Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1557 E. 2023/1086 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1557 Esas
KARAR NO: 2023/1086 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2020
NUMARASI: 2018/110 E. – 2020/464 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’ın uzun yıllardır Türkiye’de pek çok öykü ve romanı yayımlanan, pek çok sinema filminin senaryolarını kaleme alan ve sinema sektörüne dair eğitici ve bilgilendirici çok sayıda esere imza atmış, okuyucularının ilgiyle takip ettiği başarılı ve ödüllü bir yazar olduğunu, davalılardan …, hayata geçirmek istediği bir sinema eseri fikrine ilişkin olarak 2015 yılında müvekkili ile bir görüşme yaptığını, yapılan görüşmeler neticesinde, söz konusu sinema eserinin hayata geçirilmesi için davalılardan …’in öne sürdüğü hikâye fikri kapsamında müvekkilinin senaryoyu yazması hususunda karşılıklı anlaşıldığını, davalılardan … ve … ismiyle belirtilen yapım şirketi dava konusu sinema eserinin yapımcılığını üstlendiğini, taraflar arsındaki yazışmalarda davacının davaya konu film için treatman çalışması yaptığını davalılardan …’den aldığı karakter listesine ilişkin karakterlerin yaşam ve kişilik bilgilerinin geliştirmesi üzerinde çalıştığını gösterdiğini, davaya konu filmin başlığının önce “…” olarak belirlendiğini, ancak daha sonra başlığın “…” olmasına karar verildiğini, 2015 yılından 2016 yılı sonuna kadar hikaye, karakterlerin oluşturulması ve senaryo metninin yazılarak geliştirilmesi konusunda uzun ve titiz bir çalışma yapan müvekkilinin işbu sinema filminin senaryosu ile birlikte treatman, sinopsis gibi tüm yapıma hazırlık çalışmalarını da tamamladığını, bu süre içerisinde senaryo ve karakterler kapsamında istenen en ufak bir değişiklik ya da değerlendirmeyi dahi her zaman yapıcı bir şekilde karşılayan müvekkilinin, senaryoya son halini verene dek tüm süreçte yapımda yer alan diğer kişilere destek vermiş ve katkılarını sunduğunu, dava konusu sinema eserinin yapımı aşamasında Kültür Bakanlığı’nın her sene belirlenen sinema eserlerine temin ettiği destek fonundan yararlanmak üzere başvuru yapıldığını, bu başvuru sürecinde müvekkilinin gerekli tüm işlemlerde yapım ekibine destek vermiş ve başvuru belgelerini senaryo yazarı olarak imzaladığını, akabinde film için 2018 yılı Şubat ayı içerisinde “sinema eserleri için kayıt tescili belgesi” alındığını, filme ilişkin olarak Kültür Bakanlığı’na teslim edilen resmi evrakta senaryo yazarı olarak davalılardan …’in belirtilmiş olduğunu kısa bir süre önce haricen öğrenildiğini, ayrıca davaya konu filmin kayıt tescil belgesinde ve Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde verilen bilgilerden müvekkilin eser sahipleri arasında yer almadığının anlaşıldığını, İki yıla yakın süre büyük bir özen ve titizlikle çalışarak senaryosunu hazırladığı sinema eserinin seyirciyle buluşmasını beklerken, bir başka kişinin senaryo yazarı olarak gösterilmesi karşısında büyük şaşkınlığa uğrayan Müvekkil, her ne kadar durumla ilgili olarak davalı …’den bilgi almaya çalıştıysa da çabaları sonuç vermediğini müvekkilin senaryosunu yazdığı dava konusu sinema eserinin kayıt tescil başvurusuna ilişkin olarak bilgilendirilmediğini, söz konusu başvuru için rızası, muvafakati ve onayı kesinlikle alınmadığını, müvekkilin söz konusu sinema eseri kapsamındaki eser sahiplerinden biri olduğunu, davaya konu sinema eseri için farklı tarihlerde hazırlanan her iki fragmanda da verilen eser künyelerinde “senarist” olarak yer verildiğini, davalılardan …’in, davaya konu fragmanlarda ve eser künyesinde hiçbir görev başlığı altında yer almadığını, dava konusu sinema eserinin çekimleri başlamadan önce oyuncular ve yapım ekibi ile yapılan toplantı ve röportajlarda film hakkında “ …’ın senaryolaştırdığı” ifadesiyle eser sahipliğine açık şekilde atıf