Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1581 E. 2021/1764 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1581 Esas
KARAR NO: 2021/1764 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/832 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin 15-20 yıl kadar önce davalıdan bir araç satın aldığını, bu sebeple tanıdığı davalı ile 2020 yılı Şubat ayında Etilerde karşılaştıklarını ve davalının müvekkilinden telefon numarasını aldığını, akabinde müvekkilini sürekli arayarak borç istediğini, 2020 yılı Haziran ayında davalının çağırması üzerine müvekkilinin restauranta gittiğini ve burada davalının müvekkilini tehdit etmesi sonucu 70.000 Euro’luk senedin müvekkilince imzalandığını, davalı ve birlikte hareket ettikleri kişilerin müvekkilinin Bodrum’daki taşınmazlarını istediklerini, davalının müvekkilini tehdit ettiğini, konuyla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/64607 Soruşturma dosyasının devam ettiğini, müvekkilinin emekli bir kişi olup herhangi bir ticari faaliyeti bulunmadığını, bu miktarda borçlanmasını gerektirir bir durumun olmadığını belirterek senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkili ile davacının uzun yıllardır tanıştıklarını, davacının müvekkilinden borç para aldığını, karşılığında iki adet bono verdiğini, daha sonraki süreçte ise davacının müvekkiline borcuna karşılık Bodrumdaki taşınmazını vereceğini söylediğini, ancak davacının buna yanaşmadığını, bunun üzerine müvekkilinin bonolardan birini borcuna karşılık …isimli kişiye ciroladığını, bu kişinin de davacı aleyhine takip başlattığını, Bakırköy CBaşsavcılığınca yapılan soruşturmada yetkisizlik kararı verilip İstanbul CBaşsavcılığının 2020/119048 Sayılı dosyasına gönderildiğini, davacının aynı bonoyla ilgili olarak İcra Hukuk Mahkemesi’nde imza inkarına dayalı olarak dava açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı vekilince mahkemeye verilen 25/09/2021 tarihli dilekçeyle senedin icra takibine konu edildiğini, bunun üzerine mahkemeden 22/09/2020 tarihinde tedbir kararı verilmesini istediklerini, mahkemenin takip dosyasını celp ettiğini, davalı ve kardeşi … hakkında Bodrum Cumhuriyet Savcılığı’nın 2020/14889 Sayılı soruşturmasıyla soruşturmanın devam ettiğini, maddi vakianın görgü tanıkları tarafından da beyan edildiğini, …, …, … ve …’ya ait bilgi alma tutanaklarını ekte sunduklarını, dava konusu senedi davalı, kardeşi ve adamlarının suç sayılan eylemleri neticesinde müvekkilinin iradesi sakatlanarak elde edildiğini, ayrıca bedelsiz olduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere göre 03/03/2021 tarihli dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda “İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alacaklı … tarafından borçlular … ve … hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığının anlaşıldığı, menfi tespit davasının takipten önce açılmış olması halinde İİK. 72/2 maddesi uyarınca delil durumu değerlendirilerek takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün ise de, davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin haklarını etkiler şekilde tedbir kararı verilmesinin usulen mümkün olmadığı, takip alacaklısının dosyanın tarafı olmadığı” gerekçeleriyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; senet tutarına göre iş bu davanın heyetçe görülerek karara bağlanması gerekirken tek hakimin ihtiyati tedbirin reddine dair kararının hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir için gerekli olan yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, iradenin sakatlanması nedeniyle senedin geçersiz olduğunu, gerekli yasal başvuruları yaptıklarını, davalının savcılıkta verdiği ifadesinde davacıya elden borç verdiğini, daha sonra da davacının senet verdiğini belirttiğini, cevap dilekçesinde ise davalının davacıya borç para verdiğini, davacının da bu borca karşılık iki adet bono verdiğini, bono borcuna karşılık taşınmazını devredeceğini beyan ettiğini, tapu devri yapılmayınca senedin cirolandığı şeklinde beyanda bulunduğunu, davalının takip konusu senet hakkındaki beyanlarının çelişkili ve müphem olduğunu, ne kadar borç verildiğini açıklamadığını, ayrıca elinde çok sayıda senet olduğu söylentisini yayarak davacıyı korkutmaya devam ettiğini, senet