Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1536 E. 2023/1077 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1536 Esas
KARAR NO: 2023/1077 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2021
NUMARASI: 2020/22 E. – 2021/131 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; … A.Ş’nin 1991 tarihinden itibaren eğitime başlayan, binlerce öğrenci yetiştiren bir kurum olduğunu, “…” markasını 07/06/2002 tarihinde … tescil numarası ile tescil ettirdiğini, daha sonra markayı 01/06/2009 tarihinde müvekkili …’a devrettiğini, ardından marka tescilinin 07/06/2012 yılında müvekkili tarafından yenilendiğini, müvekkilinin “…”, “…”, “…” markalarını 2002 yılında TPE nezdinde tescil ettirdiğini, müvekkiline ait olan “…” marka ve logo başvurusunun bir itiraz olmaması üzerine … tescil numarası ile 03/03/2008 yılında tescil edildiğini, davalının tescilden çok daha sonra ortaya çıktığını ve müvekkiline ait “…” markasının benzer olan “…” ibaresini kullanarak müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiğini, müvekkiline hem maddi hem de manevi zararlar verdiğini, müvekkilinin davalı şirkete karşı, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat talepli olarak Mahkememiz nezdinde 2015/36 Esas ve 2016/134 Karar sayılı dosyası ile dava ikame ettiklerini, bu davada verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, davalı şahsın müvekkilinin tescilli markasını bugüne kadar herhangi bir lisans sözleşmesi olmadan ve herhangi bir ücret ödemeden kullandığını ve haksız kazanç elde ettiğini iddia ederek, davalı adına tescilli … başvuru numaralı “…” ve … başvuru numaralı ” …” markalarının hükümsüzlüğünü, Mahkememiz nezdinde açılan 2015/36 Esas ve 2016/134 Karar sayılı ilamının kesinleşmesi ve dava tarihi olan 20/02/2015 tarihinden bugüne kadar müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararların karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın ticari faiziylee davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 18/04/2021 tarihli dilekçesi ile, 10.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 40.873,31 TL olarak ıslah etmiş ve harcını yatırmıştır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; çılan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Konya mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin marka ve sınai mülkiyet hakkı sahibi sıfatına haiz olduğunu, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin Konya Ticaret Odası kayıtlarında 25/07/1997 tarihinde bu yana … Ticaret ve Sanayi A.Ş.ticaret unvanı ile aktif olarak ticaret hayatında yer aldığını, davacı tarafın “… Dershanesi” ismini kullanmaya başladığı 2002 yılının müvekkilinin unvanından tam beş yıl önce olduğunu, müvekkilinin 05/08/2019 tarihinden beri … tescil numaralı “… ” markasını kullandığını, eğitim hizmeti verirken ” … Koleji” ve ” … Eğitim Kurumları” markalarını kullanmadığını, davacının işbu davayı açmakta herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, davacının maddi zararının gerçekleşmediğini bu nedenle maddi zarar talebinin de reddinin gerektiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 15/06/2021 tarihli 2020/22 E. – 2021/131 K. sayılı kararıyla; “…Mahkememizin 2015/36 Esas 2016/134 Karar sayılı kararının tetkikinden aynı davacı tarafından aynı davalı aleyhine, aynı markaya dayalı olarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespit’i ve men’i ile tazminat talepli olarak dava açıldığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu karara rağmen davalı tarafça marka kullanımına devam olunduğu, bu hususun Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/2 Değişik iş sayılı dosyasında yapılan tespit ve alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalının davacı adına tescilli marka haklarına tecavüzde bulunduğu ve davacının tazminat seçeneğine göre daha önce hüküm altına alınmayan dönemle ilgili olarak isteyebileceği maddi tazminat tutarının 40.873,31 TL olduğu” gerekçesiyle; Davacının davalı adına tescilli markalarının hükümsüzlüğü talebi yönünden daha önce dosya tefrik edildiğinden bu dosyada karar verilmesine yer olmadığına, -Davacının tazminat davasının KABULÜNE, toplam 40.873,31 TL tazminatın 05/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; yetki itirazında bulunduklarını, davada yetkili mahkemenin müvekkilinin adresi olan Konya Mahkemeleri olduğunu, müvekkiline ait … başvuru numaralı “Konya …+şekil” markası ile … başvuru numaralı “…+şekil” markasının tescilli olduğunu, 556 Sayılı KHK 63. Madde gereğince üçüncü kişi tarafından marka başvurusu veya marka sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğunu. -Davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davalı markalarının 06/03/2015 tarihinden itibaren tescilli olup, davalının 06/03/2015 tarihinden itibaren bu markaları kullandığını bilmemesine imkan bulunmadığını, davacının bu zamana kadar sessiz kalması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini. -Davacının maddi zararı bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, müvekkilinin 25/07/1997 tarihinde bu yana … Ticaret ve Sanayi A.