yapıldığını, hazırlanan kayıt tescil belgesinin fahiş bir hata içerdiğini, Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik kapsamında gerçeğe aykırı bilgi verilen işlemlere ilişkin belgelerin iptalinin düzenlendiğini, bu aşamada yapımcı Davalı … tarafından müvekkili yerine aslında senaryo yazarı olmayan davalı …’in senaryo yazarı olarak eser sahibi gösterilmesinin gerçeğe aykırı olduğunu, …” eserinin kayıt tescili için yapılan başvurunun ve başvuru neticesinde düzenlenen kayıt tescil belgesinin iptalinin gerektiğini, müvekkilin bilgisi, rızası ve onayı dışında yapılan başvuru neticesinde Müvekkilin isminin senaryo yazarı olarak gösterilmediği kayıt tescil belgesi ile vizyona girecek olan “…” filminin bu şartlar altında umuma arz edilmesinin müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan hakları ve mesleki saygınlığı bakımından büyük bir risk taşıdığını, bu sebeplerle verilecek hükmün açıklanmasına ve söz konusu karar uyarınca gerekli işlemlerin tamamlanmasına kadar “…” filminin 09.03.2017 tarihindeki gösteriminin tedbiren durdurulması gerektiğini, aksi takdirde müvekkilinin telafisi oldukça zor zararlarla karşı karşıya kalacağını belirtmiş, müvekkilinin “…” isimli sinema eseri kapsamında senaryo yazarı olarak iştiraken ve müşterek eser sahiplerinden biri olduğunun FSEK’in 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespiti ile sinema eserinin Kültür Bakanlığı nezdindeki kayıt tescili için düzenlenen belgelerin senaryo yazarı yönünden gerçeğe aykırı bilgi içerdiğinin Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik’in 13. maddesi uyarınca tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı ile hikayesi Davalı …’e ait olmak üzere birlikte senaryoyu oluşturmaya başlandığını, ancak Kültür Bakanlığına gönderilen senaryonun sağlığa aykırı bulunması itibariyle red edilmesi nedeniyle destek alamadığını, bunun üzerine davacıdan senaryonun yeniden yazılması istendiği, ama davacının senaryo bedelini almasına rağmen ben yazamam diyerek ortadan kaybolduğunu, kendisiyle hiçbir şekilde bağlantı kurulamadığını, senaryonun yeniden yazılması için başka kişilerle görüşüldüğünü, davalının bütçesi kısıtlı olduğu için ilk etap başka bir senaristle anlaşma gidilmediği için senaryonun yönetmen … tarafından yazıldığını ve ismini “…” olan eserle hiçbir bağlantısının kalmadığını, bu versiyonunun da bakanlık tarafından destek alamaması karşısında davalının kendi olanakları içerisinde filmi çekmeye karar verdiği, ancak elinde çekmeye yarar bir senaryo olmadığından diğer davalı … ile senarist olarak anlaştığını, filmin bu senaryoya göre çekildiğini, davacının bu aşamada çalışmalara hiçbir şekilde katılmadığını, film montaja girdiğinde tesadüfen orada bulunan davacının filmi görünce “Bu benim senaryom değil” diye bağırmaya başlayıp mekanı terk ettiğini, davacının web sayfasında isminin yazılmasını delil olarak ileri sürdüğünü, müvekkilin maddi durumunun iyi olmadığından başka bir senaristle anlaşmaya gidemediğini ve senaryo bedelini ödediği davacıdan başka kimse olmadığı için o aşamada davacının isminin yazdığını ancak diğer davalı … ile anlaşma yapıldıktan sonra sonraki fragman ve film afişlerinde davacının isminin çıkartıldığını, davacının kendi edimlerini yerine getirmediğini, haksız kazanç elde ettiğini, her ne kadar Kültür Bakanlığı destek fonlarına başvurularında oyuncu, senarist ve yönetmen isminin verilse de ancak yapımcının bunlarla çalışmak zorunda olmadığını, değiştirme talebinde bulunarak değiştirme hakkına sahip olduğunu, bu itibarla davacının açmış oldu dava ve ihtiyati tedbir talebi hukuku aykırı bulunduğundan reddi gerektiğini belirtmiş haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … tarafından cevap verilmemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/12/2020 tarihli 2018/110 E. – 2020/464 K. sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları celp olunan belgeler ve alanında uzman bilirkişi heyetince düzenlenen rapor içeriği izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davaya konu “…” isimli sineme eserinin senaryosunun hususiyet taşıdığı FSEK 2/1 anlamında “dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri” olduğu noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, yine bahse konu filmin yapımcısının davalı … olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davaya konu senaryonun kime ait olduğu ve senarist olarak kayıtlarda kimin yer alması gerektiği noktasında toplandığı, taraflar arasındaki kabuller de dikkate alındığında davalı … yapımcılığını üstlendiği ve öyküsü davalı yapımcıya ait hikâye fikri kapsamında davacı senarist ile anlaşmaya varıldığı, davacının davalı yapımcı …’den aldığı hikayeyi senaryolaştırdığı, davaya konu filmin başlığının önce “…” olarak belirlendiği, ancak daha sonra başlığın “…” olmasına karar verildiği, senaryonun davacı tarafça yazımı sonrasında filmin çekim sürecinde taraflar arasında iletişim sıkıntısından kaynaklı olarak davalı yapımcının diğer davalı senarist … ile çalışmış ise de filmin ana hikaye, yan öykülerin esası, karakter yapıları, örgüleme ve sahneleme ve diyaloglar bakımından davacıya ait senaryo ile önemli ölçüde benzeştiği, bu bağlamda davaya konu film ve davalı senarist …’in çekimdeki katkısının davacı senarist …’ın eserinin sadeleştirme yönünde revizyon edilmiş hali olduğu, davacı senaryosunun hususiyet taşıyan bir ameliye ile FSEK 6 anlamında işlenme eser olarak bir katkı sunulma düzeyine erişmediği, sektörde fiilen yer aldığı ve film çekim sürecine birebir şahitlik ettiği anlaşılan davacı tanığı … ‘nun beyanları dikkate alındığında davacıya ait senaryonun kullanıldığı ve davalı … katkısının editör düzeyinde kaldığı, senaristin çekimlere katılma gibi bir zorunluluğunun bulunmadığı, ilk jenerik listesinde davacının isminin listede yer almasına rağmen sonradan değiştirildiği, şu hale göre davacının davaya konu filmin senaristi olduğu, senarist olarak kayıtlarda yer alması gerekirken diğer davalı …’in senarist seviyesinde ya da işleme eser seviyesinde katkısı bulunmamasına rağmen kayıtlarda senarist olarak yer almasının hatalı olduğu anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulüne dair; -Davanın KABULÜ ile, davaya konu “…” isimli filmin senaristinin davacı … olduğunun TESPİTİNE, bu kapsamda davaya konu … sinema eseri için Kültür Bakanlığı tarafından verilen 02/02/2018 tarihli eser işletme belgesinin ve kayıt tescili için düzenlenen belgelerin senarist (senaryo yazarı yönünden) gerçeğe aykırı bilgi içerdiğinin TESPİTİNE,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı … vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu eserin fikir babası olduğunu, iki yıl boyunca birlikte çalışarak senaryoyu bizzat kendi katkılarıyla oluşturmaya çalıştığını, davacının davalının oluşturduğu senaryoyu hiçe sayarak çala kalem senaryo oluşturduğunu, Kültür Bakanlığı’nda filmin çekimi için kredi talebinde bulunulurken davacının isminin kullanılması zorunda kaldığını, Kültür Bakanlığının ahlaka aykırı bularak geri çevirdiğini, senaryonun yeniden yazılması teklifine ise davacının yaklaşmadığını, başka bir senarist bulunduğunu, bu hususların tanık beyanları ile doğrulandığını, davacının montaj esnasında, bu benim senaryom değil diye bağırdığının tanıklarca ifade edildiğini, davacının eşi olan tanığın davacı kocası lehine ifade verdiğinden dikkate alınamayacağını, müvekkilinin sinema ve dizi dünyasında hatırı sayılır bir aktör olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; davacının haklılığının alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, senaryonun davacıya ait olduğu, davalı …’in yaptığı editoryal değişikliklerin senarist olarak yer alması için etkili