Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1497 E. 2023/630 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1497 Esas
KARAR NO: 2023/630
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2021
NUMARASI: 2019/737 E, 2021/220 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 31/12/2018 düzenleme tarihli, 10/02/2019 vadeli, 107.500,00 TL bedelli senede icra takibi yapıldığını, takip konusu belgenin bedelsiz olduğunu, davacıların davalıya borcu olmadığını, müvekkili …’ dan … plaka sayılı 2011 model … marka araç satın aldığını, takip dayanağı belgenin araç bedelinin teminat olarak yediemin sıfatıylaı davalı …’a verldiğini, davacı …’nin daireyi satamaması üzerine satışa konu … plaka sayılı 2011 model … marka aracın 18/01/2019 tarihinde davalı … a teslim edildiğini, teminat olarak verilen senedin kaybolduğundan bahise iade edemediklerini, 8-9 ay geçtikten sonra davalı …’un müvekkili davacılardan para istediğini ve senedi bulduğunu, ödemezlerse icra işlemleri yapacağını bildirdiğini, haksız yere parayı ödemek istememesi üzerine davalı … ın icra takibi başlattığını, senedin boş olan vade, lehtar, tanzim tarihi tüm hususların sonradan doldurulduğunu, … yazan yere müvekili …’nin imzası taklit edilmek suretiyle sahtecilik suçu işlendiğini, İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını, dava dilekçesinde bononun teminat amacıyla verildiğini, bu nedenle takibe konu edilemeyeceğinin iddia edildiğini, ancak kambiyo hukukunda, teminat amacıyla verilen senedin üzerine, teminat için verildiği yazılması ya da açıkça teminat olarak verildiğinin yazılı delille ispatlanması gerektiğini, davaya konu olan senet üzerinde ise böyle bir yazı bulunmadığını, davacı, … tarafından gönderilen ihtarda dahi böyle bir iddia bulunmadığını, borçtan kurtulmaya yönelik iddialarla işbu davanın açıldığını, senet üzerindeki miktar olarak 107.500,00 TL olduğunu, davacıların kalan borcu 25.000,00TL olması nedeniyle, yasal takibe 25.000,00 TL üzerinden geçildiğini, dava dilekçesinde senedin kaybolduğunu, kendilerine iade edilmediğini iddia edildiğini, kaybolan senet hakkında ödeme yasağı alınması ve/veya senedin iptal edilmesi gibi süreçlerin işletilmesi gerektiğini, dava dosyasına sunulan vekaletname suretindeki imza ile senetteki imza çıplak gözle bakıldığında dahi davacı …’nin imzası olduğu açıkça anlaşıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”… 1-Davanın KABULÜ ile; Davacıların davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine,2-Davacının tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçesinde, müvekkilinin İstanbul 3. ağır ceza mahakmesi 2020/101 esas sayılı dosyasındaki bir beyanını yanlış yorumladığını, beyanın “arabayı 4-5 ay kullandıktan sonra geri iade etmek istediler. ben kabul ettim ancak bu dönem için 25.000,00 tl ödemeleri gerektiğini söyledim. her iki müşteki ile bu bedeli ödemeleri konusunda anlaştım. zaten her iki müşteki ortak hareket etmektedir. ben daha önce bu kişilerle ticaret yapmamıştım. borç ödenmeyince 25.000,00 tl’lik alacağım olan bölümü icra takibine koydum. aracı bana her iki müşteki birlike iken iade etmişlerdi. o anda bono yanımda olsaydı kendilerine iade ederdim. bono yanımda olmadığı için o anda iade edemedim.” şeklinde olup bu beyanın altındaki kısımda “suça konu bono aslının emanet memurluğundan geldiği görüldü. incelenmesinde; dosyadaki fotokopisi ile aynı olan bononun bir bonodan beklenen tüm yasal unsurlara haiz, iğfal kabiliyeti bulunan bir bono olduğu heyetçe müşahade edildi. bononun bir bölümünde 25.000,00 tl alınacak şeklinde el yazısı bulunduğu görüldü” şeklinde devam ettiğini mahkemenin beyanı bir bütün olarak değerlendirmesi gerekirken bir kısmını yorumlamasının yerinde olmadığını,Müvekkilinin beyanlarının davacılar yönünden, bonoya ilişkin 25.000,00 tl borçlarının bulunduğu yönünde olduğunu, müvekkilinin … ile 25 yıldır arkadaş olduğunu, ilk kez bir ticaret ilişlkileri olduğunu, aracı satın almaktan vazgeçtikleri için, aracın kullanıldığı gün kadar kullanım bedeli, km, yıpranma vs. dolayısyla yansıtılan 25.000,00 tl lik bedel için alacaklı olduğunu ve bu alacağı bonoya yansıttığını, bonoda daha önce satış için kararlaştırılan 