Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1637 E. 2023/908 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1637 Esas
KARAR NO: 2023/908
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2021
NUMARASI: 2018/985 2021/32
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilleri hakkında, müvekkilerinin ciranta olduğu keşidecisi davanın ihbarı talep edilen … olan çekten dolayı icra takibi başlattığını, müvekkillerinin imza itirazının reddedildiğini, müvekkilerinin davalı ve … ile borç alacak ilişkisi olmadığını, davacı ile davalının babası …’ın hemşeri olduğunu, davacının oğlu …’in 2011 yılında eşini takılarını bozdurup elden …’a borç olarak verdiğini, ancak ödemede güçlük yaşayıp sürekli ertelediğini, son olarak davacı …’in yaralanması ve davacının oğlu …’in …’ın oğlu … tarafından öldürülmesi olayının yaşandığını, bu yönde ceza davası olduğunu, cinayet olayına kadar adı geçen kişi ile müvekkili arasında güven ilişkisinin devam ettiğini, 2013 yılında …’ın … marka aracını satmasını, ancak bedelini 8 ay sonra 45000TL olarak ödeyebileceğini teklif ettiğini, aracın maliki …’ın harici olarak sattığı kişinin aracı harici olarak müvekkiline satmış olduğunu, müvekkilinin aracı 2-3 ay kullanıp masraf yaptığını, güven ilişkisi nedeni ile aracı haricen …’a teslim ettiğini, …’ın 4 ay sonra tescil istediğini, ancak müvekkilinin tescilin ücret ödenince gerçekleşeceğini söylediğini, …’ın yapmış olduğu işler nedeni ile vade tarihi 4 aya yakın senetleri teminat olarak verebileceğini, senetlerin ödenmemesi halinde parayı ödeyeceğini, verilecek senetlerin tahsil için bankaya verilmesinin uygun olacağını , senetlerin 45000TL den daha yüksek bedelli olacağını , tahsilat sonrasında fazla kısmın kendisine verilmesi gerektiğini, ödenmediği takdirde 1 aylık vade tarihi sonrasında borcun tamamının kendisi tarafından ödeneceğini teklif etmesi üzerine birlikte banakaya gittiklerini, müvekkilinin kendisine uzatılan 10-11 civarında enedin arkasına tahsil cirosu attığıı, ancak senetleri inceleyemeden güvene dayalı ciroladığını , bu senetler arasında önyüzü boş ve daha yüksek meblağlı senet olduğunun fark edilemediğini, mehmet …’ın 2-3 seendi kendisi haricen tahsil edeceğini söyleyerek alıkoyduğunu, diğer senetleri bankaya ibraz ederek işlemlerin başlatılmasını sağladığını, aracın üçüncü kişiye resmi satışı yapılmış olduğunu öğrendiklerini, senet vadeleri geldiğinde ise döeem yapılmadığından protesto edildiğini ve bankanın senet işlemlerinin ücretini müvekkilinden tahsil ettiğini, senetlerin alınarak …’a teslim edildiğini, Müvekkilinin oğlunun öldürülmesi olayından sonra … tarafından müvekkilinin oğluna alacakları karşılığında verilmiş olan 140.000TL bedelli senedin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … e sayılı dosyada takibe konulduğunu, bunun üzerine davalı tarafından müvekkili aleyhine 153.000TL bedelli iş bu davaya konu takibin başlatıldığını, senette nakden kaydı olsa da …’ae müvekkili tarafından 153.000TL verilmediğini, …’a ciro edilen bir senet imzalanmadığını, imzaya ve borca itiraz edildiğini, ismini bilmediği ancak …’ın oto galerisinde gördüğü kişinin yazının …’ın yazısına benzediğini, keşideci imzasının da onun tarafından atılabileceğini söylediğini, senedin hileli davranışlarla müvekkili hataya düşürülerek düzenlendiğini, aleyhine başlatılan takibin engellenmesi için ve ceza davası sonunda açılacak hukuk davasında tazminat için pazarlık konusu yapılmak için senedi kendi adına değil kızı … adına cirolanmış olduğunu, Davalının İcra hukuk mahkemesindeki cevabında müvekkili adına kayıtlı taşınmazın esasen … adına alındığını, taşınmaz alımı sırasında kredini ger ödemelerinin … tarafından yapılmakta olduğunu, takibe konu senedin buna karşılık teminat olarak verildiğini savunmasının olağan hayata aykırı bir savunma olduğunu, Sahte senet yönünden soruşturmanın derdest olduğunu belirterek Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, İİK 72/4 maddesi gereğince tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik nedeniyle itiraz ettiklerini, dava dilekçesinde tüm iddiaların asılsız mesnetsiz olduğunu, imzaya ve borca itirazın Büyükçekmece 1.