Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1463 E. 2023/994 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1463 Esas
KARAR NO: 2023/994 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2018/162 E. – 2021/92 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … numaralı “…” markası ile … numaralı “…” ibaresinin Arapça yazılışından oluşan markanın sahibi olduğunu, bu markanın Irak ve Suriye’de tanınmış marka olduğunu, davalının bu markanın kullanıldığı şampuan ve saç kremi plastik şişelerinin ön ve arka yüzündeki etiketlerde izinsiz olarak markanın Arapça yazılış şekli olan …“ markasını kullandığını, etiketler üzerine ürünlerin … şirketi tarafından üretilerek pazarlandığının yazılı olduğunu,… numaralı “…” markasının davalı adına tescilli olduğunu, davalının bu şekilde davacının markasını kullanmak suretiyle şampuan ve saç kremi kutusu etiketlerini taklit ürün satanlara pazarladığını, bu şekilde davacının marka haklarına tecavüz ettiğini belirterek,davacının marka haklarına tecavüz edildiğinin tespitine, HMK’nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak SMK’nun 150. maddesi uyarınca 5.000,00 TL tazminat, SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca 5.000,00 TL yoksun kalınan kazanç ve 10.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle tirajı yüksek, genel yayın yapan günlük bir gazetede özet olarak ilan edilmesine ve ilgililere tebliğine, davacının diğer haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTTIRIM: Davacı vekili 18/12/2020 tarihli bedel artırım dilekçesinde; SMK’nun 151/1-b maddesi uyarınca maddi tazminat olarak talep etmiş oldukları 5.000,00 TL’yi 26.172,77 TL daha bedel arttırımı yoluyla toplamda 31.172,77 TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin plastik şişe ve ambalaj üretimi yaptığını, tüm şişelerine kendisine ait “…” markasını bastığını, şişeleri alan müşterilerin kendilerinin istedikleri markaları ve etiketleri yaparak ürünlerini sattıklarını, Irak uyruklu … isimli müşteri tarafından şişeler beğenilerek, kendisine ait etiketler yapılarak müvekkiline getirildiğini ve numune etiketlerin rafa koyulduğunu, hemen arkasından davacı tarafça müvekkiline ait iş yerinde mahkeme aracılığıyla tespit yapıldığını, müvekkilinin bu şişelerin satışını yapmadığını, numune olarak yapılan bir kaç şişenin müşteriye verilmiş olabileceğini, müvekkilinin kendisi tarafından üretilip müşterilerine verdiği şişelere hangi etiketin yapıştırılacağı veya ürünün koyulacağından sorumlu olmadığını, şişelerin tasarımlarının müvekkiline ait kalıplarla yapıldığını, davacının Arapça marka tescil kaydıyla ilgili Latin alfabesi ile arama yapılamadığını, müvekkilinin kasıtlı bir hareketi bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarihli 2018/162 E- 2021/92 K sayılı kararıyla; “…davalının üretimini ve satışını yaptığı, davacının markasının tescilli olduğu şampuan ve saç kremi ürünlerinin kutuları ve etiketleri üzerinde davacı adına tescilli … tescil numaralı Arap harfleriyle yazılan “…” markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olan …” ibaresinin Arap harfleri ile yazılımından oluşan markayı kullandığı, her ne kadar bu şişeleri sipariş üzerine başka bir firma için numune olarak ürettiğini savunmuşsa da, basiretli bir tacir olarak, bu markanın sipariş veren firmaya ait olup olmadığını araştırmak zorunda olduğu, iş yerinde bulunan etiket ve ürün kutularının sayısına göre numune olarak üretildikleri savunmasının kabul edilebilir olmadığı, bu nedenle davalının eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu, davacının SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca tazminat talep etmiş olması nedeniyle davalının bu satışlardan elde ettiği 31.172,77 TL maddi tazminatı davacıya ödemesi gerektiği, ayrıca davalının kusur derecesi, ticari hacmi, davacının markasının bilinirlik derecesi dikkate alındığında 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı, her ne kadar davacı SMK’nun 150.maddesi uyarınca itibar tazminatı olarak 5.000,00 TL tazminat talep etmişse de, davalının yalnızca ürün şişesi ve etiketi ürettiği, bu şişe ve etiketle satılan şampuan ve saç kremi ürünlerinin davacının ürünlerinden