Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1660 E. 2023/906 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1660 Esas
KARAR NO: 2023/906
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2021
NUMARASI: 2020/483 2021/519
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Faktoring tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, çek keşidecisinin …’ın görüldüğünü, müvekkilinin ise çekte ciranta olarak gözüktüğünü, müvekkilinin davalılardan ve aynı zamanda çek keşidecisi olan …’dan asla böyle bir çek almadığını çek keşidecisinin müvekkilinin ismini ve imzasını taklit etmek suretiyle söz konusu çek yaprağını doldurduğunu, ve diğer davalılara verdiğini, konu ile ilgili olarak keşideci hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bu nedenlerle Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyasının iptali ile Müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, haciz uygulanmış olması nedeni ile asıl alacağın % 20’ sinden aşağı olmamak kaydıyla müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Faktoring şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından, İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. numaralı dosyasında davacı borçlu hakkında, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldıktan sonra dava açıldığını, davacı Borçlunun iddialarının gerçek dışı olduğunu, takibe konu çek incelendiğinde çekin arka yüzünde (lehdar)ciranta olarak davacı borçlunun adı-soyadı, T.C. Kimlik numarası ve imzasının bulunduğunu, bunun yanında hamil müvekkilinin, haklı hamil olması gerekmediği, yetkili ve meşru hamil olmasının yeterli olduğunu, izah edilen nedenlerden dolayı davacı borçlu tarafın açmış olduğu iş bu davanın reddini, karşı tarafın itiraz ettiği tutar üzerinden %20 ‘den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına ve icra takip konusu alacağın %10 ‘u oranında para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “Davanın KABULÜ ile; 1-Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası kapsamında takibe dayanak … Düzce Bulvar Şubesi’ne ait … seri nolu 33.000,00TL’lik 30/06/2018 keşide tarihli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, 2-33.000,00TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin salt bilirkişi raporları çerçevesinde, başkaca hususları dikkate almadan hüküm kurduğunu, söz konusu raporların ise, karşılaştırma belgelerindeki keşideciye ait imzaları kendi aralarında değerlendirilmiş olup, iş bu davanın aydınlatılması hususunda önemli olan bilirkişi raporunun yeterli özen ve araştırmaya yer verilmeksizin hazırlandığını, dolayısıyla yeterli araştırma ve açıklamalara yer vermeden hazırlanmış rapora dayanarak yerel mahkemenin hüküm kurması hukuka ve usule uygun düşmediğini, iyi niyetli müvekkilinin çekin tahrifata uğrayıp uğramadığı bilebilecek konumda olmadığını, Yargıtay’ın konuya ilişkin içtihatları bulunduğunun açık olduğunu,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.05.2011 tarihli 2011/19-228 Esas -2011/328 Karar sayılı kararında; ” TTK’nun 589.maddesi ‘Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerim imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez’ hükmünü amirdir. Bu hüküm gereğince, senetteki ciro silsilesinin düzgün olması ve senedi devralanın kötü niyeti veya iktisabında ağır kusuru bulunmaması halinde, senedi ciro ile devralan iyi niyetli ve yetkili hamil sayılır. Hemen burada, davalı faktoring şirketinin dava konusu çeki usulüne uygun elde edip etmediği hususun irdelenmesi gerekmektedir. …Faktoring şirketinin müşterisinden temliken aldığı bir alacağı takip edebilmesi için; alacak bir kambiyo senedinden kaynaklansa bile faktoring sözleşmesi ile beraber, alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri de ibraz etmek zorundadır. … fatura düzenlenen şahıs lehtar olarak ilk ciroda imzası bulunan davacı olduğu açıkça anlaşıldığından bu faturaların temel borçlandırıcı ilişkiye yeterli bir belge olduğu, ayrıca davalı ile dava dışı faturayı düzenleyen … Ltd. Şti. arasında faktoring sözleşmesi bulunduğu da dikkate alındığında, davalı faktoring şirketinin anılan yönetmeliğin aradığı şartları yerine getirdiğinin ve davaya konu çekin, bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik alındığının kabulü gerekmektedir” şeklinde kararının olduğunu, davalı müvekkili şirketin tamamen hukuka uygun ve iyi niyetle hareket ettiğini, takibe konu çekte de görüldüğü üzere ciro silsilesinin düzgün olduğu veçhile yetkili hamil sıfatını haiz müvekkilin hukuka aykırı ve kötü niyetle herhangi bir işleminin olmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME: Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğüne ait … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının davalı … Faktoring A.ş, borçluların davacı …, davalılar … ve … Şirketi olduğu, takipte 33000TL çek alacağı ile 3300TL çek tazminatı (keşideci yönünden) 99Tl komisyon, 100,2 Tl iht haciz masrafı, 485 Tl İhtiyati haciz vekalet ücreti ki toplam 37.389,69 TL nin tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davaya esas takibin dayanağı kambiyo senedi incelendiğinde; … Bankası T.A.O Düzce Bulvar Şubesi’ne ait 30/06/2018 keşide tarihli 33.000,00 TL bedelli çekte keşidecinin davalı …, lehtar cirantaya atfen davacı … olduğu, sonraki cirantanın davalı … Şirketi ve hamilin davalı … Faktoring A.