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/425 E sayılı dosyasında reddedildiğini, davanın kötüniyetle açıldığını, Büyükçekmece CBS 2016/32496 SOruşturma 2016/13115 Karar numaralı dosya ile “müştekinin iddiasının soyut ve yaşam kuralları ile bağdaşmadığı ” gerekçesi ile KYOK verildiğini, raporda imzanın davacı eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, Büyükçekmece CBS 2016/26334 sor sayılı dosyası, İstanbul …İcra md dosyası, Bakırköy 14.Ağır Ceza Mahkemesi dosyası ve araç kayıtlarının bu dosya ile ilgisi olmadığını, dava dilekeçsinde yer alan siğer şahısların da dava ile ilgisinin anlaşılamadığını, dava dilekçesinde senedin teminat senedi olduğunun beyan edilmesinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine , icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının davalıya Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 114.751,00 TL takip dayanağı bonodan kaynaklanan asıl alacak borcu ve 50.812,77 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz borcu bulunmadığının tespitine,Fazlaya ilişkin talebin reddine, Kabul edilen kısım yönünden davalının kötü niyeti subut bulmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,Davalının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, red edilen 38.249,00 TL’nin %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Senedin keşidecisi olan … isimli kişiye davanın ihbar edilmiş olmasına rağmen karar başlığında, yer verilmemesinin hatalı olduğunu, icra dosyasının maddi hata yapılarak “Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasının incelenmesinde;” şeklinde yazıldığını, doğru dosyanın “Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı” olduğunu, -Davacı ve davalı ile ihbar olunan arasında borç doğuracak bir hukuki işlem olmadığını, dava konusu senedin üzerindeki imzanın davalıdan hileyle alındığını, Davalı tarafın, senedin taraflar arasındaki inançlı işlem nedeniyle teminat senedi olarak verildiği yönünde beyanda bulunduğunu, ancak yazılı bir inanç sözleşmesi ortaya koyamadığını,Davalı tarafın, teminat senedi olduğunu beyan ettiği senedi kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edilmesi mümkün bulunmadığını, iddiasının ise yargılamayı gerektirirken senedin tüm bedel üzerinden takibe konulduğunu,Davanın tam kabulü gerekirken genel hukuk mahkemesi olan Asliye Hukuk mahkemesinin görev alanına girerek ve bunun da ötesinde takibin başlatıldığı tarih bir yana, davanın açıldığı tarihin dahi çok ötesinde banka ödemelerine dayalı olarak davanın kısmen kabulü kararı verilmesinin yerinde olmadığını, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin; 23.10.2018 tarih ve 2017/7098 E., 2018/10401 K., 11.11.2020 tarih ve 2020/2032 E., 2020/9626 K. sayılı kararları ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin; 21.10.2015 tarih ve 2015/5218 E., 2015/13291 K., sayılı kararı.) Kabul anlamına gelmemek kaydıyla ilk derece mahkemesince dava konusu uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilebileceğinin kabulü halinde ise; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin 08.04.2016 tarihini içermesine ve takip hukukundan kaynaklanan uyuşmazlığın bu tarihe göre çözümlenmesi gerekmesine rağmen; ilk derece mahkemesince 08.04.2016 tarihli takibin 38.2149,00 TL üzerinden devamına karar verilmiş olmasının dosya kapsamına aykırı olduğunu, rapora itirazların dikkate alınmamasının adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, rapora itirazlarında açıklandığı üzere takip tarihi olan 08.04.2016 tarihi itibariyle, davalı … tarafından 29.03.2016 tarih ve 1.000,00 TL tutarlı ödeme dışında başkaca bir