Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1639 E. 2023/868 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1639 Esas
KARAR NO: 2023/868 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI: 2018/631 E. – 2020/683 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı … A.Ş.nin diğer davalıdaki alacağını tahsil amacıyla icra takipleri başlattığını, davacıların Çayırova adreslerinde haciz işlemleri yapıldığını, istihkak davası açma süresi dolmadan davalı alacaklı bankanın davacı şirketlere ait adreste ek haciz yaptığını, müvekkillerinin haczedilen malların muhafazasına engel olmak maksadıyla icra tehdidi altında 78.683,45 TL.- dosya borcunu ödemek zorunda kaldığını, haczedilen menkullerin davacı şirketlere ait olduğunu, fatura karşılığı bu malların alındığını, davacı şirketlerin adresinde borçlu ile hiçbir ilgi bulunmaksızın ve borçlunun bu adreste olduğuna dair hiçbir bilgi ve belge bulunmaksızın haciz yapıldığını, icra tehdidi altında ödenen 78.683,45 TL.- nin davalı alacaklılardan geri alınarak davacı şirkete iadesini ödeme tarihi olan 03.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte istirdatına %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalılara usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap sunulmadığı görülmüştür.
MAHKEME KARARI: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/12/2020 tarihli 2018/631 E. – 2020/683 K. sayılı kararıyla; “…davalı Banka dışında, davacı ve davalı şirketlerin aynı sektörde ve aynı binada faaliyet gösterdiği, şirket ortak ve yetkililerinin farklı kişiler olduğu, borçlu şirket ortağının üçüncü kişi şirketin kurucu ortağı olduğu, davacı şirket ortağının da borçlu şirketin eski ortaklarından olduğu, ticaret sicil tesciline göre borçlu şirketin “… mahallesi … Cad. … sok. No:… Çayırova/Kocaeli” adresinde faaliyette olduğu, davaya konu menkul haciz tarihi itibariyle borçlu şirketin adreste bulunmadığının anlaşıldığı, haciz sırasında …’e ait birçok dökümanın bulunmasının ticari faaliyetlerin beraber yürütüldüğüne dair delil niteliğinde kabul edilemeyeceği, söz konusu durumda, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olup, ispat yükü altında olan alacaklı tarafından karinenin aksinin inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği, alacaklının organik bağ iddiasını dayandırdığı borçlu ve üçüncü kişi şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; borçlu şirketin hakim ortağı …’in 31/03/2014 tarihinde şirketten ayrıldığı, 02/05/2018 tarihli Gebze …Noterliği tarafından tasdik edilen … karar nolu yönetim kurulu kararı ile hissedarlar … ve …’ in şirketteki hisselerini …’ a devir ettikleri üçüncü kişi davacı şirketten ayrıldığının anlaşıldığı, borcun çeklere dayalı olarak 16/02/2016 ve 12/02/2016 tarihinde doğduğu ve borçlu ile üçüncü kişi şirketin ortaklık bağının 2014 yılında sonlandığı, borçlunun başka bir adreste faaliyet gösterdiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı-alacaklının muvazaaya ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, davacıların haciz baskısı altında ödenmek zorunda kaldıkları bedelin istirdatını talep edebilecekleri, davacılar tarafından açıkça davalıların kötü niyetli olarak takip başlattığının ispatlanamadığı gerekçesiyle; Davanın kabulü ile, 78.683,45 TL’nin 03/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, -Şartlar oluşmadığından davacıların tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı … AŞ vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; İcra mahkemesinin takibin devamı kararı üzerine, davacı adresinde haczedilen malların muhafazası için 03/07/2018 tarihinde hacze gidildiğini, haciz mahallinde 3. Kişinin dosya borcuna mahsuben ödeme yaptığını, borçlu ile birlikte hareket ettiğinin anlaşıldığını, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu. -Davacıların takipte borçlu olmadıkları için kendilerine haciz baskısı yapılmasının söz konusu olmadığını, dosyada tanzim edilen bilirkişi raporunun da aynı doğrultuda olduğunu, rapor dikkate alınmadan karar verildiğini, davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, üçüncü kişi tarafından borç ödense bile istirdat davasının borçlu tarafından açılması gerektiğini, haciz işlemi dosya borçlusu … Ltd. Şti. Aleyhine gerçekleştirildiğinden takip borçlusu olmayan davacıların haciz baskısı altında ödeme yaptıklarını ileri süremeyeceğini. -Borçlu ile 3. Kişiler arasında açıkça organik bağ bulunduğunu, Borçlar Kanunu’nun “Borçlanılmamış edimin ifası” başlıklı 78. Maddesinde “borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir” hükmü gereğince davacıların ödemeyi geri isteyemeyeceğini.