olamayacağının ifade edildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkemece FSEK uzmanı bilirkişi …, senarist/yönetmen bilirkişi …, yapımcı bilirkişi …’tan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 10/03/2020 tarihli raporda; öyküsü davalı yapımcı …e ait olan … adlı sinema eserinin senaryosunu esas olarak davacı …’ın yazdığı, ancak yapım süreci içerisinde … tarafından yönetmen ve yapımcının görüşleri doğrultusunda ana hîkaye, karakter yapıları, olay örgüsü ve akışı, sahneleme ve diyaloglar açısından revize edildiği, başka bir deyişle editoryal bir çalışma olduğu, ve yapılan bu müdahalelerin yönetmen revizyonu ölçüsünü aşmadığı yani davacı senaryosunun hususiyet taşıyan bir ameliye ile FSEK 6 anlamında işlenme eser olarak bir katkı sunulma düzeyine erişmediği, davacının davaya konu filmin senaristi olduğu halde kendi adının değil başkasının adının senarist olarak yazılması sebebiyle eser işletme belgesinin iptali talebinin haklı olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği beyan edilmiştir. Davacı tanığı … 02/07/2019 tarihli celsedeki yeminli beyanında; … filminin yardımcı yönetmeni olduğunu, yönetmen … tarafından tarafıma gönderilen ilk senaryoda davacı …’ın isminin yazdığını, bu senaryo üzerinde çalıştıklarını, yönetmenler genelde kendilerine gelen senaryoyu editöryel ve sahne oluşumları yönünden değerlendirmek suretiyle bir kısım değişiklikler yapabildiğini, ancak bunun esaslı bir değişiklik niteliğinde olmadığını, daha sonra senarist olarak …’de ön hazırlık aşamasında sahne değişiklikleri ve senaryonun uyarlanması ile alakalı olarak kendileriyle çalıştığını, ancak temel senaryoya bağlı kalmak suretiyle sektörel bazda değişiklik yaptıklarını, hatta bu değişikliklere davalı …’inde yönetmen ile birlikte katkı sağladığını, genelde film çekimlerinde senaristin bulunma zorunluluğu olmadığını, bildiği kadarıyla öykünün davalı …’e ait olduğunu, …’in öyküsünün davacı … tarafından senaryo haline getirildiğini, film tamamlandıktan sonra jeneriğin hazırlanması aşamasında kendisine başvurduklarında, yönetmen …’ı aradım … ve …’in jenerikte ne şekilde yer alması gerektiğini sordum, kendisi bana senarist olarak …’ın, editör olarak da …’in jenerikte yer alması gerektiğini söylediğini, kendisinin jenerik olarak ilettiği listede isimler bu şekilde yer almasına rağmen sonradan senarist olarak …’in isminin yer aldığını, … tarafından yapılan katkının normal bir film çekiminde yönetmen tarafından gerçekleştirilebilecek olan bir katkı olduğunu, filmin ön hazırlığında hatırladığım kadarıyla yirmi gün civarında çalıştığını filmin isminin … şeklinde olmasını …’in dile getirdiğini biliyorum, benim çekim sürecinde davacı ile herhangi bir iltibatının olmadığını beyan etmiştir.Davacı tanığı … ın 05/12/2019 tarihli celsedeki yeminli beyanında; Davacının eşim olduğunu, aynı zamanda kendisinin asistanlığını aynı zamanda yapım şirketinin yapım koordinatörlüğünü yürüttüğünü, …’e ait fikri eşinin senaryolaştırdığını, senoryolaştırma sürecinde yanında olduğunu, yoğun bir çalışma süreci yaşandığını, … ile sık sık görüşüldüğünü, senaryo teslim edildikten sonra herhangi bir çekim sürecinden haberlerinin olmadığını söylemiştir. Davalı tanığı … 05/12/2019 tarihli celsedeki yeminli beyanlarında; tarafları tanımadığını, ancak filmin çekim setinin çalışmalarını yürüttüğü Beşiktaştaki … Cafe’de çalıştığını, filmin senaryo çalışmalarının bizim cafenin üst katında bulunan bölümde davalı … ve … ile birlikte yapıldığını, esasen film ve senaryo işlerinden anlamadığını, o senaryonun orada yazıldığına ilişkin tam bir şey söyleyemeyeceğini, ancak çalışmalar esnasında senaryoya ilişkin konuşmalara şahit olduğunu, cafenin alt katının tiyatro sahnesi olduğunu, üst katın ise çalışmalara ayrıldığını beyan etmiştir. Davalı tanığı … 05/12/2019 tarihli celsedeki yeminli