Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1574 E. 2023/611 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1574 Esas
KARAR NO: 2023/611
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2017/443 E. – 2021/636 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığını, bu icra takibine Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/480 esas sayılı dosyası ile borçlu olmadıkları yönünde itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını, Bakırköy …Noterliğinin 16/05/2016 tarih ve … ve … yevmiye numaralı devir sözleşmeleriyle, icra takibinde diğer borçlu olan … ve akrabası … müvekkili şirkete ait hisselerini şimdiki şirket yetkilisi …’a devrettiğini, devir sözleşmelerinde şirket resmi kayıtlarına işlenmemiş ve bilançolarında gözükmeyen borçlar haricinde ibaresi bulunduğunu, bu nedenle davaya konu bono alacağının şirket kayıtlarında ve bilançolarda gözükmediğini, ispat yükünün davalıda olduğunu, davalıyla dava dışı icra takibinin diğer borçlusu …’ın icra takibi yapılmadan önce sosyal paylaşım sitelerinde fotoğraflarının bulunduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, dava konusu senedin iptaline, icra takibinin haksız ve kötü niyetli başlatılması sebebiyle %20 den aşağı olmayacak şekilde tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, senete karşı senetle ispat kuralı ile sıkı sıkıya bağlı olup, müdde-i iddiasını senetle ispat etmek zorunda olduğunu, bu husus da tanık da dinletemeyeceğini, tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, davacının HMUK’a aykırı olarak esas delil listesini ön inceleme duruşmasında sunacağını beyan etmiş ise de, böyle bir talebin usul kaidelerine açıkça aykırı olduğunu, davacının amacının davayı uzatmak suretiyle alacağı geç ödemek olduğunu beyan ederek kötüniyetle açılmış iş bu davanın reddine, davacının % 20 kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yan üzerine tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.06.2021 tarih ve 2017/443 Esas – 2021/636 Karar sayılı kararıyla; “… Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019 /27 esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/4 sayılı fezlekesi, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamına binaen; davalı … ile dava dışı İsmet Coşar arasında sözlü olarak hisse alış verişi konuşulduğu iddiasının TTK 595 maddesi gereğince limited şirket pay devir sözleşmelerinin şirket genel kurulu kararıyla mümkün olması, yazılı şekil şartına ve noter onayına bağlı olması karşısında kanunun emredici hükmüne aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu, savcılık dosyasında yapılan grafoloji incelemesinde davaya konu 148.000,00 USD bedelli senet üzerinde yapılan incelemede senet aslı ön yüzünde bulunan düzenleme yazılarının şüpheli … eli ürünü olduğu, kefil ve borçlu kısmında bulunan imza ve yazıların ise şüpheli … eli ürünü olduğu, senet arka yüzünde bulunan ciro ve imzanın şüpheli … eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunmadığının Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019 /27 esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalının iddia etmiş olduğu gibi borç para verdiğine dair herhangi bir banka makbuzu veya belgenin ibraz edilmediği, ceza dosyasında yargılanan davalı/sanık … ve dava dışı …’ın verdikleri ifadelerinde şirkete herhangi bir para verilmediğinin ikrar edildiği, davacının ticari defterlerinde davaya konu meblağ ile ilgili bir kaydın bulunmadığı, bu haliyle davalının borç para verdiği iddiasını ispatlayamadığı, bu haliyle davaya konu olan bono ile ilgili davacı şirketin davalı …’a borçlu olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız olduğu anlaşılmakla İİK 72/5 maddesi gereğince davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacı dilekçesinde şirketin borcu olmadığını, devir sözleşmesini ve içeriğinde bir takım ibareler olduğunu ileri sürerek, davalının taraf olmadığı bir sözleşmeyi ve buna dayanan itiraz ve defileri müvekkile karşı ileri sürmeye çalıştığını, ancak menfi tespit davasında dava dışı …’ın taraf olarak gösterilmediğini, Davacının senete karşı senetle ispat kuralı ile bağlı olu, iddiasını senetle ispat etmek zorunda