-Davanın konusu olmasada, bilirkişi raporu ve mahkeme kararında yer aldığı için davacılar ile borçlu arasındaki muvazaayı açıklamak durumunda kaldıklarını, mahkemenin hatalı olarak mülkiyet karinesinin 3. Kişi yararına olduğunu kararında açıkladığını, sözde 3. Kişi şirketin, borçlu şirketin kurucu ortak ve yetkilisi tarafından kurulmuş olduğunu, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı lehine olduğunu, haciz işleminin takip dosyasından düzenlenen ödeme emri ve takip talebindeki borçlu adresinde gerçekleştiğini, haczin gerçekleştiği adresin, borçlu şirketin borcun doğumundan sonra değiştirdiği, kayden değiştirilmiş faaliyet adresi olduğunu, mahalde borçluya ait çok fazla evrak bulunduğunu, haciz tutanağının ilk sayfasında bu hususların zapta geçtiğini, haciz mahallinde borçlunun oğlu tarafından, borcun doğumundan sonra kurulmuş … şirketine ait nitelikli evraklar bulunduğunu, aynı adreste dönüşümlü olarak şirket nakli yapıldığının göstergesi olduğunu, haciz mahallinde hazır bulunan 3. Kişinin muhasebe işlerini yapan çalışanın mahalde, borçlu şirkete ait 23 adet belgeyi ibraz ettiğini, davacı ile borçlu şirketin aynı dönemlerde aynı adreste uzun süre faaliyet gösterdiğini, aynı adreste No:… ve No:…’de sürekli merkez nakli gerçekleştiğini, bilirkişi incelemesi ile borçlu şirketin sık sık hisse devri yaptığının ve alacaklıları ızrar kastı bulunduğunun tespit edildiğini. -Mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olup, 3. Kişinin istihkak iddiasını ispatlamaya elverişli belge sunmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; 06/06/2018 tarihinde müvekkilinin adresine gelinerek haciz yapıldığını, istihkak iddiasında bulunduklarını, 03/07/2018 tarihinde müvekkilinin adresine tekrar gelinerek ek haciz yapıldığını ve muhafaza talebinde bulunulduğunu, müvekkilinin muhafazaya engel olmak amacıyla davacı şirket yetkilisi … tarafından “borcu kabul etmiyoruz, emanet olarak ve haczi durdurmak için ödeme yapıyoruz” beyanı ile ödeme yaptığını, bu beyandan ödemenin haciz ve muhafaza tehdidi altında gerçekleştiğinin anlaşıldığını, icra takibine konu çeklerin 16/02/2016 ve 12/02/2016 keşide tarihli olduğunu, davacı …A.Ş.’nin şirketin kira kontratından adrese 1,5 yıl önce 20/07/2014 tarihinde taşındığının ve Gebze/İlyasbey Vergi Dairesinden alınan vergi levhasından, vergi mükellefiyeti tescil ettirdiğinin anlaşıldığını, davacı … Tic. Ltd. Şti.’nin adrese 08/12/2010 tarihli kira sözleşmesi ile taşındığını, davacı … A.Ş.’nin, davalı takip borçlusu … Aksesuarları Ltd. Şti.’den cari hesap alacağını tahsil edemediğini, müvekkilinin adresinde fatura ve irsaliye bulunmasının hukuka uygun olduğunu, husumet itirazının yerinde olmadığını beyanla, istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; davalı … A.Ş. Tarafından diğer davalı … şirketi aleyhine 12.02.2016 keşide tarihli 23.650,00-TL bedelli çek ve 16.02.2016 keşide tarihli 25.000,00-TL bedelli çeklere dayalı olarak 48.650,00-TL. asıl alacak, 908,91-TL işlemiş faiz, 4.865,00-TL %10 tazminat, 145,95-TL % 0,30 komisyon olmak üzere toplam 54.569,86-TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibinin başlatılığı, Gebze …İcra Müdürlüğü … Tal. Sayılı dosyasından fiili haciz işlemi yapıldığı, 06/06/2018 tarihli haciz tutanağı ile davacı şirketin adresinde menkul haciz işlemi yapıldığı, davacı şirketin aynı haciz tutanağında istihkak iddiasında bulunduğu, İstanbul 7.