Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1456 E. 2023/972 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1456 Esas
KARAR NO: 2023/972 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2018/221 E. – 2020/248 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1994 yılından bu yana … ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığını, ayrıca … numaralı markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı markalarının tescilli olduğunu, … numaralı “…” markasının 35. sınıfta tescilli oluğunu, ayrıca davacının http://www…com.tr alan adını kullandığını, davalının ise nakliyat sektöründe faaliyette bulunduğunu ve … numaralı “…” markasını 39. sınıfta tescil ettirdiğini, 11/09/2015 tarihinden itibaren de http://www…com alan adını kullanmaya başladığını, sitenin kayıtlı sahibinin davalı … olarak göründüğü için ona da husumet yönelttiklerini, davalının markasının davacının tanınmış markası ile karıştırılmaya neden olacak derecede benzer olduğunu, davacının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını belirterek, davalıya ait … numaralı “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, http://www…com intrenet sitesine erişimin engellenerek davalı tarafından kullanılmasının önlenmesine, Türkiye çapında “…” yazılı tabela, vergi levhası, broşür, katalog, el ilanları, reklam panoları, bez afişler, kartvizit vs. sair her türlü tanıtım ve ticari evrakın toplatılarak imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılarca cevap dilekçesi sunulmadığı, davalı …’un katıldığı 11/06/2019 tarihli duruşmasındaki ve diğer duruşmalardaki beyanlarında; davayı kabul etmediğini, kendisinin 15 yıldan beri evden eve nakliyat hizmeti verdiğini, bu nedenle markasını 39.sınıfta tescil ettirdiğini, davacının markalarının ise farklı sınıflarda tescilli olduğunu, faaliyet alanlarının çakışmadığını, bu konunun bilirkişi raporunda da belirtildiğini, davacı tarafın perakende beyaz eşya ve ev eşyalarının satışını yaptığını, kendisinin ise evden eve nakliyat işi yaptığını, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını, ayrıca www…com alan adının kendilerine ait olduğunu, ancak internet sitelerinde de davacı tarafın markalarının tescilli olduğu yada faaliyet gösterdiği sınıflardaki mal ve hizmetlerle ilgili hiç bir tanıtım ve satışın yapılmadığını, internet alan adının tahsisli olduğu …’ın şirketlerinin web sitesi ile ilgilenen kişi olduğunu, sitenin kendisine ait olduğunu, kendisinin faaliyetlerini … Ltd. Şti üzerinden devam ettirdiğini, şirketin İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarihli 2018/221 E. – 2020/248 K. sayılı kararıyla; davacı markasının esas unsurunun emir kipi şeklinde, ev tefriş etmek, ev donatmak anlamlarına gelebilecek “…” ibaresi olduğu, davalı markasının ise, “…” ibaresini esas unsur olarak aldığı, bunun yanında hizmet verdiği alanı belirtmeye yarayan “…” ibaresi ve şekil de eklendiği, markaların bütün itibariyle bıraktıkları görsel etki dikkate alındığında aralarında yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde benzerlik bulunmadığı, markaların okunuşları bakımından da orta seviyedeki tüketicinin karıştırmasına yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğundan söz edilemeyeceği, sadece davalı markasının “…” şeklinde telaffuz edilmesi söz konusunda olduğunda bir benzerlikten söz edilebilirse de, bu benzerliğin iltibasa yol açabilecek derecede olmadığı, ayrıca tarafların markalarının farklı sınıflarda tescilli oldukları, SMK’nun 6/5. maddesinde de tanınmışlığın bir hükümsüzlük sebebi olarak düzenlendiği, TPMK tarafından verilen karar ve alınan bilirkişi raporları ile özellikle 35. sınıf kapsamına kalan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” için