olduğunu, davacının iddiasını ispat kurallarına uygun olarak ispat edemediğini, Davacı senedin bedelsizliğini iddia etmekte olup, davada icra takibi borçlusu …’ın da taraf olarak gösterilmesi gerektiğini ve davacının iddiasını yazılı deliller ispatlamakla yükümlü olduğunu, Davacının senetten kaynaklanan borcu ödediğini savunmadığını, aksine senedin dayandığı satış sözleşmesinin feshi nedeniyle karşılıksız kaldığını ileri sürdüğünü, davacının bu iddiasının senet metninden anlaşılamadığını; senet sebepten mücerret olmakla davacının ileri sürdüğü bu ilişkinin varlığını ispat yükü altında olduğunu, Dava konusu senetlerin düzenlendiği tarihte dava dışı …’ın davacı şirketin yetkilisi olduğunun ticari kayıtlarla sabit olduğunu, o halde senetlerin davacı şirketin yetkilisi tarafından düzenlendiğini, Kambiyo senedinin ticari defterlere kaydının zorunlu olmadığını, kaldı ki bu yükümlülüğün davacı şirkete düşen bir sorumluk olduğunu, davacının senet nedeniyle borçlu olmadığını ancak yasal ve yazılı delillerle ispat edebileceğini, Müvekkilin takibe konu senedi …’dan aldığını, … ile davacı şirket arasındaki iç ilişkiye ilişkin defilerin müvekkile karşı ileri sürülemeyeceğini, kaldı ki …’ın davalı …’den daha önce borç aldığını ve karşılığında bu senedi verdiğini beyan ettiğini, Bonoların ticari defterlerde kayıtlı olmaması halinde dahi kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi uyarınca sebeple bağlı kalınması gerektiğini, kaldı ki, yerel mahkeme tarafından bilirkişi inceleme kararı verildiğini, ancak davacı tarafından kesin sürede ücret yatırılmadığından inceleme yapılamadığını, Senet tanzim tarihi itibariyle şirket yetkilisinin temsil yetkisinin devam edip etmediği araştırılmış olup, yüksek mahkeme kararlarına göre de davacı şirketin senet dolayısıyla borçtan sorumlu olacağını, Müvekkilin dava dışı …’ın şahsına değil, hisselerini almak istediği davacı şirkete yatırım yapmak amacıyla para verdiğini, mahkemenin müvekkil ile İsmet arasında sanki kişisel bir borç-alacak meselesi olduğunu düşünerek mücerretlik ilkesini ihlal ederek hatalı karar verdiğini, Mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmadığını, davacı tarafından haricen alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğunu, mahkemenin kararını Bakırköy 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/27 Esas sayılı dosyasına dayandırdığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜ ile; davacının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 11/01/2016 keşide 21/12/2016 ödeme tarihli 148.000 USD bedelli senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, -İİK 72/5 maddesi gereğince 112.442,49 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, icra takibinde diğer borçlu olan … ve akrabası … müvekkili şirkete ait hisselerini şimdiki şirket yetkilisi …’a devrettiğini, davaya konu bono alacağının şirket kayıtlarında ve bilançolarda gözükmediğini, davalıya borcunun bulunmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davacının iddiasını senetle ispat etmek zorunda olduğunu beyanla kötüniyetle açılmış davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davacının şikayeti ile başlatılan ceza soruşturması sonucunda “Dolandırıcılık” suçundan Bakırköy 13.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/27 Esas saylı dosyasının açıldığı, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü kararında davacı şirket kayıtlarında dava konusu bononun ve davalı ile ticari ilişkinin bulunmaması ve ceza dosyasında yargılanan davalı/sanık … ve dava dışı …’ın verdikleri ifadelerinde şirkete herhangi bir para verilmediğinin ikrar edilmesi gerekçelerine yer verildiği, ancak karar tarihi itibariyle işbu ceza dosyası yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır. Anılan ceza dosyasının sonucunun bu yargılamanın sonucunu etkiler nitelikte olması nedeniyle; TBK 74.maddesi gereğince ceza davasının bekletici mesele yapılması gerekliyken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarih, 2017/443 E. – 2021/636 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 56,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 218,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/04/2023