Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1609 Esas
KARAR NO: 2023/1062
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2019/212 Esas – 2021/166 Karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yüksek indirimli gıda perakendecilik sektöründe faaliyet göstermekte olup, içerisinde özel markaların da bulunduğu yaklaşık 700 üründen oluşan ürün yelpazesini Türkiye çapında faaliyet gösteren perakende mağazaları aracılığıyla satmakta olduğunu, müvekkilin “…” markasını 31. sınıfta yer alan “Tohumlar: bitki tohumları, çiçek tohumları, sebze tohumları.” ürünleri bakımından da tescil ve kullanmak istediğini, ancak davalı adına kayıtlı 17.10.2003 tarih ve … sayı ile tescilli “…” markasının bunun önünde engel teşkil etmekte olduğunu, davalı adına kayıtlı söz konusu markanın 31. sınıfta yer alan ürünler üzerinde fiilen kullanılmadığını, tescilli “…” markasının listesinde bulunan ve üzerinde kullanılmadığı 31. sınıfta yer alan “Tohumlar: Bitki tohumları, çiçek tohumları, sebze tohumları” ürünleri için iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak davaya ilişkin herhangi bir cevap vermediği, davalı vekili duruşmadaki beyanları ile, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve tarafların fiili kullanım amaçlarının farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/07/2021 tarih ve 2019/212 Esas – 2021/166 Karar sayılı kararıyla; “…Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalı adına tescilli … tescil nolu markanın tescilli olduğu 31.sınıftaki “tohumlar:bitki tohumları, çiçek tohumları, sebze tohumları” emtiaları yönünden beş yılı aşkın süreden beri kullanılmadığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile dava konusu markanın sadece bu emtialar yönünden kullanmama nedeniyle iptaline, sicilden terkinine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkil davaya konu … markasını kesintisiz olarak uzun yıllardır kullandığını, bilirkişi raporu ile müvekkilin esasen uzun yıllardır yüklü miktarlarda … markası ile fatura düzenlediğinin tespit edildiğini, dolayısıyla markanın kullanılmadığına dair gerekçeli kararda yapılan tespitin eksik olduğunu, Bilirkişi raporunda markanın müvekkil tarafından kullanımının 31 numaralı emtianın “hayvan yemleri” başlığı altında kalan kuş yemleri emtiaları alanında olduğu, tohumlar alanında olmadığının ifade edildiğini, ancak bu durumun markanın müvekkil tarafından kullanıldığı gerçeğini değiştirmediğini, buna rağmen markayı kendi içinde de parçalara bölerek bir kısım ürünlerde satış olmadığından bahisle davanın kabulünün haksız olduğunu, Marka tescil başvurusunda emtia türü talep edilmekte olup, emtianın alt dallarının ayrı tutulmadığını, müvekkilin tescil ettiği markanın 31 numaralı emtia türü içeriğindeki tüm alt ürün ve hizmetlerde de koruma sağladığını; TPE tarafından yayımlanan 01/01/2017 yürürlük tarihli Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’de bu durumun düzenlendiğini, ancak tebliğin mahkemece değerlendirilmediğini, Mahkeme kararı ile 31 numaralı emtia türünde iki adet … markasının oluşmasına zemin hazırlandığını, ancak hükmün dış dünyadaki etkilerinin hukuki olup olmayacağının değerlendirilmediğini, zira benzer ürünlerin aynı marka ile tescilinin iltibasa ve marka tecavüzüne yol açacağını, Mahkeme hükmünün Anayasa m.141 ve HMK m.297 amir hükmü karşısında usulüne uygun bir gerekçeli karar olmadığını, kararda dosyadaki bilirkişi raporuna atıf yapılmakla yetinildiğini, hangi unsurların bu hükme varılmasında etkili ve delil mahiyetinde olduğunun açıklanmadığını, Davanın kabulü anlamına gelmemek üzere davacı taraf müvekkile bir ihtar yahut başkaca bir başvuruda bulunmadığını, haliyle davanın açılmasına müvekkilin sebebiyet vermediğini, bu husus dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden müvekkilin sorumlu tutulmaması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İlk derece mahkemesince alınan 05/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; yaşanan pandemi sürecinden dolayı davalı yana ait ticari defterlerin duruşma tarihine kadar hazır edilemediğini, bu nedenle mali incelemenin yapılamadığı ve davalı işyerinde inceleme için gün belirlenmesi halinde, yerinde inceleme gerçekleştirilerek, istenilen hususlarda rapor hazırlanabileceği belirtilmiş olup, bu doğrultuda davalı tarafça müvekkiline ait 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin sunulması akabinde dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyetince davalı yana ait incelenen defter ve kayıtlar neticesinde hazırlanan 23/03/2021 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, davalının 31. sınıfta yer alan Tohumlar:Bitki tohumları, çiçek tohumları, sebze tohumları” emtialarında satışı ve kullanımının olmadığı ve kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin şartların mevcut olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markanın iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …tescil nolu markanın tescilli olduğu sadece 31.sınıftaki ‘Tohumlar: bitki tohumları, çiçek tohumları, sebze tohumları’ emtiaları yönünden kullanmama nedeniyle iptaline, sicilden terkinine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan kullanılmayan markanın iptaline karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Beş yıllık sürenin hesabında 6769 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihinden önceki sürelerin de hesaba katılması yönündeki mahkeme değerlendirmesi yerinde olup; davalı tarafın mahkemece davanın kabulüne karar verilen ürünler yönünden markayı tescil tarihinden itibaren beş yıl süreyle ciddi anlamda kullanmadığı ve somut olayda “kullanmamanın haklı nedene dayalı olduğu” da ispat edilemediğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/07/2023