Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1511 E. 2023/1047 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1511 Esas
KARAR NO: 2023/1047
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2021
NUMARASI: 2015/234 Esas – 2021/126 Karar
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’de yerleşik tanınmış ve sektöründe öncü bir kozmetik firması olduğunu, … markası ile Türkiye’de 40 yıldır tanındığını, bu marka ile mağazalar açarak tüketici ile buluştuğunu, … MAĞAZALARIna ilişkin mağaza konsefrrlglt olduklarını, … markasıyla 25 seçkin AVM’de mağaza açtıklarını, İstanbul 4. FSHHM’nin 2015/69 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu için itirazda bulunduklarını , bilirkişinin hukukçu olduğunu, tespitin konusunun mağaza tasarımı ve o mağazada kullanılan mobilyalar olduğu için konunun iç mimarları ilgilendirdiğini, kozmetik mağazalarının genelde siyah rengi çok kullandıklarını, startları konumlandırma tiplerinin son derece benzer olduğunu, genelde şişelerin konulduğu raf bölümlerinin ve renkli kozmetiklerin sergilendiği tezgah biçimindeki bölüm olduklarını, sıralamaların ise farklı olduğunu, sıralama önemli ise mağazaların birbirine benzemediğini, LED ekranların ve LED ışıklarının bütün kozmetik mağazalarında kullanıldığını, karıştırma açısından ise tüketici nezdinde böyle bir ihtimalin olmadığını, tüketici mağaza isimlerinden bunu kolaylıkla ayrıt edebileceğini; karşı dava açısından ise, davacı/karşı davalıya ait … ve … tescil numaralı çoklu tasarımların daha önce kamuya arz edilmiş olduğundan yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadıklarını, bazılarının İtalyan … firması tarafından tescil tarihlerinden daha önce Avrupa Birliğince tescil edildiğini, … mağazalarında daha önce kullanıldığını, davacı/karşı davalı yana ait … ve … tescil numaralı çoklu tasarım belgelerinin olası devrinin önlenmesi için sicil kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, bu çoklu tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10.03.2021 tarih ve 2015/234 Esas – 2021/126 Karar sayılı kararıyla; “…Yapılan yargılamada davalı adına … nolu endüstriyel tasarım belgesi yönünden 1,2,3,5,6,7,8,9,10 nolu tasarımların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 4 nolu tasarım yönünden hükümsüzlük isteminin REDDİNE, … nolu endüstriyel tasarım belgesi yönünden 1,2,4,5,6,7,8,9, nolu tasarımların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 3 nolu tasarım yönünden hükümsüzlük isteminin REDDİNE karar verildiğinden ve tasarım hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde hükümsüzlük kararları geçmişe etkili olacağından tasarım tesciliyle sağlanan koruma hükümsüzlük kapsamında hiç doğmamış sayılacaktır, bu durumda davalı adına … nolu ETB’nin 1,2,3,5,6,7,8,9,10 nolu ve … nolu ETB’nin 1,2,4,5,6,7,8,9, nolu tasarımları yönünden tescil ettirdiği hak doğmamış olduğundan bu tasarımlara yönelik tecavüz ve haksız rekabet iddialarının reddi gereklidir. Zira yeni olan ve hükümsüzlük şartları oluşmayan … nolu ETB’nin 4 nolu, … nolu ETB nin 3 nolu tasarımları yönünden asıl davada davacı tecavüz iddiasında bulunmadığından asıl davada tecavüze dayanak tüm tasarımların ise hükümsüzlük şartları oluştuğundan asıl davada tüm taleplerin reddi gerekmiştir. Son raporda hukuki görüş sunan Prof Dr….’nın da isabetle belirttiği gibi; incelenen standlar tarafların kozmetik ürünlerini sergiledikleri sergi alanlarıdır. Bu tasarımlar tarafların … ve … ibareli markalarını taşıyan mağazalarının iç mekanlarında yer almaktadır. Tüketicinin salt tasarımdan hareket ile aldanacağının iddia edilmesi mümkün değildir. Kozmetik gibi kişisel bakım ürünlerinde ortalama tüketici markaya daha fazla dikkat etmektedir. Müşteriler hangi kozmetik firmasını tercih edeceğini, mağaza