Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1675 Esas
KARAR NO: 2023/964
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2021
NUMARASI: 2020/334 E. – 2021/385 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/07/2020
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … – … Malz. ile yaptığı ticaret sonrası malı teslim ettiğini, malın karşılığı olarak da … Bankası A.Ş. Devrek Şubesi’ne ait … Malzemeleri emrine olan, keşidecinin … San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, 15/07/2019 keşide tarihli, keşide yeri Devrek olan, … çek nolu, 15.000,00-TL bedelli 1 adet çeki şirket çalışanı … aracılığı ile teslim aldığını, müvekkil şirketin söz konusu çek de dahil olmak üzere müvekkil şirkete ait 7 çeki şirketin genel merkezi olan Sancaktepe/İstanbul adresine cirosuz olarak … kargo ile gönderdiğini, kargo paketin çalındığı haberi alındığını, olayla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 2020/12284 Soruşturma No’su ile dosya açıldığını, hırsızlık sonrası rızası dışında elinden çıkan bu çekler hakkında İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2019/313 Esas sayılı dosyası üzerinden kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptal davası açıldığını ve tedbiren ödemeden men kararı alındığını, davalı tarafından çek ilgili bankaya 16/07/2019 ibraz edildiğini ve ihtiyati tedbir kararı alınması sebebiyle çekin davalı tarafa ödenmediğini, davalının çeki sunması gerekirken İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile kötüniyetle icra takibinde bulunduğunu, ihtiyati haciz kararı alarak haksız şekilde hacizler koydurduğunu, müvekkil şirketin haciz baskısı altında ödemeyi yapmak zorunda kaldığını, çekin son yetkili hamil olması gereken müvekkil şirkete istirdadı ile birlikte fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla icra dosyasına ödenen paranın yetkili hamil olarak taraflarına verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek ve bono gibi kıymetli evrakların kargoya tesliminin gayri yasal bir durum olduğunu, davacının çekin kargoda çalındığı beyanının asılsız olduğunu, gerçekte çek veya bono gibi kıymetli evrakların kargoda gönderiminin söz konusu olabilmesi için mutlak surette sigorta yapılması gerektiğini, davacının buna ilişkin bir kayıt sunmadığını, müvekkil şirketin mezkur çekte iyi niyetli hamil olduğunu, davaya konu çeke ilişkin ödeme yasağı kararı verilmiş olmasının müvekkilinin yasal alacağına ulaşmak amacıyla bu çeki icra takibine konu etmesine engel teşkil etmeyeceği gibi borçlular aleyhine icra takibi yapılmasının da hukuka aykırılığı bulunmadığı, davacının çekin elinde rızası dışında çıkmış olduğu ve ödemede men yasağı olması sebebiyle müvekkil şirketin bunu tespit edebilecek durumda olduğunu öne sürdüğü, kötü niyetli olduğunun asla iddia edilemeyeceğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı yanın %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.06.2021 tarih ve 2020/334 Esas – 2021/385 Karar sayılı kararıyla; “… davacı taraf ticari ilişki sonucu kendisine gönderilen çekin kargoda çalındığını, daha sonra hak sahibi olmayan kişilerce ciro edilerek davalı tarafından takibe konulduğundan bahisle icra dosyasına ödenen paranın tarafına iadesini talep etmiştir. Davalı taraf çekte iyi niyetli hamil olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir. Taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığında, davacı tarafın çekin birinci cirantası … A.Ş. ile elektrik malzemeleri satışından dolayı ticari ilişkisi bulunduğu, diğer cirantalarla ilişkisi bulunmadığı, davalı tarafın çeki teslim aldığı … Tekstil – … ile boyalı iplik ve boya örmek kumaş açıklamalı ticari ilişkisi bulunduğu, diğer şirketlerle ticari ilişkisi bulunmadığı, davalı tarafın ticari ilişkisi bulunduğu … Tekstil – …’den fatura miktarının üzerinde çek girişi olduğu, … Tekstil – … firmasının 12/03/2019 tarihinde faaliyete başladığı ancak ilk yoklamada bulunmadığından 12/03/2019 tarihinde ticareti terk edilmiş olarak gözüktüğü yani … Tekstil – … isimli firmanın hiç faaliyet göstermediği, dolayısıyla davalı tarafın bu firmayla gerçek bir ticaretinin olamayacağı, Türk Ticaret Kanunu’nun, Elden çıkan çek başlıklı 792’nci maddesinin “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü düzenlediği, davalı tarafın hiçbir ticari faaliyeti olmayan bir firmadan üstelik fatura tutarının çok üzerinde çek almasının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu sonucunu doğuracağından davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin ticari alışverişte bulunduğu … — … Tekstil şirketinin vergi dairasi yoklamasında adreste bulunmadığı şeklinde tutanak tutulmuş olması müvekkil şirketin kötüniyetli olduğu