daha kalitesiz olduklarına, davacının markasının kötü şekilde kullanıldığını ispatlayacak bir delil sunulmadığı, bu nedenle itibar tazminatı koşullarının oluşmadığı” gerekçesiyle; Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Davalının saç kremi ve şampuan kutularında yer alan ve davalı tarafından üretilen etiketler üzerinde davacıya ait…Tescil numaralı markası ile iltibas yaratacak şekilde …” ibaresinin Arap harfleri ile yazımından oluşan markayı kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, Marka hakkına tecavüzün önlenmesine ve giderilmesine, Davalı tarafça üretilen ve davacının markasına tecavüz teşkil eden şişelerin, ambalajların ve etiketlerin üretilmesinin ve satılmasının yasaklanmasına, Tecavüze konu ürünlerin ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan üretim araçlarının toplatılmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, Davacının yoksul kaldığı kazanç için 31.172,77 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle tirajı yüksek Türkiye genelinde yayın yapan günlük bir gazetede bir kez ilan edilmesine, Davacının fazlaya ilişkin SMK’nun 150.maddesi uyarınca fiili zararına karşılık talep ettiği 5.000,00 TL tazminat talebinin REDDİNE ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; taklit ürün kolisi ve ürün numunelerinin mahkeme kaleminde bulunduğunu, iltibasa konu şampuan, saç kremi etiket ve ambalajlarının taklit edilmiş haliyle içi dolu olarak pazarlandığını, müvekkilinin itibar kaybına uğradığının sabit olduğunu, SMK 150. Madde gereğince itibar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak itibar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı firma tarafından Türkiye’de satışı olmayan Arap ülkelerinde satışı olan ve Arapça yazı içeren görsel tescilli marka için müvekkilinin adresine gelinerek arama yapıldığını, üretim olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin plastik şişe ve ambalaj üretimi yaptığını, yüzlerce farklı şişe çeşidini fason olarak ürettiğini, Irak uyruklu … isimli müşteri tarafından, müvekkili firmaya ait şişelerin beğenildiğini, müşteri tarafından bu şişelere uyacak şekilde Arapça ibareninde bulunduğu görsel etiket numunesi yaptırılarak, bu etiket numunelerinin müvekkiline gösterildiğini, müvekkilinin her zaman yaptığı gibi bu etiketten numune örnek isteyerek müşteri etiket rafına koyduğunu, etiketlerin numune olarak yapılması istenince bir adet yapılmasının mümkün olmadığını, en az belirli adetlerde ve rulo şeklinde numune yapıldığını, müvekkili tarafından, davacıya ait şampuanla veya etiketle ilgili hiçbir üretim yapılmasının söz konusu olmadığını. -Dosyada alınan kök raporda müvekkilinin usulüne uygun tutulmuş defterlerinde, dava konusu markaya ilişkin herhangi bir satışın olmadığı, tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmadığının belirtildiğini, müvekkilinin yalnızca yurt dışına satış yaptığını, ürün markasını belirtmeksizin Gümrük’ten çıkartmasının mümkün olmadığını, davacının talebi üzerine ek bilirkişi raporunda müvekkilinin sattığı davacı markası ile ilgisi bulunmayan başka marka şampuan, saç kremi ve sıvı sabunlar üzerinden hesaplama yapılarak tazminata hükmedildiğini, müvekkilinin kendi markaları ile yaptığı satışlar yönünden cezalandırıldığını. -Müvekkilinin hiçbir zaman … veya … isimli bir ürün üretmediğini ve satmadığını, bu durumun raporda da tespit edildiğini, taklit olduğu iddia edilen şişenin de davalı müvekkili tarafından üretildiğini gösterir hiçbir delilin bulunmadığının açıkça belirtildiğini, bilirkişi raporunun açık olduğunu, davacının doğmuş bir maddi zararının bulunmadığını. -Müvekkilinin 40’tan fazla tescilli markası bulunduğunu, müvekkilinin bu olaydan sonra … markasının tescil edilebilirliğini göstermek için … markasını 2019 27029 tescil no ile aldığını, müvekkilinin böyle bir üretim yaptığı düşünülse bile iltibas tehlikesinin bulunmadığını. -… ibaresinin Türkçe karşılığının bulunmadığını, davacının Latince ve Arapça harflerle bu markayı tescil ettirdiğini, davacı etiket görseli ile kopya olduğu ileri sürülen etiket görselinin farklı olduğunu, sadece Arapça yazıların anlamının yakın olduğunu, müvekkilinin etiketi incelemesi