Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/157 E. 2022/2139 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/157 Esas
KARAR NO: 2022/2139
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2020
NUMARASI: 2018/63 E. – 2020/411 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili …arasında imzalanan 12/08/2015 tarih … numaralı Gemi Finansal Kiralama sözleşmesine malın … Ltd’ne 01/06/2015 tarihli … numaralı 1.475.000,00 EURO tutarındaki proforma futaraya konu … gövde numaralı … model yat olduğunu, diğer müvekkillerinin sözleşmeye konu borca kefil yapılmak istendiğini, işbu dava tarihine kadar ödeme planına uygun olarak tüm kira bedellerinin ödendiğini ancak sözleşme konusu yatın müvekkili firmaya fiziken teslim edilmediğini, müvekkili tarafından davalıya 1.005.92 EURO ödeme yapıldığını, malın teslimini sağlamak amacıyla davalıya Kadıköy …Noterliğinin 05/12/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, davalı tarafından Beşiktaş …Noterliğinin 12/12/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, bunun üzerine Kadıköy … Noterliğinin 04/01/2018 tarih .. yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek 5 gün içerisinde yatın teslim edilmesi aksi takdirde ödenen bedellerin faizi ile birlikte iade edilmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, davalının Beşiktaş …Noterliğinin 10/01/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iddialarını tekrarlayarak ödenen bedellerin iade edilemeyeceğinin ifade edildiğini, davalı tarafından gönderilen 17/09/2015 tarihli ödeme planı ihbarnamesine, yatın sigorta poliçelerine ve davalı tarafından sunulan gemi sicil belgesine güvenilerek yatın mülkiyetinin davalıya geçtiğine inanıldığını ve bu doğrultuda kira bedellerinin ödendiğini, yat üreticisi … Türkiye temsilcisi ile yapılan görüşme neticesinde kiralamaya konu yatın hiç üretilmediğinin öğrenildiğini, finansal kiralama hukuku açısından kiralamaya konu malın mülkiyetinin kiralayanda olması gerektiğini, kiralayanın kiracının maldan yararlanmasına engel olacak tüm davranışlardan kaçınmakla yükümlü olduğunu, Borçlar Kanunu açısından Finansal kiralama sözleşmesine konu mal hiç üretilmediği için sözleşmenin geçersiz olduğunu bildirerek; davalının elinde olması muhtemel finansal kiralama sözleşmesinin imzalanması esnasında müvekkiline dayatılarak imzalatılan senet ve sair borçlandırıcı belge olma ihtimaline karşın HMK 389 ve İİK 72/2 maddesi uyarınca müvekkilleri aleyhinde yargılama sonucunda verilecek hüküm kesinleşinceye dek icra takibi başlatılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 EURO tutarındaki bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesine, müvekkilleri tarafından keşide edilerek davalıya teslim edilen kambiyo senetlerinin iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 04/12/2018 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah ettiklerini, 12/08/2015 tarih ve … numaralı gemi finansal kiralama sözleşmesi ve ekleri kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep ettikleri, sözleşme bedeli olan 1.475.000,00 EURO’ya ilişkin eksik harcın tamamladıklarını, eda talepleri yönünden davalıya ödenen 1.005.922,00 EURO’nun tahsilini, talep ettiklerini, bu bedel kadar davayı ıslah ettiklerini, 1.475.000,00 EURO sözleşme bedeli üzerinden eksik harcın tamamlanacağını bildirerek davaya konu finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalıya ödenmiş bulunan 1.005.992,00 EURO tutarındaki bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte iadesini, davalıya teslim olunan kambiyo senetlerinin iptaline karar verilmesini talep ederek ıslah harcını yatırmışlardır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …nin yurt dışında mukim bir şirket olması nedeniyle müvekkili aleyhine dava ikame edebilmesi için teminat yatırma zorunluluğu bulunduğunu, işbu davanın HMK m.107 uyarınca belirsiz alacak ve tespit davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, diğer davacıların aktif husumet ehliyeti ispatlanamadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin sözleşmeden ve kanundan doğan sorumluluklarını yerine getirdiğini, müvekkili şirket tarafından 10/09/2015 tarihinde 1.davacı kiracının belirlemiş olduğu satıcıdan … isimli yat satın alınarak mülkiyetinin müvekkiline geçirildiğini, yat