Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1590 E. 2023/672 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1590 Esas
KARAR NO: 2023/672
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2018
NUMARASI: 2017/479 E. – 2018/1055 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 05/03/2012 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, ekskavatörün 12/03/2012 tarihinde davacı- karşı davalıya teslim edildiğini, davacı – karşı davalının ödeme planına göre 08/03/2012 tarihinde 46.472,00TL peşinat yatırdığını, kalan miktarlar için senetler verdiğini, sözleşmenin yürürlüğe konulduğunu ancak davalı – karşı davacının ekskavatörün alındığı … A.Ş.ye araç bedelini ödemediğinin öğrenildiğini, davalı – karşı davacı şirketin sözleşme ve ödeme planına rağmen hesaplamanın hatalı yapıldığı gerekçesiyle kendilerinden 15.000,00 TL ek bedel istediğini, müvekkilinin kabul etmemesi üzerine davalı – karşı davacı tarafın sözleşmeyi feshetmeyi ve davacı – karşı davalıya alınan peşinat ile diğer evrakların iadesini yapmayı teklif ettiğini, 21/03/2012 tarihinde sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, yatırılan peşinat, sözleşme aslı ve senetlerin müvekkiline iade edildiğini, aracın davalı – karşı davacı tarafından müvekkilinden teslim alındığını, buna rağmen davalı – karşı davacının müvekkilinden alacağı bulunduğu ve bunun ödenmediği gerekçesiyle merkez bankasına ve bankalar birliğine başvuruda bulunduğunu, bunun üzerine müvekkilinin yaptığı kredi başvurularının diğer bankalarca geri çevrildiğini, bu sebeple zarara uğradıklarını belirterek davacı – karşı davalının merkez bankası ve bankalar birliğine yaptığı zarar bildirimine ilişkin kaydın kaldırılmasını ve uğranılan zarara karşılık 1.000,00 TL tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı – karşı davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı – karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 35. maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesi kapsamında yeni paletli ekskavatörün davacı – karşı davalı tarafa kiralandığını, makinanın … Ticaret AŞ. tarafından davacı – karşı davalıya teslim edildiğini, davacı – karşı davalının 21/03/2012 tarihinde çektiği faks mesajıyla sözleşmeyi feshettiğini ve yatırdığı peşinatın iadesini istediğini bildirdiğini, bunun üzerine davacı – karşı davalıya tüm zararları ödemesi gerektiğinin hatırlatıldığını, sözleşmenin tek taraflı feshinin mümkün olmadığının bildirildiğini, davacı – karşı davalı ile yapılan görüşmelerde olumlu sonuca ulaşılamaması nedeniyle davacı – karşı davalının sözleşmeye aykırı davranışları sonucu sözleşmenin devam ettirilmesinin imkansız hale geldiğini, her türlü zarar, ziyan, masraf, tazminat, mahrum kalınan kar ile ilgili talepleri saklı kalmak kaydıyla kiralama konusu ekskavatörün teslim alınacağının davacı – karşı davalıya bildirildiğini, sözleşmenin karşılıklı feshinin söz konusu olmadığının bildirildiğini, sözleşmenin davacı – karşı davalı tarafça tek yanlı feshinden kaynaklanan zararlar için 41.741,00 TL tutarında faiz hariç alacakları olduğunu, bu durumun Merkez Bankasına zaruri olarak bildirildiğini, 15.000,00TL’lik farkın davacı – karşı davalının hesaplamada dikkate aldığı kurdan kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA: Davalı – karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacı – karşı davalının sözleşmeye aykırı olarak tek taraflı olarak bir faks mesajı ile sözleşmeyi sonlandırdığını ve kiralananı kendi haline terk eylediğini, davacı – karşı davalının sözleşmeye aykırı hareketleri nedeniyle sözleşmenin devamının çekilemez hale geldiğini ve müvekkili şirketçe sözleşmeden beklenen faydanın sağlanamadığını, müvekkilinin davacı – karşı davalı ve kendi zararını azaltmak için masraflarını peşinen karşılayarak kiralananı bırakılan yerden aldığını ve 3. şahıslara satılarak daha büyük bir zarar ile karşılaşılmamasını sağladığını, müvekkili tarafından gönderilen 16/08/2012 tarihli ihtarın akabinde kiralananın terk edilmiş olarak boş bir arazide korunaksız bir şekilde park edilmiş olduğunun Milas … Noterliği’nin … yevmiye numaralı tutanağı ile tespit edildiğini, müvekkilinin toplam 41.740,73 TL zararının olduğunu, sözleşmenin 27.maddesine göre taraflarca kararlaştırıldığı doğrultuda müvekkili tarafından yapılacak masrafların sorumluluğunun davacı – karşı davalıya ait olduğunu beyanla karşı davanın kabulüne, 9.2493,12 TL’lik masrafların sarf tarihinde, 32.491,61 TL’ye tekabül eden lease konusu malın 2. el olmasından kaynaklı değer kaybının, ikinci el satış tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline tanzim edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı – karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı – karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı – karşı davacının yetki itirazının reddi gerektiğini, müvekkilinin kendi başına bir faks mesajıyla sözleşmeyi feshettiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı – karşı davacının aracın başı boş açık bir araziye terk edildiği iddiasının uydurma olduğunu, dosyaya sundukları belgelerden de görüleceği üzere sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, aracın ve araç anahtarının müvekkilinin üst taşeronu … İnş. Ltd. Şti.’ye ait şantiyeden harita mühendisi … tarafından … Milas Şubesi avukatına tutanak ile teslim ettiğini beyanla, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı – karşı davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2018 tarih ve 2017/479 Esas – 2018/1055 Karar sayılı kararıyla; “…taraflar arasında 05/03/2012 tarihinde düzenleme şeklinde 67970 sayılı finansal kiralama sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşmeden dolayı davacının edim borcunu oluşturan ödemelerin ilk düzenlenen ödeme planı ile taraflarca kabullenildikten sonra davalının daha sonra bu ödeme planını bedel artırmak suretiyle değiştirme sonrasında davacının davalıya gönderdiği 21/03/2012 tarihli cevap ile yeni ödeme planını kabul etmeyerek sözleşmenin iptalini ve peşin olarak ödemiş oldukları 46.472,00 TL’nin iadesini talep etmek suretiyle sözleşmeyi tek yanlı olarak feshetmiş gibi görünse de bu fesih önerisi üzerine davalının peşin almış bulduğu miktarı ve bakiye kira bedeli için almış olduğu senetleri ihtiraz kayıt ileri sürmeksizin iade etmiş olmasından tarafların karşılıklı olarak sözleşmesi feshettikleri görülmektedir. Bir an için sözleşmenin davacı tarafından tek yanlı olarak feshedildiği kabul edilse bile, kurulma aşaması tamamlanmış bedeli ve ödeme planı üzerinde tarafların anlaşmaya vardığı bir sözleşmede davalının daha sonra sözleşmeden kaynaklanan borç miktarını arttırarak sözleşmeyi tadile çalışması sözleşmeye aykırılık niteliğinde bir işlem olup davacının bu sebepten sözleşmeyi feshetmesi ise haklı nedenle fesihtir.Tarafların karşılıklı olarak sözleşmeyi feshettikleri kabul edildiğinde davalının çekincesiz olarak uhtesindeki parayı ve senetleri iade etmiş olması ve bu aşamada zarar ziyan adı altında herhangi bir talepte bulunmamakla birlikte herhangi bir çekince de ileri sürmemiş olması karşısında davacıdan zarar ziyan adı altında birşey talep edemeyeceği gibi, davacının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğinin kabulü halinde de taraflar arasında akdedilen sözleşme 6361 sayılı finansal kiralama faktoring ve finansal şirketleri kanununa tabii olup bu kanunun 33/2.maddesinin “sözleşme kiracı tarafından feshedilirse kiracı malı geri vermekle beraber uğradığı zararın tazminini kiralayandan talep edebilir” şeklindeki hükmü ile sözleşmenin somut olayımızda olduğu gibi kiracı tarafından haklı nedenle feshi halinde kiracının malı iade ile yükümlü olduğu ve kiralayandan da uğramış olduğu zararları talep hakkında sahip olduğunun açıkça düzenlendiği görülmektedir. Bu nedenle haklı nedenle feshedilmiş olan sözleşmeden dolayı davalının kira bedeli vesair bir zarar nedeniyle davacıdan herhangi bir alacağının olmadığı dosya kapsamıyla sabit olmasına rağmen sözleşme masrafları ve diğer kalemlerden oluşan ve kendi iç muhasebesinde zarar ve alacak olarak görülen alacağını zarar bildirimi olarak Merkez Bankası ve Bankalar Birliğine yapmış olduğu bildirimin haksız olduğunun tespitine ve de davacıdan herhangi bir alacağı olmadığı nedeniylede karşı davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Finansal Kiralama Sözleşmesi karşılıklı mutabakat ile sona erdirilmemiş olup, Mahkemece ileri sürdüğümüz iddia ve delillerin göz ardı edildiğini, Müvekkil şirket finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan teslim yükümlülüğünü yerine getirerek malı davacı/karşı davalıya teslim ettiğini, davacı/karşı davalı 21/03/2012 tarihinde çektiği faks mesajıyla Finansal Kiralama Sözleşmesini iptal ettiğini ve yatırdığı peşinatın iadesini talep ettiğini, Müvekkil şirketçe Beyoğlu … Noterliği’nin 02.04.