ödemesi bulunmadığını, İlk derece mahkemesince borçlunun takip tarihi öncesinde temerrüde düşürülmediğinden bahisle takip öncesi geçmiş günler faizinin istenemeyeceği benimsenmiş iken, diğer yandan takip tarihinde henüz gerçekleşmemiş olan banka ödemelerine dayalı olarak 08.04.2016 tarihi itibariyle takip başlatılacağını ve buna göre takip tarihi sonrasında (25.04.2016 tarihinden 16.07.2019 tarihine kadar olan dönem içerisinde) yapılan aylık ödemelerin tamamı için (örnek olarak verilmesi gerekirse 16.07.2019 tarihli ödeme için bu tarihin çok öncesindeki bir tarih olan) 08.04.2016 tarihinden itibaren faiz istenebileceğini benimsemiş olması hukuka açıkça aykırılık oluşturduğunu, (153.000,00 TL + 50.812,77 TL =) 203.812,77 TL alacağın tahsili talebiyle 08.04.2016 tarihinde başlatılan icra takibinin tamamı yönünden davalı tarafın kötüniyetli olduğunu, mahkemenin itibar ettiği davalı savunmasına ve banka kayıtlarına göre takip tarihi öncesinde sadece 1.000,00 TL ödemesi bulunan davalının, toplamda 203.812,77 TL tutarında alacağın tahsilini talep etmiş olduğunu, davacının kötüniyetli olarak kabul edilerek aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine rağmen, takipte haksız çıkan davalının kötüniyetinin sübut bulmadığından bahisle bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş olmasındaki çelişkili tutumun hukuka aykırı olduğunu, Dava dosyasına yatırılan teminat avansı hakkında hüküm fıkrası oluşturulmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın tüm talepler yönünden kabulü ile, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmolunmasına ve 05.03.2019 tarih ve 42373 sayılı makbuz karşılığında yatırılan 25.715,00 TL teminatın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının senetle ilgili ne kadar ödeme yapıldığını tespitini istemediğini, mahkemece talep edilmeyen hususlarda karar verildiğini, Raporda taraflar arasında alacak ilişkisi olduğunun tespit edildiğini, Davalı …’in beyanlarının dikkate alınması gerektiğini, raporda nakten yatan paranın davalı ile ilgisi tespit edilemiği yazılı ise dee paralrı kimin yatırdığının davalı … beyanında anlaşılmakta olduğunu, Mahkemenin delilleri, tanık beyanları değerlendirmediğini, tapu iptal davası gibi değerlendirme yaptığını, davacı … hukuki ilişkisi olmadığını, tanımadığını beyan etmiş ise kredi sözleşmesinde …’ ın kefil olarak gözüktüğünü, borca imzaya itirazın reddedildiğini, soruşturmada takipsizlik kararı veridliğini, mahkemenin kararının kayıtsı zşartsız bir şekilde alacak borç ilişkisine dayalı kambiyo senediin bölünmezliği ilkesine aykırı olduğunu, Müvekkilinin ailesinin oturduğu binadan ev satın almak istediğini, kendisine kredi çıkmayınca güven ilişkisi olan … üzerinden kredi kullanarak taşınmazı satın aldığını, tüm işlemleri müvekkilinin yaptığını, kredi taksitlerinin ödenmeye devam edildiğini, aralarındaki şifai anlaşmaya göre … tüm masraf ve kredi taksitlerini ödeyecek borç bittiğinde … taşınmazı …’a devredeceğini, ancak …’in taşınmazı devre yanaşmadığını, müvekkilinin senedi takibe koyduğunu, , tapu devrine yanaşılmaması halinde takibe devamın zorunlu olduğunu, aksi halde davacının sebepsiz zenginleşeceğini, rapora dayalı karar vermenin yerinde olmadığını, esasen müvekkilinin kredi ödemelerinin devam ettiğini, kredinin 10 yıllık olduğunu, bankanın gönderdiği DVD incelenmediğini, davalının 57 taksit ödediğini, davacının yaptığı bir ödeme olmadığını, Müvekkilinin ev satın alırken güvendiği kişi üzerinden kredi kullandığını, davacının devre yanaşmadığını, taşınmazın istinaf başvuru tarihindeki değerinin 350.000TL olduğunu, bononun kayıtsız şartsız borç ilişkisine dayandığını, icra hukuk mahkemesi dosyasında da teminat sözleşmesi sunamadığını, kredi ödemelerini kir karşılığı iddiasında bulunsa da kira sözleşmesi sunmadığını, taşınmazın değerinin bilirkişiler tarafından belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME:Dava