beyanında; filmin stüdyo işlemlerini yaptığını, …’in hatırladığı kadarı ile … ile birlikte stüdyo işlemlerine katıldıklarını, filmin senaryosunun kim tarafından yazıldığı, başka bir senaryonun bulunup bulunmadığı, hangi senaryonun filme aktarıldığı noktasında bilgi sahibi olmadığını, sahada çekilen filmin stüdyo da sinemaya aktarılacak hale getirilmesinden sorumlu olduklarını, … beyin filmin stüdyo işlemlerinde ne şekilde katılımının olduğu konusunda bilgi sahibi olmadığını, esasen sektör uygulamalarında senaristlerin filme herhangi bir ortaklıkları bulunmaması halinde filmin çekim sürecine katılmalarının söz konusu olmadığını, … beyi sektörden tanıdığını, ancak filmin senaryosunun … bey tarafından yazılıp yazılmadığı veya bir başkası tarafından yazılıp yazılmadığı hususlarında bilgi sahibi olmadığını, filmin kurgusunda birden fazla değişiklik olduğunu, kısa sürede tamamlanması gereken filmin bu değişiklikler sebebi ile uzun bir süreçte tamamlanabildiğini, … beyin stüdyoya geldiğinde kurguyu izledikten sonra bu benim senaryom değil şeklinde seslendiğini duyduğunu, ayrıntılı birşey söyleyemeyeceğini beyan etmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” isimli sinema eseri kapsamında senaryo yazarı olarak iştiraken ve müşterek eser sahiplerinden biri olduğunun FSEK 15/3. Madde gereğince tespitini, sinema eserinin Kültür Bakanlığı nezdindeki kayıt tescili için düzenlenen belgelerin senaryo yazarı yönünden gerçeğe aykırı bilgi içerdiğinin FSEK Hakkında Yönetmelik 13. Maddesi gereğince tespitini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı … vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki e-posta yazışmalarının incelendiği, ilk yazışmanın 20/04/2015 tarihli olduğu, davacının tretman çalışması yaptığı, 10/12/2015 tarihli yazışmanın davacının davalı …’den aldığı hikaye ve karakter listesine ilişkin karakterlerin yaşam ve kişilik bilgilerinin geliştirilmesi üzerinde çalıştığını gösterdiğini, filmin isminin “…” şeklindeyken “…” olmasına karar verildiğini, 02/11/2016 tarihli yazışmada ise 20 ve 50 kelimelik tanıtım metinleri, tretman ve sinopsis çalışmaları ve dava dilekçesi ekinde ibraz edilen 101 sayfalık uzun metraj film senaryosunun davacı tarafından yapım ekibine iletildiğini, davacının sunduğu DVD’de yer alan fragmanda Senarist olarak davacı …’ın adının yer aldığı, dosyada bulunan görsellerde senarist olarak davacının isminin yer aldığı, Kültür Bakanlığı’nın eser işletme belgesinde, senaryo ve diyalog yazarı bölümlerinde davacının isminin bulunmadığı, davalı …’in adının bulunduğu, davacının senaryosu ve davalı …’in senaryosunun karşılaştırıldığı, ana olay örgüsü, karakterler, akış, sahneleme ve diyalogların bazı yönlerden sadeleştirilmesi ve çıkartılması dışında birebir aynı yazıldığı, karakterlerin bazılarının isimlerinin değiştirildiği, iki yan öyküden biri olan … (…) jigololuk öyküsünün davalı eserde kısaltıldığı ancak muhtevanın aynı kaldığı, …’in senaryosunun, davacı senarist …’ın eserinin sadeleştirme yönünde revize edilmiş hali olduğu beyan edilmiştir. Mahkemece tanık olarak dinlenen filmin yardımcı yönetmeni …’da ifadesinde; …’in öyküsünün davacı … tarafından senaryo haline getirildiğini, filmin temel senaryosunda bir kısım değişiklikler yapılarak çekildiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Davacı filmin web sayfasında da, filmin davacı … tarafından senaryolaştırıldığına dair haberler bulunduğu anlaşılmıştır. Kültür Bakanlığı’na davalı tarafça … ile imzalanan senarist sözleşmesinin ibraz edildiği, eser işletme belgesinde senarist olarak sadece davalının isminin yer aldığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmış, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 57,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı … tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.