Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1496 E. 2023/629 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1496 Esas
KARAR NO: 2023/629
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2021
NUMARASI: 2018/627E, 2021/55 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından keşidecisi … San ve A.Ş olan 2 adet çekten dolayı, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası üzerinden ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyaları üzerinden icra takibi başlattığını, bu takipte borçlu olarak … A.Ş ile birlikte müvekkilinin borçlu olarak gösterildiğini, müvekkilinin borçlu olarak gösterilmesinin sebebinin, takibe dayanak çekin ön yüzünde müvekkiline atfen atılan imza olduğunu, müvekkilinin aval veren durumuna sokulduğunu, müvekkilinin, takibe konu çekleri imzalamadığı gibi, ortağı olarak göründüğü bu şirkete ilişkin şahsi kefaletinin de olmadığını, dava konusu olan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasındaki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, davalı şirketin batak olması sebebiyle müvekkilinin malvarlığı ve maaşına haciz işlemi uygulandığını, müvekkili adına İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/331 E.sayılı dosyasında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile açılan takip için çek üzerindeki imzaların davacıya ait olması sebebiyle menfi tespit talepli davasının kabul edildiğini, dosyanın halen istinafta olduğunu, bu kere, davaya konu olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasındaki çekteki imzanın da müvekkilinin eli ürünü olmadığını, müvekkilinin avukat olduğunu, başka bir kurumda ücretli olarak çalıştığını, şirketin işleyişi ve kârı/zararı ile ilgili bilgisinin olmadığını, şirketin, boşanma aşamasında olduğu eşi … tarafından idare edildiğini, … adına piyasadaki hiçbir çekte müvekkilinin imzasının olmadığını, müvekkilinin, alacaklıyı bu icra takipleri nedeniyle bildiğini, eşinin, müvekkilini ve babasını dolandırdığını, daha sonra yurt dışına kaçtığını, müvekkilinin, eşinden kendi adına attığı imzalardan dolayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayetçi olduğunu, bu çekteki imzada kuvvetle muhtemel müvekkilinin boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından müvekkilinin bilgisi dışında atıldığını, bu takibe konu çek üzerindeki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/331 E.sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumundan alınan grafolojik raporda, imzanın müvekkiline ait çıkmadığını, bu çekler alınırken davalının pazarlamacısının, müvekkilinin bu çekleri imzalamadığını, eski eşi tarafından imzalandığını görerek aldığı bilgisine alacaklı ile yapılan görüşmelerde tarafına söylendiğini, müvekkilinin davalı ile herhangi bir ticari alışverişe girmediği gibi … A.Ş’nin kefili de olmadığını belirterek, sonuç olarak, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitine, alacaklı davalının takipte kötü niyetli olduğundan %20den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/331 E.sayılı dosyasındaki durum göz önüne alınarak, müvekkili hakkındaki takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiş, İst. … İcra Müd nün … E sayılı dosyası ile takibe konulan çek yönünden işbu davayı açtıklarını beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılırken, eksik harç yatırıldığından, öncelikle eksik harcın tamamlanmasının gerektiğini, müvekkili şirket ile … San. Ve Tic. A.Ş. arasındaki ticari ilişki sebebi ile aralarında alacak-borç ilişkisi doğduğunu, bu nedenle de, müvekkili şirkete olan borcun ödenmesi amacı ile … Tic. A.