üzerine 1 numarasının eklendiğini, oysa davalının borç verdiğini söylediği otel inşaatının finansmanının davacının kızı … tarafından sağlandığını ve tüm ödemelerin de banka yoluyla yapıldığını, konuyla ilgili dekontları sunduklarını, ancak mahkemenin delil durumunu ve maddi olayı yeterince değerlendirmediğini, takip alacaklısı …’nın 3.kişi konumunda olmadığını, zira lehtar ile hamilin kardeş olduklarını, iki kardeşin bile bile borçlu zararına hareket ettiklerini, müvekkilinin borcun olmadığına dair şahsi defi’yi takip alacaklısına karşı da ileri sürebileceğini, ayrıca … hakkında İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/133 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, mahkemenin davanın tarafı olmayan 3.kişi hakkında tedbir verilemeyeceğine dair gerekçesinin hatalı olduğunu, HMK’nun 392.maddesinde teminat gösterilerek 3.kişiler hakkında da ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin hükme bağlandığını, 3.kişilerin de haklarında verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edebileceklerini, davalının ceza soruşturmalarını akamete uğratmak için ifade vermekten kaçındığını, adli makamlar tarafından yakalama kararı çıkarıldığını bildirerek İİK’nun 72/2 maddesi gereğince icra takibinin durdurulması yolunda tedbir kararı verilmesini istemiştir. … tarafından davacı ve davalı aleyhine senede dayalı olarak toplam 70.210, 96 Euro’nun tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı, takip dayanağı senedin 11/06/2020 tanzim 10/09/2020 vade 70.000 Euro bedelli nakden kaydıyla düzenlenmiş keşidecisinin davacı, lehtarın davalı, hamilin ise dava dışı… olduğu görülmüştür. Davanın başlangıçta Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı ve Ticaret Mahkemesinde görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/256 Esas 2021/120 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı tarafından … aleyhine imzaya ve borca itiraz davası açıldığı, mahkemenin imzanın davacıya ait olduğu yolunda bilirkişi raporu ile İİK 169/a maddesi kapsamına göre davayı reddettiği görülmüştür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/119048 Soruşturma Sayılı 2021/14646 Karar Sayılı takipsizlik kararının incelenmesinde davacının davalı hakkında yağma suçundan şikayette bulunduğu, yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, karara yapılan itirazın da reddedildiği görülmüştür. Mahkemece 19/03/2021 tarihinde tek hakimle icra edilen duruşmada senet bedeli olan 70.000 Euro’nun dava tarihindeki değerinin 659.862 TL olduğu belirtilerek eksik harcın tamamlanmasının istenildiği, davacı tarafça da 30/03/2021 tarihinde eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır. 12/04/2021 tarihli ara kararla eksik harcın tamamlandığından bahisle dosyanın heyetçe görülmesine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Dosyanın incelenmesinde 19/3/2021 tarihli celsede dava konusu edilen senet bedelinin 70.000 Euro’nun dava tarihindeki değerinin 659.862 TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden harcın tamamlanmasının istediği, davacı tarafça da 30/03/2021 tarihinde eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır. 5235 Sayılı Kanun’un 5/3 maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde dava değeri 500.000 TL’nin üzerinde olan davaların heyetle görülmesi gerekir. Somut olayda dava değeri 19/03/2021 tarihli celsede de belirtildiği üzere 500.000 TL’nin üzerinde olduğundan davanın heyetle görülmesi gerekir. Bu bağlamda davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin de heyetçe değerlendirilmesi gerekirken bu yön atlanarak tek hakimli karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan bu husus doğrultusunda davacı vekilinin sair istinaf talepleri incelenmeksizin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: 1 – Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, 3- Davacının ihtiyati tedbir talebinin heyetçe değerlendirilmek üzere dosyanın ilk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacu tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine, 5-İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 98,50 posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 260,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 20/10/2021