Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/158 E. 2022/2015 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/158 Esas
KARAR NO: 2022/2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2015/178 2020/236
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1 Eylül 2004 ile 26 Şubat 2008 tarihleri arasında … Üniversitesi Tıp Fakültesinde asistan doktor olarak çalıştığını, uzmanlık sınavına giriş tezi olarak Kolorektal Kanserli Hastalarda Hızlı Postoperetif İyileşme Yöntemi Uygulaması (…) konulu tezi hazırladığını, Tezin klinik çalışmalarının bizzat müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkilinden aynı dönem içinde mide kanseri için de klinik veri toplanmasının istendiğini, tez sorumlusu Doç.Dr…. tarafından sadece kolon kanseri ile ilgili çalışmasının yeterli olacağının söylenmesi üzerine mide kenseri konusunda topladığı verileri Op.Dr….’a verdiğini, müvekkilinin Prospektif çalışma yöntemini kullandığını, davalılardan birçoğunun aynı tarihlerde aynı hastanede görevli olduklarından yapılan çalışmaya şahit olduklarını, Davalılardan Op.Dr….’ın 2010 yılında müvekkilinden uzmanlık tezinin çalışma notlarının dijital kopyasını istediğini, tezin yayınlanması için hazırlanacağını ve müvekkilinin adının 1.sırada yazılacağının söylendiğini, müvekkilinin prospektif yöntemle topladığı verilerin kaynak dahi gösterilmeden, zaman aralığının değiştirilerek Ulusal Cerrahi Dergisinin Nisan 2015 sayısında davalıların adıyla yayınlandığını, kullandıkları verilerin büyük çoğunluğunun müvekkilinin tezinden faydalanılarak hazırlandığını, müvekkilinin eser sahibi olmasına rağmen davalıların eseri kendi adıyla yayınladıklarını ve müvekkilinin haklarına tecavüz ettiklerini, davalıların yaptıkları yayın nedeniyle müvekkilinin kendi uzmanlık tezi olarak hazırladığı araştırmayı yayınlayamadığını, davalıların müvekkiline ait eseri izinsiz olarak isminin belirtilmeksizin kendi adlarıyla yayınlanmalarının mali ve manevi haklarını ihlal ettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5846 Sayılı Kanunun 70.maddesi uyarınca ihlal edilen manevi haklarına karşılık 60.000 TL’nin derginin yayın tarihi olan 09/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kullanıldığını iddia ettiği uzmanlık tezinin eser vasfında olmadığını, orjinal olmadığını, uzmanlık tezinin şahsi bir çalışma olmayıp kollektif bir çalışma olduğunu, hastane tarafından sunulan verilerin kullanıldığını, bu bilgileri derleyerek tez danışmanlarının görüş ve yönlendirmesi ile teziyazdıklarını, tezde davacıya yönelik hususiyet bulunmadığını, davacının 5846 sayılı yasanın 18.maddesi gereğincede hak sahibi olmadığını, tez konusu makalenin yayınlanmadığını, her iki yayının farklı olduğunu savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23/09/2020 tarihli 2015/178E.-2020/236K. Sayılı kararı ile; “…Ulusal Cerrahi Dergisi web sayfasında yayınlanan makaleleri tanık beyanları dikkate alanığında davacının tez içeriği yönünden başlıktaki “fast track” ibaresi dışında tezlerde yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulguların sonuç bölümlerini kapsayan bütününde benzerlik bulunamadığı, FSEK. 35, Madde kapsamında herhangi bir intihal bulunmadığı, manevi tazminat verilmesinin yasal şartlarının da bulunmadığı anlaşıldığından subut bulmayan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosyada farklı görüşteki bilirkişi raporları olmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunun neden tercih edildiğinin belirtilmediğini, davacının lehine olan tek raporun göz ardı edilerek aleyhe olan raporların hükme esas alınmasının adil yargılanma ilkesiyle bağdaşmadığını, davalıların bahsi geçen hastanede doktor dahi olmadıkları bir dönemde makalede bahsedilen 23 hastanın bilgilerine sahip olmalarının imkansız olduğunu, aleyhe olan bilirkişi raporunun nesnellik ve tarafsızlık ilkeleri ile bağdaşmadığını, bilirkişi raporuna yapılan itirazların göz ardı edildiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Yarglama