Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1612 E. 2023/686 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1612 Esas
KARAR NO: 2023/686
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2021
NUMARASI: 2019/85 E. – 2021/370 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 19/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacının yeğeni olduğunu, davacının eşinin üzerine kayıtlı olan Ümraniye 2. Bölge Dudullu Kemerdere mevkii 1/1 pafta … parsel sayılı taşınmazı bedelsiz olarak davalılar tarafından devrinin istendiği, davacıyı zorla iş yerine götürerek birden fazla senet ve belge imzalattıklarını, Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında başlatılan takibin durdurulmasını, borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptalini, kararın kesinleşmesine kadar takibin teminatsız durdurulmasının talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde geçen zorla senedin imzalattırıldığına ilişkin iddia yönünden şikayetin 25/01/2019 tarihinde yapıldığı, ancak takibe konu senedin 08/02/2019 düzenlenme tarihli olduğunu, davacı tarafça bahsedildiği gibi haksız yere bedelsiz olan senedin isteniyor olduğuna ilişkin beyanının tamamen ilgisiz olduğu, davacının iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, Nevşehir ilindeki taşınmazların davacı ve müvekkilinin babası tarafından alındığı ve toplam 24 adet taşınmaz olduğu, taşınmazların mahkeme yoluyla satıldığı ve tüm masrafların müvekkili tarafından karşılandığı, tapu ve masrafların müvekkili tarafından banka yoluyla yatırıldığı ve elden ödenmiş olan birçok miktar bulunduğu, ayrıca işbu davayı açması da kötü niyetli olduğunu, davanın reddini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2021 tarih ve 2019/85 Esas – 2021/370 Karar sayılı kararıyla; “…Davacının, davalının kendisinden zorla senet alındığına dair şikayeti üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/4125 sırasına kayden soruşturma başlatıldığı, davalının şüpheli sıfatı ile davacı mağdurun senet haline getirebilecek bir kağıdı imzalamaya mecbur edilmesi suretiyle yağma suçundan yapılan soruşturma sonrasında davalının somut olayda suçun yasal unsurlarının oluştuğunu gösterir ve inkar niteliğindeki şüpheli savunmalarının aksine yeterli delil ve makul şüphenin bulanmaması sebebiyle 30/01/2020 tarihinde davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, karara karşı davacı tarafından itiraz edildiği, itirazın İstanbul Anadolu 7.Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/1677 D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir. Keza Mahkememizce tanıklar dinlenilmiş tanık beyanlarına göre davalının tehdit ile davacıya zorla senet imzalattığını gören bir tanığın olmadığı, yine dosya kapsamında davalının davacıya zorla senet imzalattığına dair delil sunulamadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine, yine davalı ile davacı arasında taşınmazın devri nedeniyle ihtilafın bulunduğu davacının kötü niyetli olduğunu davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından kötü niyet dava tazminatının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Toplanan yazılı deliller ile, davalı tarafın müvekkilime herhangi bir para göndermediği, müvekkilime gönderilen para transferini ispatladığını iddia ederek sundukları banka dekontlarında davanın tarafı olmayan 3. kişilere yapılmış ödemelerin olduğunun görüldüğünü, Davalının borcun dayanağı olarak gösterdiği ortaklığın giderilmesi yoluyla yapılan arazi satışının çok daha düşük bir bedelle yapıldığını, açık arttırma yoluyla satış işlemi ve devamında tapuda devir ve tescil işlemlerinin ise dava konusu senetten önce tamamlanmış olduğunu, Bunun yanı sıra bu işlemlerden önce müvekkilimin davalı ve ailesine karşı İstanbul Anadolu CBS 2019/18225 Sor. sayılı şikayeti bulunduğunu, müvekkilimin kendisini ve ailesini şikayet ettiği yeğeninden 13 gün sonra 200.000,-TL borç alamayacağını, almak istese de borç verilmeyeceğini, Dava konusu senet ve icra takibinde bir diğer ilginç hususun ise davalının öz babasının da senette kefil olarak yer almasına rağmen ona karşı hiçbir icra takibi yapılmaması olduğunu, Dinlenen tanık ifadeleri ve mahkemeye sunduğumuz banka kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilim araziyi satın almak için hem kredi çekmiş hem de dava dışı akrabalarından borç alıp bu borçları da peyder pey ödemiş olduğunu, Müvekkilimin hurdacı olarak çalıştığı ve hurdacı olarak emekli olduğunu, hayatındaki tek mal varlığının ortaklığın giderilmesi yoluyla aldığı bu gayrimenkulle olduğunu, kendisinin 3 gün içinde 200.000,-TL kullanmasını gerektiren hiçbir işi olmadığı gibi böyle bir parayı 3 gün içinde geri ödeyemeyeceğinin de ortada olduğunu, Öğretide ve Yargıtay uygulamasında kabul edildiği gibi menfi tespit davasında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğunu, ileri sürdüğümüz bedelsizlik iddiasına karşı davalı taraf borç ilişkisini ispat ve alacağın dayanağını göstermek için ortaklığın giderilmesi davasını ileri sürdüğünü, ancak müvekkilime banka havalesi yoluyla para gönderdiğini beyan etmesine rağmen bunu ispatlayamadığını, Müvekkilin, olayın oluş şekli nedeniyle kendisine karşı işlenen suça ilişkin olay anını gören hiçbir tanık bulamadığını, bunun davalı ve akrabalarının işyerine zorla götürüldüğü için doğal bir sonuç olduğunu, ama dinlenen tanıklarımız taraflar arasında borç ilişkisi olmadığını, müvekkilimin davacıdan borç almadığını, müvekkilimin senedin imzalatıldığı gün evine döndüğünde büyük bir dehşet ve korku içinde olduğunu beyan ettiklerini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davaya konu bononun kendisine zorla imzalatıldığını, davalıya borcunun bulunmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davalının tehdit ile davacıya zorla senet imzalattığına dair delil sunulamadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacının kötü niyetli olduğunun davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından kötü niyet tazminatının reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava irade bozukluğu iddiasına dayalıdır. Davacı bonoyu davalı tarafın baskısı sonucunda imzaladığını, davalıya borçlu bulunmadığını iddia etmektedir. Gerek dava dosyası, gerekse de ceza soruşturmasına (İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/4125 Soruşturma sayılı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanan ve kesinleşen dosyası) yansıyan delil ve beyanlar ile davaya konu bononun davacıya baskı ve zor ile imzalatıldığı iddiasının ispatlanamadığı; davalı beyanları ile bononun ihdas nedeninin talil edilmediği de gözetildiğinde; mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 913,30 TL harçtan mahsubu ile artan 733,40 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/04/2023