Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1570 E. 2023/613 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1570 Esas
KARAR NO: 2023/613
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2019/333 E. – 2021/475 K.
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/06/2019
BİRLEŞEN İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/344 -KARAR NO: 2020/655
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/06/2019
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili dernek yöneticisi …’nin mevcut yetkililerini kötüye kullanarak ve bir takım hilelerle bankalardan çek koçanı aldığını ve dernek kayıtlarına geçirmeden uhdesinde tuttuğunu, işbirliği yaptığı kişi ve kurumlar üzerinden sahte içerikli faturalar kullanarak çekleri kısa bir sürede piyasaya sürdüğünün tespit edildiğini, bunun üzerine …’nin yetkilerine son verilerek hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin bilerek veya bilmeyerek bu olaya ortak olduğunu; davalı şirket tarafından kabul edilen çeklerin tamamında lehtar olarak gözüken … ile müvekkili arasında hiçbir mal veya hizmet ilişkisinin bulunmadığını, davalının çekleri kabul aşamasında gerekli araştırma görevini ihmal ettiğini; dolayısıyla çeklere yönelik İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …-…-… Esas sayılı dosyalarından başlatılan takiplerden dolayı borçlu olunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş; Birleşen 2019/334 Esas sayılı dosyada ise; asıl davada ileri sürülen nedenlerle birleşen işbu davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu çekler yönünden davalıya borçlu olunmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin müvekkili şirket tarafından geçerli bir faktoring işlemi sonucunda ve çeklerde kendisinden önce ciranta olarak imzası bulunan … Turizm–…’den, çeklerin kendisinden önceki ciranta ile davacı dernek arasındaki ticari ilişkiyi gösteren ve çeklerin alımına sebep olan fatura ile birlikte devralındığını, karşılık olarak da çeklerin bedelinin faktoring müşterisi olan … Turizm-…’ye ödendiğini, 6361 sayılı yasa hükümleri gereğince faktoring şirketlerinin çeki devralması için taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren faturanın mevcudiyetini tespit etmesinin yeterli olduğunu, dolayısıyla faktoring işleminin tamamen hukuka uygun olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu çekleri yasaya uygun olarak devralan iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu, davacı derneğin eski yetkilisinin yetkilerinin 14/05/2018 tarihinden sonra elinden alındığının davacı tarafça da açıkça ifade edildiğini, çeklerin teslim alındığında davacı şirket yetkilisi …’nin dernek yetkilisi olduğunu ve çeklerin dernek yetkilisi tarafından imzalanmış olduğunu beyanla asıl ve birleşen davanın reddini savunmuş, davacının tazminata mahkumiyetini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.06.2021 tarih ve 2019/333 Esas – 2021/475 Karar sayılı kararıyla; “Somut olayda davalı taraf faktoring şirketi olup, her ne kadar asıl ve birleşen dava ve takip konusu çeklerin müşterisi olan ve kendisine ciro eden dava dışı … Turizm – …’den faktoring sözleşmesi uyarınca alındığını, keşideci davacı ile arasındaki alış verişin fatura ile tevsik edildiğini, çeklerin üzerinde davacının imzasının olduğunu, faktoring mevzuatına uygun olarak çeki aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu savunmuş ise de; yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan mevzuat hükümleri gereği, davalı tarafça asıl ve birleşen dava konusu çeklerin kendisine tesliminde gerekli istihbarat çalışmasının yapıldığını iddia ve ispatlayamadığı gibi kanunda sayılan yükümlülüklerin yerine getirilmediği; diğer bir anlatımla çekin keşidecisi ile lehtar arasında gerçek bir ticari ilişki bulunduğu yönünde gerekli araştırmayı yapmadığı gibi kendisine temlik yapan lehtarın gerçekte bir alacağının bulunduğu konusunda yeterli kanıt sunmadığı, buna bağlı olarak faktoring mevzuatına uygun bir alacağın temlikinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından asıl ve birleşen davanın kabulüne; borçlu hakkındaki takip haksız olmakla birlikte takibe girişmekte alacaklının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacının tazminat istemlerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Bilirkişi raporunda müvekkil şirketin dava konusu çeki faktoring müşterisinden faturaya dayalı olarak aldığı ve müşteriye ödeme yaptığı hususlarının tespit edildiğini, raporda faktoring sözleşmesi çerçevesinde dava konusu çekin düzgün ciro silsilesi ile davalı şirkete ulaştığı bilgisine yer verildiğini, 08.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda her ne kadar davacıya mal veya hizmet verilip verilmediğine dair yeterli istihbarat faaliyetinde bulunulmadığı öne sürülse de, senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmediğimizin de ifade edildiğini, 08.