Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1572 E. 2023/602 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1572 Esas
KARAR NO: 2023/602
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2021
NUMARASI: 2018/935 E. – 2021/42 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; 13/05/2018 tarihinde şirkette meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle 79 adet boş çekin çalındığını, çalınan boş çeklerden … Bankası Mercan Şubesi … No.’lu hesabına ait … numaralı çekin sahte imza atılmak suretiyle tedavüle sokulduğunu, çek lehtarı olarak davalı … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’nin gösterildiğini, çekin bu şirket tarafından diğer davalı … İnşaat A.Ş.’ne ciro edildiğini, daha sonra bu şirketten de diğer davalı … Faktoring A.Ş.’ne ciro edildiğini, çalıntı çekin keşide tarihinin 20/09/2018 ve bedelinin 19.800,00 TL olarak gösterildiğini, çekin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında takip başlatıldığını, dosya borcunun takip dosyasına yatırıldığını, ödenen miktarın davalılara ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirketler ile herhangi bir ticari münasebetin bulunmadığını, çek üzerindeki kaşe ve imzaların kendilerine ait olmadığını, borçlu olunmadığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı temlik eden … Faktoring vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının yerinde olmadığını, çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu, davacı şirketin kaşe ve imzası nedeniyle müvekkiline karşı sorumlu olunduğunu, davanın reddi ile davacı yanın müvekkiline karşı borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.01.2021 tarih ve 2018/935 Esas – 2021/42 Karar sayılı kararıyla; “…ATK Fizik İhtisas Kurulundan alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; … Bankası A.Ş Mercan/İstanbul Şubesi muhataplı, İstanbul-20/09/2018 keşide yer ve tarihli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti olan, … İnşaat San.Ltd. Şti emrine yazılı 19.800,00 TL bedelli, … seri numaralı çekte atılı bulunan keşideci imzasının (mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla) davacı şirket yetkilileri …, … ve …’ün elinden çıkmadığının saptandığı; davacının, dava konusu çekteki keşideci imzasındaki sahteliği mutlak def’i olarak herkese karşı ileri sürme hakkının bulunduğu; davacının dava konusu çekten dolayı sorumluluğu bulunmadığı; bu nedenlerle davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın sübut bulduğundan kabulü ile davacının, keşidecisi … Tic. Ltd.Şti’nin … Bankası A.Ş Mercan/İstanbul Şubesi’ndeki hesaba tanımlı … seri numaralı 20/09/2018 keşide tarihli 19.800,00 TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tesbiti ile yasal koşulları mevcut bulunmadığından İİK.nun 72/5 maddesi uyarınca tazminata hükmolunmasına yer olmadığına.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı (temlik alan) … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; “Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2001 tarih, 2001/12-466 E. ve 2001/483 K. sayılı kararında belirtildiği üzere: alınacak raporlarda imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması gerektiğini, ancak bilirkişi neredeyse sadece imzanın karşı tarafa ait olmadığını iddia etmekle yetinip hangi gerekçe ile imzaların farklı olduğunu şüpheye yer vermeyecek derecede izah etmediğini, Fotokopi belgeler ile imza incelemesi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, alınan raporda incelemeye konu vekaletnameler ve imza sirkülerinin fotokopiden ibaret olup rapor imza incelemesine esas alınmış olmasının hatalı olduğunu, Bilirkişi raporuna esas teşkil eden davacının imza örneklerinin eksik ve yetersiz olduğunu, dolayısı ile alınan raporun esasa dayanak teşkil edecek nitelikte olmadığını; ayrıca dosya kapsamında alınan bilirkişinin çeklerdeki imza ile karşılaştırma imzalar arasında olduğunu rapor ettiği farkların aynısının, karşılaştırmaya konu imzalar arasında da mevcut olduğunu, Dava konusu çekteki imzanın keşideci imzası ile farklılık gösterse bile davacı şirketin benimseyip ödediği çekteki imza ile uygunluk göstermesi halinde bu çeki ödeyen davacının, dava konusu çeki de benimsediği sonucuna varılması gerektiğinden; muhatap bankaya müzekkere yazılarak 2015-2017 yılları arasında davacıya ait benimsenmiş çeklerin mevcut olup olmadığının tespit edilerek, mevcut ise örneklerinin dosya alındıktan sonra tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasının zaruri olduğunu, Davaya konu çek incelendiğinde, ciro silsilesiyle temlik eden … Factoring A.Ş.’ye geçtiği ve alacaklı müvekkilin yetkili son hamil olduğunun görüleceğini, müvekkilin cirolar arasında düzenli bir teselsülün bulunup bulunmadığını inceleyerek yükümlülüğünü yerine getirdiğini, her ne kadar davacı taraf imzasının sahte olduğunu iddia etmişse de müvekkilin bunu araştırmak gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, İmzaların bağımsızlığı ilkesine göre söz konusu imzanın sahte olması halinde bile kıymetli evraktan kaynaklanan sorumluluğu ortadan kaldırmayacağını, her imza kendi sahibini diğer imzalardan bağımsız olarak bağlayacağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen 25/09/2020 tarihli raporda; inceleme konusu çekteki keşideci imzası ile davacı şirket yetkilileri …, … ve …’ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilmediği yönünde kanaatini bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜ ile; Davacının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, -Kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine ” karar verilmiştir. Hüküm davalı (temlik alan) … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı şirketin takibe konu 20/09/2018 keşide tarihli ve 19.800,00 tutarlı çekin keşidecisi göründüğü, davacının çekteki imzasının kendi şirket yetkililerine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 25/09/2020 tarihli grafoloji raporu ile “Çekteki davacı şirket adına atılı imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı” sabit olduğundan, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararın isabetli olması nedeniyle, davalı (temlik alan) … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı (temlik alan) … A.Ş vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.884,62 TL harçtan, peşin alınan 471,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.413,46 TL harcın davalı (temlik alan) … A.Ş’den alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı (temlik alan) … A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/04/2023