bedeli olan 1.475.000,00 EURO tutarının satıcıya ödendiğini ve müvekkili adına 05/10/2015 tarihli sicil belgesi ile tescil edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile belirlenen yetki belgesi uyarınca yatın teslimi hususunda kiracının yetkilendirildiğini, tesellüm ve kabul belgesinde davacı şirket imzasının bulunduğunu, söz konusu yatın teslim edilmemesi durumunda dahi müvekkilinin hiçbir sorumluluğu olmadığını, davacı kiracının ödenmeyen kira bedellerinden sorumlu olduğunu, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine finansal kiralama sözleşmesi hükümlerinin genel işlem şartlarına ilişkin düzenlemeler tahtında geçersiz olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin genel işlem şartı niteliği taşımadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin üzerinden 2,5 yıl geçtiğini ve bu süre boyunca davacı tarafından yatın satın alınmadığı veya teslim edilmediğine ilişkin herhangi bir iddiada bulunulmadığını, yata ilişkin sigorta sözleşmesinin davacı şirket tarafından akdedildiğini bildirerek; HMK 107 uyarınca belirsiz alacak ve tespit davası olarak açılmaya elverişli olmadığından HMK md.115/2 hükmü uyarınca davanın usulden reddine, davacı … San ve Tic Ltd Şti ile davacı …’in aktif husumeti ispatlanamadığından davanın bu kişiler yönünden esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.09.2020 tarih ve 2018/63 Esas – 2020/411 Karar sayılı kararıyla; “Davacı kiracı teslim almadığını iddia ettiği malı tesellüm ve kabul belgesi imzalayarak teslim aldığını kabul etmiş, ayrıca finansal kiralama şirketini teslim yükümlülüğünden ibra ettiğini, mal bedelinin ödenmesinde herhangi bir sakınca bulunmadığını, bu konudaki her türlü sorumluluğun kendisine ait olduğunu beyan etmiştir, yine finansal kiralama şirketine karşı imzalı olarak vermiş olduğu belgede de; yatın yurt dışında sınırlı olarak temsile yetkili vekil sıfatıyla finansal kiralama şirketi adına satıcıdan teslim alınacağının kabul edildiğinin bildirildiği, dava dışı satıcı şirket tarafından ve davacı kiracı …Şti tarafından, yine finansal kiralama sözleşmesinin kefili … tarafından imzalanarak finansal kiralama şirketine hitaben düzenlenen belgelerde de yatın 165.636,00 EURO’luk bedelinin ödendiği, bakiye 1.309.364,00 EURO’nun satıcı şirket hesabına ödenmesinin talep edildiği, davalı … şirketinin bu beyanlar doğrultusunda bakiye yat bedeli olan 1.309.364,00 EURO tutarını satıcının hesabına ödediği, bu şekliyle davacı kiracının sözleşme bedelinin davalı … tarafından satıcı firmaya ödenmesini sağladığı, finansal kiralama sözleşmesinin 31.maddesi uyarınca malın tesliminden finansal kiralama şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, yine davacı kiracının malın teslimi ile ilgili olarak davalı … şirketini ibra ettiği, malı teslim aldığını kabul ettiği, finansal kiralama sözleşmesinin 31.maddesi kapsamında kiracının kira bedellerini ve sözleşmeden doğan diğer borçlarını ödeme sorumluluğunun bulunduğu, ödediği bedelin iadesini talep edemeyeceği, ödenmemiş bakiye kira bedellerinden de sorumlu olduğu, tarafların tacir olduğu, TBK.nun 20-25.maddesinde düzenlenen genel işlem şartlarının sözleşme imzalarken basiretli bir tacir gibi davranması gereken tacirler için uygulanmasının mümkün bulunmadığı, kaldı ki sözleşme öncesi bilgilendirme formunun incelenmek müzakere edilmek üzere elden teslim alındığına dair kiracı tarafından imzalanmış 12/08/2015 tarihli belge ile yine sözleşmede yer alan genel işlem şartları hakkında bilgilendirildikleri, aleyhlerine doğabilecek sonuçları ayrıntıları ile inceleyip değerlendirmiş bulunduklarına dair 12/08/2015 tarihli kiracı …Şti tarafından, kefil … ve …Ltd Şti (eski unvanı …San Tic Ltd Şti) tarafından imzalanmış belgeler karşısında TBK.nun 20-25.maddelerinde düzenleme konusu yapılan genel işlem koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından açılan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Delillerimiz toplanmaksızın karar verilmesi usule aykırı olduğunu; davanın başından bu yana ifade edildiği üzere dava konusu yat hiç üretilmediğini, bu konuda Mahkeme’den defaatle … Türkiye temsilcisi olan … ‘a yazı yazılarak finansal kiralamaya konu … gövde numaralı… model yatın bugüne kadar üretilip üretilmediği hususunun sorulması talep