Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1484 E. 2023/989 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1484 Esas
KARAR NO: 2023/989
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2020
NUMARASI: 2016/20 2020/258
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; her iki müvekkili adına kayıtlı 06/05/2004 tescil tarihli ve … tescil numaralı, 21/04/2009 tescil tarihli ve … tescil numaralı, 08/10/2009 tescil tarihli ve … tescil numaralı, 25/11/2010 tescil tarihli ve … tescil numaralı, 25/11/2010 tescil tarihli ve … tescil numaralı ve 19/11/2014 tescil tarihli ve… tescil numaralı desenlerin davalı firma yetkilileri tarafından taklit edilerek üretildiğini ve piyasaya sürülen ürünlerin dilekçede adresi belirtilen işyerinde satışının yapıldığını beyanla, davalının tecavüzünün ref’ini, piyasada bulunan tecavüze konu ürünlerin toplatılmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik, 50.000,00 TL yoksun kalınan maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacılara eşit oranda verilmesini ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekillerine eşit oranda alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davaya konu ürünlerin gerek yurt dışında gerekse de yurt içinde yıllardır bilinen, harcıalem ve standart tip ürünler olduğunu, davacının kullanımına münhasır kılınamayacağını, mevcut ürünlerin asırlardır herkesçe bilinen tanınan ürünler olduğunu, şeker ve şekerleme denildiğinde adeta standart tasarım haline gelmiş bu ürünlerin ve şekillerin yurt içi ve yurt dışı piyasada asırlardır mevcut olduğunu, davacının asırlardır bilinen, ayırt edici özelliği bulunmayan ve kültürümüze mal olmuş şekil, karakter ve ürünleri (…, …, …, …, … ve benzeri) endüstriyel tasarım olarak tescil ettirmesinin hukuka uygun olmayan, haksız ve kötü niyetli bir girişim olduğunu, davacıların tekelci bir yaklaşımla aynı zamanda kendilerine dava yoluyla baskı kurmaya çalışarak piyasayı ele geçirme amacında olduklarını, davaya konu ürünler harcıalem oldukları için piyasada başka firmalar tarafından da üretilip satıldığını, bu tip ürünlerin genel olarak “…” olarak adlandırıldığın, elmalı şeker, emzikli şeker, horoz şeker, lolipop şeker, burma şeker, el şekerleme, kalp şekerleme olarak türlere ayrıldığını, davacının kuruluş tarihinden çok daha önce bu ürünlerin piyasada bulunduğu ve satıldığını, dava konusu edilen ürünlerin yeni ve ayırt edici olmadığından 554 sayılı KHK hükümlerine aykırı tescil ettiğini iddia ederek, asıl davanın reddini ve karşı davalarının kabulü ile …, …, …,…, … ve … çoklu endüstriyel tasarımların tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğünü ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: “…Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle hükümsüzlüğe dair karşı dava yönünden dava konusu tasarımlardan … (1), (2) (3) ve (8) nolu tasarımların tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici nitelikte olmadıkları anlaşılmakla bu tasarımlar yönünden karşı davanın kabulüne ve hükümsüzlüğe karar vermek gerekmiştir. Karşı davacının manevi tazminat talebinin ise tasarımların tescil edilip bunlara dayanılması manevi tazminat gerektirmeyeceğinden, koşulları oluşmadığından reddi gerekmiştir. Asıl dava yönünden ise davacılar adına tescilli olup, hükümsüzlüğe karar verilen tasarımlar dışında davalının… (9) ve (10) numaralı tasarımlar … (1) ve (3) nolu tasarımlar … (21) nolu tasarımların ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin üretip piyasaya sunması şeklindeki eylemin davacıların tasarımdan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla davacının bu tasarımlar yönünden davasının kabulü ile davalının davacıların tasarımdan doğan haklarına tecavüzün ref’ine tecavüz teşkil eden ürünlere el konularak şeklinin bozulup davalıya iadesine karar vermek gerekmiştir. Sair tasarımlar yönünden (ihlal teşkil etmeyen ve hükümsüzlüğe karar verilen tasarımlar yönünden) davanın reddi gerekmiştir. Davacının tazminat seçeneğine göre davalı ticari defterlerini ibraz etmediği gibi tasarımların niteliğine göre kaç adet sattığı, ne kadar kazanç elde ettiğinin tespiti mümkün olmadığından zorunlu olarak TBK 50 ve 51 maddeleri uyarınca tasarımların niteliği, ihlalin boyutu ve tarafların ekonomik durumlarına göre davacılar yararına 5.