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda dava dışı şirket (… Turizm-…) tarafından 2017 yılı BS Formu ile davacı adına toplam 58 adet fatura bedeli olarak KDV hariç 2.434.640,00 TL tutarında vergi dairesine bildirim yapılmış olduğunun tespit edildiğini, Yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereğince, davacının şahsi defilerini tarafımıza ileri sürmesine imkan tanınmadığını, 6361 Sayılı Kanun’un 9/3, maddesi uyarınca davacının bedelsizlik iddiasının faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceğini, Dosyaya sunulan 08.02.2021 tarihli ve 11.11.2020 tarihli bilirkişi raporları ile faktoring işlemimizin usule uygun yapıldığının ve çekleri iktisap ederken kötü niyetimizin bulunmadığı ve bile bile borçlunun zararına hareket etmediğimizin ortada olduğunu, bu sebeplerle şahsi defilerin müvekkile karşı ileri sürülemeyeceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Asıl davaya konu İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında; davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 25/05/2018 tarih ve 48.000 TL, 25/05/2018 tarih ve 74.200 TL, 25/05/2018 tarih ve 69.000 TL bedelli çeklere dayalı; *Asıl davaya konu İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında; davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 20/05/2018 tarih ve 66.000 TL bedelli çeke dayalı; *Asıl davaya konu İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında; davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 28/05/2018 tarih ve 74.000 TL, 30/05/2018 tarih ve 71.500 TL, 30/05/2018 tarih ve 64.400 TL bedelli, 30/05/2018 tarih ve 57.500 TL bedelli çeklere dayalı; *Birleşen davaya konu İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında; davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 29/04/2018 tarih ve 47.000 TL, 30/04/2018 tarih ve 47.000 TL, 30/04/2018 tarih ve 46.000 TL bedelli çeklere dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takiplerine girişildiği görülmüştür. *İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi kurulu raporlarında özetle; “Asıl ve birleşen dava ve takip konusu, 20/05/2018 tarihli 66.000 TL bedelli, 25/05/2018 tarihli 69.000 TL bedelli, 30/05/2018 tarihli 64.400 TL bedelli, 25/05/2018 tarihli 48.000 TL bedelli, 25/05/2018 tarihli 74.200 TL bedelli, 30/05/2018 tarihli 71.500 TL bedelli, 30/05/2018 tarihli 57.500 TL bedelli, 28/05/2018 tarihli 74.000 TL bedelli, 29/04/2018 tarihli 47.000 TL bedelli, 30/04/2018 tarihli 47.000 TL bedelli, 30/04/2018 tarihli 46.000 TL bedelli çeklerin, davacı tarafından … Turizm – … adına keşide edildiği, çeklerin arka yüzündeki ciro silsilesine göre davalı faktoring şirketine verildiği; davalı şirket ile dava dışı lehtar arasında yapılmış faktoring sözleşmesi kapsamında, davalı şirkete temlik edilen fatura borçlusunun davacı olduğu, faturalar karşılığında davacı tarafından keşide edilen dava konusu çeklerin lehtarı … Turizm – … cirosu ile davalı şirkete teslim edildiği, buna göre dava konusu çeklerin faktoring işlemine konu edildiği anlaşıldığı ancak, salt faturanın alacağın varlığını ispata yetmeyeceği; bu durum yerleşik Yargıtay içtihatlarında ortaya konulduğu, bu bağlamda faturanın tek başına akdi ilişkiyi ve bu ilişkiden doğan yükümlülüğün yerine getirilmiş olduğunu ispata tek başına yeterli olmayacağı; davalı faktoring şirketinin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket edip etmediğine ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu.” yönünde görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından; “…Asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı KABULÜ ile, -Asıl davaya ilişkin olarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …, … ve … Esas sayılı dosyalarında ve birleşen mahkememizin … Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takiplere dayanak yapılan tüm çekler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, –Koşulları oluşmadığından davacı tarafın tazminat isteminin reddine,” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, dernek yöneticileri olan …’nin yetkililerini kötüye kullanarak ve hile ile bankalardan çek koçanı aldığını ve dernek kayıtlarına geçirmeden işbirliği yaptığı kişi ve kurumlar üzerinden sahte içerikli faturalar kullanarak çekleri kısa bir sürede piyasaya sürdüğünü, dava konusu çeklerin tamamında lehtar olarak gözüken … ile aralarında hiçbir mal veya hizmet ilişkisinin bulunmadığını, davalının çekleri kabul aşamasında gerekli araştırma görevini ihmal ettiğini beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise çeklerin faktoring mevzuatına uygun olarak alındığından bahisle davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacının davaya konu çeklerin keşidecisi olduğu, çeklerin lehtarının ise dava dışı … Turizm – … olduğu, çeklerin lehtar tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında davalıya temlik edildiği, davacının lehtar ile aralarında ticari ilişki bulunmadığı ve çeklerin hileli işlemlerle lehtara verildiği yönündeki bedelsizlik iddiası bulunduğu, 6361 Sayılı Kanun’un 9/3. maddesi dikkate alındığında çek keşidecisi olan davacı ile lehtar arasındaki defilerin davalı faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği, davalı tarafça dava konusu çeklerin kendisine tesliminde gerekli istihbarat çalışmasının yapıldığının ispatlanamadığı, davalının çekin keşidecisi ile lehtar arasında gerçek bir ticari ilişki bulunduğu yönünde gerekli araştırmayı yapmadığının anlaşılması karşısında davacının asıl ve birleşen davaya konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yerinde olduğundan, davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken toplam 44.196,56 TL harçtan, peşin alınan toplam 11.049,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 33.147,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023