Ş.ticaret unvanı ile aktif olarak ticaret hayatında yer aldığını, davacı tarafın “… Dershanesi” ismini kullanmaya başladığı 2002 yılının müvekkilinin unvanından tam beş yıl önce olduğunu, müvekkilinin 1997 yılından beri ticari çevresini oluşturduğunu, kurmuş olduğu “… koleji” ile tüm kazancını kendi tanınmışlığı ile sağladığını, Konya’da yer alan kolejin yıllardır Konya halkı tarafından bilindiğini, tescilli ve ayırt edici markası bulunduğunu.-Coğrafi yönden incelendiğinde müvekkilinin sadece Konya’da “… koleji” adı altında eğitim ve öğretim hizmeti sunduğunu, davacının Konya’da faaliyet göstermediğini, “… koleji” markasının müvekkiline ait olduğunu, markanın hükümsüzlüğü ile ilgili kararın hukuka, örf ve adete aykırı olduğunu. -Müvekkilinin 05/08/2019 tarihinden itibaren eğitim hizmetleri verirken tescilli markalarını değil ” …” ismini kullandığını, hükmedilen tazminatın ödenmesi koşullarının ortadan kalktığını, davacının zarara uğradığını ve dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispatla yükümlü olduğunu.-Davacının müvekkilinin markalarının hükümsüzlüğü talebinin reddi gerektiğini, beyanla mahkemenin müvekkili aleyhine hükmettiği maddi tazminatın kaldırılmasına, davanın reddine, marka hükümsüzlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı tarafça sunulan tescil belgelerinden 07/06/2002 başvuru tarihli 41. Sınıfta “… dershanesi Öğretim Merkezi+şekil” markasının, 05/04/2007 başvuru tarihli 41. Sınıfta … başvuru numaralı “… Hoca+şekil” markasının, 22/04/2013 başvuru tarihli … başvuru numaralı “… Hazırlık Lisesi+şekil” markasının davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. TPMK kayıtlarından; davalı adına 09/06/2016 başvuru tarihli 41. Sınıfta … başvuru numaralı ” … Eğitim Kurumları+şekil” markası ile 16/03/2016 başvuru tarihli 41. Sınıfta … başvuru numaralı “… Koleji+şekil” markasının tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirket adresinin Konya ilinde bulunması nedeniyle, Konya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, talimat mahkemesince üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; “davalı şirketin 20/02/2015 – 05/08/2019 tarihleri arası gerçekleşen mali verilerine göre ilgili dönemlerde 10.321.543,63 TL toplam brüt satış hasılatı elde etmesine rağmen, 4.250.550,48 TL dönem net zararı ile faaliyet dönemlerini sonlandırdığını, toplam satış hasılatının tamamının eğitim, öğretim geliri olmadığını, davalı şirket sermayesinin dava konusu dönemler için 6.000.000,00 TL olduğunu, toplam brüt satış hasılatının 10.321.543,63 TL olduğunu, 4.250.550.48 TL dönem net zararı ile dava konusu dönemleri kapatmış olduğunu, dava konusu dönemlerin tamamını davalı şirket zararalar kapatmış olduğundan elde edilen bir kar ve bu kar üzerinden bir tazminat hesabı yapılamayacağı, çünkü tazminat hesabının genel brüt ciro üzerinden yapılmasının mümkün olmadığı, elde edilen net kar üzerinden yapılması gerektiği, ancak brüt ciro üzerinden ve dava konusu sektörel ortalama üzerinden bir net kar ve bu kar üzerinden bir tazminat hesabı yapılabilmesi için dava konusu eğitim öğretim sektöründe sektörel kar ortalamasının %8 olduğunu, bu oran üzerinden yola çıkılarak net satış tutarının 9.289.389,27 TL olduğunu, bu tutara %8 oranın uygulanması ile net karlılık tutarının (9.289.389,27 TL *% 8) 743.151,14 TL olarak hesaplanabileceğini, bu tutara davacı şirketin dosyaya ibraz ettiği lisans sözleşmelerinde % 5 + % 6 = % 11 / 2 : % 5,5 743.151,14 * % 5,5 = 40.873.31 TL lisans tazminat tutarının hesaplanabileceği, yani davacının dosyaya ibraz etmiş olduğu iki farklı lisans sözleşmesi ortalamalarının alınması ve davalının zarar etmiş olsa da brüt ciro üzerinden elde etmesi muhtemel net kar ve bu kar üzerinden ödemesi gereken lisans bedelinin 40.873,31 TL (Kırkbinsekizyüzyetmişotuzbir) olabileceği” belirtmiştir.Dosyaya celp edilen Bakırköy 1. FSHHM’nin 28/06/2016 tarihli 2015/36 Esas-2016/134 Karar sayılı kararından; davacı … tarafından, davalı … Ticaret ve Sanayi A.