107.500,00 tl için alacaklı olmadığı hatta davacılar, müvekkilin bu bedelin tamamını takibe koyacağından endişe ettikleri için imzaya itiraz ettiklerini beyan ettiğini, dolayısyla 107.500,00 tl lik alacağı takibe koymacağını ifade edebilmek adına o şekilde bir cümle kurduğunu, araç kullanımından kaynaklı bonoya yansıtılan 25.000,00 Tl alacağı olduğu beyan edildiğini,imzaya itiraz eden …’nin imzasının kendisine ait olduğunun belirlendiğini, tanıkların dinlenmesi ve bilirkişi raporu alınması gerekir iken mahkemenin hatalı karar verdiğini, davacıların ceza mahkemelerindeki ifadelerinde böyle bir borçları bulunmadığına dair beyanda dahi bulunmadıklarını, çünkü davacıların müvekkile borçlu olduğunu, yerel mahkeme eksik inceleme yaptığını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Dava konusu 107.500TL bedelli bono örneği incelendiğinde keşidecinin davacı …, …, lehtarın davalı …, tanzim tarihin 31.12.2018, vade tarihinin 10.02.2019 olduğu, ihdas kaydı olmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça davalılar aleyhine İstanbul Anadolu …İcra dairesinin … dosyasında iş bu senede dayalı 25.000tl nin ferileri ile toplam 28.876,14Tl olarak tahsili için takip başlatıldığı görülmektedir. İstanbul Anadolu 3.Ağır Ceza mahkemesinde davalının sanık olarak yer aldığı hakkında sahtecilik dolandırıcılık suçu yönünden beraat kararı verilmiştir. Davacı tarafça delil olarak … un satıcı olarak yer aldığı, 107.500TL bedelli oto satış sözleşmesini sunmuş, aracın …, ruhsat sahibinin … olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan iki adet belge sureti incelendiğinde ise; 04.10.2018 tarihli belgede … plakalı aracın 04.10.2018 tarihinden sonraki tüm ceza kazalar alıcıya aittir yazılı olduğu …, …, … isim imza olduğu, ve 18.01.2019 tarihli teslim tutanağı başlıklı belgede ise aracı …’a teslim ettim, Bu tarihe kadar olan ceza vb giderler … ye aittir yazılı olup … ve …ye atfen isim ve imza olduğu, bu iki belgenin davalı tarafça da suretlerinin sunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacılar takibe konu bonoda keşideci ve kefil konumunda olup davacı … yönünden imzanın kendisine ait olmadığını, senedin ise araç satışına ilişkin olarak düzenlendiğini, aracın teslim alındığını, teminat olarak senet verildiğini, ancak bedeli ödenemediğinden aracın iade edildiğini, senedin ise iade edilmeyerek 25.000TL lik kısmı yönünden takibe konulduğunu, senedin bedelsiz olduğunu ileri sürmüşlerdir. Davalı ise cevap dilekçesinde senedin teminat senedi olmadığını, toplam borcun 107.500TL olup kalan borcun 25.000TL olduğunu savunmuştur. Davalı vekili öninceleme duruşması yapıldıktan sonra aynı gün saat 17:51’de sunduğu dilekçesinde 25.000TL lik takip alacağın aracın 4 ay kullanım bedeli + değer kaybı + günlük kiralama bedeli vb karşılığı ödenmesi gereken bedel olduğunu bu hususun senet üzerine de yazıldığını ileri sürmüştür.Senedin sol kısmında “25.00TL alınacak ” yazılı ise de paraf bulunmadığı gibi, davalı ceza duruşmasında bu yazıyı kendisinin yazdığını açıkça beyan etmiştir. HMK 141 md gereğince önincelemeden sonra iddia ve savunma (ıslaha ilişkin hükümler saklı olmak üzere) değiştirilip genişletilemez. Davalı cevabında senedin bir kısmının araç bedeli bir kısmının ise araç masraflarına ilişkin olduğunu ileri sürmediği gibi, ceza mahkemesindeki duruşmada … isimli kişiye 107.500TL karşılığında vadeli araç satışı yaptığını açıkça beyan ettiği, sözleşme suretinde bedelin 107.500Tl olarak yazılı olduğu dikkate alındığında senedin araç bedeli karşılığı düzenlendiğini kabul etmek gerekir. Aracın iade edildiği sabit olup, araç satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından taraflar karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Bu durumda senet bedelsiz kaldığından mahkemece menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiş, davalı vekilinin istinafının esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.972,53-TL harçtan, peşin yatırılan 493,13-TL’nin (433,83 + 59,30) mahsubu ile bakiye 1.479,40-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 11-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 06/04/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.