sırasında alınan 20/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacının tezi, yayınlanan dergideki makale, davalıların faydalandıkları …’ın tezini birlikte inceleyerek: davalıların Ulusal Cerrahi Dergisi web sayfasında yayınlanan makalelerinde, davacının tez içeriği yönünden başlıktaki “…” ibaresi dışında tezlerde yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulguların sonuç bölümlerini kapsayan bütününde benzerlik bulunamadığını, FSEK. 35.madde kapsamında herhangi bir intihal bulunmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İlk heyetten ayrık rapor sunan … 25/03/2019 havale tarihli raporunda; “….’in “Kolon Tümörü Hastalarda Fast Track Cerrahi Uygulaması” uzmanlık Temmuz 2005-Haziran 2010 tarihleri arasında T.C… Eğitim Araştırma Hastanesi 1.Genel Cerrahi Kliniğinde takip edilen hastanın değerlendirilmesiyle yapılmış ve uygulanan yöntem kolon kanseri cerrahisinde mortalite ve morbiditeyi azaltıp hastada yatış süresini kısalttığı, Adı geçen dava edilen “Ulusal Cerrahi Dergisi Nisan 2015’te yayınlandığı ifade edilen “…” yayını aynı yıla ait dergilerde ve derginin web sayfasında (http://www….com) bulamadığını, yine davacının tezini de https:/… YÖK Ulusal Tez Merkezi tarama sayfasında bulamadığını, dosya bilgilerine göre; davalı yayının aynı hastanede 2005-2010 yılları arasında 91 hasta ile yapılmış ve hızlı iyileşme protokolünün morbidite, mortalite ve hastanede kalış süresini kısalttığının ifade edildiğini, yine dosya bilgilerine göre; tez konusu ve adı geçen yayının aynı hastanede aynı dönemde benzer hasta sayısı, sonuç ve yorumlarına sahip olduğunu…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 19/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…Dosyaya mübrez “kolorektal kanserli Hastalarda Hızlı Postoperatif İyileşme Yöntemi Uygulaması isimli tez incelendiğinde, tezin tıp alanında bir rahatsızlığın, bilimsel veriler ve örneklerle birlikte belli bir düzen, sistematik ve uslup içerisinde anlatıldığı, bu özellikleriyle FSEK m.2 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, davalının, davacı tarafından yazılan tezdeki metin ve resimlerin, şekillerin çok büyük bir bölümünü aynen aldığının, davacının tezinden alıntı yapıldığı belirtilmeden kendi görüşü gibi sunduğunun, yine davacının tezinden alınan kısımlardaki dipnotların da olduğu gibi davalının tezine aktarıldığının, bu haliyle “intihalin söz konusu olduğunun iddia edildiğini, Davalı …’ın tezi ve davalıların Ulusal Cerrahi Dergisi Web sayfasında yayınlanan makaleleri ile, davacının heyete teslim edilen dosyada mübrez tez içeriği arasında, başlıktaki “…” ifadesi dışında, yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulgular, sonuç bölümlerini ve bütünü kapsayan benzerlik bulunamadığını, Diğer bîr deyişle, başlı başına bir intihalin varlığı için yeterli bir neden tespit edilemediğini, heyetçe inceledikleri dosyada FSEK.35.madde kapsamında herhangi bir intihal olmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Tanık … beyanında: “Davacıyı aynı hastanede asistan olarak çalıştığı dönemde tanıdım, bu konuda … ile birlikte progressif bir çalışma yaptığını biliyordum, … tez danışmanıydı, bu hasta dosyalarından değil plan dahilinde yapılan bir çalışmadır dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; Davacının uzmanlık alanı konusunda bir bilgisi var mı sorulsun dedi: Tanık cevaben Doktor … tanıdığım dönemde genel cerrahi rotasyonu yapan aile hekimliği uzmanlığı öğrencisiydi, aile hekimliği bölümü öğrencileri tezlerini herhangi bir rotasyon branşından seçebilirler, … de cerrahiye ilgisi olduğundan bu yönde bir araştırma seçmiştir, Doktor …’ın tezini bilmiyorum okumadım, ulusal cerrahi dergisinde yayınlanan davaya konu bilimsel makaleyi okumadım bilmiyorum dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur Tanık … beyanında; … “Ben 1999-2000 yıllan arasında … Eğitim Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi Klinik Şefi olarak görev yaptım. Bu dönem içerisinde davacı tez çalışmasını yaparak uzmanlığını tamamladı. Klinikte yatan hastalar tezin içeriğidir. Tez çalışması mide kanserli hastalar üzerinde yapılan bir çalışmadır. Tezin konusu hastalardır, bu hastalarda tez sırasında veya önceki veya sonraki çalışmalarda kullanılmıştır. Yayındaki hastalar tezdeki hastalardan ibaret değildir. Bu klinik verilerini orda çalışan herkes kullanabilir..” