Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1556 E. 2023/1089 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1556 Esas
KARAR NO: 2023/1089 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2021
NUMARASI: 2018/557 E. – 2021/64 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin dünya genelinde … markasının sahibi olduğunu, … ibareli ve esas unsurlu markalarının TPMK nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı tarafça internet sitelerinde ve işyeri adresinde müvekkiline ait markaların izinsiz, haksız ve hukuka aykırı kullanıldığını, bu kullanımların marka haklarına tecavüz, haksız rekabet ve telif haklarının ihlalini teşkil ettiğini, davalının üçüncü kişilere ait internet sayfalarına vermiş olduğu reklamlarda kendisini “… servesi” veya “…” olarak tanıttığını, müvekkili markaları aleyhine tecavüz teşkil eden bu kullanımların tespiti için İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2017/37 D.İş sayılı tespit dosyası açıldığını, dosyada alınan bilirkişi raporu ile tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespit edildiğini belirterek davalının … ibareli tescilsiz ve izinsiz kullanımlarının, durdurulmasına, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın satış sonrası servis hizmeti vermediğini, satış sonrası servis hizmetleri sektöründe haksız rekabet bulunmadığını, davacının taleplerinin rekabeti kesin olarak bozacak nitelikte olduğunu, müvekkilinin 1995 yılından beri bir çok otomobil markasına servis hizmeti verdiğini, müvekkilinin haklı nedene dayalı, markaların itibarına zarar vermeden, tüketiciyi yanıltmadan hukuka uygun olarak kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 16/02/2021 tarihli 2018/557 E. – 2021/64 K. sayılı kararıyla; “… davacının “…” ibareli markalar üzerindeki hak sahipliği dikkate alındığında davalının alan adının aynı sektörde ticari etki yaratacak şekilde alan adı içeriğinde davacı markası ile özel servis ilişkisi olduğu izlenimi verecek şekilde kullanılmasının Sınai Mülkiyet Kanununun 7/2-3d bendi çerçevesinde davacının tescilli marka hakkına tecavüz teşkil edeceği kanaatine varıldığı.Davalının … ibaresini tanıtımlarında kartvizitlerinde tabelalarında kullanmasının tescilli marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususları yönünden değerlendirmede; dosyada mübrez kullanımda davacı markasının ön plana çıkarılarak kullanıldığı, dikkate alındığında SMK 7/5 kapsamına giremeyeceğinden bu şekildeki kullanımın SMK 7/2-b hükmünün ihlali sayılabileceği kanaatine varıldığı. Davaya konu davacının tanıtımlarda kullandığı fotoğrafların fotoğrafların ışık, renk kompozisyon ve çekim tekniği açısından estetik nitelik taşımadığının tespit edildiği, bu tespitler çerçevesinde davaya konu fotoğrafların FSEK m.4 anlamında güzel sanat eseri olmadığı alelade fotoğraf olduğunu sonucuna varıldığı, dava konusu fotoğrafların FSEK m.84 anlamında alelade fotoğraf(resim) kapsamında olup, FSEK m.84 hükmünde de belirtildiği üzere müştekinin fotoğrafların sahibi sıfatıyla bunların üçüncü bir kişi tarafından çoğaltılmasını veya yayınlanmasını haksız rekabet için öngörülen müeyyidelerle göre men etme imkanı vardır. Bu durumda davalının vaki kullanımının FSEK 84 atfı nedeniyle TTK 54/1-a 4 bendi anlamında haksız rekabet teşkil edeceği kanaatine varıldığı. Davacı tarafın internet sitesinde yer alan beyanların haksız rekabet teşkil edip etmediği hususunun incelenmesinde;davalının internet sitelerinde yetkili servis olmadığı halde yetkili servismiş gibi “…” ibaresini kullanmasının TTK 55/1-a-4 bendi ve emsal Yargıtay kararları gereğince haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varıldığı” gerekçesiyle; Davanın KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait “…” ibareli marka haklarına ve telif haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile bu kullanımların durdurulmasına, önlenmesine, markaya tecavüz teşkil eden “…” ibaresini taşıyan davalıya ait her türlü basılı evrak, broşür, katalog, tabela, internet sitesi tanıtımı ve diğer ticari evraktan çıkartılmasına ve silinmesine, silinmesi