Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1615 E. 2023/673 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1615 Esas
KARAR NO: 2023/673
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 13/04/2021
NUMARASI: 2018/471 E. – 2021/316 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 15/01/2009 keşide tarihli ve 44.000,00 TL bedelli, 15/02/2009 keşide tarihli ve 44.000,00TL bedelli 2 adet çeke istinaden icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, kesinleşen icra takibinde davacılar ile davalı firma arasında 10/06/2009 tarihinde protokol aktedilerek gerek icra takibi gerekse dava dışı başka bir icra dosyasının ödenmesi konularının mutabakata bağlandığı, protokolün 2.maddesi gereğince İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının toplam borcu 100.000,00TL ile sınırlandırılmış olup bu icra dosyası borcunun tamamına karşılık gelmek üzere mülkiyeti dava dışı …’e ait olan İstanbul ili, Fatih ilçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parselde kain,… arsa paylı, … Kat, .. nolu meskenin, alacaklının veya onun göstermiş olduğu/talep etmiş olduğu isim olan …’e devir ve tescili konusunda anlaşma yapıldığı belirtilerek davacılar ile davalı taraf arasında aktedilen protokole istinaden yapılan resmi tapu devri gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ( Eski İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas) sayılı dosyası ödenmiş olduğundan davacıların davalı firmaya borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete ve diğer dava dışı olan …’ya borçlarından dolayı hakkında icra takipleri başlatıldığı, daha en başından beri davacı/borçlu haksız ve kötü niyetli itirazlarda bulunarak borcunu ödememek için her türlü yola başvurup imza itirazında bulunmuş olduklarını, haklarında ceza davaları açılmış olup tüm itirazları reddedilerek borçlu oldukları hüküm altına alındığını, davacının tüm borçlarının tasfiyesine yönelik alacaklılar … ve … Tic Ltd.Şti ile 10.06.2009 tarihli bir protokol düzenlenmiş olup, davacılar işbu protokolün belirtilen yükümlülüklerine uymamışlar ve bu nedenle de protokolün 9. maddesi gereğince protokol hükümsüz hale geldiğini belirterek davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının ve % 40 tazminat talebinin ve tedbir talebinin reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.04.2021 tarih ve 2018/471 Esas – 2021/316 Karar sayılı kararıyla; “Tüm dosya kapsamından; davalıların borçlu olduğu davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı (eski no: İst. … İcra müdürlüğü … Es.) takip dosyası ile dava konusu olmayan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyalarında takibe konu olan borçların taraflar arasında imzalanan 10/06/2009 tarihli protokol ile sınırlandırılıp yapılandırıldığı, bu protokol ile dava konusu takip ile ilgili olarak borcun 100.000-TL ile sınırlandırıldığı ve mülkiyeti dava dışı …’e ait olan İstanbul ili Fatih ilçesi … Mah ….pafta … ada, … parselde kain, … arsa paylı, …kat, .. nolu bağımsız bölümün, protokol gereğince davalı-alacaklı firmanın göstermiş olduğu şahıs olan …’e tapuda … adına tescil edilmesi halinde borcun kapanacağının kararlaştırıldığı ve ilgili taşınmazın da protokole uygun olarak 15/06/2009 tarihinde devir tescilinin yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça protokolde belirtilen diğer takip dosyasına konu borcun ödenmemesi nedeniyle dava konusu protokolün hükümsüz hale geldiği iddia edilmiş olsa da protokolde her iki takip dosyasının ayrı ayrı yapılandırıldığı birinin borcunun ödenmemesi halinde protokolün geçersiz olacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, buna göre İstanbul … İcra müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına konu borcun protokole uygun olarak ödendiği, buna rağmen devam eden takip dolayısı ile ilgili olarak davacıların davalıya borçlarının bulunmadığı, takibin devam etmesi nedeniyle zaman aşımından da bahsedilemeyeceği, takip kapsamında