konusu Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasının incelendiğinde; alacaklının davalı …, borçlularının davacı … ile dava dışı … olduğu, takibin 153.000TL senet alacağı ile 50.812,77TL işlemiş faiz ki toplam 203.812,77TL’nin yıllık %29 faizi ile tahsili istemi ile kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığı, takip dayanağının 12/01/2014 tanzim tarihli 15/02/2015 vade tarihli 153.000,00 TL meblağlı bono olduğu, takibin 08.04.2016’da başlatıldığı anlaşılmaktadır. Takip dayanağı olan bono incelendiğinde ise; 12/01/2014 tanzim tarihli, 15/02/2015 vade tarihli 153.000,00 TL bedelli bonoda keşidecinin ihbar olunan …, lehtarının davacı … olduğu, bonoda nakden kaydı olduğu anlaşılmıştır. Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/425 Esas, 2016/922 Karar sayılı dosyasında Davacı … tarafından davalı …’ karşı borca ve imzaya itiraz edilerek dava açıldığı mahkemece imzaya ve borca itirazın reddedildiği, imzaya itiraz yönünden asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine ve asıl alacağın %10’u tutarında para cezasına hükmolunmasına karar verildiği, faize itiraz yönünden itirazın kabulü ile takibin takip tarihinden itibaren ticari avans faizi oranı üzerinden ve 153.000TL asıl alacak ile 18.416,07TL faiz toplam 171.416,07TL üzerinden devamına fazlaya ilişkin faiz istemi yönünden takibin iptaline karar verildiği, karara karşı istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, ilgili dosyadaki imza incelemesine ilişkin raporun bu dosyada delil olarak sunulduğu görülmüştür.Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/248 Esas sayılı dosyasında; sanığın …, maktulün …, müştekinin … olduğu, sanık hakkında kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarından kamu davası açıldığı, suç tarihinin 04.12.2015 olduğu anlaşılmaktadır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklılarının …, … ve …, borçlusunun … olduğu, takip tarihinin 29/02/2016 olup takibin dayanağının 30/08/2014 tanzim tarihli, 30/08/2015 vadi tarihli, keşidecisi …, lehtarı … olan bono olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece tanıkların beyanları alınmıştır.Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/32496 Sor. Sayılı ; davacı tarafça dava konusu bononun hile yolu ile dolandırılmak suretiyle alındığı yönündeki şikayeti üzerine açılan soruşturma dosyası olduğu ve soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.Tapu kayıtlarına göre; İstanbul ili Esenyurt ilçesi … köyü … ada … parsel sayılı zemin kat 2 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın 27/10/2014 tarihinde … tarafından davacı …’e 90.000TL bedelle satıldığı, taşınmaz üzerinde … AŞ nin 135.000TL bedelli ipoteğinin olduğu, 22/10/2014 tarihinde …’tan 67.500,00 TL konut kredisi kullanıldığı, kredi sözleşmesinde asıl borçlunun davacı, kefilin davalı olarak yer aldığı anlaşılmaktadır.Bilirkişiler … ve … müşterek raporda neticeten; taraflar arasındaki ilişkinin borç alacak ilişkisine dayandığı, davacı …’in konut kredisi hesabına davalı … tarafından 42 işlemde toplam 38.249,00 TL ödeme yaptığı, davacı … tarafından 4 işlemde nakden toplan 4.405,00 TL para yatırdığı, yine … tarafından … Ada … Parsel daire satış bedeli açıklaması ile 19.800,00 TL nakden para yatırdığı, davacı tarafından … Ada … Parsel daire satış bedeli açıklaması ile ödenen 19.800,00 TL’nin ve 4.405,00 TL tutarındaki nakden yatırılan tutarın davalı şahıs ile bir ilgisinin bulunup bulunmadığının tespitinin yapılamadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı; takibe konu senedin hile ile alındığını, davalı ile aralarında borç ilişkisi olmadığını ileri sürmüş ise de somut delil durumuna göre iddiasını ispatlayamamıştır. Davalı ise Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/425 Esas sayılı dosyasındaki cevap dilekçesinde senedi “davacının müşteri senedi diye ciro ederek müvekkilinin