Ş. yetkilileri … ve …’ün şahsen de imzaladıkları takip müstenidi çekin müvekkili şirkete verildiğini, takip müstenidi çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya sunulması neticesinde karşılığının bulunmadığının muhatap bankaca çek arkasına şerh düşüldüğünü, ancak çekteki imzalar ile banka kayıtlarındaki imzalar birbirini doğrulamış olması nedeni ile imzaların sıhhati konusunda çek arkasına herhangi bir şerh düşülmediğini, ve sadece karşılığının bulunmadığı şerhinin düşüldüğünü, harici görüşmeler neticesinde de bir sonuç alınamayınca, müvekkili şirket alacağını tahsil amacı ile bu defa taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile keşideci-borçlu şirket ve avalistler aleyhine Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacının dilekçesinde bildirdiği istanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/331 esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmediğini, işbu dava dosyasında verilen karar huzurdaki davayı da etkileyeceğinden İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/331 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini ,davacının, müvekkili şirket ile yetkilisi olduğu hassa kumaş arasındaki hukuki ilişkiyi bilmediğini ileri sürmesinin şaşırtıcı olduğunu, her ne kadar davacı-borçlu taraf, çekin keşidecisinin şirket olduğu ve kendisinin sorumlu olmadığını beyan etmiş ise de; çek incelendiği zaman, hem keşideci imzasında şirket kaşesi üzerinde çift imza, hem de çekin ön yüzünde şirket yetkililerinin ayrı ayrı boşa atılmış imzalarının olduğunun açıkça göründüğünü, TTK 818/g maddesinin yollaması ile 701/3. maddesi “Muhatabın veya düzenleyenin imzalan hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır.” şeklindeki açık düzenlemesine göre, çekin ön yüzündeki keşideci imzası dışındaki imzaların aval için olduğunu, bu durumda davacı tarafın keşideci olarak attığı imzalar dışında çekin ön yüzüne atmış olduğu imzalardan avalist sıfatı ile sorumlu olduğu kanunun açık düzenlemesi ile de sabit olduğunu, davacı tarafın aval sıfatı taşıdığı açık olmakla beraber bu sıfatı taşımadığından bahisle takibin iptalini istemesi usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, davacının mahkemeye verdiği imzalar ile dava konusu ve keşideci … A.Ş.’nin keşide ederek müvekkiline verdiği diğer çeklerdeki imzaların birbirinin aynısı olduğunu, davaya konu çeke dayalı icra takibinin başlatıldığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında; ilgili banka tarafından çek arkasına “…hesap bakiyesi 0 USD olduğundan karşılıksızdır.” şeklinde şerh düşüldüğünü, dava konusu çekte imzanın tutmaması ile ilgili bir sorun olmadığından, banka tarafından hesap bakiyesinin -0- olması nedeni ile şerh düşüldüğünü, sonuç olarak; yasaya aykırı, haksız ve dayanaksız davanın reddine, davacının asıl alacağın % 20’sindan az olmamak üzere kötü niyet ve icra inkar tazminatı ödemesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “..1-Davanın kabulü ile; davacının İst. … İcra Müd nün … E sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, Davacının kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile; alacağın dava tarihindeki kur değerinin %20 si olan 31.530,29-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin delilleri ve beyanları tam değerlendirmeden takdir yetkisini kullanarak karar verdiğini, Kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını, dava dışı şirket ile alacak ilişkisi dışında bir ilgisi olmayan müvekkilinin haberdar olabileceği şeklindeki kabul ile tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, bankanın dahi imzada uyumsuzluk far etmediğini, ispat yükünün de davacıda olduğunu, kötüniyetin ispatlandığından söz edilemeyeceğini, Aynı imzaları taşıyan çekler ile müvekkilinin daha önce de tahsilat yaptığını, banka kayıtları ve geçmiş te ibraz edilen çekler incelenmiş olsaydı bu hususun tespit edileceğini, kötüniyet tazminatı ve bu yönde müvekkili aleyhine hükmolunan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de kaldırılması gerektiğini, ATK raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, itiraz dilekçesinde müvekkiliene keşide edilen çekelr üzerinde karşılaştırmalı inceleme yapılarak bu hususta yeni bir rapor alınmasına hususuna değinildiğini, alacaklısı müvekkili keşdiecisi … olan cevap dilekçesinde yer alan imzalar incelendiğinde ATK da inceleem konusu yapılmayan imzanın birebir olduğunun görüleceğini, keşidecisi …nın bankaca bedelli ödenen çeklerindeki imza ile dava dayanağı çekteki imzanın davacıya ait olduğunu, raporda mukayese imzalardan hangisinin kıyaslandığı ve itibar edildiğinin belritilmediğini, çekte şirket kaşesi üzerinde ve boşta iki imza olduğunu, bu hususlara hiç değinilmediğini, raporda kesin bir kanıya varılmamış olması nedeniyle hükme esas alınamayacağını, imza sayısının yeterli sayıda olmadığını, her imzanın da davacı tarafça farklılaştırılarak atılan imzalar olduğunu İmza incelemesi için celbini talep ettikleri Keşideci şirketin … Bankası Osmanbey Şubesi ve … A.