Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1620 E. 2023/683 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1620 Esas
KARAR NO: 2023/683
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2021
NUMARASI: 2018/295 E. – 2021/620 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı Başkentliler … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti vekili verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aralarındaki ticari ilişki nedeniyle … sayılı 15.03.2018 düzenleme tarihli ve 75.000,00 TL bedelli çekin sipariş çeki olarak verildiğini, karşılığında mal alımı konusunda anlaştıklarını, davalı şirketin çekin karşılığı olan malı teslim etmediğini, verilen çeki de davalı şirketin yetkilisi …’in diğer davalı … A.Ş.’ye temlik ettiğini, bu davalının da kendileri ve diğer iki davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, yapılan bu temlik işleminin 6361 sayılı kanunun 9’uncu maddesine aykırı olduğunu, faktoring şirketinin fatura ile tevsik edilmeyen alacakları temlik alamayacağını, söz konusu çekin avans çeki olduğunu bu nedenle de faturasının bulunmadığını belirterek dava konusu çeke borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibinin iptaline ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile 08.04.2015 tarihinde sözleşme yaptıklarını, bu sözleşme ile 18.09.2017 tarih ve … sayılı fatura giriş bordrosu, çek giriş bordrosu, alacak bildirimi ve temlik sözleşmesi ile birlikte 84.346,40 TL tutarlı beş adet faturanın 75.000,00 TL tutarlı kısmını temlik aldıklarını, bu nedenle 6361 sayılı yasanın 9’uncu maddesine aykırı bir durum olmadığını, keşideci ile ciranta arasındaki borcun doğuş nedenini araştırmak zorunda olmadıklarını, çekin teminat çeki olmadığını, kişisel defilerin iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olan kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini, çekin bedelsiz kaldığını bilerek hareket etmiş olduklarını ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş.; davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2021 tarih ve 2018/295 Esas – 2021/620 Karar sayılı kararıyla; “Dava konusu çek incelendiğinde davalılardan …’in çekin arkasını diğer davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. lehine aval olarak imzaladığı dolayısıyla çekte alacaklı konumunda olmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın reddine yönelik olarak hüküm kurulmuştur. Davacı taraf davalılardan … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye karşı bedelsizlik defini ileri sürmektedir. Bedelsizlik defi kişisel defi olup sadece borçlu tarafından alacaklıya karşı ileri sürülebilir. Davaya konu çekin düzenleyeni dolayısıyla borçlusu davacı, hamili yani alacaklısı ise davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’dir. Hazırlanan bilirkişi raporları ile her iki şirketin incelenen ticari defterlerindeki kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin davacıya çek bedeline ilişkin mal göndermediği, buna ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerini de HMK m.220’ye göre mahkememiz dosyasına sunması istenildiği halde sunmadığı anlaşılmakla davaya konu çekin davacı şirket yönünden bedelsiz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu gerekçelerle davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davacı taraf davalı … A.Ş.’ye karşı davaya konu çeki devralırken 6361 sayılı kanun m. 9’a aykırı şekilde hareket ederek davaya konu çeki tevsik eden belgeleri araştırmadığını, gerekli araştırmayı yapması durumunda dava konusu çekin bedelsiz kaldığını diğer davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin kayıtlarından öğrenebileceğini belirterek bu nedenlerle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir. Hazırlanan bilirkişi raporları ile her iki şirketin incelenen ticari defterlerindeki kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin davacıya çek bedeline ilişkin mal göndermediği anlaşılmaktadır. Ayrıca çekin karşılığında gönderildiği belirtilen mallara ilişkin faturaların sevk irsaliyeleri de dosyaya delil olarak sunulmamış, bilirkişi incelemesinde de hazır edilmemiştir. Bu gerekçelerle davalı … A.Ş.’nin davaya konu çeki devralırken 6361 sayılı yasadan kaynaklanan araştırma yükümlülüğünü gerektiği şekilde yerine getirmediği, buna bağlı olarak da TTK m. 18/II’ye göre basiretli bir tacir gibi hareket etmediği anlaşıldığından davalı …. A.