Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1635 E. 2023/1059 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1635 Esas
KARAR NO: 2023/1059
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2021
NUMARASI: 2019/132 Esas – 2021/22 Karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Deterjan, 1972 yılında yurtiçi ve uluslararası pazarlara kimyasal hammadde üretmek üzere %100 yerli sermaye ile kurulduğunu, ilk deterjan ana hammaddesi üretimini de 1974’te gerçekleştirdiğini, 1970’lerin sonlarında krem deterjan, 1985 yılında ise toz deterjan üretimi başlattını, günümüzde Türkiye’nin ve bölgenin en deneyimli ve en güçlü temizlik ürünleri üreticilerinden olduğunu, davalı tarafın 6769 sayılı SMK‘nın 9. maddesi uyarınca … nolu …+ŞEKİL markasını 5. sınıfta “kağıttan mamul çocuk bezleri” emtia grubunda kullanma yükümlülüğünü yerine getirmediğinden dava konusu markanın 5. sınıf “kağıttan mamul çocuk bezleri” emtiasında iptali gerektiğini, davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde kayıtlı bulunan … nolu …+ŞEKİL markasını 05. Sınıf “Kağıttan mamül çocuk bezleri.” Emtiası yönünden “kullanılmamaları sebebiyle” 6769 sayılı SMK 9. hükmü gereğince iptali ile sicilden terkinine karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait markanın iptali sebebi ile açılan davanın müvekkilinin TPMK tescilinden yaklaşık 10 yıl sonra açılmış olduğunu, müvekkili şirketin TPMK’da 19/11/2009 tarihinde tescili ile sabit olduğunu, bu itibarla markanın halihazırda zaten müvekkilinin sınai mülkiyetine dahil olduğunu, davacı tarafın müvekkilini işbu markayı tescilinden itibaren 5 yıl kesintisiz kullanmadığı iddası ise gerçek dışı ve kötü niyetli olduğunu, davacının açtığı davanın esasen hukuki dayanaktan yoksun haksız açılmış bir dava olduğunu, müvekkili üzerine 5.sınıfta tescilli olan … markası 10 yıl süre ile müvekkilinin sınai mülkiyetinde olduğu için kötü niyetli davanın mülkiyet hakkını ihlal ettiği için hak düşürücü sebep nedeniyle usulden reddine, bu mümkün görülmez ise, müvekkilinin sınai mülkiyet hakkına haksız müdahale niteliğindeki TPMK kaydına teminatsız olarak konan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarih ve 2019/132 Esas – 2021/22 Karar sayılı kararıyla; “… tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davalı adına tescilli … numaralı markanın 05 ve 16. sınıflarda … ismi ile tescilli olduğu, davacının ileride kullanacağı markaların tescillerinin red edilebileceği tehlikesi nedeni ile davalı adına tescilli dava konusu markanın tescilli olduğu 5. sınıf bakımından “kağıttan mamul çocuk bezleri” emtia grubunda 5 yıla aşkın süredir kullanılmadığı iddiası ile iptalini talep ettiği, davalı tarafça davanın 10 yıl sonra açıldığı, süresinde olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, ayrıca markayı 5 yıllık zaman dilimi içerisinde kullandığı ve halen kullanmayı devam ettiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, 6769 sayılı yasanın 26/1-a. Maddesindeki gönderme gereği SMK.nun 9. Maddesine göre tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Trükiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir hükmü ve SMK ‘nun 26/2 maddesine göre dava iptal davasının “ilgili kişiler” tarafından açılabileceği belirtildiğinden davacının … ismi ile deterjan ve temizlik ürünleri firma sahibi olması nedeni ile davayı açmada yasa düzenleme kapsamında hukuki menfaatinin olduğu bu nedenle davacı olabileceği, markanın kullanılıp kullanılmadığı yönünde yaptırılan incelemede, kullanılmama nedeni ile iptale karar verilebilmesi için kullanımın Türkiye’de gerçekleşmesinin gerektiği ayrıca markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerde kullanılması, kullanımın ciddi olması, eğer marka kullanılmıyorsa kullanılmamasının haklı bir nedene dayanması gerekmekte olup markanın kullanıldığının ispat yükü genel kuralın aksine davalıya ait olup davalı tarafından kullanıma dair sunulan deliller üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde kullanıma ilişkin sadece 7 adet