İcra Hukuk Mahkemesi 2018/934 E. 2018/739 K. Sayılı İstihkak iddiası nedeniyle takibin taliki veya devamına ilişkin kararı ile istihkak iddiasında bulunana 7 gün içinde istihkak davası açması için süre verilerek, takibin devamına ilişkin karar verildiği, karar sonrasında, Gebze …İcra Müdürlüğü … Tal. Dosyasından 03/07/2018 tarihinde ek menkul haciz işlemleri yapıldığı, menkul haciz tarihinde haciz tutanağına göre davacı tarafından “ihtirazi kayıtla” 78.683,45-TL ödeme yapıldığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak resen seçilecek bilirkişi tarafından yerinde inceleme yetkisi de verilerek tüm taraflar açısından şirket kayıt ve defterlerin, şirket ortaklarının ve faaliyet tarihlerinin ve adreslerinin tespiti ile aralarında ticari ilişki olup olmadığının, varsa borç/alacak durumlarının tespiti hususunda bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda; Davacı … Tic.A.Ş ‘nin 2012 ve 2015 yılı yasal defterlerinin incelenmesi sonucunda 2012 yılı defterlerinin delil kudretine haiz olduğu, 2015 yılı defterlerinden kapanış tasdikine tabi yevmiye defterinin 499. Sayfada noterlikçe kapatıldığı bu sayfadan sonrasının ise tasdiksiz olduğu anlaşıldığından 2015 yılı yasal defterlerin 499.sayfadan sonraki kayıtlarının sahibi lehine delil kudretine haiz olmadığı, Davacı … Paz. Ürt.San.Tic.A.Ş. ile davalı Mihenk Banyo arasında ticari ilişkinin var olduğu, diğer davacı … Tic. Ltd.Şti.ile davalı … arasında defter ve belgeler üzerinde ticari ilişkiye rastlanmadığı, Davacı … A.Ş’nin yasal defterlerinde hacz edilen 5 adet mallarla ilgili olarak 3 adet ürünün kayıtlarda yer aldığı ve bunun defterdeki kayıtlara ve belgelerine göre toplam değerinin 1.981,11 +1.153,33 = 3.134,44 TL.- olduğu 1 ürünün 2.el olması nedeniyle belgesinin olmadığı, klimanın ise kiracılar davacı şirketlerin şirket mal sahibine ait olduğunun ifade edildiği bu suretle davacılara ait olmadığının tespit edildiği, Davacı … şirket merkezinin daha önce İstanbul’ da iken, 20/08/2014 tarihinde “… Mah. … Cad. No:… Çayırova/Kocaeli” adresine taşındığı, ilanın ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, şirketin ilk tescilini 07/08/2012 tarihinde yaptığı, 12/01/2016 tarihinde sicil gazetesine sermayenin %10,5 payı …’ e, %89,5 payı ise …’ na ait olduğunun tescil edildiği, 02/05/2018 tarihli Gebze …Noterliği tarafından tasdik edilen … karar nolu yönetim kurulu kararı ile hissedarlar … ve …’in şirketteki hisselerini …’ a devir ettikleri şirketin tek ortağı ve münferit imza yetkilisinin … olduğu, Davacı … şirket merkezinin daha önce İstanbul’ da iken, 08/12/2010 tarihinde “… Mah. … Cad. No:… Çayırova/Kocaeli” adresine taşındığı, ilanın ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı,şirketin ilk tescilini 14/05/2008 tarihinde yaptığı, Davacılardan …Ltd.Şti. %60 hisse payına sahip … ile %40 hisse payına sahip … olduğu, Davalı …’nun, … Tic. Ltd. Şti ünvanı ile faaliyete başladığı, ilk tescilin 02/12/2010 tarihinde yapıldığı, şirketin tescildeki adresinin “… Mah. … Cad. No:… Çayırova/Kocaeli” olduğu, tescildeki ortaklık yapısının %50 payına …, %50 payına …’ in sahip olduğu, sonradan 28/11/2012 tarihinde unvan değişikliği yaptığı, şirket ortaklarının %60 paylı …, %20 paylı …, %20 paylı … olduğu, 16/09/2013 tarihli ticaret sicil gazetesine göre faaliyet adresinin “… Mah. … Cad. No:… Çayırova/Kocaeli” olarak değiştirildiği, 31/03/2014 tarihli ticaret sicil gazetesinde hisse devrinin ilan edildiği, şirket hissedarı …’ in tüm hisselerini devrettiği, 2015-2016-2017-2018 yıllarında şirket ortaklarının …, …, … olduğunun tespit edildiği, şirket faaliyet adresinin 2016 yılma kadar davacı şirketlerle aynı adreste faaliyette olduğu, 17.06.2016 tarihinde adres değişikliği yaparak … mahallesi … Cad. … sok. No:… Çayırova/Kocaeli adresine taşındığı son adresinin bu adres olarak görüldüğü beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Üçüncü kişi davacılar tarafından açılan istirdat talepli davada ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde, menfi tespit ve istirdat davalarının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacılık sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, borcu ödeyen 3.kişi davacının, takip alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Üçüncü kişi davacılar vekilinin dava dilekçesinde, icra dosyasından 06/06/2018 tarihinde müvekkillerinin adresine hacze gelinerek haciz yapıldığını, istihkak iddiasında bulunduklarını, icra mahkemesinin kendilerine istihkak davası açmak üzere süre verdiğini, istihkak davası açamadan, 03/07/2018 tarihinde ek haciz ve muhafaza amaçlı olarak tekrar gelindiğini, muhafaza tehdidi altında icra dosyasına ihtirazi kayıtla ödeme