Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1517 E. 2021/1660 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1517 Esas
KARAR NO: 2021/1660 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021 günlü arar karar
NUMARASI: 2020/95 E.,
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)|Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkiline ait “…” isimli eserin https://www.youtube.com/… linki üzerinden ulaşılan “…” isimli Youtube kanalında paylaşmakta, https://www…com/…/ linki üzerinden ulaşılan “…” isimli web sitesinde de bu eserleri satmakta olduğunu, davalı tarafından izinsiz şekilde kullanılmasına ilişkin olarak öncelikle FSEK md. 77 uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi, söz konusu kullanımların haksız olduğunun tespiti, davalının haksız olan bu eylemlerinin tekrarının ve eserin başka herhangi bir şekilde davalı tarafından kullanımının önlenmesi, davalının esere ilişkin izinsiz kullanımlarının giderilmesi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın ve HMK md.107 uyarınca tahkikat sonucunda bedelin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız kullanımların başladığı 20.06.2019 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep etmiştir. Davalı vekili 29/12/2020 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; müvekkiline usulüne uygun tebligat çıkartılmadığını, dilekçe teatisi tamamlandığı varsayılarak 09/11/2020 tarihinde ihtiyati tedbire karar verildiği, müvekkilin eser sahibi olduğu, müvekkilinin hem söz yazarı hemde bestecisi olduğu, davacının bu eseri müvekkilince verilmiş olan muvafakatname ile yine müvekkili adına tescil ettirdiği, eş deyişle davacı işlemi yapan taraf olduğu, herhangi bir hak sahipliği bulunmadığı, müvekkilinin yalnızca münhasır olmayan bir şekilde davacıya kullanım hakkı verdiği, verilmiş olan bu muvafakatnameden de FSEK madde 38 uyarınca cayıldığı belirterek İlk derece mahkemesinin 09/11/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının ve 15/12/2020 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada 09.11.2020 tarihli ara karar ile ; “HMK 389 vd. Maddeleri gereğince gözetilerek taktiren 10.000 TL nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulduğu takdirde; “https://www.youtube.com/…” “https://www.youtube.com/…” “https://youtu.be/…” “https://www.youtube.com/…” “https://www…com/…/” linklerine Türkiye’de erişimin tedbiren engellenmesine karar verilmiş, davalı vekilinin tedbire itiraz etmesi üzerine mahkemece 15.12.2020 tarihli ara kararda ise; “…görülmekte olan davada ve İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/95 esas sayılı dosyada “…” adlı esere ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, mahkemece verilen tedbirin yaklaşık ispat ölçüsüne göre verilmiş olup, Kültür ve Turizm Bakanlığın’dan gönderilen yazı cevapları ekinde mali hakların 27.11.2013 tarihinde davacıya devir edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla yaklaşık ispatın davacı lehine olduğu, ancak yargılamanın ilerleyen safhalarında ispat yükü değiştiğinde tedbirin de kalkabileceği, İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/10/2020 tarihli ara kararının 4 nolu ara kararı gereğince ihtiyati tedbir talebinin bilirkişi raporu geldikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiş, 26/10/2020 tarihinde bilirkişi raporu gelmiş olup İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/11/2020 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbire karar verildiği, İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarihli duruşmasında dilekçeler teatisi tamamlanmadığından ön incelemenin gelecek oturum gerçekleştirilmesine, İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/95 esas sayılı bağlantılı dosyanın celbine, mahkece verilen tedbirin devamına tedbire itirazın reddine karar verildiği gerekçesiyle İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/11/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına yönelik olarak tarafların beyanlarının alındığı 15/12/2020 tarihli ihtiyati tedbire itirazın duruşması sonucunda davalı yanca yapılan itirazın HMK 389 vd. maddesine göre reddine…” karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2021/212 esas, 2021/499 karar sayılı ilamıyla; “Dava, eser hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, haksız kullanımın giderilmesi, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemenin 09.11.2020 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığı kabulüne karar verilmiştir. Tedbir kararı davalı vekiline 24.11.2020 Tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 30.11.2020 Tarihli dilekçesi ile tedbire itirazda bulunmuştur. Davalı vekilinin tedbire itirazı üzerine mahkemece mürafaalı inceleme yapılmış ve 15.12.2020 Tarihli ara karar ile davalı vekilinin tedbire itirazının reddine, mahkemenin 2020/95 Esas sayılı dosyasının incelenmek üzere celbine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; yaklaşık ispat koşulları yönünden inceleme yapılırken caymanın iptaline ilişkin İstanbul 1.FSHHM’nin 2020/95 Esas sayılı dava dosyasının muhteviyatının incelenerek tedbire itirazın değerlendirilmesi gerekmekle davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesinin tedbire itirazın reddine ilişkin 15.12.2020 tarihli kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, ilgili dosya ile birlikte davalının tedbire itirazın değerlendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir” şeklinde karar verildiği ve dosyanın mahkemesine iade edildiği, mahkemece açılan duruşma sonunda 23/06/2021 tarihinde asıl ve birleşen 2020/150 esas sayılı davasındaki dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri, 26/10/2020 tarihli rapor, eser işletme belgesi ve ekindeki muvafakatname, Kültür Bakanlığı’nın 26/02/2020 tarihli yazısı ve eki belgeler, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı gerekçe yapılarak “…” adlı esere ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün cevabi yazısında; eserin mali haklarını 27/11/2013 tarihinde davacıya devredildiği ve taraflar arasındaki caymaya itiraz davasının devam ettiği dikkate alındığında davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddini karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; Kültür Bakanlığı’nın yazısı gerekçe yapılarak itirazın reddedildiğini, oysa bu yazıda böyle bir anlam çıkmadığını, müvekkilinin … adlı şarkının eser sahibi olduğunu, davacının ise bu esere ilişkin bağlantılı hak sahibi olan fonogram yapımcısı olduğunu, müvekkilinin eserin söz, müzik, beste ve yorum bakımından meydana getiren kişisi olduğunu, davacının ise sadece bu şarkının bir türevine ilişkin hak sahibi olduğunu, söz konusu bakanlık cevabında kayıt tescil belgesinin davacı adına düzenlendiği görülmekte olup bu durumun davacıyı mali hakların sahibi yapmayacağını, zira tescil belgesinin davacının fonogram üzerinde bağlantılı hak sahibi olduğunu gösterdiğini, bu nedenle gerçekte eser hakkında bir mali hak sahipliğinin bulunmadığını, dolayısıyla kararın hukuka aykırı olduğunu, tedbirin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazda fonogramların farklı olduğunu, raporda usb içerisinde sunulan iki fonogramın değerlendirildiğini, müvekkiline ait site veya youtube kanalında örneklendirme yapılmadığını, sadece davacının sunduğu ve nereden alındığı belli olmayan iki fonogram üzerinden inceleme yapıldığını, mahkemenin hem cayma hakkını, hem de kimin hak sahibi olduğunu karıştırdığını, davacının müvekkiline ait eseri kullanabilirken müvekkilinin ise davacı ile uzaktan veya yakından bir ilgisi olmadan fonogramı kullanamadığını, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu bildirmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kayıt Tescil Belgesinin incelenmesinde; 13/2046 tescil numaralı belgenin kayıt tescil tarihinin 10/12/2013 olduğu, fonogramın adının … olduğu, besteci ve söz yazarının davalı, aranjörün …, yapımcının davalı olduğunun belirtildiği görülmüştür. İstanbul 1.FSHHM’nin 2020/150 esas sayılı dosyasında aynı taraflar arasında dava konusu … isimli şarkının kullanımının önlenmesi ile manevi ve maddi tazminat taleplerinde bulunulduğu, … dava sırasında alınan 26/10/2020 tarihli bilişim uzmanı bilirkişi raporunda; www…com sitesinin kullanımda ve aktif olduğu, alan adı sahibinin belirtilmediği, davacı tarafından sunulan bu sitedeki … isimli youtube kanalında dava konusu eserin açık ve faaliyette olduğu, tanıtım ve satışının yapıldığı, sitedeki ilgili eserin … isimli youtube kanalından yayınlandığı ve ilgili internet sitesi ile youtube kanalının birbiriyle bağlantılı ve içerik sağlayıcılarının aynı kişi olduğu kanaatine varıldığı, bahsi geçen internet sitesinin içerek sağlayıcısını tespit etmek için detaylı yapılan kontrolde site içeriğinin mesafeli satış sözleşmesi sayfasında satıcı olarak … – … olarak belirtildiği ve içerik sağlayıcının davalı olduğunun anlaşıldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, eserin haksız kullanımının tespiti, izinsiz kullanımın giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat sebeplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık mahkemece verilen ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yöneliktir. Davacı taraf eser üzerinde hak sahibi olduğunu iddia etmiş konuyla ilgili olarak 27/11/2013 tarihli sözleşmeye dayanmıştır. Bahse konu sözleşmenin incelenmesinde taraflar arasında düzenlendiği ve davalı tarafından davacıyı eser sahibi olarak muvafakat verildiği görülmüştür. 5846 Sayılı FSEK’in 56.maddesi “Ruhsat; mali hak sahibinin başkalarına da aynı ruhsatı vermesine mani değilse (basit ruhsat), yalnız bir kimseye mahsus olduğu takdirde (tam ruhsat) tır. Kanun veya sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça her ruhsat basit ruhsat sayılır. Basit ruhsatlar hakkında hasılat kirasına, tam ruhsatlar hakkında intifa hakkına dair hükümler uygulanır.” şeklindedir. Söz konusu sözleşme içeriği ve yukarıda anılan madde hükümleri dikkate alındığında davalı vekilinin tedbire itirazlarının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu husus gözetildiğinde davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: 1 -Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesinin 23/06/2021 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, 3- Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kabulü ile mahkemece verilen 09/11/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 4-Tedbirin kaldırılması bağlamında yapılacak işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5- Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 6-İstinafa geliş aşamasında davalı tarafından peşin olarak yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 33 TL posta gideri olmak üzere toplam 195,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 06/10/2021