gerektiği düşünülse bile TPMK’dan sorgulamada de marka sahibini bulmasının mümkün olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; tedbirin infazına ilişkin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … tal. sayılı dosyasında, tutanakta bir bütün olarak değerlendirilerek raporda da açıkça tespit edildiği gibi; davalı şirket tarafından müvekkili şirketin markasının taklidi niteliğinde olan … ibaresinin Arapça yazılışına ilişkin etiket üretimi yaptığı ve yine taklit olan plastik şişeyi de öncesinde diğer dosya davalısı …’dan temin ettiği, sonrasında ise bizzat kendisi üretimini yaptığı plastik şişelere etiketleri basmak suretiyle, sıvı sabun şampuan ve saç kremi olarak pazarlamak suretiyle markaya tecavüz ettiği ve bu suretle haksız kazanç elde ettiğinin net bir şekilde anlaşıldığının tespit edildiğini, mahkemece alınan raporda bilirkişilerce davalı tarafça kullanılan … markası ile etiket üzerindeki yazı ve figürlerin dizilişi, şekli ve renginin bire bir aynı olduğunun tespit edildiğini, etiketlerde İngilizce olarak ( … ve … şeklinde) taklit ürünlerin bizzat davalı şirket tarafından üretilerek pazarlamasının yapıldığının yazdığını, plastik şişelerin altında da şise üretimininde davalı tarafı tarafından yapıldığı yazmakta olup iş bu husus dosyadaki bilirkişi raporları ve ceza dava dosyası ile de sabit olduğunu, müvekkiline ait Arapça markanın görselinin de tescilli olduğunu, davalının müvekkiline ait markayı fatura ve irsaliyesine açıkça yazıp pazarlamasının beklenemeyeceğini, davalının ticari defterleri incelenerek şampuan ve saç kremi ürünlerinden elde ettiği karın tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesinin hem hukuka hem de hakkaniyete uygun olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER; Davacıya ait marka tescil kayıtlarından; … tescil numaralı “…” markasının 03. sınıfta “Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler, Parfümeri, kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil), sabunlar, diş bakım ürünleri, aşındırıcı ürünler (zımpara bzeleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar dahil), parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap için)” emtiası için davacı adına tescilli olduğu, … tescil numaralı Arapça harflerle yazılmış olan markanın da 41. sınıfta “Parfümeri, kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil), sabunlar” ürünleri için davacı adına tescilli olduğu görülmüştür. TPMK kaydından; 15/10/2007 tescil tarihli, … tescil numaralı “…+Şekil” markasının ise davalı şirket adına tescilli olduğu görülmüştür. Bakırköy 2. FSHCM’nin 2019/378 Esas sayılı dava dosyasında, davalı şirket yetkilisi Murat Temeltaş hakkında davacıya ait “…” markasına ” …” ibaresini marka olarak kullanmak suretiyle tecavüz edildiği iddiasıyla markaya tecavüz suçundan dava açıldığı, bu davanın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece davacının markasına tecavüz ettiği iddia edilen ürün kutusu ile davacıya ait ürün kutusunun üzerindeki Arap harfleriyle yazılan yazıların Türkçe’ye tercümesi için rapor alındığı, raporda; davacıya ait şampuan kutusunun üzerinde “… şampuan, …, …, …, … ve …, … …” ibarelerinin, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen kutunun üzerinde ise “…, …, …, …” ibarelerinin yazılı olduğu, yine davalıya ait olduğu iddia edilen saç kremi ürün kutusunun üzerinde de ” …” markasının, davacıya ait ürün kutusu üzerinde ise “…” markasının yer aldığı belirtilerek Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için; Marka Vekili bilirkişi …dan alınan 31/05/2018 tarihli raporda; TPMK nezdinde; davacı … Kozmetik’e ait 3. sınıfta yer alan emtia için, 03/11/2014 koruma tarih başlangıçlı, … tescil nolu “…” ibareli markanın bulunduğunu, davacı … Kozmetik tarafından; “…” ibaresinin ayrıca Arapça harfleri ile TPMK nezdinde 3. sınıfta yer alan emtia için, 25/10/2016 koruma tarih başlangıçlı, … tescil numaralı “şekil” ibareli ticaret markası olarak tescil ettirildiğini, sonuç olarak tercüme bilirkişi raporunda yer alan bulgulara istinaden; davalı … Kimya tarafından taklit şampuan ve saç kremi plastik şişeleri üstünde/etiketlerinde, taklit şampuan kartonu ön yüzünde Arapça