Ş. Aleyhine açılan 28/06/2016 tarihli davada, davacı vekilinin müvekkili adına 41. Sınıfta tescilli … ibareli markalara dayanarak maddi ve manevi tazminat talepli dava açtığı, mahkemenin davalı tarafın … markasını eğitim ve öğretim hizmetleri yönünden kullanımının davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle tecavüzün tespiti, meni ve ref’ine, 50.000 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verdiği, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2018 tarihli 2016/12374 Esas-2018/6007 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme talebinin reddi ile 29/12/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/2 D.İş sayılı dosyasında, davacı tarafça davalı aleyhine Konya’da bulunan işyeri adresinde delil tespiti yapılmasının talep edildiği, alınan 25 Ocak 2019 tarihli rapor ve bilirkişi raporuna eklenen fotoğraflardan “… KOLEJİ” ibaresinin tabelalarda kullanıldığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; 41. Sınıfta tescilli … ibareli markalarına dayanarak, davalı tarafın eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfında … KOLEJİ markasını kullanmasının müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürdüğü, markaya tecavüzün tespiti, meni, ref’i ile maddi tazminat talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile, kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yetki itirazını tekrar ederek 556 Sayılı KHK 63. Maddesine dayanmışsa da, marka hükümsüzlüğü davasının bu davadan tefrik edildiği, davanın sadece markaya tecavüzden kaynaklandığı, davanın açıldığı 20/01/2020 tarihi itibarıyla 6769 Sayılı SMK 156. Maddesi yürürlükte olup, 156/3 maddesinde sınai mülkiyet hakkı sahibinin üçüncü kişiler aleyhine açacağı hukuk davalarında yetkili mahkemenin, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin işlendiği yer veya fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemeleri olduğu düzenlenmekle, davacının kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/2 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu içeriğinde bulunan fotoğraflardan, davalının eğitim ve öğretim hizmetlerinde “… KOLEJİ” markasını kullandığı, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde davadan önce bu markayı kullanmayı bıraktığını, 05/08/2019 tarihinden itibaren eğitim hizmetleri verirken tescilli markalarını değil ” …” ismini kullandığını ileri sürmüşse de, bu hususta ispat yükünün davalıda olduğu, kullanımı bıraktığına dair delil ibraz etmediği gibi, tescilli markanın tüm Türkiye çapında koruma sağlayacağından, davacının Konya ilinde faaliyette bulunmadığına yönelik savunmasının kabul edilebilir olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin zamanaşımı itirazında bulunduğu, davalı adına tescilli markaların başvuru tarihi olan 06/03/2015 tarihinden itibaren bu markaları kullandığını bilmemesine imkan bulunmadığını, davacının bu zamana kadar sessiz kalması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürmüşse de, davacının sessiz kalmadığı, taraflar arasında Bakırköy 1. FSHHM’nin 28/06/2016 tarihli 2015/36 Esas-2016/134 Karar sayılı dosyasında dava açtığı, delil tespiti işlemleri yaptırdığı, sessiz kalma koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin tazminat koşullarının oluşmadığına yönelik itirazının yerinde olmadığı, davacı tarafça davalı aleyhine daha öncede tespit yaptırıldığı, dava açıldığı, davalının davacı markalarını bildiği ve … KOLEJİ ibaresinin davacı markaları ile iltibas yarattığı suçlamasıyla hakkında dava açılmasına rağmen kullanmaya devam ettiği, kusurlu olduğu ve tazminat koşullarının oluştuğu kanaatiyle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Marka hükümsüzlüğü davasının bu davadan tefrik edildiği, davalının markalarını tescilli olduğu haliyle değil, … KOLEJİ şeklinde kullandığı ve SMK 155. Madde gereğince sonraki marka tescillerini önceki tarihli marka sahibine karşı savunma aracı olarak ileri süremeyeceği kanaatiyle, marka hükümsüzlüğüne yönelik taleplerinin incelenmesine gerek görülmemiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.792,05 TL nispi harçtan, peşin alınan 698,02TL harcın mahsubu ile bakiye 2.094,03 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 94,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.