Ş. Şişli Şubesindeki ödenmiş çeklerinin ve bankaya ibraz edilen imza sirkülerinin de celbi ile bu belgelerin de incelenmesi gerektiğini, Müvekkili borçlusu … A.Ş. olan çeklerdeki imzalar incelendiğinde, davacının mahkemeye verdiği imza örneklerindeki imza, dava konusu çekteki imza ile keşidecisi aynı olan ve tahsil edilen ATK tarafından inceleme konusu yapılmayan imzanın birebir aynı olduğunun görüldüğünü, davacının avukat olduğunu ve yetkilisi olduğu şirketle ilgili işleyişi bilmediğini söyleyemeyeceğini, keşideci şirketin karşılıksız çıkan çekleri nedeniyle müvekkilinin 1.445.509,38-TL zarara uğradığını, davacı ve eşi şirketi temsile müştereken yetkili iken bazı çeklerin tek imza ile düzenlendiğini ve tahsil edildiğini, Gerekçede somut bir hususun belirtilmediğini, HMK 297 md gereğince eksik olduğunu, -Islah yoluyla dava değerini artıramayacağını, istirdat talebinde bulunulamayacağını, 01.06.2017 Tarihli dilekçenin bu hususu ıslah eder nitelikte olmadığını, hakimin taleple bağlı olduğunu, kısmi dava olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. Davacı vekil istinafa cevabında ATK raporunun yerinde olduğunu, davalının incelenmeyen çeklere ilişkin iddiasının yerinde olmadığını, iş bu davada davacının aval veren sıfatı ile dava açtığını, şirketin bu davada davacı olmadığını, İstanbul 4.ATM2nin 2017/1245 K sayılı dosyasında çekteki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, karara karşı istinaf istemini İstanbul BAM 12.Hd tarafından reddedildiğini, kararın Yargıtay aşamasında da onandığını, kötüniyet tazminat koşullarının oluştuğunu, dava ve karar tarihi itibarı ile borcun tamamının ödenmediğini, ıslaha gerek olmadığını belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası incelendiğinde; davalı şirket tarafından, borçlular …A.Ş., … ve davacı … aleyhine 30/04/2013 tanzim tarihli ve 30.000,00-USD bedelli çeke istinaden 30.000,00-USD asıl alacak, 88,77-USD işlemiş faiz, 3.000,00-USD tazminat olmak üzere toplam 33.088,77-USD tutarındaki (59725,22TL) alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip dosyası suretinde bir örneği olan davaya konu 30.000USD bedelli … Bankası Osmanbey şubesine ait 30.04.2013 tarihli çekte keşidecinin … SAN TİC AŞ olduğu kaşe üzerinde ve boşta ikişer imza olduğu, lehtarın davalı … Tic Ltd Şti olduğu 30.04.2013 te bankaya ibraz edildiği, çek arkasında karşılıksız kaşesi olduğu görülmüştür. Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabına göre; dava dışı …Şti nin yetkilileri … ve … olup müşterek yetkili oldukları kayıtlıdır. ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin raporunda; dava konusu 30.000USD lik senet ile birlikte dava dışı 31.03.2013 tarihli 30.000USD bedelli … seri nolu çekin incelendiği; mukayeseye esas belgeler incelendiğinde çekten önceki tarihli çok sayıda , sonraki tarihli ise 2 adet olmak üzere evrakların incelendiğine yer veridliği, neticeten çeklerin önyüzündeki alt bölümdeki imzalar ile …’ün imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından mukayese imzalara kıyasla davacı eli ürünü olmadığı yönünde görüş belritilmiştir. İstanbul 4.ATM nin 2015/331 E.- 2017/1245 K. Sayılı dosyasının tarafları iş bu dosya ile aynı olup mahkemenin “davanın kabulüne, davacının icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından icra dosyasına yatırılan 132.710- TL’ nin davalıdan istirdatına” yönelik kararının istinafı üzerine İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesi’nin 2018/814, 2018/351 K sayılı ilamında istinafın esastan reddine karar verildiği, kararın onandığı görülmüştür.