karakterler ile ” …” ibaresini kullanılmasının; davacı … Kozmetik’e ait TPMK nezdinde Arapça karakterle ile tescilli … numaralı “…” markası ile iltibas tehlikesine sebebiyet verebileceğini, fakat bu iltibas tehlikesi nedeniyle davalı … Plastik’in davacı … Kozmetik’e ait TPMK nezdinde Arapça karakterle ile tescilli … numaralı “…” markasını ihlal edip etmediğine dair hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğunu beyan edilmiştir. Mahkemece Kimya Mühendisi Sektör Temsilcisi .. …, FSMH Öğretim Üyesi Prof. Dr. …’den alınan 13/05/2020 tarihli heyet raporunda; sektör bilirkişisi tarafından yapılan incelemeler neticesinde; “…” ve ” …” markalı üründe kullanıldığı belirtilen şişelerin fiziki yapısının birebir aynı olmadığını, ancak benzerlik taşıdığını, “…” ve ” …” markalı üründe kullanıldığı belirtilen şişenin ön yüzündeki etiket üzerinde yazıların diziliş, renk ve konumunun neredeyse birebir aynı olduğunu, figürlerin etiket üzerindeki konumu ve renklerinin ise birbirine çok yakın olduğunu, ürün etiketlerinde yer alan ifadelerin de ürünlerin farklı olmasından kaynaklanan detaylar dışında (altı çizili olan ifadeler) birebir aynı olduğunu, mali yönden yapılan incelemeler neticesinde; davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, dosyaya sunulan satış faturalarının defterlerde kayıtlı olduğunu, davalı şirketin 01/01/2018-17/04/2018 tarihleri arasındaki satış faturaları incelendiğinde, dava konusu … nolu tescilli markayla yapılmış bir satışın tespit edilemediğini, bu sebeple, SMK’nın 151/2-b maddesi uyarınca tazminat hesaplanamadığını, davacı vekilinin 30/10/2019 tarihinde dosyaya sunduğu faturanın düzenlenme tarihinin, Mahkemece inceleme dönemi olarak belirlenen 01.01.2018-17.04.2018 tarihlerinin dışında olduğunu, ayrıca faturada “… Şampuan Şişe” şeklinde tanımlanan ürünün dava konusu markayla üretilen ürün olup olmadığının anlaşılamadığını, açıklanan nedenlerle, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan fatura nüshasından herhangi bir sonuca varılamadığını, marka hakkına tecavüz iddiasının değerlendirilmesi neticesinde; davalının üretimini yaptığı etiketleri taşıyan şampuanlarla karşılaşan ortalama tüketicinin, davacının, “…” markasından sonra ” …” markasıyla da şampuan üretimine başladığını düşünebileceğini, bu nedenle, davacı markası ile davalının kullandığı işaret arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, basiretli tacir gibi davranması gereken bir etiket üreticisinin, etiketlerde kullanılacak marka için müşterisinden, marka tescil belgesi ibraz etmesini istemesi gerektiğini, somut olayda davalının, müşterisinden marka tescil belgesi temin etmeden üretim gerçekleştirdiğini, bu yönüyle ihmali hareket sergileyen davalının, müteselsil sorumluluğa ilişkin TBK’nun 61. maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz eyleminden sorumlu tutulabileceğini beyan etmişlerdir. Mahkemece mali bilirkişiden şampuan ve saç kremi satışları incelenerek tazminat hesaplaması yapılması için ek rapor alındığı, bilirkişi…’un 16/12/2020 tarihli ek raporunda; 01/01/2018-17/04/2018 tarihleri arasındaki saç kremi ve şampuan ürünlerinin toplam satış bedelinin 180.819,41 TL olduğunu, davalının faaliyet karının oranının %17,30 TL olarak hesaplandığını, buna göre şampuan ve saç kremi satışlarından elde ettiği gelirin 31.172,77 TL olduğuna dair görüş bildirmiştir.
G E R E K Ç E : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait markaların davalı tarafça izinsiz olarak kullanıldığını ileri sürerek, markaya tecavüz edildiğinin tespiti, meni ve refi ile maddi, manevi tazminat ve itibar tazminatı ödenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, itibar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekilinin mahkemece reddine karar verilen 5.000 TL itibar tazminatı yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2021 yılı için 5.880,00 TL olduğundan, dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. İstinafa konu edilen miktarın 5.000,00 TL olması nedeniyle 29/04/2021 tarihli mahkeme kararı itibar tazminat talebi yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi HMK’nun 352.maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin dilekçelerinde, Iraklı … isimli müşteri tarafından müvekkilinin ürettiği şişelerin beğenildiğini, müşteri tarafından bu şişelere uygun etiket numunesi bastırıldığını, etiketlerin tek bir adet bastırılması mümkün bulunmadığını, bir adet etiket numunesinin rafa konulduğunu, davacıya ait şampuan ve etiketle üretim yapılmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Mahkemece davanın başında tedbir kararı verildiği, kararın Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı, 22/06/2018 tarihli tedbir infaz tutanağından; davalı adresinde etiket makinesi ve rulo halinde etiket ile, şişe üzerinde bu etiketin basılı olduğu ürün numunesi bulunduğu, davacı tarafça da aynı şişe ve etiketin basılı olduğu şampuan ve saç kremi ürün numunelerinin dosyaya sunulduğu, ürün numunesi ekinde fiş, fatura sunulmadığı, nasıl ve nereden temin edildiğinin anlaşılamadığı görülmüştür. Mahkemece sunulan şampuan ve saç kremi ürün plastik şişeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, Arapça tercüman bilirkişi tarafından ürün ambalajı ve üzerindeki etiketteki Arapça marka ve yazıların tercümesinin yapıldığı, … markasının ve davacı ürün numunesi etiketi üzerindeki yazıların neredeyse birebir aynısının davalıya ait ürün numunesi üzerinde Arapça harflerle yazıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın suçlandığı, plastik ürün şişesi üzerine kabartma harflerle ve Arapça olarak yazılan … markası olduğu, etiket üzerinde İngilizce olarak dağıtımın …, Ltd. Şirketi tarafından yapıldığı, üretimin … Ltd. (adres …, İstanbul, Türkiye) tarafından yapıldığının belirtildiği, ve plastik şişenin altında kabartma harflerle “… .” ibaresinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı şirket ticaret sicil kaydından temizlik ürünleri üretim faaliyetinin de iştigal konusunda bulunduğu, dosya kapsamına sunulan faturalardan bir kısım ürünleri doğrudan, bir kısım ürünleri ise aynı adreste mukim … Pazarlama Tic. Ltd. Şti. Üzerinden pazarladığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça şampuan ve krem ürün şişe etiketi üzerine davacının tescilli markasının ayniyete yakın benzerini koyması, işareti taşıyan malların teslim edilebileceğinin teklif edilmesi SMK 7/3-a-b maddeleri gereğince markaya tecavüz oluşturduğundan, davalı tarafça davacı markasını taşıyan ürün numunesinin üretilerek, üretilip teslim edileceğinin teklif edilmesinin markaya tecavüz teşkil ettiği kanaatiyle ilk derece mahkemesince markaya tecavüzün tespiti, meni ve refi talebinin kabulüne karar verilmesi yerinde olup davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Hükmedilen tazminata yönelik olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça 6769 Sayılı SMK 151/2-b maddesi uyarınca tazminatın hesaplanmasının talep edildiği, ilk derece mahkemesince alınan kök bilirkişi raporunda davalıya ait 01/01/2018-17/04/2018 tarihleri arasındaki ticari kayıtlarının incelenerek, davalının faturalarında dava konusu markayla satışının tespit edilemediğinin beyan edildiği, mahkemece alınan ek raporda belirtilen tarihler arasında şampuan ve saç kremi satışlarının 180.819,41 TL olup, %17,30 kar oranı üzerinden davalının ürün satışlarından elde ettiği gelirin 31.172,77 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından tazminat hesabına esas alınan 27/03/2018 tarihli faturanın … Kimya Dış Tic. Ltd. Şti. Tarafından, yine aynı adreste faaliyet gösteren … Pazarlama Tic. Ltd. Şti.’ne düzenlenen, şampuan ve saç kremi ürününe ait 27/03/2018 tarihli faturada ürün markası bulunmadığı, yine aynı şirketler arasında düzenlenen 19/01/2018 tarihli faturada “…” ve “…” ibarelerinin bulunduğu, … Kimya Dış Tic. Ltd. Şti. Tarafından, … “…” adına düzenlenen 05/01/2018 tarihli faturada “…” ibaresinin bulunduğu görülmüştür.Davacı vekilinin dosyaya numune olarak sundukları ürünlerin nereden satın alındığına dair, fiş, fatura ibraz edilmediği, davalı vekilinin tedbir infaz tutanağında tespiti yapılan tek bir ürün ile etiketin ürün numunesi olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan tazminata esas ek raporda, yukarıda yer verilen üç fatura dikkate alınarak tazminat hesabı yapıldığı anlaşılıyorsa da; faturalardan davaya