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Yine davalının eylemi davacıların tasarım tescilinden doğan manevi haklarını ihlal ettiğinden ihlalin niteliği, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN: 1-Asıl dava yönünden davacının davasının kısmen KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli … (9) ve (10) numaralı tasarımlar … (1) ve (3) nolu tasarımlar… (21) nolu tasarımdan doğan haklarına tecavüzün ref’ine tecavüz teşkil eden ürünlere el konularak şeklinin bozulup davalıya iadesine, Takdiren 5.000,00 TL ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin REDDİNE,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; 1-Davalının karşı davasının kısmen KABULÜNE, davacı adına tescilli …(1), (2) (3) ve (8) nolu tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer tasarımlar ve tazminata dair karşı davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davacı/karşı davalı istinaf dilekçesinde özetle;- mahkeme tarafından verilen tazminat miktarlarının günümüz piyasa ekonomisine bakıldığında çok düşük olduğunu, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine 2015/131 Değişik İş Dosyasındaki 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda; “aleyhine tespit istenen firmaya ait cnr gıda fuarında tespit edilen ürünler ve firmaya ait ticari ürün tanıtım katalogunda yer alan ürünlerin kod numaraları da verilerek, müvekkillere ait tescilli tasarımların mukayeseli yapılan incelemelerinde, açıklanan ürünlerde iltibas oluşacak nitelikte benzerlik olduğu, şüpheli firma yetkililerinin ürün tasarımlarının müvekkillere ait tescilli tasarımlarına benzer tasarımlar uyguladıkları, benzer ürünlerin fuar standında ve ürün tanıtım ticari katalogunda satış amaçlı yer aldığı” tespit edildiğini, davalı firma tarafından tasarım açısından seçenek özgürlüğü olduğu halde müvekkillerin TPE tescilli tasarımlarına benzer tasarımları uyguladıklarını, yine bu tasarımlarla müvekkil şirket tarafından oluşturulan pazara girerek haksız rekabet yaratmak suretiyle müvekkil şirketin zararına sebebiyet verdiklerinin açık bir şekilde ortada olduğunu, benzerlik nedeniyle müvekkili şirkete ait olduğu zannedilerek davalı firmadan sıcak satış ile alınan işletmeler tarafından ürünlerle ilgili müvekkil şirkete olumsuz eleştiriler yöneltildiğini, davalı şirket tarafından müvekkil şirketin ve tasarımların itibarının da zarara uğratıldığını, mahkemenin müvekkil şirketin bu haksız rekabetten kazanç kaybının hesaplanmadığını, farazi bir rakamı tazminat olarak verdiğini, dosya kapsamına bakıldığında verilen rakam dosya masraflarını dahi karşılamazken bu zamana kadar davalı şirketin haksız olarak ürettiği ve sattığı ürünlerden dolayı müvekkili şirketin zararının çok fazla olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı/karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Asıl davanın kısmen kabulüne konu … (9) ve (10) numaralı tasarımlar … (1) ve (3) nolu tasarımlar … (21) nolu tasarımlar kadim kültürümüze mal olmuş ürünler olduğunu, bu anonim ürünlerin topluma yerleşmesinde, yaygınlaşmasında, üretilmesinde, çeşitlendirilmesinde toplumun geliştirdiği kültürün etkili olduğunu, davacı yanın hakkını sadece haksız tescile dayandırdığını, davacı şirketin kendisine ait olmayan standart ve harcıalem ürünleri tescilinin haksız olduğunu, bu tescilden menfaat elde etmesine izin verilemeyeceği gibi tescilin de iptali gerektiğini, davacının lehine haksız menfaat ve kazanç oluşturması mümkün olmadığını, tescil sistemimizde önceden bir araştırma yapmaksızın beyanı esas alan bir usul hakim olduğunu, davacının da bu boşluktan yararlandığını, kanuna karşı hile yaptığını, hukuk düzenimiz kötü niyeti korumayacağını, Geniş kapsamlı bir incelemenin zaruri olduğunu, meslek odalarının görüşünün alınması gerektiğini, fakat meslek odalarına gönderilen yazılar cevapsız kaldığını, aynı zamanda sektörün ileri gelen firmalarının görüşleri de bu konuda aydınlatıcı olacakken bu noktada sayın mahkemece yeterli girişimlerde bulunulmadığını, yine dosyaya sundukları geçmiş tarihli faturalar ya incelenmediğini, yahut üstün körü bir incelemeye muhatap olduğunu, gereği bir inceleme yapılmış olsaydı, kısmen kabule konu ürünlerin 1996 da dahi fatura edildiği, piyasada alışverişe konu olduğu görüleceğini, müvekkilinin Kadıköy’de bulunan Oyuncak Müzesi ziyaretinde dahi 1960 yılına ait şeker kalıpları tespit ettiğini, İş bu şeker kalıplarının bazılarının kısmen kabule konu tasarımlarla örtüştüğünün açık