Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1648 E. 2021/1880 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1648 Esas
KARAR NO: 2021/1880 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/371 E. Ara karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP ve DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça dava dışı …’ün borcundan dolayı müvekkilinin adresinde hacze gelindiğini, haciz ve muhafazaya ilişkin hükümlerin amacına aykırı kullanılarak müvekkiline borcun 400.000 TL’sinin peşin, kalanına senet düzenlenmesini, aksi halde haciz ve muhafaza işlemi yapılacağının söylenerek tehditte bulunulduğunu, müvekkilinin de 856.000 TL borç ve henüz vadesi dahi gelmeyen 200.000 TL borç olmak üzere toplam 1.056.000 TL tutarında borcu kabul etmek zorunda kaldığını, dava dilekçesinde sunulan protokol ve senetleri imzaladığını, alacaklı vekilinin işyerinde bulunan müvekkilinin tüm akrabalarına senette kefil olarak aldığını, protokol uyarınca 150.000 TL tutarında ödeme yapıldığını, icra işleminin 5 saat sürdüğünü, tüm sürecin güvenlik kameraları ile kayıt altına alındığını, davacının talebi kabul edildikten sonra haciz tutanağının yırtıldığını, yeniden düzenlendiğini, BK 37,38/2 maddeleri gereğince; işlemin korkutma suretiyle yapıldığını, 39/1 maddesi gereğince iptale tabi olduğunu beyanla müvekkillerinin zorla imzaladıkları 21.05.2021 tanzim 21.06.2021 vade tarihli 200.000 TL tutarlı bono ile aynı tarihli protokol nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, protokol ve senetlerin takibe konu edilmemesi veya devir ve ciro edilmemesi yönünde İİK 72.madde gereğince tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR RED KARARI: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 10.06.2021 tarihli 2021/371 E. sayılı ara kararıyla; “…dava konusu protokol ve bonolardan ötürü borçlu olmadığı iddiasının esası yönünden bu aşamada yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı” gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
TALEP:Davacı vekili tarafından Uyap üzerinden gönderilen 01/07/2021 tarihli dilekçesinde; davalı tarafça dava konusu senetlerden 21.05.202 tanzim ve 21.06.2021 vade tarihli ve 200.000TL tutarlı senedin, 23.06.2021 tarihinde (dava tarihinden sonra) İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından icra takibine konu ettiğini,iş yerinin müvekkillerine ait olduğunun dosyaya sunulan resmi kayıt ve belgelerle sabit olduğunu, 21.05.2021 tarihinde, dava dışı borçlunun borcu için müvekkillerinin iş yerine gelindiğini ve düzenlenen protokol ve senetlerinde aynı gün tanzim edildiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğunu, müvekkilinin kardeşinin oğlunun ve iş yerinde bulunan eşinin senede kefil sıfatıyla imza koymalarının hayatın olağan akışına aykırı ve irade serbestisi altında imzalanmadığını ortaya koyduğunu, dosya içerisindeki iş yeri güvenlik kamerası görüntülerinden adrese polis nakliye hamal çağrıldığının ve müvekkillerin 5 saat süre ile icra baskısı altında tutulduğunun net bir şekilde görüldüğünü, müvekkillerinin haciz ve muhafaza yapılmasını engellemek maksadıyla dava dışı kardeşlerinin borcunu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulundukları, işlemin cebri icra baskısı altında yapıldığından gerçek anlamda bir borç ikrarı sayılmadığını, davalının senedi icraya konu etmesi nedeniyle tedbir talebinin yeniden değerlendirilmesini, davalının icra işlemlerine devam edecek olmasının huzurdaki davadan vazgeçirme dahil her türlü baskıya maruz kalması durumuyla karşı karşıya kalacağını, belirterek dava konusu 21.05.202 tanzim ve 21.06.2021 vade tarihli ve 200.000TL tutarlı bono İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından icra takibine konu edilmesi nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR II.RED KARARI: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 07.07.2021 tarihli 2021/371 E. sayılı ara kararıyla; “…dava konusu protokol ve bonolardan ötürü borçlu olunmadığı iddiasının esası yönünden yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından bu aşamada reddine karar verildiği, davacıların bu kez dava tarihinden sonra anılan bonoların İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine konu edildiklerini beyanla takibin durdurulmasına yönelik tedbir talep ettiği, davacıların imzası inkar edilmeyen protokol ve buna dayalı tanzim edilen bonoların haciz baskısı altında imzalandığı yönündeki iddiasının esası yönünden dosyada mevcut haciz tutanağı da nazara alındığında; bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacılar vekilinin 23.06.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, davacı tarafın adresinde haciz yapılması sırasında muhafaza baskısı, adrese polis çağrılması, hamal ve nakliye araçlarının adreste hazır edilmesi yoluyla baskıyı artırdığını, eşyaların sökülerek hamallarca taşınmaya başlandığını, müvekkilinin işyerindeki mallarının muhafaza altına alınacağı korkusuyla iradesinin fesada uğratılarak 1.056.000 TL gibi büyük bir borcu kabul ettiğini, İİK 72/2 maddesi gereğince takipten önce açılan menfi tespit davalarında %15 teminatla takibin durdurulmasına karar verilebileceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak dava konusu tedbir talebinin kabulünü talep etmiştir. Davacılar vekilinin 27.07.