021