kendisine güvenmesi karşılığı verdiğini” belirtilmiş ve iş bu dosyanın 26.02.2018 Tarihli duruşmasındaki beyanında; “senedin taşınmaz devrinin yapılması için güven amaçlı olarak verilmiş bir senet olduğunu, aile arasında müvekkili ile alakası olmayan problemler çıkınca söz konusu taşınmazın tüm bedelini ve kredi taksitlerini müvekkili ödediği halde …’in taşınmaz devrini yapmadığını, müvekkilinin taşınmaz dolayısıyla ödediği paraları da müvekkiline ödemediğini” beyan etmiş olmakla senedin “teminat senedi olduğunu” açıkça beyan ettiğinden nakden kaydı olan senedin ihdas nedeninin yerinde olmadığına ilişkin iddiayı ispat yükü davalı yana geçmiştir. 05.02.1947 tarihli 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gereklidir. İspat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacak ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale gelecektir.Somut uyuşmazlıkta; davalı yazılı delil sunmamış olup taraflar arasında yapılan herhangi bir banka ödemesi de mevcut değildir. Davaya konu 153.000TL bedelli senedin tanzim tarihi 12.01.2014, vade tarihi 15.02.2015 olup konut kredisi sözleşmesi ise 22.10.2014 Tarihli 67.500TL bedelli ve 10 yıl sürelidir. Davalı, senedin taşınmazın devri için güven amaçlı verildiğini, kredi bedellerinin kendisi tarafından ödenmekte olduğunu ileri sürmüş ise de; kredi borcu, dava tarihinde henüz kapatılmamış olup davaya konu senedin kredi borcu ödenmeden muaccel hale geleceğinin kararlaştırıldığına dair bir delil de sunulmamıştır. Zira davalının savunmasına göre, senet teminat senedi ise öncelikle kredi borcunun davalı yanca kapatılmış olması gerekir. Bu durumda davalı, senedin inançlı işleme dayandığı iddiasını ispatlayamadığı gibi takip tarihi olan 08.04.2016 Tarihi itibarı ile teminat senedine dayalı borcun yerine getirilmediği ve alacağın muaccel olduğu iddiası da bu aşamada sabit olmadığından davacının menfi tespit davasının kabulü gerekirken kısmen hatalı gerekçe ile ve davadan sonra yapılan ödemeler de dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre davanın kısmen kabulü yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacının istinaf isteminin kısmen kabulüne, davalının istinaf isteminin reddine, HMK 353.1.b.2 md gereğince ilk derece mahkemesinin kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, davalı iddiasını ispatlayamamış olup kötüniyetli takip başlattığı sabit olmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, – Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 15.01.2021 gün ve 2018/985 Esas, 2021/32 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KABULÜ ile, – Davacının davalıya Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası yönünden davalıya borcu bulunmadığının TESPİTİNE, -Davalının kötü niyeti subut bulmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, -Alınması gereken 11.709,43.-TL karar harcından davacı yanca yatırılan 2.927,36.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 8.782,07.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, -Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ile 2.927,36.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, -Davacı tarafından yapılan 2.397,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, -Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 26.712,41.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf talebi reddedildiğinden davalı taraftan alınması gereken 11.709,43-TL harçtan, peşin alınan 2.828-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.881,43-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı, 60-TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 222,10-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, -Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, -Teminat iadesine ilişkin talebin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/06/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.