satış ve 1 adet alış faturası ibraz edildiği, başkaca da bir delil ibraz edilmediği, ibraz edilen faturaların ticari defterlere kaydının yapılıp yapılmadığı anlaşılamadığından, delil olarak değerlendirilemeyeceğinin belirtildiği bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu buna göre de ispat yükü davalıda olmasına rağmen davalı tarafından kullanıma dair delil ibraz edilmediği sunulan faturaların da ticari defterler sunulmadığından ticari defterlere işlenip işlenmediği anlaşılamadığından sunulan delillerin delil niteliğine haiz olmadığı bu nedenle kullanımın ispatlanamadığı, davalı tarafından 10 yıllık süre içerisinde dava açılmadığından hak düşürücü süre nedeni ile itirazda bulunulmuş ise de, hak düşürücü sürenin kullanmama nedeni ile iptal davalarında geçerli bir yasal düzenlemesinin olmadığı, böyle bir hak düşürücü sürenin de 5 yıllık kullanmama süresi nedeni ile markaların iptal edilmesi düzenlemesinin mantığına aykırı olduğu, 5 yıllık süre içerisinde kullanılmayan markalar yönünden açılacak iptal davası süreye bağlı olmadığı anlaşıldığından davalı tarafından ispat yükü yerine getirilmeyip kullanım ispatlanmadığından davanın kabulü” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin markayı ilk kez 19.11.1999 tarihinde tescil ettirtikten sonra 10 yıl boyunca Sınai Mülkiyet Kanunun kendisine verdiği yetkiye dayanarak kullanmış akabinde ise 19.11.2009 tarihinde 10 yıllık süre için yenilediğini ve kullanmaya devam ettiğini, Davacının davasının usulden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usule aykırı olduğunu; markanın hükümsüzlüğü istemiyle açılan davalarda Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre 5 yıllık hak düşürücü süre bulunduğunu, davacının ise davayı 5 yıllık hak düşürücü sürenin bitiminden sonra açtığını, Davacının açmış olduğu davanın esastan da reddi gerektiğini; davacı tarafça müvekkilin markayı kullanmadığı iddia edilen dönemde markanın kullanıldığını, üretildiği ve ticari sahada kullanıldığını gösterir delilleri, faturaları mahkemeye 21.10.2019 tarihinde sunduklarını, ancak mahkemece sunulan delillerin göz ardı edildiğini, Türk Patent’in Kullanım İspatı Talepleri için düzenlemiş olduğu 2017 tarihli Kullanım Kılavuzunda delil olarak sunulan faturaların dikkate alınmasında ticari defter kayıtlarının olmasını şart koşulmamışken, mahkemenin sunulan faturaların ticari deftere işlenip işlenmediğinin anlaşılamamasından dolayı faturaların delil olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın kabulüne karar vermesinin usule aykırı olduğunu,Kaldıki davacı şirketin … markasını tescil ettirmiş olduğu sınıf ‘beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler’ sınıfı olan 3.sınıfta olduğunu, müvekkilin ise markayı ‘kağıttan mamul havlular, peçeteler, tuvalet kağıdı’ sınıfı olan 5.sınıfta tescil ettirdiğini, yani markaların tescil ettirildiği sınıfların farklı olması nedeniyle davacının menfaatinin zedelenmesinin söz konusu olmadığını, işbu sebeple davacının markanın iptali istemiyle açmış olduğu davada hukuki yararı bulunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli … nolu …+ŞEKİL markasının 05. Sınıf ‘Kağıttan mamul çocuk bezleri’ emtiası yönünden kullanılmaması sebebi ile İPTALİNE” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan kullanılmayan markanın iptaline karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Beş yıllık sürenin hesabında 6769 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihinden önceki sürelerin de hesaba katılması yönündeki mahkeme değerlendirmesi yerinde olup; dosya kapsamı ve mahkemece aldırılan denetime elverişli bilirkişi raporlarıyla davalının dava konusu markayı tescilli olduğu sınıflarda tescil edildiği tarihten itibaren gerek kendisi gerekse lisans vermek suretiyle üçüncü kişiler tarafından ciddi bir biçimde kullandığı ispatlanamadığı, bilirkişi incelesiyle tespit edilen yedi satış ve bir alım faturasının miktarları da gözetildiğinde ciddi kullanım olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/07/2023