Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1607 E. 2023/684 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1607 Esas
KARAR NO: 2023/684
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021
NUMARASI: 2018/798 E. – 2021/422 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … aleyhine davalı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını ve haciz işlemi uygulandığını, müvekkilinin, mezkur dosyanın borçlularından davadışı (MÜNFESİH) … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarından biri olduğunu, müvekkilinin davalıya karşı şahsi herhangi bir borcu bulunmadığını, icra takibine dayanak teşkil eden 17.800-TL’lik bonoda müvekkilin imzası bulunmadığını, işbu bonoda ne şirket kaşesi üstünde bulunan ne de isimsiz olarak açığa atılmış olan imzaların müvekkiline ait olmadığının çıplak gözle dahi anlaşılabildiğini, beyanla 05.12.2008 düzenleme tarihli 17.800-TL bedelli bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığıyla müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli olarak takip yapan davalı aleyhine icra takibi konusu asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … Sis. İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. arasında bulunan ticari ilişki neticesinde dava dışı şirket tarafından müvekkile davaya konu bononun verildiğini, söz konusu bono bedeli ödenmediğinden dava dışı şirkete ve açığa imza atan şirket ortaklarına icra takibi başlatıldığını, davacı/borçlunun imza örnekleri ve paraf örnekleri incelendiğinde davaya konu senetler üzerindeki imzanın bizzat davacı eliyle atıldığının sabit hale geleceğini, davacı/borçlunun işbu davaya konu senetle aynı zamanda düzenlenen ve işbu senetlerin devamı niteliğindeki sıralı senetlerin bedelini hiçbir imza vb. itiraz ileri sürmeden ödediğini, kaldı ki; asla imzanın davacı/borçluya ait olmadığının kabulü anlamına gelmemekle birlikte, davacı/borçlunun. ticari hayat gereği üçüncü kişilere vekâlet vererek işbu takibe konu senedi imzalatarak bu durumu kötü niyetle ileri sürmesinin de muhtemel olduğunu beyanla davacının tüm taleplerinin reddi ile kötü niyetli davranan davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesi ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.06.2021 tarih ve 2018/798 Esas – 2021/422 Karar sayılı kararıyla; “Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … (… Eski Esas) Esas sayılı dosyası ile 05.12.2008 düzenleme tarihli 17.800,00 TL bedelli senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı ve davacı tarafından 05.12.2008 düzenleme tarihli 17.800,00 TL bedelli senet yönünden davalıya borçlu olmadığı ve senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiği, yargılama sırasında senet aslının dosyamız arasına alınması için İstanbul … İcra Müdürlüğününe yazılan müzekkereye cevaben senet aslının kasalarında olmadığının bildirildiği, Av. …’ya, Av. …’e ve Av. …’e ayrı ayrı yazılan müzekkere cevaplarında ayrı ayrı olmak üzere senet asıllarının taraflarında olmadığının ve icra dosyasından istifa ettiklerini davalı ile aralarında vekalet ilişkisinin kalmadığını bildirdikleri, davalıya senet aslını sunması için 1 aylık kesin süre verildiği ve 1 aylık kesin süre içerisinde senet aslının sunulmaması halinde davacının imza inkarını kabul etmiş sayılacağının ihtar edildiği, davalı ve vekili tarafından ihtaratlı kesin süreye rağmen senet aslının mahkememize sunulmadığı, senet aslı olmadan imza incelemesi yapılamayacağı ve söz konusu takipte davalının kötü niyetli olduğuna dair hiçbir emarenin olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; 05.12.2008 düzenlenme tarihli 17.800 TL bedelli senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının ve davacının iş bu senetten kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacı hakkında haciz işlemleri yapılmasına rağmen bu zamana kadar herhangi bir itirazının bulunmadığını, aradan 8 yıl geçtikten sonra açılan bu davanın kötüniyetli olduğunu, İşbu davaya konu senet sıralı senetlerden birisi olup, davacı diğer senetlerde de aynı imza olmasına rağmen bu senelerle hiçbir itirazda bulunmayarak müvekkilin kendisine sattığı ürünleri, diğer senet borçlarına karşılık gelecek şekilde iade ettiğini ve müvekkil şirketin iyi niyetli olarak ürünlere hiçbir ayıp olmamasına rağmen söz konusu ürünleri iade alarak dava konusu senet dışındaki senetleri iade ettiğini, Mahkeme tarafından davacının imza ve paraf örnekleri incelenmeden davaya konu senetler üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkeme tarafından yeterli araştırma ve sorgulama yapılmadan davaya konu senet aslının olmadığı kanaatine varılmasının usule aykırı olduğunu, Davacının davaya konu bononun düzenlendiği tarihte borçlu şirketi temsile yetkili olduğunu, davaya konu bono üzerinde açığa atılan imzadan dolayı davacının şahsi sorumluluğunun bulunduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın kısmen kabulü ile; 05.12.2008 düzenlenme tarihli 17.800 TL bedelli senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının ve davacının iş bu senetten kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tespitine, -Koşulları oluşmadığından her iki tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının takibe konu 05.12.2008 tanzim – 15.01.2009 vade tarihli ve 17.800,00 TL bedelli bonodaki imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece imza incelemesi yaptırılması amacıyla bono aslının istenmesi için yazılan yazıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün cevabi yazı ile “Takip dosyasına konu senet aslının yapılan tetkik neticesinde müdürlükleri kasasında bulunmadığı” hususunun bildirildiği, bunun üzerine mahkemece icra dosyasında alacaklı vekili olarak görev yapmış tüm avukatlara, akabinde davalı vekiline ve davalı asile bono aslını ibraz etmeleri için kesin süreler verilmesine rağmen bono aslının mahkemeye ibraz edilmediği, bonodaki imzanın inkarı halinde ispat külfetinin davalı alacaklıda olduğu, ispat külfeti kendisinde olan davalı tarafından bono aslının ibraz edilemediği ve bu haliyle de bonolardaki imzanın davacının eli ürünü olduğu hususu kanıtlanamadığından mahkemece menfi tespit kararı verilmesinde isabetsizlik olmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.215,92 TL harçtan, peşin alınan 300,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 915,92 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/04/2023