olduğunu, haksız davanın reddi gerekirken kısmen kabulü isabetsiz olduğunu, manevi tazminat taleplerinin reddinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2015’in Eylül ayında sektörün en önemli fuarı olan “… Fuarına” katılan müvekkilinin satandı karşı yan tarafından adeta basılarak yerli ve yabancı müşteriler huzurunda müvekkilin itibarı ayaklar altına alındığını, kötü niyetli davacının piyasada kendi lehine haksız rekabet koşulları oluşturarak tekel olma niyetinde olduğunu, bu kötü niyet gerek zaman zaman gerçekleşen itibar suikastleri ile gerekse uzayan muhakeme süreçleriyle müvekkilin ticari işleyişini sarstığını, yıpranmasına sebebiyet verdiğini, yerel mahkeme bu talebi eksik inceleme ile reddettiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME: – TPMK kayıtlarına göre; … numaralı, “şekerleme 1-…7” çoklu tasarımı 06.05.2004 tarihinden itibaren davacı … adına tescillidir. … numaralı 21.04.2009 dan itibaren “lolipop şeker, 1..10” çoklu tasarımı davacı … adına tescillidir. … numaralı 08.10.2009’dan itibaren “stand (şekerleme için)1,2,3 ” adı ile davacı … adına tescil edilmiştir…. numaralı tasarım 04.03.2011 tarihinden itibaren “lolipop şeker ambalajı 1,2,3,4,5,6 adı ile davacı … adına tescil edilmiştir. … numaralı tasarım 25.11.2010 tarihinde itibaren “lolipop şeker- 2,3” çoklu tasarımı ile davacı … adına tescillidir…. numaralı tasarım 19.11.2014’ten itibaren “şekerleme 1-….24″ adı ile çoklu tasarım olarak davacı … SAN İ. VE DIŞ TİCARET LTD ŞTİ adına tescillidir. *Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/131 Değişik İş Esas sayılı dosyasında endüstri tasarımcısı … 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda;”TPE nezdinde tescilli …, … ve … numaralı tasarım belgesinde yer alan ürünlerin aleyhine tespit istenen ..ŞTİ-… olarak CNR fuar standında tespit edilen ürünler ile ürünlerin ticari tanıtım kataloğunda yer alan ürün ve kodlarının incelendiği; … numaralı çoklu tasarım belgesine göre; 1,2 lolipop şekerin … KOD benzer olduğunu, 3,4 lolipop şekerin … bnezer olduğu, 8 lolipop şeker tasarımının … kod… benzer olduğu 9 lolipop şeker tasarımının … baston benzer olduğu 10 lolipop şeker tasarımının … kod … numaralı çoklu tasarımın … numaralı şekerleme isimli tasarımın … horoz Benzer olduğunu, … numaralı çoklu tasarım belgesindeki 1 şekerlemenin KOD … ile benzer olduğu, … numaralı şekerlemenini KOD … yuvarlak lolipop benzer olduğu, ürün tasarımları arasındaki benzerliğin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde iltibasa neden olacak nitelikte benzerlik olduğu, tasarım açısından seçenek özgürlüğü olduğu halde tasarımlarında benzer tasarımları uyguladıkları, benzer ürünlerin fuar standında ve ürün tanıtım ticari katalogunda satış amaçlı yer aldığı” yönünde görüş belirtilmiştir. *Mahkemece alınan 1. Raporda bilirkişiler end ürünleri tasarım bölümü …, fikri mülkiyet uzmanı .., sektör bilirkişisi … 14.12.2016 Tarihli raporlarında; hükümsüzlüğü talep edilen …, …, …, …,… ve… numaralı tasarımlar ile benzer tasarımlar tespit edilmiş ise de tasarımların başvuru tarihihnden önce kamuya sunulduğuna ilişkin Yargıtay denetimine elveişli tarih barındırır delile ulaşılamadığı, … numaralı tasarım 1,2,3,4,9,10 numaralı tasarımlar ile davalı ürünleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılık bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, … numaralı tasarım ile davalı ürünleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılık bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları,… numaralı tasarım ile davalı ürünleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılık bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları yönünde görüş belirtilmiştir. *Bilgisayar MÜhendisliği bölümü Dr.