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık … beyanında; ..“Davacı … ile aynı hastanede çalıştığım için tanışıyorum. …’un asistan doktor olarak çalıştığı yıllarda ben genel cerrahi uzman doktor olarak çalışıyordum. …’ un tez çalışmasına yardımcı olmuştum. Davalılar da yine aynı hastanede dönem dönem asistanlığımı yapmışlardır. Davacı da davalılarla aynı hastanede çalışması sebebiyle tanışıyorlardı. Davacı …’un tez konusu kolorektal kanserli hastalarda hızlı postoperatif iyileşme yöntemi uygulaması idi. Tez konusunda ben yardımcı olmuştum. Bu tez savunma aşamasından geçerek kabul edildi. YÖK te mevcuttur. Davacıdan, davalıların tez çalışmasını kullanarak yayın yaptıklarını duydum. Ancak görgüye dayalı bir bilgim yoktur. Davalılardan Arda ile görüştüğümde yayınladıkları makalenin davacının teziyle ilgisinin olmadığını söylemişlerdi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tanık … Benli beyanında:..” Ben Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Yardımcı Doçent olarak görev yaparım. Ben 2013 tarihinde Karabük’e geldim. 2005-2009 tarihleri arasında … hastanesinde çalıştım. Davacı ve davalıları tanırım. Davacı …’un çalışması ile ilgili bilgim yoktur. Ameliyat Öncesinden hasta taburcu olana kadar günlük takip edilmesi çalışması hakkında bilgim yoktur. Bu çalışmanın ulusal cerrahi dergisinde 2015 Nisan ayında yayınlanması İle ilgili bilgim yoktur. … Cerrahi Kliniğinde çalışmakta idi. Taraflar doktor olarak görevlerini yaparlar. Ekonomik durumları İyidir. Benim olayla ilgili bilgim bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık … beyanında; ..”Ben 2004-2008 tarihleri arasında … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde davacı … île beraber Aile Hekimliği asistanlığına başlamıştım, davacının tezinin konusunu hatırlamıyorum, davalılar …, …, …, … ve … genel cerrahi asistanı, diğer davalı … da genel cerrahi uzmanıydı, benim tez danışmanım da Op.Dr …’dı, davacının çalışmalarıyla birlikte benim tez çatışmalarıma da davalılar şahit oluyorlardı, onların da bilgisi vardı, ancak davalıların bizim tez çalışmalarımızdan bilgisi olsa dahi ben tez çalışmalarını kaynak göstermeden yayınlanıp yayınlanmadığını bilmiyorum, ben sadece davacı ve davalıların aynı dönemde aynı hastanede çalıştıklarını ve tez çalışmalarından haberdar okluklarını biliyorum, bu konuya ilişkin başka da bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE:Dava, FSEK’in 70. Maddesine dayalı olarak açılan manevi tazminat davasıdır. Davacı taraf hazırlamış olduğu uzmanlık tezinin davalılar tarafından izinsiz olarak bir dergide yayınlanmak suretiyle mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.Yargılama sırasında iki ayrı heyetten bilirkişi raporu alınmış ve ikinci rapor ile ilk raporun çoğunluk görüşünü veren bilirkişiler tarafından dava konusu davalılarca yayınlanan makalenin davacının tezi ile aralarında “Fast track” ifadesi dışında yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulgular, sonuç bölümleri ile bütününü kapsayan benzerlik bulunamadığı, somut olayda intihalin mevcut olmadığı yolunda görüş bildirilmiş olup, söz konusu bilirkişi görüşleri ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğundan hükme esas alınmasında usule aykırı bir yön görülmemiştir. Her ne kadar ilk heyetten ayrık görüş sunan bilirkişi tarafından verilen raporda tez konusu ve adı geçen yayının aynı hastanede aynı dönemde benzer hasta sayısı sonuç ve yorumlarına sahip olduğu belirtilmiş ise de bu hususlar intihalin varlığı için yeterli değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 29/11/2022