yaptıklarını ileri sürerek, ödenen paranın davalı alacaklıdan istirdadını talep ettiği anlaşılmakla, dava İİK’nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış istirdat davası niteliğinde olmayıp, üçüncü şahıs tarafından genel hükümlere ve sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılarak açılan istirdat davası olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin husumet itirazı yerinde görülmemiştir. (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10/02/2022 tarihli 2022/3-80 Esas-2022/107 Karar sayılı kararı) İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, takip borçlusunun davalı … San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, davacıların takip borçlusu olmadıkları anlaşılmaktadır. İstinaf eden davalı … A.Ş. Tarafından süresinde davaya cevap verilmediği ancak bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, husumet itirazı ile birlikte, davacı şirketler ile borçlu şirket arasında muvazaa ve organik bağ bulunduğuna ilişkin açıklamalar yaptığı, borçlu şirket kurucu ortağı …’in davacı şirketlerin de kurucu ortağı olduğunu, borçlu şirketin borcun doğumundan 4 ay önce adres değişikliği yaptığını, davacılar ile borçlu şirketin aynı adreste uzun süre birlikte faaliyet gösterdiğini, bilirkişi incelemesinde sık sık hisse devri yapıldığının ve bunun ızrar kastı ile yapıldığının tespit edildiğini, haczin takip talebindeki adres olduğunu, haciz mahallinde borçlu adına birçok evrak bulunduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davalı alacaklı tarafça, 12/02/2016 ve 16/02/2016 tanzim tarihli çeklere dayalı olarak, 28/04/2016 tarihinde, kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, icra takibinde borçlu şirketin adresinin “… Mah. …Caddesi, No:… Çayırova/KOCAELİ” olduğu ancak icra dosyasının incelenmesinde davalı şirkete bu adreste ödeme emri tebliği edildiğine dair tebligat parçası bulunmadığı, borçlu şirketin “… Mah. … Cad. … Sok. No:… Çayırova/Kocaeli adresine çıkarılan ödeme emrinin 05/07/2018 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, alacaklı bankanın aynı çeklere dayalı olarak ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından geçerli olmak üzere İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2018 tarihli 2018/512 D.İş Esas-2018/535 Karar sayılı kararıyla ihtiyati haciz kararı alındığı ve üçüncü kişilere haciz ihbarnameleri gönderildiği, Gebze İcra Müdürlüğüne talimat yazıldığı anlaşılmıştır. Davacı şirketlere ait adreste haciz yapıldığı, İstanbul 7. İcra Mahkemesince davacılara istihkak davası açmak üzere 29/06/2018 tarihli kararlarla 7 günlük süre verildiği, süre henüz dolmadan davalı alacaklı tarafça ek haciz ve muhafaza için davacıların adresine gidildiği, ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça ödemenin haciz ve muhafaza tehdidi altında üçüncü şahsın ödemesi olduğu ve istirdadı gerektiği ileri sürülmüş, davalı alacaklı tarafça ise borçlunun borcunun ödenmesi olduğu savunulmuştur. Davalı vekili davacı şirketler ile davalı şirket kurucusunun aynı kişi olduğunu, aralarında organik bağ ve muvazaa bulunduğunu ileri sürmüşse de, bilirkişi raporundan, davacı şirket ortağı …’in hissesini borcun doğumundan önce 31/03/2014 tarihinde devrederek borçlu şirketten ayrıldığı, borçlu şirketin davacı … şirketiyle ticari ilişkisinin bulunduğu, borçlu şirkete ait bir takım evrakların adreste bulunmasının, şirketler arasında organik bağ ve muvazaayı ispata yeterli olmadığı, davacı tarafça ihtiyati haciz kararı ile gelinmesi ve muhafaza yapılmak istenilmesi üzerine, haciz ve muhafaza baskısı altında ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığı üçüncü kişinin borcunun üstlenilmesinin söz konusu olmadığı, haciz ve muhafaza baskısı altında ödeme yapıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı … AŞ vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.734,41 TL nispi harçtan, peşin alınan 1.343,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.391,15 TL eksik harcın davalı … AŞ den alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacılar avansından kullanıldığı anlaşılan; 35,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı … AŞ den alınarak, davacılara verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.