davacı markalarının tanınmış marka olduğu, ancak davacı markaları tanınmış olsa dahi davalı markası ile aralarındaki benzerliğin iltibasa yol açabilecek düzeyde olmadığı,her ne kadar alınan ilk iki bilirkişi raporunun aksine, 30/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda davalının markası ile davacının ilişkilendirilebileceği ve SMK’nun 6/5. Maddesindeki hükümsüzlük koşulunun mevcut olduğu belirtilmişse de, hükümsüzlük için ilişkilendirmenin yanı sıra ayrıca davacının markasının tanınmışlığından haksız şekilde yarar sağlama, markanın itibarına zarar verme ve ayırt edici karakterini zedelemesi koşullarının da mevcut olması gerektiği, davalının markasının davacının markasının tanınmış olduğu sınıftan farklı olan nakliye hizmetleri için tescil edildiği ve ancak bu hizmetler için kullanılacağından, davalının markasını tescilli olduğu 39. sınıftaki mal ve hizmetlerde kullanarak davacının markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamasının, markanın itibarına zarar vermesinin veya ayırt edici karakterini zedelemesinin mümkün olmadığı, bu nedenle önceki tarihli iki bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle SMK’nun 6/5. maddesinde yer alan hükümsüzlük koşulunun da mevcut olmadığı kanaatine varıldığı, davalı …ç’un, davacının markası ile benzer olmayan tescilli markasını alan adında ve faaliyetlerinde kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; somut olayda müvekkilinin markasının … ibaresini, davalı markasının ise … unsurlu olduğunu, karıştırılma ihtimalinin tespitinde, markaların görsel, sesçil ve kurumsal özelliklerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, somut olayda yüksek düzeyde görsel ve işitsel benzerlik bulunduğunu, sadece iki harfin farklı olduğunu, mahkemece alınan 30.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…” markasının tanınmış marka niteliğinde olduğu, başvuru markasının 39.sınıftaki taşımacılık ile 35.sınıfta gıda mallarının perakendeciliği hizmetleri yönünden tescilinin aynı zamanda tanınmış niteliğindeki davacı markalarının ayırt edicilik gücüne zarar verebileceği ve davalı tarafa tanınmışlıktan haksız yarar sağlama tehlikesinin de bulunduğunun, SMK 6/5. Maddesinde; “tanınmışlığından haksız yarar sağlanması, itibarına zarar verebilmesi ve ayırtedici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlar” şeklinde anılan risklerin değerlendirilerek, bu hüküm uyarınca hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiğinin vurgulandığını.-Uyuşmazlık konusu işaretler arasındaki benzerlik nedeniyle ortama tüketici nezdinde markaların aynı işletmeye ait ancak farklı markalar olduğu ya da farklı işletmeler arasında ekonomik ve organik bağlantı bulunduğu düşüncesine yol açmasının da karıştırılma ihtimali olarak değerlendirileceğini, müvekkilinin … ibaresini tescil ettirdiğini, ortalama tüketici dikkat seviyesinin düşük olduğunu, taraf markaları arasında ortalama tüketici kitlesini iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğunu, her iki markada … ibaresinin baskın ve asli unsur olarak ön plana çıktığını, SMK 6/1 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğunu. -Mahkemece alınan bilirkişi raporlarına itirazlarını beyan ettiklerini, dosyaya … ibaresinin tescili ve kullanılmasıyla ilgili emsal mahkeme ve Yargıtay kararları ibraz ettiklerini, sundukları emsal kararlarla, … ibaresinin, müvekkili şirketin … marka hakkına tecavüz ettiğinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararları ile kesinleşerek kesin hüküm haline geldiğini. -Taksitli satış sözleşmeleri imzalandıktan sonra, müvekkilinin kendisine ait … araba kaplamalı nakliye araçları ile müşteriye ürün teslimatı yaptığını, somut olayda