ş olduğu, çekin 02.07.2016’da ibraz edildiği, karşılıksız şerhi olduğu görülmüştür. Davacının delil olarak bildirdiği İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/724 Esas sayılı dosyasında alınan 23/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda ve Düzce CBS tarafından 2018/7899 soruşturma numaralı dosya kapsamında alınan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; takibe konu çekte davacı adının altındaki ciranta imzasının davacının eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir.Düzce CBS ‘nin 2018/7899 soruşturma numaralı dosya kapsamında davalı keşideci …’ın alınan ifadesinde; dava konusu çekin lehdar kısmına davacının adını yazıp, arka yüzüne 1. Ciranta olarak davacının ismini ve T.C numarasını yazarak ciroladığını, davalı … Ltd.şti çalışanına verdiğini beyan etmiş, Düzce CBS’nin mahkemeye hitaben yazdığı 08.07.2019 Tarihli müzekkerede … ciranta imzasını kendi attığını kabul ettiğinden yeniden kriminal rapor alınmamıştır şeklinde cevap verilmiştir.Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde; dava konusu Faktoring Sözleşmesi ve eklerinin fotokopisi, dava konusu fatura suretleri, alacak bildirim formu ve ödeme araçları tevdi bordrosu Mahkeme dosyasına sunulmuştur. Davanın ilk açıldığı mahkeme olan Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/337 Esas sayılı dosyasında alınan 08/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; … Tİc. Ltd. Şti ile … A.Ş firnasına imza altına alarak 30.01.2018 tarihinde alacak bildirim formunda, alıcılar ile aralarıdaki mal ve hizmet satışlarından kaynaklandığını ve satılan malların alıcılarına eksiksiz olarak teslim edildiğini, belge içeriği ile mal hizmet satış konusunun ayrı olduğunu, hizmetlerin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilip tamamlandığını, alacağın devrini engelleyen bir sözleme veya sözleşme hükmü bulunmadığını, alacağın devrini sözleşme veya sözleşme gereğince fatura borçlusunun onayına tabi olduğu hallerde bu onayın taraflarına alındığı, onaya ilişkin belgenin taraflarınca talep edilmesi halinde derhal şirket ile paylaşılacağı beyanının yanıltıcı olması durumunda uğrayacağı tüm zararın şirkete ait olduğu, beyan eden form … İnşaat ve Tic. Ltd. Şti tarafından imza altına alındığı, takdir Mahkemeye ait olmak üzere alacağa ait fatura tutarının 33.000,00TL olarak tespit edildiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Düzce CBS’nin 2018/899 Soruşturma sayılı dosyası ile aldırılan 24/06/2019 tarihli uzmanlık raporunda özetle; … Bankası T.A.O Düzce Bulvar/Düzcce şubesine ait Düzce 30/06/2018 keşide yer ve tarihli keşidecisi … olan … emrine yazılı 33.000TL meblağlı ve … seri numaralı çekin ön ve arka yüzündeki el yazıları ve imzaların … isimli şahsın mevcut mukayese el yazıları ve imzaları belge inceleme laboratuvarında doküman inceleme cihazları ve diğer optik aletler yardımıyla karşılıklı olarak incelenmiş ve neticede inceleme konusu el yazılarının ve imzaların mevcut mukayese el yazılarına ve imzalarına kıyasla … isimli şahsın elinden çıktığını gösterir nitelikte ve yeterlilikte ortak kaligrafik ve grafolojik bulgu tespit edilemediği görüşüne varıldığı bildirilmiştir. İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/724 Esas sayılı dosyası ile alınan 23/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu çekin arka yüzünde … adına atfen atılı bulunan imzanın …’a ait mevcut asıl olan biçimi, işleklik derecesi, seyir, sürat, istif, itiyatlar ve baskı unsurları yönünden de saptanan farlılıklara atfen … eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Faktoring AŞ vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta mahkemece savcılık ve icra mahkemesinde alınan bilirkişi raporlarına göre karar verilmiş, davalı vekili istinafında raporların yetersiz olduğunu ileri sürmüştür. İlgili raporlar iş bu davada kesin delil niteliğinde olmayıp mahkemece genel hükümlere göre yapılan menfi tespit davasında çekteki 1.ciranta imzasının davacı eli ürünü olup olmadığı yönünden bilirkişi raporu alınması gerekirken, bu yöndeki ara karardan dönülerek rapor alınmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte davalı faktoring şirketi vekili tarafından fatura sureti sunulmuş ise de; faturada imza, kaşe olmadığı, soruşturma aşamasında dava dışı keşidecinin dava konusu çeki davacı yerine imzaladığını iddia ettiği görülmektedir. Çekte görünürde davacı ile faktoring müşterisi … arasında ciro ilişkisi mevcuttur. Bu durumda, soruşturma dosyasının da celp edilerek incelenmek sureti ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş kararın kaldırılması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 15/06/2021 tarih, 2020/483 E. -2021/519 K. sayılı kararının HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 194,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/06/2023