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; mahkemenin 07.07.2021 tarihli tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunduğu, önceki dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla, Hukuk Genel Kurulunun 16.03.2016 gün ve 2014/19-272 E. 2016/324 K.sayılı kararı gereğince; müvekkillerinin haciz ve muhafaza yapılmasını engellemek maksadıyla dava dışı kardeşlerinin borcunu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunmasının işlemin cebri icra baskısı altında yapılması nedeniyle borç ikrarı sayılmadığını, mahkemenin hukuki dayanaktan yoksun olarak tedbir talebini reddetmesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasından müvekkilinin tüm menkul ve gayrimenkul mallarına haciz uygulandığını beyanla kararın kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; davacının takip dosyasında istirdat iddiasında bulunması gerekirken borçlu sıfatı bulunmadığından bahisle menfi tespit davası açamayacağını İstanbul BAM 16.HD’nin 15.03.2021 tarihli 2021/111 E. – 2021/521 K.sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğunu, HMK 390/3 maddesi gereğince, davacının esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, davacıların haciz işlemi yapılan adresin …’e ait olduğunu bahsetmişse de; davacılar ve borçlunun aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davacıların kardeşi borçlu …’e ait markanın “…” olduğunu, sosyal medyada davacıların …in yetkilileri olduğunun görüldüğünü, yasal hakkın kullanıldığını, her hangi bir baskı yapılmadığını, İİK 8/4 maddesi gereğince icra tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, haciz tutanağının değiştirilip yeniden düzenlendiğine ilişkin iddiaların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi ekinde sunulan protokolde; İstanbul …İcra Müd. … E.sayılı, İstanbul …İcra Müd. … E.sayılı, İstanbul …İcra Müd. … E.sayılı dosyalarına ilişkin düzenlendiği, dosyaların borcunun aşağıda bilgileri yazan borçlular tarafından kabul ve kefalet edildiği, dosyaların ödenmesine ilişkin dökümü yapılan bono düzenlendiği… Alınan bono bilgilerinde 21.05.2021 tanzim, 25.09.2018 ödeme tarihli, lehtar alacak …, borçluları 1-…, 2-…, 3-…, 4-… olan 856.000 TL bedelli olduğu ve protokolde gösterildiği şekilde 6 taksitte ödeneceğinin kabul edildiği görülmüştür. 21.06.2021 vade tarihli 200.000 TL bedelli 21.05.2021 tanzim tarihli senedin protokolde ismi yazılan kişilerce imzalandığı görülmüştür.
G E R E K Ç E: Davacılar vekili, davalı tarafça, davacıların kardeşi dava dışı …’ün borcundan dolayı, müvekkilinin adresine hacze gelindiğini, haciz ve muhafaza baskısı altında müvekkillerinin iradesinin sakatlanarak 856.000,00 TL bedelli protokol imzalanarak ve 200.000,00TL bedelli senet düzenleyerek, …’ün toplamda 1.056.000,00 TL borcunu kabul etmek zorunda kaldıklarını, beyanla, protokol ve bononun icra takibine konu edilmemesi için İİK 72. Madde gereğince tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili 01/07/2021 tarihli dilekçesi ile 200.000,00 TL bedelli senedin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından icra takibine konulması nedeniyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece tedbir talebi reddedilmiştir. Davacılar vekilinin her iki mahkeme kararlarına karşı ayrı ayrı ibraz ettiği dilekçeleri ile istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İİK 72/2 maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında mahkemenin alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verebileceği, İİK 72/3 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceği, ancak borçlunun mahkemenin alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra veznesine yatacak paranın alacaklıya verilmemesi takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı isteyebileceği düzenlenmiştir. HMK 390/3 maddesinde, tedbir kararı verilmesi “davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat” koşuluna bağlanmıştır. Davacılar vekili dava dilekçesi ekinde protokol ve senet örneğini ibraz ettiği anlaşılıyorsa da, davacıların haciz ve muhafaza baskısı altında iradelerinin sakatlandığına yönelik iddiasının yargılamayı gerektirdiği, mahkemenin bu aşamada yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığına ilişkin gerekçesinin ve ret kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacılar vekilinin mahkemenin her iki ara kararına yönelik istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacılar vekilinin, mahkemenin 10/06/2021 ve 07/07/2021 tarihli tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararlarına yönelik, istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/11/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.