Öğr üyesi …27.03.2017 tarihli raporunda internet ortamdan tarih içerir erişilebilen görselleri sunmuştur. *1.Bilirkişi heyetinin 09.06.2017 tarihli ek raporunda; … numaralı tasarımların başvuru tarihi olan 21.04.2009 tarihinden önce kamuya sunulduğu ve koruma şartları olan yenilik ve ayırt edicilik özellikleribe sahip olmadığı, … numaralı tasarımın başvuru tarihi 21.04.2009 itibarı ile yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğu yönünde görüş belirtilmiştir. *2.bilirkişi raporunda bilirkişiler endüstri ürünleri tasarım bölümü …, Endüstri ürünleri tasarımcısı …, bilişim uzmanı … 13.01.2018 tarihli raporlarında neticeten; …-3,4,8 numaralı tasarımların başvuru tarihi itibarı ile yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına haiz olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti ek raporunda;…-3,4,8 numaralı tasarımların başvuru tarihi itibarı ile yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına haiz olmadığını, Bu tasarımların dışındaki tasarımlar yönünden görsel arama tekniği kullanılarak yapılan incelemede tescilli tasarımlara benzer görsellere rastlanmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Mahkemece hesap yönünden inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup raporda; davalı yanın defterlerini ibraz etmediğinden tazminat hesabı yapılamadığı TBK 50,51 md uygulanmasının takdirinin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, davacıların …, …, …, …, … ve … numaralı çoklu tasarımlara tecavüzün tespiti refi, maddi manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Karşı dava ise; davacı adına tescilli …, …, …, …,… ve … numaralı çoklu tasarımların hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin birinci istinaf istemi; mahkmece tecavüz oluşturduğu kabul edilen … ve (3) numaralı, …- (21) numaralı ve … – (9) ve (10 ) numaralı tasarımların harcı alem, anonim ürünlere ilişkin olduğu, hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiği, bilirkişi incelemesinin gereği gibi yapılması halinde bu durumun belirlenmiş olacağına ilişkindir. Mahkemece aşamalarda iki ayrı bilirkişi heyetinde rapor alınmış olup ilk bilirkişi heyetinin kök raporuna istinaden internet arşiv araştırması yapılması için bilgisayar mühendisi bilirkişiden rapor alınarak ek rapor alınmış, bilirkişiler resen yapılan araştırmalarında denetime elverişli tarih bilgisi içerir başkaca delile ulaşamadıklarını belirtmişler, aynı zamanda sektör bilirkişisi şekerlemenin tarihte kullanım şekillerine ilişkin bilgilere de yer vererek tasarımların kısmen hükümsüzlük isteminin reddi gerektiğine ilişkin görüş bildirmiştir. İkinci bilirkişi heyetinin kök raporuna davalı-karşı davacının itirazı üzerine ek rapor alınmış, ek raporda da hükümsüzlük istemine konu tasarımların başvuru tarihlerinden önce kamuya sunulduğuna dair denetime elverişli belgeye ulaşılamadığı belirtilmiştir. Davalı-karşı davacının sunduğu deliller bilirkişi kök raporunda değerlendirilmiş, mahkemece yazılan müzekkerelere müspet cevap verilmemiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinafında sunulan faturaların değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de; raporların bir kısmının tarihinin okunaksız olduğu, “sosyete şeker” ibareli faturaların dava konusu tasarımlara ilişkin olduğunun belirlenemediği dikkate alındığında davalının bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Davalı-karşı davacı vekili manevi tazminat isteminin reddinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; davacı-karşı davalının tescilli tasarımdan kaynaklanan haklarına dayanarak delil tespit ettiği, mevcut delil durumuna göre manevi tazminat koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceği anlaşılmakla davalı-karşı davacı vekilinin istinaf sebepleri ile bağlı yapılan incelemeye göre davalı yanın istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir Davacı vekili istinafında; asıl davada hükmolunan maddi tazminat miktarının düşük olduğunu ileri sürmüştür. Davacı maddi tazminat talebini KHK 55/2.b maddesine dayandırmış, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde davalı yan ticari defter ve kayıtlarını sunmadığından tazminat hesaplaması yapılamamış, davacı vekili rapora karşı itiraz dilekçesi sunmamıştır. Davanın 25.01.2016’da açıldığı, Davadan önce delil tespiti talebinde bulunulması üzerine 04.09.2015 tarihinde fuarda yapılan keşif incelemesinde tecavüz iddiasına konu ürünlerin sunumunun yapıldığının tespit edildiği, mevcut delil durumu ve süre dikkate alındığında mahkemece TBK 50,51 md göre takdir olunan 5.000TL maddi tazminat dosya kapsamına uygun bulunmuş, davacının istinafının reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, – Asıl dava yönünden davalıdan alınması gereken 683,10TL harçtan, peşin yatırılan 170,78TL ve 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 453,02TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,- Karşı dava yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60TL harcın karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.