Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1662 E. 2023/911 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1662 Esas
KARAR NO: 2023/911
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2019/373 2021/677
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeniyle davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası ile başlattıkları ilamsız takibin, davalı/borçlunun haksız itirazı üzerine durmuş olduğunu, dava şartı olması nedeniyle arabuluculuğa başvuru yapılmış olduğunu, ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu, davalının bir borçlusu ile ilgili olarak başlattığı icra takibi kapsamında, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. dosyasında 06.08.2018 tarihinde yapılan muhafaza işlemi doğrultusunda muhafaza altına alınan menkul malların muhafaza edilmek üzere müvekkiline teslim edilmiş olduğunu, muhafazaya ilişkin olarak da davalı ile saklama sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, bu sözleşmede, emanet edilen malların muhafazası sebebiyle ödenecek ücretin açık bir şekilde düzenlenmiş olduğunu, bu düzenlemeye göre tarafların malların saklanması için günlük 300,00-TL ödemek konusunda mutabık kalmış olduklarını, sözleşmeye dayanılarak malların emanet edildiği 06.08.2018 gününden takip tarihine (22.03.2019) kadar geçen 227 gün için ödenmesi gereken toplam tutarın 68.100,00 TL (300,00×227) olup, bu tutarın takibe konu edilmiş olduğunu, ancak takip tarihinden sonra müvekkiline 33.600,00 TL saklama ücreti ödenmiş olup, bu nedenle takibin 34.500,00 TL (68.100,00 – 33.600,00) üzerinden devamını talep ettiklerini, söz konusu malların kapladığı alan sebebiyle müvekkilinin başka mal alamamakta, bu durum sebebiyle de ayrıca zarara uğramakta olduğunu beyanla; itirazın iptaline, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin bakiye 34.500,00 TL alacak bakımından devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak olarak gösterilen saklama sözleşmesinin müvekkili şirketin bilgisi ve rızası dışında akdedilmiş olduğunu, söz konusu sözleşmede alacaklı vekili olarak görünen Av. …’a müvekkili şirket tarafından bahsi geçen sözleşmenin imzalanması hususunda herhangi bir yetki verilmemesine rağmen davacı taraf ile sözleşme akdedilmiş olduğunu, kaldı ki sözleşmenin alacaklı vekili olarak görünen Av. … tarafından dahi imzalanmadığını, avukatın eşi tarafından imzalanmış olduğunu, müvekkili şirketin bilgisi ve rızası dışında, müvekkili ile hiçbir ilgisi olmayan (Av. …’un eşi) şahıs tarafından imzalanan sözleşmenin müvekkili şirket tarafından öğrenilmesi akabinde Av. …’un, savcılığa ve baroya şikayet edilmiş olduğunu, sözleşmede belirtilen günlük yediemin depo ücretinin fahiş olup sözleşmenin müvekkili şirketin bilgisi dışında imzalandığından kabulünün mümkün olmadığını, takibe dayanak sözleşmede, mahcuz mallar için günlük 300,00-TL yediemin depo ücreti belirtilmiş olduğunu, ancak davacı tarafından Lisanslı Yediemin Depoları Yönetmeliği Ücret Tarifesinde belirtilen ücretlerin çok üzerinde fahiş bir ücret belirlenmiş olduğunu, yedieminlik ücretinin ancak takip masrafı olarak muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasından talep edilebileceğini, yedieminlik ücretinin muhafaza tedbirine konu takip dosyasından başka bir dosyada ayrı bir takip konusu yapılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın, yediemin ücretinin tahsili talepli olarak ilamsız icra takibi başlatmış olduğunu, ancak davacı tarafın yediemin ücretini kabul anlamına gelmemek kaydıyla yediemin ücretinin takip masrafları içerisinde yer aldığını, dolayısıyla söz konusu mahcuzların satışının gerçekleşmesi halinde yediemin ücretinin satış tutarından öncelikli olarak alınmakta olduğunu, dolayısıyla söz konusu yediemin ücretinin takip masrafı olarak muhafaza yapılan dosyadan talep edilebilecek olduğunu, bu sebeple yediemin ücretinin ayrı bir takip açmak suretiyle tahsili yoluna gidilmesinin mümkün olmadığını beyanla; davanın reddine, davacının icra takibinin konusu olan tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “….Dava, saklama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Tal. sayılı dosyasında haczedilen dava dışı borçluya ait menkullere ilişkin olarak taraflar arasında saklama sözleşmesi yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf, takibe dayanak saklama sözleşmesinin davalının bilgisi ve rızası dışında imzalandığını, saklama sözleşmesini imzalayan avukata bu hususta bir yetki verilmediğini, saklama sözleşmesinin avukat tarafından değil, avukatın eşi tarafından