davacılardan borçlu olmadıkları halde toplam 333.470,24 TL’nin tahsil edildiği, bu itibarla yapılan bu ödemenin de istirdadı gerektiği kanaatine varılmakla davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacı dava değerini 395.935,46 TL’ye ıslah etmiş; yerel mahkeme tarafından ise dava 333.470,24 TL üzerinden kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, Takip dosyasında bulunan ve hiçbir zaman alacaklıya ödenmemiş olan 22.000,00 TL ihale teminat bedeli ve 103.000,00 TL satış bedeli olmak üzere toplam 125.00,00 TL’nin istirdadına karar verilmiş olması hatalı olduğunu; bu bedelin dava dışı … tarafından icra dosyasına yatırıldığını, bedelin dosya alacağıyla ilgili olmadığını ve müvekkile hiçbir zaman ödenmediğini, davacıların diğer alacaklılarına ödenmek üzere icra dosyasında tutulduğunu; ayrıca bu bedelin davadan önce ödenmiş olması nedeniyle ıslah yoluyla istirdada konu edilemeyeceğini, çünkü davanın menfi tespit davası olarak açıldığını, 20.10.2017 tarihinde borçlu … tarafından yapılan 208.470,24 TL’lik ödeme ile dosya borcu karşılanmış olup, bu bedelin müvekkile ödendiğini, Davada kabul edilen miktar üzerinden %20 oranında tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesi hatalı olduğunu; zira dava konusu takip alacağının varlığı ve takibin başlatıldığı tarihte ödenmemiş olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, bu hususun düzenlenen protokol ile sabit olduğunu, davacı iddiasının ‘Dava konusu takibin haksız ve kötü niyetli olduğu değil, takip konusu alacağın başlatılan icra takibinden sonra ödenmiş olduğu’ olduğunu, bu nedenle müvekkilin takibe girişmesinde haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, Davacı her ne kadar takip konusu alacağın icra takibinden sonra ödendiği iddiasında ise de İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya borcu hususunda protokolde üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğundan müvekkilin protokolün geçersizliği dolayısıyla icra takibine devam ettiğini, Müvekkil şirketin icra takibine girişmesinde haksız ve kötü niyetli olduğunu kabul etmemekle birlikte, İİK. 72. maddesinin açık hükmüne rağmen; takip konusu alacağın (88.000,00 TL) yüzde yirmisi oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, davada kabul edilen miktarın (333.470,24 TL) yüzde yirmisi oranında tazminata hükmedilmesinin de usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit – istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “-Davanın KABULÜ ile davacıların İstanbul …İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, borçlu olmadığı halde davalıya ödenmiş olan toplam 333.470,24 TL’nin istirdadı (icra dosyasında davalıya ödenmiş olan miktarın davalıdan alınmak sureti ile henüz icra dosyasında bulunan kısmının ise icra dosyasından davacılara iadesi yapılmak sureti ile) ile davacılara ödenmesine, -İcra İflas Kanununun 72/6 maddesi uyarınca (333.470,24 TL’nin) %20′ si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece ‘Davanın KABULÜ ile davacıların takip dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine’ ifadesinden sonra “Borçlu olmadığı halde davalıya ödenmiş olan toplam 333.470,24 TL’nin istirdadı (icra dosyasında davalıya ödenmiş olan miktarın davalıdan alınmak sureti ile henüz icra dosyasında bulunan kısmının ise icra dosyasından davacılara iadesi yapılmak sureti ile) ile davacılara ödenmesine” şeklindeki hükmün yeterince açık olmadığı, infazda tereddüt ve karışıklığa neden olacak nitelikte olduğu anlaşıldığından; mahkemece davalının icra dosyasına yatan bir kısım paranın kendilerine ödenmediği yönündeki savunmaları da karşılanarak istirdada konu miktarın net olarak tespitiyle, belirlenecek miktar üzerinden davanın tam kabul mü, kısmi kabul mü olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiğinden; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2021 tarih, 2018/471 E. – 2021/316 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/04/2023