mümkün olmuyor ise kararın kesinleşmesine müteakip masrafı davalıya ait olmak üzere masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, -www…com alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesine, www…com alan adlı internet sitesi ile https://www….tr/…. adresinde davacıya ait … ibaresi taşıyan görsellerin çıkarılmasına, aksi halde erişimin engellenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin davanın tümden kabulüne karar vermesine rağmen, ihtiyati tedbir talebinin haksız şekilde reddedildiğini, bu durumda mahkeme kararı kesinleşinceye kadar, davalının müvekkilinin uzun çalışmalar ile elde ettiği “…” ve “…” simgesi markasının itibarının kaybedilmesine yol açacağını, mahkemenin tedbir talebini reddetmesinden sonra istinaf başvurusuna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 19/02/2019 tarihli kararıyla, kararın kaldırılmasına ve bilirkişi raporu alındıktan sonra tedbir kararının değerlendirilmesine karar verildiğini, mahkemenin 14/11/2019 tarihli duruşmada www…..com internet sitesine erişimin engellenmesine, diğer tedbir taleplerinin bilirkişi raporu alındıktan sonra değerlendirilmesi yönünde karar verdiğini, 21/09/2020 tarihinde bilirkişi raporu sunulmasına ve talep etmelerine rağmen talep yönünde karar tesis edilmediğini, karar duruşmasında ise dosyanın karar aşamasına geldiğinden bahisle tedbir talebinin reddine karar verildiğini, davalının gerek www…..com ve www…com alan adlı internet sitelerinde kullanımları ile dilekçelerinde beyan ettikleri URL adresli internet sayfalarına vermiş olduğu reklamlarda , … ibareli sözcük ve şekil markalarını kullandığını, kendisini “… SERVİSİ” ve “… SERVİSİ” olarak tanıttığını, iş yerindeki tabelalarında markaları açıkça kullandığını, kullanımların gerek tespit raporu gerek bu dosyada alınan raporla tespit edildiğini, telif hakkı müvekkiline ait olan fotoğrafların da kullanıldığını, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu, emsal yargı kararlarında tedbir taleplerinin kabulüne karar verildiğini beyanla, mahkemenin 16/02/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı tarafın talep ve beyanlarının, satış sonrası verilen servis hizmetleri sektöründe rekabeti bozacağını ve Rekabetin Korunması hükümlerine aykırı olduğunu, davacı tarafın araçların satış sonrası servis hizmetlerini yalnızca kendisinin vermeyi amaçladığını, piyasada tekel haline gelme politikasını yansıttığını, müvekkilinin … şirketi ile organik bir bağlantı veya özel bir ticari ilişki izlenimi bırakmadan, … şirketinin dağıtım ağında yer aldığı biçimde bir algılamaya yol açmadan ve markanın imajına, ayırt ediciliğine, ürünün ve hizmetin tüketicideki kalite algılamasına zarar vermeden, … markasının yetkili servislerinin ve yetkili satıcıların kullandığı boyut, renk ve tasarımlardan oluşan tabela ve benzeri tanıtım malzemesi kullanmadan, bulundurduğunu, davacının marka ve fotoğraf üzerindeki hakkına tecavüz bulunmadığını, kullanımların SMK m.7/2-3d uyarınca marka hakkına tecavüz niteliği taşımadığını, haksız rekabet teşkil etmediğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin, davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında, dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul 15.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/37 D.İş sayılı dosyasından alınan tespit raporunda; www…..com alan adlı internet sitesi alan adında “…” markasına yer verildiği ve site içeriğinde, “… Ankara’da … ve … servis, yedek parça hizmetleri vermektedir. … Otomotiv bir… ” ibaresine yer verildiği, www…com alan adlı internet sitesi içeriğinde; “… servisi” , …” ibaresinin bulunduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince Ankara 1. FSHHM’ne talimat yazılarak marka vekili bilirkişi, bilgisayar mühendisi bilirkişi ile makina mühendisi bilirkişiden alınan 21/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda ; TPMK resmi internet sitesinde yapılan araştırma neticesinde, davacı adına çok sayıda … unsurlu sözcük ve şekil markalarının tescilli olduğu, davalının işyerine gidilerek yapılan incelemede, davalının