anlamına gelmeyeceğini, bunun sıklıkla rastlanabilen bir durum olduğunu, Müvekkil şirketin sadece … – … Tekstil ile değil, yine …’in yetkilisi olduğu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti ile de yıllardan bu yana devam eden tamamı faturaya dayalı ticari ilişkisi bulunduğunu, Davacı ile müvekkil arasında devam eden İstanbul 19. ATM 2020/142 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ekte sunulmaktadır. bilirkişi raporu itibari ile huzurdaki mahkeme dosyasından alınmış olan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu gösterdiğini, Söz konusu bilirkişi raporu itibari ile müvekkil şirketin çek iktisapta iyiniyetli olduğu, müvekkil şirketin tamamı faturaları ile sabit olfuğu üzere tcari ilişki kapsamında mezkur çeki iktisap etmiş olduğu, davacı yanın iddialarının asılsız olduğu ve çeke ilişkin olarak herhangi bir cirosunun dahi bulunmadığı, bir kısım sonradan düzenlenmesi mümkün tahsilat makbuzları ile çekte hamil olduğunun iddia edildiği hususlarının tespit edildiğini,
Mahkeme kararının dosyada mübrez hatalı rapora istinâden verildiğini, bilirkişinin inceleme aşamasında davacı şirket ile görevi dışında görüşmeler yaptığını ve sonrasında tüm deliller ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken raporun sonuç kısmında müvekkil şirket aleyhine yorumda bulunduğunu, Dava konusu çekin davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen, sonradan düzenlenmesi mümkün 1-2 tahsilat makbuzu üzerinden karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, Usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilen müvekkilin tüm ticari kayıtları uyarınca, çeki müvekkile veren … Tekstil ile ticari ilişkinin bulunduğu, müvekkilin boyalı iplik ve boyalı örme kumaş satışına ilişkin olarak dava konusu çeki iktisap ettiğinin anlaşıldığını, Fatura tutarının çok üzerinde çek alınmasının söz konusu olmadığını, müvekkil kayıtları itibari ile sabit olduğu üzere onlarca fatura ve irsaliye bulunduğunu, sadece dava konusu çeke ilişkin faturanın sunulmuş olması nedeniyle bu hatalı değerlendirmenin yapıldığını, diğer fatura ve irsaliyelerin incelenmediğini, Davacı şirketin dava konusu çekte cirosu bulunmadığı gibi çek davacı şirketin ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığını, çeke ilişkin olarak sadece sonradan düzenlenmesi mümkün bir tahsilat makbuzu sunulduğunu, Müvekkilden önceki cirolara ilişkin vergi dairesi kayıtlarının müvekkil şirketi ilgilendirmediğini, TTK 792. madde ve Yargıtay içtihatları itibari ile tüm ciroların sahte olması halinde dahi çeki iyiniyetle iktisap eden müvekkilin kazanımının. korunması gerektiğini, Çek ve bono gibi kıymetli evrakların kargoya teslimi yasak olup, davacının çekin kargoda çalındığı beyanının asılsız olduğunu, kargo şirketlerinin çek ve bono teslim almadığı hususunun kesin olduğunu ve aksi beyanlara itibar edilemeyeceğini, Dava konusu çek incelendiğinde, çekte ciro silsilesinin düzgün olduğunun ve silsilede kopukluk olmadığının görüleceğini, buna göre müvekkilin çekte yetkili hamil olduğunun sabit olduğunu, davacının çekte yetkili hamil olduğunu ve müvekkilin çeki kötüniyetle iktisap ettiğini ispatlamakla yükümlü olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, istirdat istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜ ile, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ödenen paranın davacıya verilmesine.” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı ticari ilişki kapsamında kendisine teslim edilen davaya konu 15/07/2019 keşide tarihli, ve 15.000,00-TL bedelli çekin şirket merkezine gönderilmek amacıyla verildiği kargoda kaybolduğunu ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Davalı şirket ise, çeki bankaya ibraz eden hamil durumundadır. TTK. 792. maddesiyle, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı.” hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının çeki ciranta … – … Malz.’den cari alacaklarına karşılık makbuz karşılığında aldığı iddia edilmektedir. Çek üzerinde davacının cirosunun olmaması ve davacı defterlerinde de çekin kaydının bulunmaması durumu dikkate alındığında; davacının çekin yetkili hamili olduğunun kabulü hatalıdır. Davalı kayıtlarında ise çekin varlığı ve çeke ilişkin ticari ilişkinin varlığı sabit olduğundan; oluşan bu durum karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2021 tarih, 2020/334 E. – 2021/385 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 359,25 TL harçtan mahsubu ile artan 179,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 7-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 36,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 198,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/06/2023