imzalandığını iddia etmiştir. Duruşmada alınan tanık beyanı, davalı vekili tarafından bildirilen baro soruşturması ve CBS dosyalarının incelenmesinde davalı iddialarını açık ve kesin bir suretle ortaya koyan bir delile rastlanılmadığı görülmüştür. Davacı vekili tarafından sunulan yediemin teslim zaptı – ücret sözleşmesinin incelenmesinde günlük ücretin 300,00 TL olarak kararlaştırıldığı, takip talebine dahil edilen 33.600,00 TL’nin dava açılmadan önce ödendiği, ödeme ilişkin faturanın sunulduğu, hükme esas alınan bilirkişi, raporunda da belirtildiği üzere davacının bakiye 34.500,00 TL yedieminlik alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, likit olan alacak yönünden icra inkar tazminatının kabulüne …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -davaya konu olan icra takibinde, takibe dayanak olarak gösterilen saklama sözleşmesi müvekkil şirketin bilgisi ve rızası dışında akdedildiğini ve imzaya yönelik itirazlarına rağmen herhangi bir inceleme yapılmadığını, sözleşmenin avukat tarafından değil avukatın eşi tarafından imzalandığını, sözleşmenin imzalanması hususunda avukata yetki verilmemiş olduğunu, sözleşmenin müvekkilini bağlamayacağını, tanığın da avukata yetki verilmediği hususunda beyanda bulunduğunu, -İmza itirazları yönünden grafolojik inceleme yapılmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, – Y.3HD, 2007/16215, 2007/17943 k sayılı ilamında; “….Her ne kadar tarife sadece bakanlıkça işletilen yediemin depoları için geçerli ise de; özel yediemin depolarına ilişkin ücret uyuşmazlıklarında da bu tarifedeki kurallardan yararlanarak sonuca ulaşılması hakkaniyete uygun düşer. Bu nedenlerle, dava konusu hacizli eşyanın değeri, yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğu ile ortaya çıkan yediemin ücret miktarının fazlalığı göz önüne alındığında hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekir. Mahkemece bu husus göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak, sözleşme- yediemin tutanağı imzalayan alacaklı vekilinin, müvekkili adına sözleşme imzalanmak üzere vekil edilip edilmediği hususu araştırılmadan karar verilmesi de doğru değildir.” şeklinde karar verildiğini, – sözleşmede belirtilen günlük yediemin depo ücreti fahiş olup iş bu sözleşme müvekkil şirketin bilgisi dışında imzalandığından kabulünün mümkün olmadığını, mahcuz malların Muhafaza edileceği Adalet Bakanlığı’na ait Depo ve Garajlarının Çalıştırılmasına Dair Yönetmelik 28.md gereğince Bakanlık tarafından hazırlanan ücret tarifesinin esas alınması gerektiğini, tarifenin 3.maddesine göre; hesap edilecek ücretinin mahcuz malın takdir ediken değerinin %30 unu geçemeyeceğini, ancak mahcuz malın muhammen bedeli onbin TL üzerinde ise onbin TL’nin üzerindeki meblağ için hesap edilecek ücretin aşan miktarın yüzde yirmisini geçemeyeceğini, 20.06.2018’de yapılan hacizde haczedilen malların toplamda 200.000TL olduğunu, malların bu tarihte muhafaza altına alınmadığını, 06.08.2018’de tekrar hacze gidildiğini ve muhafaza işlemi yapıldığını, günlük 300TL ücret belirlendiğini belirterek davacının 300x 227 gün = 68.100TL talep ettiğini, bu ücretin fahiş olup yönetmeliğe de aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince hakkaniyet indirimi yapılmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, ihbar olunan Av. … hakkında yapılan suç duyurusunun bekletici mesele yapılması gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla yedieminlik ücretinin muhafaza tedbirine konu takip dosyasından başka bir dosyada ayrı bir takip konusu yapılmasının mümkün olmadığını, davaya konu alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME Küçükçekmece …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında alacaklının …, borçlunun davalı …Aş olduğu, 68.100TL asıl alacağın avans faizi ile tahsili talep edildiği, takibin 22.03.2019’da başlatıldığı, ilamsız takibin dayanağı olarak Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasından 06.08.2018 tarihinde imzalanan saklama sözleşmesi gereği günlük 300TL saklama ücreti karşılığı 22.03.2019’a kadar biriken 227 günlük saklama ücreti gösterilmiştir. İcra dosyası kapanmış olarak gözüktüğünden ve kapalı dosya bilgileri eşleşmediği uyarısı olduğundan Dairemizce UYAP’tan dosyalar eklenememiştir. Dosyada bir sureti olan yediemin teslim zaptı-ücret sözleşmesi incelendiğinde; Küçükçekmece … İcra müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyaya ilişkin olduğu, mahcuz mallar için günlük 300TL belirlendiği, alacaklı vekili olarak … AŞ vekiline atfen AV. …’un isim ve