edildiği halde, talebimiz Mahkemece ısrarla görmezden gelindiğini, Davalı tarafın, sözleşme konusu yatın satıcısı … LTD ye 1.309.364 EUR ödeme yapıldığı iddiasıyla dosyaya sunduğu dekontun evrak aslı olmaması nedeniyle, evrak aslının sunulmasının istendiğini, ancak dekontun e-dekont olduğunun belirtilmesi üzerine söz konusu ödemenin teyit edilebilmesi amacıyla … bankasına yazı yazılarak sorulması tarafımızca talep edilmesine rağmen mahkemece yazı yazılmadığını, Benzer şekilde sigorta poliçesinin müvekkil tarafından değil doğrudan davalı … tarafından düzenlettirildiğinin ispatı amacıyla, ilgili sigorta şirketine müzekkere yazılarak dosyadaki sigorta poliçesinin ücretinin kim tarafından ödendiğinin sorulması da tarafımızca talep edildiğini, ancak Mahkeme bu delilimizi de celp etmeksizin hüküm kurduğunu, Taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin geçersiz olduğunu; Finansal kiralama sözleşmesinin kurucu unsuru kiralamaya konu malın mülkiyetinin kiralayanda olması olduğunu, somut olayda dava konusu yatın hiç üretilmediğini ve yatın mülkiyetinin hiçbir zaman davalı kiralayan tarafından elde edilmediğini, dolayısıyla davaya konu finansal kiralama sözleşmesinin hukuken geçerlilik kazanmadığını,Davalı taraf ise tüm bu sürecin yerine getirildiğine ve mülkiyetin devri için zorunlu olan teslime ilişkin hiçbir belgeyi dosyaya sunamadığını, dosyada sadece satıcı tarafından imzalı bir belge olduğunu ve bu belge bir satış sözleşmesi olmadığı gibi mülkiyetin devrine elverişli bir belge de olmadığını, Davalı kiralayan, yatın Türk kara sularına girdiğini gösteren herhangi bir gümrük belgesini de dosyaya ibraz edemediğini, Finansal Kiralama Sözleşmesinin geçerli olarak kurulduğu kabul edilse dahi sözleşme genel işlem şartlarını havi olduğundan davalı lehine sorumluluğu kaldıran hükümlerin geçersiz olduğunu; genel işlem kaşullarının tacirlere uygulanıp uygulanmayacağı konusunda, açık bir kanun hükmü mevcut değilse de bu hükümlerin kişi bakımından sadece belli bir kesime uygulanacağına ilişkin sınırlayıcı bir düzenlemenin de olmadığını, Doktrindeki genel görüşe göre tacirlerin de TBK’nın genel işlem koşullarına ilişkin öngördüğü korumadan yararlanabileceği savunulduğunu; bu konuda Yargıtay kararlarının da bulunduğunu, Kaldı ki bu sözleşme hükümleri önceden tek taraflı hazırlanmış ve işin daha başında iken kül halinde/tümden ve tek seferde imzalatıldığını, nitekim bu husus gerek sözleşme tarihinden ve gerekse tarihi belli olmayan/yazılmamış belgelerden açıkça anlaşıldığını, Sözleşmede yer alan ve özellikle teslim yükümlülüğünün davacı kiracıda olduğu yönündeki hükümlerin genel işlem koşulu olduğu ve hükümsüz kabul edilmesi gerektiğini, Avans Taahhütnamesinin genel işlem şartları kapsamında geçersiz olduğunu; taahhütnamede kiracı finansal kiralama ilişkisinden bağımsız bir taahhütte bulunmadığını, satıcının borcunu ifa etmemesi halinde kira ödemelerini ödemeye devam edeceği şeklinde asıl sözleşmeye bağlı ve fer’i nitelikte bir taahhütte bulunduğunu, kaldı ki avans taahhütnamesinin tarihi sözleşme ile aynı tarihli olduğunu, bizatihi bu durum taahhüdün asil sözleşmeden bağımsız bir şekilde verilmediğinin kanıtı olduğunu ve söz konusu avans taahhütnamesi de genel işlem koşulu teşkil etmesi sebebiyle geçersiz olduğunu, Hepsinden daha önemlisi, söz konusu avans taahhütnamesinin sadece kiracı tarafından imzalandığını, diğer müvekkiller olan davacı kefillerin imzalarının ve taahhütlerinin bulunmadığını, Müvekkillerin Sözleşme Öncesi Bilgilendirildiğinin kabul edilemeyeceğini; asıl sözleşme İle aynı gün imzalanan bilgilendirme formu açısından “önceden verilme ve içeriğinin öğrenilip değerlendirilmesine olanak sağlama” şartının yerine getirildiğinin söylenemeyeceğini, Sözleşmede finansal kiralama şirketinin sorumluluğunu kaldıran hükümlerin önceden feragat yasağı ilkesi karşısında da nazara alınmasının mümkün olmadığını; davalı kiralayana karşı ileri sürebileceği haklarından daha bu haklar doğmadan feragat ettiğine ilişkin beyanları hukuken geçersiz olduğunu, Dosyada mevcut belgenin yetki belgesi olarak adlandırılamayacağını; dosyada yer alan başlıksız belgenin yetki belgesi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, bir belgenin “Yetki Belgesi” olarak nitelendirilebilmesi için evrakın