konu markaya konu ürünler olduğunun anlaşılamadığı, dosyada davalı tarafça dava dışı Iraklı firma için ürün üretildiği, ürün sayısı ve markanın kullanıldığı süreye ilişkin somut delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Tacir olan davalı tarafça, dava dışı firma için numune üretilerek, satışının teklif edilmesi markaya tecavüz fiili teşkil ediyorsa da, dava dışı firmaya satışının gerçekleştiğine dair delil sunulmadığı, davacı tarafça davalının elde ettiği gelir seçeneğine göre tazminat talep edildiği anlaşılmakla, dosyadaki delil durumuna göre, ilk derece mahkemesince ispatlanamayan maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı taleplerinin tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin itibar tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılarak, markaya tecavüzün tespiti, meni ve refi talebinin kabulüne, maddi tazminat, manevi tazminat ve itibar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 341/2 ve 352. Maddeler gereğince USULDEN REDDİNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,3- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarihli 2018/162 E. – 2021/92 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,4-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Davalının saç kremi ve şampuan kutularında yer alan ve davalı tarafından üretilen etiketler üzerinde davacıya ait … Tescil numaralı markası ile iltibas yaratacak şekilde …” ibaresinin Arap harfleri ile yazımından oluşan markayı kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, Marka hakkına tecavüzün önlenmesine ve giderilmesine, Davalı tarafça üretilen ve davacının markasına tecavüz teşkil eden şişelerin, ambalajların ve etiketlerin üretilmesinin ve satılmasının yasaklanmasına, Tecavüze konu ürünlerin ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan üretim araçlarının toplatılmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, Davacının maddi ve manevi tazminat talebi ile itibar tazminatı talebinin reddine, Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle tirajı yüksek Türkiye genelinde yayın yapan günlük bir gazetede bir kez ilan edilmesine, 5-İlk derece yargılaması yönünden; a-Alınması gereken markaya tecavüzden kaynaklanan dava yönünden 179,90 TL, maddi tazminat yönünden 179,90 TL, manevi tazminat yönünden 179,90 TL ve itibar tazminatı yönünden 179,90 TL olmak üzere toplam 719,60 TL harcın, peşin alınan 689,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,04 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,b-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL harç, 35,90 TL başvuru harcı ile 5,90 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 221,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,c-Davacı vekiline markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve giderilmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,ç-Davalı vekiline reddine karar verilen maddi tazminat davası yönünden 15.000 TL, reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden 10.000 TL ve reddine karar verilen itibar tazminatı talebi yönünden 5.000 TL olmak üzere toplam30.000 TL vekalet ücreti taktirine, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, d-Davacı tarafından yapılan 72,60 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.572,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%25)1.143,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%75) 3.429,45 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,e-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, f-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı tarafın istinaf istemi yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusu ile birlikte harç peşin harç ve istinaf kanunyoluna başvurma harçlarını yatırırken sehven davalı olarak yatırdığı ancak harcı yatıranın davacı vekili olması hasebiyle peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL maktu harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talep halinde iadesine,c-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan (162,10 X2 )TL = 324,20 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 355,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.