girişinde yer alan ve kaynak gösteren marka ibarelerine göre belirlemektedir. Dolayısıyla tüketicinin stant tasarımları yoluyla iltibasa düşerek ürün satın alabileceğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun değildir. Tasarımların perakende ürün olmadıkları, iç mekanda ürün teşhiri için konumlandırılmış olması, tarafların kozmetik alanında faaliyet sürdürmesi nedeniyle tüketicinin bildiği markaya göre mağazayı tercih edeceği, dolayısıyla hükümsüzlük şartları oluşan ve tecavüz iddiasına konu tasarımlar yönünden hükümsüzlük koşulları oluştuğundan haksız rekabetinde söz konusu olmayacağı anlaşıldığından dosyadaki deliller ile uyumlu, önceki raporların denetlenip çelişkilerin giderildiği, hükümsüzlük yönünden dayanak ve belgelerin eksiksiz tartışıldığı, link ve görsellerin ve dayanakların denetime uygun şekilde renkli çıktıları ile fotoğraflandığı teknik son rapor içeriği hükümsüzlük davasına dayanak alınarak karşı davanın kısmen kabul kısmen reddine, asıl dava yönünden ise hükümsüzlük kararının geçmişe etkisi de tartışılarak ve bu yöndeki ayrık rapor içeriği de hukuki yönden Yüksek 11.HD’nin içtihatlarına uygun olarak hazırlandığından mahkememizce kabul edilmiş ve asıl davanın da yukarda açıklanan gerekçelere göre reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; “İstanbul 4.FSHHM 2015/69 Değişik İş sayılı dosyası ile yerinde yapılan tespitlerle; dava konusu … mağazasının mağaza konseptinin müvekkil adına tescilli … sayılı mağaza konsepti isimli çoklu tasarımlarıyla benzer olduğunun tespit edildiğini, raporda ayrıca mağazada yer alan ürün teşhir stantlarının müvekkil adına tescilli … sayılı çoklu tasarımlardan 5, 6 ve 10 nolu stant tasarımları ile benzer olduğunun tespit edildiğini,Yine anılan raporda, dava konusu mağazada kullanılan led ışık ile çerçevelenmiş ürün teşhir stantlarının müvekkil adına tescilli … sayılı çoklu tasarımlardan 1, 2 ve 7 nolu stant tasarımları ile benzer olduğunun tespit edildiğini, Mahkemece işbu dava dosyasında birkaç rapor alınmasına rağmen, raporların hiçbirisinin hüküm kurmaya elverişli olmadığını, rapora yönelik itirazlardaki eksikliklerin giderilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise müvekkilin tescil tarihinden sonraki tarihleri içeren ve benzer olmayan tasarımların dikkate alındığını, Müvekkil tasarımlarının … firmasına ait tasarım başvurularından sonraki tarihli anılan görsellerdeki stantlar ile en ufak bir benzerlik içermediğini, müvekkil tasarımlarının belirgin derecede farklı olduğunu, anılan tasarımlar arasında genel görünümleri itibariyle bir benzerlikten bahsedilmesinin mümkün olmadığını, Aynı şekilde bilirkişilerin müvekkil tasarımları ile benzer tasarımlar içerdiği iddia edilen ve kararda atıf yapılan … internet sitesindeki yüklemelerinde … sisteminden yapılan kontrol ile ‘2016 ve 2017 tarihli oldukları, yani müvekkilin sözkonusu tasarımlarının tescil tarihinden çok sonra yayınlanmış olduğu’nun tespit edildiğini, Müvekkil tasarımlarının dava dışı … firması tarafından 05/11/2010 tarihinde … sayısı ile OHIM nezdinde tescil edilen tasarımlara istinaden iptal edilmesinin de hatalı olduğunu, müvekkil tasarımı ile anılan tasarımın benzer olmadığını, müvekkil tasarımlarının belirgin derecede farklı olduğunu, bilgilenmiş kullanıcının bu tasarımları rahatlıkla ayırt edebileceğini, Kaldı ki Alman mahkemesinin bu konuda benzerlik bulunmadığına dair kararının olduğunu, bilirkişilerin tasarım görseli içermiyor diye bu kararı dikkate almamalarının hatalı olduğunu,Tüm bu açıklamalar uyarınca; müvekkilin … ve … sayılı çoklu tasarımlarının yeni ve ayırt edici vasıfları haiz olmadığı gerekçesiyle hükümsüz kılınmasının hatalı olduğunu, Ayrıca mahkemece müvekkilin davadaki taleplerinden bir kısmının incelenmediğini, müvekkilin … sayılı ve 3 nolu tasarım bakımından da tecavüz iddiasında bulunmasına rağmen, mahkemece bu tasarım yönünden tecavüz iddiasının bulunmadığının belirtildiğini, Bilirkişilerin sadece dava dışı 3.kişi konumundaki firmalara ait görsellerin kaynağı bakımından bir inceleme yaptıklarını, ancak bu başlık altında söz konusu tasarımlar ile müvekkil tasarımlarının detaylı incelemediklerini, Dava konusu tasarımlar müvekkilin tasarımlarına son derece benzer olup, dosyada alınan bilirkişi raporları da müvekkile karşı tasarım tecavüzü ve haksız rekabet gerçekleştiğini tespit eder nitelikte olduğunu, bu nedenle somut olayda davalı-karşı davacının müvekkil tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet ettiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının talepleri gibi kaldırılması istenmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacı – karşı davalıya ait … ve … sayılı tasarımlar müvekkille ait tasarımlarla benzer görülmemiş olduğundan işbu tasarımlar yönünden asıl davada tecavüz oluştuğundan bahsedilemeyeceğini; bu noktada kalan tasarımlar yönünden de müvekkile ait ürünlerin davacı karşı davalıya ait tasarımlarla benzer olduğu görüşüne katılmamızın mümkün olmadığını, zira taraf tasarımları arasında belirgin farklılıklar bulunduğunu, Davacı karşı davalıya ait tasarımların harcıalem olduğu açık olup, ne davaya konu stand tasarımları ne de işbu stand tasarımından oluşan konsept tasarımları yeni ve ayırt edici olmadığını; davacı karşı davalının tasarımlarının geçmişe etkili olacak şekilde hükümsüz kılınması nedeniyle müvekkilin kullanımları tecavüz teşkil etmediği mahkemenin gerekçeli kararı ile de sabit olduğunu, Öte yandan değinilmesi gereken bir diğer husus ise asıl davada davacı karşı davalı tarafından … numaralı tasarımın müvekkil tasarımlarıyla tecavüz oluşturduğuna yönelik iddiada bulunulmamış olduğu ve müvekkilin de bu tasarıma ilişkin hükümsüzlük iddiasında da bulunmamış olduğunu; dolayısıyla kararda işbu tasarıma yer verilerek bu tasarım açısından hükümsüzlük oluşmadığının iddia edilmesinin hatalı olduğunu, Her ne kadar … numaralı stand tasarımına ilişkin ne davacı karşı davalının ne de müvekkilin bir talebi olmadığını belirtmişsek de bir an için talebimizin varlığı halinde dahi işbu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunun iddia edilmesinin hatalı olduğunu, Karşı dava yönünden … numaralı tasarım açısından, işbu tasarımın harcıalem olmadığı aksine yeni ve ayırt edici olduğuna ilişkin görüşün isabetli olmadığını, davacı karşı davalı 15/12/2011 tarihinde … numaralı tasarımları mağaza konsepti olarak girdikten bir gün sonra 16/12/2011 tarihinde … numara ile yine aynı tasarımları stand olarak girmiştir. bu açıdan zaten … numaralı tasarımların mükerrer tasarım olduğu açık olup hükümsüz kılınması gerektiğini, Dosyada yer alan görsellerden anlaşılacağı üzere karşı davada hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarımla dayanak konsept tasarımlar benzer şekilde oluşturulmuş olup işbu tasarım yönünden de hükümsüzlük koşulları oluştuğunu, işbu tasarımın harcıalem olduğuna ilişkin tarafımızca yapılan itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, Öte yandan davacı karşı davalı her ne kadar tüm dilekçelerinde Alman Köln Eyalet Mahkemesi’nin kararından bahsedilmişse de dosyaya sunulan raporlarda söz konusu kararın görsel içermediğini ve huzurdaki davadan bir hayli farklı olduğu açıklanmış olup anılan kararın bağlayıcı olmadığını, Mahkeme’nin … ve … sayılı tasarımların yeni ve ayırt edici olduğuna ilişkin kararına katılmamız mümkün olmayıp karşı davada bu tasarımlar yönünden verilen kısmen red kararının bozularak karşı davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Sonuç olarak davacı karşı davalının stand tasarımları ve mağaza