satıcıya hitaben bizzat yetkilendiren (somut olayımızda kiralayan) ağzından kaleme alınmış, kiralayanını imzasını taşıyan ve yetki verilenin (somut olayımızda kiracının) yatın teslimi hususunda yetkilendirildiği hususunun açıkça yazılı olması gerektiğini, Dosyada bulunan teslim ve kabul belgesinin hukuki bir temelinin olmadığını; dosyada yer aları Tesellüm ve Kabul Belgesi’nde ne satıcının ne de kiralayanın imzası bulunmadığını, sadece davacı kiracının ağzından tek taraflı olarak alınmış ve yine sadece davacı kiracı tarafından imzalanmış bir belge olduğunu, dolayısıyla bu belgenin geminin zilyetliğinin devrine yarayarı bir belge olduğunun düşünülemeyeceğini, kaldı ki belgede tarihin dahi olmadığını, Davaya konu yatın bugüne kadar hiç üretilmemiş olması karşısında zilyetliğinin devredilmiş olmasının da mümkün olmadığını, Finansal Kiralama Kanunu’nun 20. maddesinde; ‘Henüz inşa edilmemiş veya kiracıya teslim edilmemiş olan malların konu olduğu finansal kiralama sözleşmelerinde sözleşme başlangıcından itibaren kira bedellerinin ödenebileceği ve sözleşmede açık bir teslim tarihi kararlaştırılmadığı durumda malın sözleşme tarihinden itibaren 2 yıl içinde kiracıya teslim edilmesi gerektiği’nin düzenlendiğini; müvekkillerin yasada tanımlanan iki yıllık süre boyunca (yatın teslim edileceği inancıyla) kira ödemelerini aksatmaksızın ödediğini ve fakat sonradan yatın hiç üretilmediğini öğrenmeleri üzerine huzurdaki davayı açtığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/185 D.iş , 2018/188 Karar sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; dosyamız davalısı … A.Ş tarafından davacılar aleyhine 15/08/2017 vade tarihli 226.872,00 EURO bedelli bir adet bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alındığı görülmüştür. *Mali müşavir bilirkişiden aldırılan 03/12/2019 tarihli raporda; “Davalının incelemeye sunulan ticari defter ve kayıtlarının HMK 222/2 ve TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulduğu, davalı …Ş ile davacı …şirketi arasında 12/08/2015 tarihli 63750 sözleşme numaralı Gemi Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin müteselsil kefil sıfatıyla diğer davacılar … ve …San Tic Ltd Şti (eski unvanı … San Tic Ltd Şti) tarafından 1.362.000,00 EURO tutarına kadar kefil olarak imzalandığı, satıcısı … Ltd olan kiralamaya konu malın 1.475.000,00 EURO bedelli 2015 model Azumut 64 yat olduğu, dava konusu Azumut 64 yata istinaden satıcı … Ltd şirketine mal bedeli olarak 19/08/2015 tarihinde 165.636,00 EURO ve 1.309.364,00 EURO olmak üzere toplam 1.475.000,00 EURO tutarının davalı … tarafından ödendiği, taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi ödeme planına istinaden davacı tarafından davalıya dava tarihi itibariyle toplam 1.005.922,00 EURO kira bedelinin vadelerinde ödenmiş olduğu.” bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama konusu malın teslim edilmemesi nedeniyle menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davacı kiracının sözleşme bedelinin davalı … tarafından satıcı firmaya ödenmesini sağladığı, finansal kiralama sözleşmesinin 31.maddesi uyarınca malın tesliminden finansal kiralama şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, yine davacı kiracının malın teslimi ile ilgili olarak davalı … şirketini ibra ettiği, malı teslim aldığını kabul ettiği, finansal kiralama sözleşmesinin 31.maddesi kapsamında kiracının kira bedellerini ve sözleşmeden doğan diğer borçlarını ödeme sorumluluğunun bulunduğu, ödediği bedelin iadesini talep edemeyeceği, ödenmemiş bakiye kira bedellerinden de sorumlu olduğu, genel işlem koşullarının da gerçekleşmediği anlaşıldığından açılan davanın reddine.” karar vermiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Tüm dosya kapsmıyla; davacının finansal kiralamaya konu malı tesellüm ve kabul belgesi imzalayarak teslim aldığını kabul ettiği, davalı … şirketini teslim yükümlülüğünden ibra ettiği, mal bedelinin ödenmesinde herhangi bir sakınca bulunmadığını ve bu konudaki her türlü sorumluluğun kendisine ait olduğunu beyan ederek davalı … şirketinin bu beyanlar doğrultusunda dava dışı satıcı firmaya ödeme yapmasını sağladığı, davacı tarafından imzalanan teslim belgelerinin sahteliği konusunda bir davanın da açılmadığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022