işyeri tabelasında, işyerinin camlarında, totem tabelasında, işyeri içinde bulunan raflarda, araç lift sistemi üzerinde, işyerinin bulunduğu sokağın girişinde yer alan metal tabela üzerinde, … şekil markası ve … ibareli markaların bulunduğu, Mülga KHK 12. Madde ve SMK 7/5 hükmüne göre, 3. Kişilerin markaya ilişkin olarak Ticari ve Sanayi konularıyla ilgili iyi niyetli kullanımlarının korunduğunu, 6769 Sayılı SMK ile amaçlananın marka hakkı koruması sağlanırken, ticari hayatın sürdürülebilirliğinin engellenmemesi olduğunu, SMK 7/5 maddesi c bendine ekleme yapılarak AB Direktifi 14/1-c hükmü doğrultusunda düzenleme yapılarak, marka sahibinin aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın yada hizmetin kullanım amacının belirtilmesi gerekli olduğu hallerde ve üçüncü kişilerce markasının dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içerisinde kullanımının engellenemeyeceğinin düzenlendiği, reklamlar ve beyanlarda yedek parça veya aksesuarın asıl marka sahibi tarafından üretildiği veya oto servisin yetkili servis olduğu intibaının yaratılmadığı sürece dürüstçe kullanım kapsamında kalacağı ve marka sahibi tarafından engellenemeyeceği, ancak davalının işyerinde işyeri tabelasında, işyerinin camlarında, totem tabelasında, işyeri içinde bulunan raflarda, araç lift sistemi üzerinde, işyerinin bulunduğu sokağın girişinde yer alan metal tabela üzerinde, … ibareli markaların aynılarının ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin kullanıldığının tespit edildiğini, sunulan mal ve hizmetlerin tescilli marka kapsamında bulunduğunu, davalı tarafça yaptığı işin betimleme amacıyla kullanıldığı ileri sürülmüşse de, dosya içerisinde bulunan fotoğraflardan markanın tali unsur değil, asli unsur olarak kullanıldığı, işyerinin girişindeki totem tabelada … markasının büyük harflerle ve çarpıcı şekilde yazıldığı, … ibaresinin daha küçük boyutta yazıldığı, işyeri içerisindeki kapı, cam, duvar, raf, araç lift sistemi gibi ürünler üzerindeki kullanımların da betimleme amacını aştığı, SMK 7/5 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği. www…com alan adlı internet sitesinde; alan adında … ibaresinin yer aldığı, “Kurumsal” sekmesinde; “… Otomotiv Ankara’da … ve … servisi, yedek parça hizmetleri vermektedir. … otomotiv bir İsveç otomobilleri özel servisidir.” açıklamasının bulunduğu, … servis linkinde … marka araç fotoğraflarının bulunduğu. www…com alan adlı internet sitesinde; “20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren … OTOMOTİV, …, …, …, .., … ve … markalı araçların bakım onarım hizmetinin yanısıra yedek parça satışı da gerçekleştirmektedir” açıklamasının yer aldığı, … servis linkinde … marka araç fotoğraflarının bulunduğu. https://www…. adresinde, … OTOMOTİV … SERVİS ANKARA şeklinde davalı firmanın tanıtıldığı, iletişim bilgilerine yer verildiği, davacı adına tescilli şekil markanın yer aldığı. Davaya konu web siteleri içeriklerinde davalının özel servis olarak tanıtılmasının davalının faaliyet alanı gereği olduğu ve … markalı araçlara tamir ve servis hizmeti verildiğinin belirtildiği, davacı markasının bunun dışında kullanılmadığı, kullanımın ticari amaca uygun şekilde ve üçüncü kişiye ait markayı ön plana çıkartmaksızın olduğu, bu kullanımların SMK 7/5 maddesi kapsamında kaldığı ancak www…..com alan adlı internet sitesi alan adında … markası kullanımının ticari amaca uygun kullanım olmadığı, davalının oto tamir servisi hizmeti verdiğini tanıtmak adına kendi ticaret unvanını değil davacıya ait markanın kullanımının iltibasa neden olacağı ve alan adı kullanımının önlenmesi talebinin yerinde olduğu.Davalı işyeri adresinde ve web sitelerinde … markalı araç fotoğrafları bulunuyorsa da, söz konusu araç fotoğraflarının davacıya ait olduğuna dair dosya kapsamında belge bulunmadığı, fotoğraflar yönünden inceleme ve değerlendirme yapılamadığı beyan edilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporundaki internet sitelerindeki kullanımlara yönelik bilirkişi heyet görüşü ile, fotoğraflara yönelik beyanlara itiraz etmiş, müvekkilinin resmi internet sitesi