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile finansal Kiralama Sözleşmesinin tek taraflı iptalinin mümkün olmadığının ve bu durumun müvekkil şirketçe kabul edilmediğinin ihtar edildiğini, buna rağmen mahkemece sözleşmenin karşılıklı mutabakatla feshedildiği tespitinin hatalı olduğunu, Kiracı davacı/karşı davalı haksız tahrikleri ile finansal kiralama sözleşme ilişkisini çekilmez hale getirdiğini, davacı/karşı davalı … konusu malı yol kenarına terk etmiş olup bu durum müvekkil şirketçe Milas … Noterliği’nin … yevmiye nolu tutanağı ile tespit edildiğini, tüm bu sebeplerle finansal kiralama sözleşmesi müvekkil şirketçe sözleşmenin devamının çekilmez hale gelmesi sebebi ile haklı olarak Beyoğlu … Noterliği … yevmiye nolu ihtarnamesi ile fesih edildiğini, Müvekkil şirketçe kararlaştırılan bedele ek tutar talep edildiği değerlendirmesinin son derece hatalı olduğunu, iddia konusu 15.000TL’lik farkın kur farkından kaynaklandığını ve sözleşmede bu konuda hüküm olduğunu, uygulamada finansal kiralama sözleşmesinin akdinden ve malın teslimi sonrasında tüm maliyetler eklenerek ödeme planı oluşturulmakta ve kiracılara tebliğ edilmekte olduğunu, Mahkemece alınmış birbiri ile çelişen iki farklı bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi yoluna gidilmeden, müvekkil aleyhine değerlendirmeler içeren ve hukukçu olmayan bilirkişi tarafından hukuki yorumlara yer verilen 03.05.2018 tarihli bilirkişi raporunun esas alınmasının hatalı olduğunu, Oysa 11.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda ‘Müvekkilin makinenin ikinci el satışı ve masraflardan kaynaklı 41.710,88TL alacağı olduğu ve karşı dava talebinin haklı olduğu, davacı/karşı davalının talepleirnin haksız olduğu’nun tespit edildiğini, Kaldı ki her iki bilirkişi raporunun da müvekkilin iş akdi sona eren eski hukuk müşavirine tebliğ edilmiş olup tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkile itiraz hakkı tanınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Mali müşavir bilirkişiden alınan 11/09/2018 tarihli raporda; “Taraflar arasında Ankara … Noterliğinin 05/03/2012 tarih … yevmiye sayılı evrakı üzerinden … nolu FKS’nin akdedildiği, bu sözleşme ile davalının davacıya 1 adet … Marka … model ekskavatör niteliğindeki iş makinesini kiraladığı ve 09/03/2012 tarihinde teslim ettiği, sözleşmeden kaynaklanan kira bedeline mahsuben davacı tarafından 08/03/2012 tarihinde 46.472,00 TL’nin davalıya ödendiği ve bakiye bedel için 39 adet bono tanzim edilerek davalıya teslim edildiği, ancak davalının akabinde 15.000,00 TL masraf parası talep etmesi üzerine davacının 21/03/2012 tarihli faks mesajı ile sözleşmeyi feshettiği ve davalı tarafından ödenmiş olan peşinatın iade edilmiş olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3. ve 25.maddeleri uyarınca tek taraflı olarak sözleşmenin feshedilemeyeceği aksi halde fesheden tarafın diğer tarafın zararlarını ödemek durumunda olacağı, bu kapsamda davacının sözleşmeyi tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle sözleşlemeye konu makinenin satın alma bedeliyle iade edildiği tarihteki ikinci el rayiç bedeli arasındaki farktan kaynaklanan 41.710,88 TL davalı zararını ödemesi gerektiği.” tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava finansal kiralama ilişkisine dayalı tazminat, karşı dava ise sözleşmenin feshi sonucu oluşan alacak istemine yöneliktir.İlk derece mahkemesi tarafından “Esas davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalının davacı aleyhine Merkez Bankası ve Bankalar Birliğine yapmış olduğu zarar bildirimine ilişkin kaydın bildirim tarihinde davalının davacıdan herhangi bir alacağı olmaması nedeniyle doğru olmadığının TESPİTİNE, -Davacının subut bulmayan zarar bakımından davasının REDDİNE; Karşı davanın REDDİNE.” karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalanıp davacı-karşı davalının borcunun düzenlenen ödeme planı ile taraflarca kabullenildikten sonra davalı-karşı davacının bu ödeme planını bedel artırmak suretiyle değiştirmesi ve davacı-karşı davalının yeni ödeme planını kabul etmeyerek sözleşmenin feshini istemesi şeklindeki olayda; davacı-karşı davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinin ve davalı- karşı davacının çekincesiz olarak uhdesindeki parayı ve bonoları karşı tarafa iade etmesi nedeniyle, o aşamada zarar ziyan adı altında herhangi bir talepte bulunmadığı ve bu konuda haklarını da saklı tutmadığı, ayrıca davacı – karşı davalının gönderdiği ihtarnameler ile sözleşmeye konu makinenin teslime hazır olduğunun ve adresinin bildirildiği hususları gözetildiğinde, davalı -karşı davacının işbu dava ile davacıdan değer kaybı veya başka bir isim altında zarar talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından; ilk derece mahkemesi tarafından karşı davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı- karşı davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken toplam 359,80 TL (179,90 X 2) harçtan, peşin alınan toplam 118,60 TL (59,30 x 2) harcın mahsubu ile bakiye 241,20 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı – karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/04/2023