GEREKÇE Davacı, takibe konu 30.000USD bedelli 30.04.2013 tarihli çekteki avalist imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek menfi tespit kararı verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İmza defi mutlak defi olup herkese karşı ileri sürülebilir. Mahkemece alınan ATK raporunda çekten önceki ve sonraki tarihli çok sayıda belgenin incelendiği, teknik yöntemlerin belirtildiği, laboratuvarda bulunan cihazlar, optik aletler, büyüteç, stereo mikroskop kullanılarak inceleme yapıldığına yer verildiği raporun yeterli ve hükme elverişli olduğu görülmekle davalı vekilinin rapora ilişkin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir. Davalı vekili istinafında rapora itiraz dilekçesinde yer verilen hususlar yönünden yeni rapor alınması gerektiğini belirtmiş ve cevap dilekçesi ekinde de bir kısım çekler sunulmuş ise de; delil olarak sunulan çeklerin tümünde keşidecinin dava dışı şirket olduğu, ödendiği belirtilen çeklerde şirkete atfen tek imza olduğu ve imzanın ise şirket temsilcilerinden dava dışı … imzasına benzediği, avalist bulunan diğer çekin ise İstanbul 4.ATM’deki menfi tespit davasına konu olan çek olduğu, iş bu davada ise keşideci şirketin davacı olmadığı da dikkate alındığında, davalı tarafın keşideci şirketin farklı banka şubelerinde bulunan ödenmiş çekleri ve imza sirkülerinin de incelenmesi gerektiği yönündeki istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir. Davalının yargılama giderleri ve ıslaha ilişkin beyanlarına gelince; davacının dava değerini 72.122,00TL olarak belirterek bu değer üzerinden harç yatırdığı, duruşmada talebini ıslah edeceğini beyan etmiş ise de dosyada ıslah dilekçesine ve harcına rastlanmadığı dikkate alındığında mahkemece harçlandırılan değerle bağlı kalınarak karar harcının ve vekalet ücretinin hesaplanması gerekirken harçlandırılmayan tutara göre hesaplama yapılması HMK 26. md aykırı olup harç ve vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılması gerekmiştir. Kötüniyet tazminatına gelince; dava konusu çekte keşideciye atfen atılı imzalar ile aval verenlere atfen atılı imzaların görünürde benzer olduğu, davalının da çekte lehtar konumunda olup bu durumu bilebilecek durumda olduğu dikkate alınarak kötüniyet tazminatına hükmolunması yerinde ise de; kötüniyet tazminat tutarının da harçlandırılmayan değer üzerinden hesaplanması hatalı olmakla kararın bu yönden de kaldırılması gerekmiştir.Açıklanan nedenle kararın kaldırılmasına, HMK 353.1.b.2 md gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 27.01.2021 gün ve 2018/627 Esas, 2021/55 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın kabulü ile; davacının İstanbul … İcra Müd’nün … E sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine,Davacının kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile; 72.122,00Tl’nin %20’si olan 14.424,40-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Alınması gerekli olan 4.926,65-TL karar ilam harcından peşin alınan 1.231,67-TL nin düşümü ile noksan kalan 3.694,98 – TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, -Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 1.272,77- TL, davetiye, posta ve gideri: 428,30-TL, 385,00-TL ATK fatura bedeli olmak üzere toplam: 2.086,07-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak alınarak davacıya verilmesine,- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 11.539,52TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 2.671,98TL ve 59,30TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 33,63-TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 195,73-TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 27,50-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 06/04/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.