www…com’da yer alan telif hakkına ait görsel ile davalının internet siteslerindeki görselin aynı olduğunu karşılaştırmalı fotoğraflar sunarak ve fotoğrafın telif hakkının müvekkiline ait olduğunu ileri sürmüş, ihtiyati tedbir talep etmiştir. Davalı vekili de rapora karşı itiraz etmiştir. Mahkemece FSEK uzmanı Öğr. Gör. …, marka vekili …l ile Makine Mühendisi …’tan alınan 21/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; (sf 10) yapıldığında davalının yetkili servis izlenimi yaratmadan ve kendi markasını veya işletme adını ön plana çıkarmak kaydıyla davacının … markalı otomobillerine ilişkin servis ve aksesuar yedek parça hizmeti verdiğini belirten tanıtımlar yapması halinde vaki kullanımların SMK 7/5 kapsamında dürüstçe kullanım sayılacağını, örneğin davalının aşağıdaki kullanımının (işyeri dış cephedeki kullanıma ilişkin fotoğraf görseline yer verilmiştir) SMK 7/5 kapsamında kalacağı, buna mukabil dosyada mübrez aşağıdaki kullanımının ise davacı markasının ön plana çıkarılarak kullanılması dikkate alındığında SMK 7/5 kapsamına giremeyeceğinden bu şekildeki kullanımın Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla SMK 7/2-b hükmünün ihlali sayılabileceği (totem tabelasındaki kullanıma ilişkin fotoğraf görseline yer verilmiştir) kanaatine varıldığı, davacının “…” ibareli markalar üzerindeki hak sahipliği dikkate alındığında davalının alan adının aynı sektörde ticari etki yaratacak şekilde alan adı içeriğinde davacı markası ile özel servis ilişkisi olduğu izlenimi verecek şekilde kullanılmasının Sınai Mülkiyet Kanununun 7/2-3 d bendi çerçevesinde davacının tescilli marka hakkına tecavüz teşkil edeceği, davalının tabelalarında davacı markasının ön plana çıkarılarak kullanılmasının SMK 7/2-b hükmünün ihlali sayılacağı, davalının tanıtımlarında davacının daha önce tanıtımlarında kullandığı fotoğrafları izinsiz kullanmasının FSEK 84 atfı nedeniyle TTK 54/1-a 4 bendi anlamında haksız rekabet teşkil edeceği, davalının her iki sitesinde “… ” ibaresinin yer aldığını, davalının yetkili servis olmadığı halde yetkili servismiş gibi “…” ibaresini kullanmasının, TTK55/1-a-4 maddesi gereğince karışıklık yaratarak haksız rekabet teşkil ettiği beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı tarafın www…..com alan adlı internet sitesi www…com alan adlı internet sitesi ile https://www… url adresindeki kullanımları ile işyerindeki … ibareli kullanımlarının müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz ettiğini, yetkili servis izlenimi yarattığını, internet sitesi ve işyerindeki fotoğraflar üzerinde müvekkilinin telif hakkı bulunduğunu ileri sürerek,izinsiz kullanımların durdurulmasını markaya tecavüzün tespiti, meni ve refini, talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili mahkemenin davanın kabulüne karar verilmesine rağmen ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmediğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili … ibaresi kullanımının araçların satış sonrası servis hizmeti verildiği konusunda tüketiciyi bilgilendirme amacı taşıdığını, SMK 7/2-3 maddesi uyarınca markaya ve fotoğraf üzerindeki hakka tecavüz teşkil etmediğini, haksız rekabet yaratmadığını, ileri sürmüştür. İstinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile, kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesinin, kararın gerekçesinde davacının üzerinde hak ileri sürdüğü fotoğrafların “FSEK m.4 anlamında güzel sanat eseri olmadığı FSEK m.84 anlamında alelade fotoğraf olduğu,… bu durumda davalının kullanımının FSEK 84 atfı nedeniyle TTK 54/1-a 4 bendi anlamında haksız rekabet teşkil edeceğinin” açıklanması, hükümde ise davalı kullanımlarının davacının telif haklarına tecavüz teşkil ettiğinin kabulü, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmuştur. Hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşması HMK 297. Maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, kamu düzeniyle ilgili bu husus Dairemizce resen dikkate alınmıştır. Dosya kapsamında alınan 21/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda, araba fotoğrafının bir