imzası, yediemin olarak …-… Yediemin kaşe ve imzası olduğu anlaşılmaktaıdr. İstanbul Barosu Dİsiplin Kurulu Başkanlığı’nın 17.10.2019 Tarihli 2019/2165 sayılı yönetim kurulu karar örneği incelendiğinde; şikayet edilen Avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği görülmektedir. İstanbul CBS Özel Soruşturma Bürosu’nun 01.07.2021 Tarihli cevabi yazısına göre Davalının şikayeti hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 58maddesi kapsamında ihzari inceleme aşamasında olduğu, öninceleme raporu ile ön inceleme dosyasının Adalet Bakanalığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderildiğine dair bilgi verildiği görülmüştür. SMMM bilirkişi … raporunda özetle; sözleşmenin bir tarafında Yeddiemin … Kaşesi ve kaşe üzerine atılmış bir imza olduğunu, diğer tarafında ise “… A.Ş. vekili Av. …” yazılı olduğu ve imza olduğunun tespit edilmiş olduğunu, sözleşmeye göre; Günlük yeddieminlik ücretinin 300,00 TL olduğunu, yedieminlik başlangıç tarihinin 06.08.2018 olduğunu, takip tarihinin 22.03.2019 tarihi olduğunu, yedieminde kalan sürenin 228 gün hesaplandığını, ancak davacı tarafından 227 gün olarak talep edildiğini, 227 gün X 300,00 TL = 68.100,00 TL toplam yeddieminlik ücretinin oluştuğunu, davacının takip tarihinde oluşan yedieminlik ücretinden 33.600,00 TL sini tahsil ettiğini ve tahsil ettiği bu kısmını faturalandırdığını, neticede davacının 68.100.00 TL – 33.600.00 TL = 34.500.00 TL tutarında yedieminlik alacağının olduğunun tespit ve kanaatine varılmış olduğunu bildirmiştir. Davacı yan takipten sonra borcun 33.600TL lik kısmının ödendiğini ileri sürmüş, rapor ekinde de 03.05.2019 Tarihli fatura suretinin olduğu görülmüştür.Mahkemece davalı tanığı dinlenilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık yedieminlik ücretinden kaynaklanmaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca taraflar resmi tarife dışında yedieminlik ve depo ücretine ilişkin sözleşme yapabilirler. Somut uyuşmazlıkta; davacı, takip alacağını yedieminlik ücret sözleşmesine dayandırmış, davalı vekili ise avukatın sözleşme yapma yetkisi olmadığını ve sözleşmenin avukatın kendisi tarafından değil eşi tarafından imzalandığını bağlayıcı olmadığını ileri sürmüştür. Davalı vekili, vekilin sözleşme yapma yetkisi olmadığını ileri sürmüş ise de; icra dosyasında vekaletnameye istinaden icra işlemleri yapma yetkisi muhafaza işleminin devamı niteliğinde olan yedieminlik ücret sözleşmesini de kapsar. Davalının vekiline bu yönde yetki verip vermediği vekil ile kendi iç ilişkine ilişki olup davacıya karşı ileri sürülemeyecekse de, davalı vekilinin imza itirazı üzerinde durulması gerekir. Mahkeme kararının gerekçesinde davalının bu iddiayı kesin ve net biçimde ortaya koyamadığı belirtilmiştir. Ancak dosyada mevcut delillere göre davalı şirketin, ilgili avukat hakkında şikayetçi olduğu ve avukat hakkında önsoruşturma raporu düzenlendiği, ayrıca istinaf aşamasında davalı vekili tarafından sunulan iddianameye göre … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, iddianame içeriğinde davacının iddiasına konu 06.08.2018 tarihli yediemin ücret sözleşmesinin vekil … değil … tarafından imzalandığı iddiasına değinildiği ve bilirkişi raporu alındığının yer aldığı görülmektedir.Bu durumda mahkemece öncelikle davalı şirketin icra dosyasındaki vekili hakkında ceza soruşturma, kovuşturması olup olmadığı hususunun araştırılması, Küçükçekmece 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2022/61 Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi, ilgili dosya içeriklerine göre gerekli görüldüğü takdirde Avukat …’un imza yönünden beyanının alınarak bilirkişi raporu alınması gereklidir.Bununla birlikte imzanın davalı şirket vekiline ait olmadığı belirlendiği takdirde dahi davacının yedieminlik hizmeti verdiği sabit olmakla resmi tarifeye göre alacağın tespiti üzerinde durulması gerekli olduğu gibi, kabule göre de davalı vekili aşamalarda ücretin fahiş olduğunu ileri sürmüş ise de; mahcuz malın değeri, saklama süresi vb unsurlar dikkate alınarak TBK 51.maddesi gereğince hakkaniyet indirimi yapılmasının gerekli olup olmadığı üzerinde değerlendirme yapılmadan karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinafının kısmen kabulüne, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih, 2019/373 E. -2021/677 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 66,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 228,60-TL’nin davacı …’nın davaya dahil eden miraçılarından alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/06/2023