konsept tasarımları yeni ve ayırt edici olmadığını; bu manada karşı davada davacının … numaralı tescil dışında kalan …-1,2,3,5,6,7,8,9,10 numaralı stand tasarımları ile … numaralı tescil dışında kalan …-1,2,4,5,6,7,8,9 numaralı konsept tasarımlarının hükümsüz kılınması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının talepleri gibi kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava; asıl davada davacının tasarım sahipliği haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref”i; karşı davada ise tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davanın reddine; KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Davanın kısmen kabulüne, -Davalı adına … nolu endüstriyel tasarım belgesi yönünden 1,2,3,5,6,7,8,9,10 nolu tasarımların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 4 nolu tasarım yönünden hükümsüzlük isteminin REDDİNE, – Davalı adına … nolu endüstriyel tasarım belgesi yönünden 1,2,4,5,6,7,8,9, nolu tasarımların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 3 nolu tasarım yönünden hükümsüzlük isteminin REDDİNE.” karar verilmiştir. Hüküm her iki taraf vekilince istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek ve asıl dava yönünden istinaf istemi bulunmadığından, inceleme karşı dava ile sınırlı olarak yapılmıştır. 554 sayılı KHK’ nun 45. maddesi gereğince de tasarım hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde hükümsüzlük kararları geçmişe etkili olup, tasarım tesciliyle sağlanan koruma hükümsüzlük kapsamında hiç doğmamış sayılır. Davacı – karşı davalı adına tescilli … nolu çoklu endüstriyel tasarımın 1,2,3,5,6,7,8,9,10 nolu ve … nolu çoklu endüstriyel tasarımın 1,2,4,5,6,7,8,9, nolu tasarımları yönünden hükümsüzlük kararı verilmiş olmakla ve hükümsüz kılınmayan tasarımlar (… nolu çoklu endüstriyel tasarımın 4 nolu , … nolu çoklu endüstriyel tasarımın 3 nolu tasarımı) yönünden ise dava dilekçesinde tecavüz ve haksız rekabet iddiası bulunmadığından mahkemece asıl davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Mahkemece üç ayrı bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, raporlar arasında farklılıkların bulunduğu ve itiraza uğramaları nedeniyle mahkemece tüm çelişkilerin giderilmesi için son olarak yeni bilirkişi heyeti oluşturulduğu, MSÜ Fakültesi tasarım uzmanı Prof.Dr. …, sektör bilirkişisi …, bilişim uzmanı Barış Başar, sınai mülkiyet uzmanı Prof. Dr. …’den oluşan bilirkişi heyetinin 20/11/2020 tarihli raporlarının denetime elverişli ve yeterli olduğu, rapor uyarınca, “Davacı-karşı davalı adına tescilli; … numaralı tescili dışında kalan 16.12.2011 tarih ve 20-02 Locarno Sınıfında …-1,2,3, 5, 6, 7, 8,9 ve 10 numaralı “stand” tasarımları ve Davacı-karşı davalı adına tescilli; … numaralı tescili dışında kalan 16.12.2011 tarih ve 20-02 Locarno sınıfındaki…- l, 2,4, 5, 6, 7, 8, 9 No ile tescilli “mağaza kansepti” konulu tasarımlarının; evvelce kamuya arz edilmiş olmaları nedeni ile; yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığı.” anlaşıldığından mahkemece davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmesi isabetlidir. Her ne kadar davalı – karşı davacı vekilinin “… numaralı tasarım yönünden hükümsüzlük iddiasında bulunmadıkları” ileri sürülmüş ise de karşı dava dilekçesinde davacı – karşı davalı tasarımları yönünden ayrım belirtilmeksizin hükümsüzlük isteminde bulunulduğu ve mahkemece verilen kararın kapsam yönünden de isabetli olduğu anlaşılmakla; taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı-karşı davalıdan alınması gereken toplam 539,70 (269,85 X 2) TL harçtan, peşin alınan toplam 118,60 (59,30 X 2) TL harcın mahsubu ile bakiye 421,10 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı-karşı davacıdan alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/07/2023