tanesinin davacı internet sitesinde yayınlandığı, davalı internet sitesinde kullanımın, FSEK 84. Madde atfı nedeniyle, TTK 55/1-a-4 maddesine aykırılık teşkil ettiği açıklanmışsa da, bilirkişi raporunda, fotoğrafın davacı tarafça çekildiğine yönelik bir tespit bulunmadığı gibi, fotoğrafın davacı ve davalı internet sitelerindeki kullanım tarihlerinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır. FSEK 84. Madde de fotoğrafı bir alet üzerine tespit eden tarafça bunun çoğaltılması ve kullanılmasını yasaklanabileceği, TTK 55/1-a-4 maddesinde “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” fiilinin haksız rekabet teşkil edeceği düzenlenmekle, öncelikle davaya konu fotoğraf yönünden internet sitesindeki kullanım tarihlerinin tespiti için bilirkişilerden ek rapor alındıktan sonra, kullanımın yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemelerden hangisi kapsamında değerlendirileceğinin incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece fotoğraflar konusunda eksik inceleme ile karar verildiği, hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmakla, resen gözetilen hususlar da dikkate alınarak, davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilen tedbir talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece hüküm duruşmasında, davanın karar aşamasına geldiği belirtilerek tedbir talebinin reddine karar verilmişse de, hüküm verilinceye kadar tedbir kararı verilmesi mümkün olduğundan, ara kararda açıklanan gerekçe yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine ilişkin karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine, Dairemizin 19.02.2019 tarih ve 2019/259 E-2019/330 K. sayılı kararı ile; “Tespit raporu ile davalının www…..com alan adlı internet sitesi alan adında ve içeriğinde, www…com alan adlı internet sitesi içeriğinde davacının markasının kullanıldığı, davalı şirketin faaliyet alanı ve site içeriği dikkate alındığında, SMK 159/1 maddesi ve HMK 389. Madde gereğince ihtiyati tedbir talep etmekte hukuki yararının ve yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, … markasının birebir yer aldığı,www…..com alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesi, www.akinlarservis.com alan adlı internet sitesi içeriğinden tespit raporunda karışıklığa neden olacağı beyan edilen ibarelerin çıkarılması için makul süre verilerek, verilen sürede internet sitelerinden karışıklığa neden olacak ibarelerin ve görüntülerin çıkarılmaması halinde erişimin engellenmesine karar verilmesi gerektiği, URL adresi yönünden ise talebin bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra değerlendirilmesi gerektiği” açıklanarak, mahkemenin red kararının kaldırılmasına karar verildiği, mahkemenin 14/11/2019 tarihli ara kararıyla sadece www….com alan adlı internet sitesi yönünden tedbir kararı verildiği, diğer taleplerin bilirkişi raporu alındıktan sonra değerlendirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Dairemizin www…com alan adlı internet sitesi içeriğine ilişkin önceki kararı ve https://www…. adresindeki davalı kullanımlarına ilişkin bilirkişi raporları dikkate alındığında, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği anlaşılmış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek ve tedbir kararı verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,3-İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 16/02/2021 tarihli 2018/557 E. – 2021/64 K. sayılı kararının ve mahkemenin 16/02/2021 tarihli tedbirin reddine ilişkin ara kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek ve tedbir kararı verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,5-İstinaf talepleri kabul olunmakla taraflarca yatırılan istinaf peşin harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine, davalı taraf peşin harç yatırmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak yalnız Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 58,10 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 29,05 davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/07/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.