Ş. yönünden de davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davalıların ağır kusurlu ya da kötüniyetli hareket ettiklerine ilişkin delil bulunmadığından davacının kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; “Bilirkişi raporlarında davacı ile diğer davalının hesap hareketlerinden çıkarılan sonucun ‘Tarafların finansman yaratmak amacıyla hileli işlem yaptıkları ve birlikte hareket ettikleri’ yönünde olduğunu, Davacının keşidecisi olduğu çeklerin diğer davalı tarafından faktoring ve finans kurumlarında nakte çevrildikten sonra elde edilen bedellerin yine davacıya havale edildiğini, bu yolla banka ve finans kurumlarının zarara uğratıldığını, Somut olayda müvekkil şirket ile 18/09/2017 tarihinde yapılan faktoring işleminden bir gün sonra davalı tarafından davacıya 148.000,00-TL. ve 27.000,00-TL. havale gönderildiğini, bu hususun tarafların hileli finansman yaratmak amacıyla birlikte hareket ettiklerini açıkça ortaya koyduğunu,Yüksek miktarda alacaklı olunmasına rağmen davacının 2018 yılında da davalıya çek vermeye devam ettiğini, davacının dönem başında 1.440.453,94-TL. olan alacağının banka havaleleri ve çek çıkışları ile dönem sonunda 10.766.561,61-TL.ye yükseltildiğini, davacı tarafın bu tutumunun basiretli bir tacirden beklenmeyecek bir hareket olduğu ve bu durumun TMK. 2.maddesi gereği korunmayacağını, Temlike konu faturalar e-fatura olup davacı ve davalı tarafların resmi kayıtlarında yer aldığını, iade veya iptal edildiğine ilişkin hiçbir belge veya kayıt ibraz edilmediğini, faturalara itiraz edilmediğini, Faturaların e-fatura olması yanında irsaliye kayıtlarının da yer aldığını, faturaların tamamında irsaliye numaralarının yer aldığını, bu hususun ispatlanamadığı gerekçesi ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Temlik alınan faturaların doğruluğu, karşılığında mal ve hizmet verildiğine, tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğine ilişkin diğer davalının kabul, beyan ve taahhüdüne ilişkin 18.09.2017 tarihli yazısı, ayrıca faturaların doğruluğu ve karşılığında mal teslim alınmış olduğuna ilişkin davacı kayıtları ile BA-BS formları ile sabit olduğunu, bu hususun 07.11.2019 tarihli bilirkişi raporu ile de teyit edildiğini, Kıymetli evrakın mücerretliği ilkesi gereği müvekkil şirket, keşideci ile ciranta arasındaki borcun doğuş sebebini araştırmak ve kanıtlamakla yükümlü olmadığını, Davacı, müvekkil şirketin kötüniyetli olduğunu ve iktisapta ağır kusurlu olduğunu, bile bile borçlu zararına hareketle çeki iktisap ettiğini ispatlamak zorunda olduğunu, burada ispat külfetinin davacıda olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “-Davalı … yönünden davanın REDDİNE, -Davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … A.Ş. yönünden davanın KABULÜNE, -Davacının … Bankası Siteler Şubesi tarafından verilmiş, … sayılı 15.03.2018 düzenleme tarihli ve 75.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalılar … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine, -İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasındaki takibin iptaline, -Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının davaya konu 15.03.2018 keşide tarihli ve 75.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi olduğu, çekin aralarındaki ticari ilişki kapsamında avans olarak davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye verildiği, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporlarıyla çek karşılığı malların bu davalı tarafından davacıya teslim edildiği hususunun ispatlanamadığı, çekin bedelsiz kaldığının dosyadaki deliller uyarınca sabit olduğu, çekin davalı tarafından davacıya iade edilmeyerek diğer davalı … A.Ş.’ye temlik edildiği, bu durumda çek keşidecisi olan davacı ile lehtar arasındaki defilerin faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği, tüm bu hususlar gözönüne alındığında davacının davaya konu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi isabetli olduğundan, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … A.Ş vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken ‭5.123,25 TL harçtan, peşin alınan 1.340,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.783,14 TL harcın davalı … A.Ş’den‭ alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı … A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/04/2023