birbirinden farklı sektör bulunmadığını, nakliye araç fotoğraflarını da dosyaya ibraz ettiklerini. -Tanınmış markanın sadece tescilli olduğu mal ve hizmetler için korunmasının kabul edilemeyeceğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; … tescil numaralı, 11/10/2016 tarihinde sicile kayıt edilen “…” markasının 39. Sınıfta “Kara, deniz, hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet ayarlama, kurye hizmetleri” için davalı …adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davacıya ait … tescil numaralı 19/09/1994 tescil ve sicile kayıt tarihli “…” markasının 07,09,11,18,20,21,24,25,27 sınıflarda, … tescil numaralı, 30/03/1998 tescil tarihli, 25/01/2000 sicile kayıt tarihli “…” markasının 08,09,18,25,27 sınıflarda, … tescil numaralı, 14/05/2001 tescil tarihli, 17/03/2003 sicile kayıt tarihli, “…” markasının 35.sınıfta, … tescil numaralı, 10/01/2002 tescil tarihli, 12/09/2003 sicile kayıt tarihli, “…” markasının 35. sınıfta, … tescil numaralı, 30/11/2005 tescil tarihli, 04/02/2008 sicile kayıt tarihli, “…” markasının 01-45. sınıflarda, … tescil numaralı 30/12/2011 tescil tarihli, 19/02/2013 sicile kayıt tarihli, “…” markasının 36, 37. sınıflarda, … tescil numaralı, 27/12/2013 tescil tarihli, 15/01/2015 sicile kayıt tarihli, “…” markasının 01-45 sınıflarda, tescilli oldukları, müddet olan … tescil numaralı, 29/06/2000 tescil tarihli “…” markasının 08,09,10, 21,27 sınıflarda kayıtlı olduğu, … tescil numaralı, 29/04/2002 tescil tarihli, “…” markasının 37,42. sınıflarda, … tescil numaralı, 26/03/2004 tescil tarihli, “…” markasının, 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 40, 41, 42, 44 ve 45 sınıflarda tescil edildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince marka vekili bilirkişi …, Bilgisayar Mühendisi bilirkişi Doç. Dr. …’dan oluşan heyetten alınan 03/07/2018 tarihli raporda; dava dilekçesinde davalıya ait olduğu bildirilen www…com internet adresinin incelendiğini, belirtilen adresin erişime açık olmadığının anlaşıldığını, söz konusu www…com internet adresinde yapılan incelemede davalının … şeklinde marka ve logosunu kullandığının görüldüğünü, internet sitesindeki içeriklerden davalının taşımacılık, nakliye, evden eve taşımacılık faaliyet alanlarında iştigal ettiğinin anlaşıldığını, davalıya ait olduğu bildirilen whois bilgilerine bahsi geçen www…com alan adının 11/09/2015 tarihinde oluşturulmuş olduğunu, sahibinin … olarak kayıtlı olduğunu, davacıya ait olduğu bildirilen Whois bilgilerine göre bahsi geçen www…com.tr alan adının 07/06/2000 tarihinde oluşturulmuş olduğunu, sahibinin … Tic. A.Ş. olarak kayıtlı olduğunu, 23/10/2008 tarihinde … başvuru numaralı “…” ibareli markanın tanınmış marka başvurusunun kabul edildiğini, davalıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli marka için 05/02/2016 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, 30/11/2016 tarihinde yayınlandığını, hiçbir itiraz gelmediğini, 11/10/2016 tarihinde tescillendiği, haklarının davalı taraflardan …’a ait olduğunu, davalıya ait “…” ibareli markanın kullanım alanının davacı markasının tanınmış marka olarak tüketici nezdinde tanındığı sektörden farklılık gösterdiğini, davacıya ait markaların nakliyat sektöründe hizmet veya tanınmışlığını destekleyen delile rastlanmadığını, davalı ve davacı tarafından kelime+şekil markası olarak tescil edilen markaların görsel ve işitsel açıdan bakıldığında taraflara ait markaların benzer olmadığını, davalı markasının davacı markası ile “…” ibaresi öne çıkarılarak ayrı şekilde kullanılmadığından dolayı görsel açıdan benzer olmadığını, aynı sektörde olmadıklarından dolayı tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açar nitelikte olmadığını, marka hükümsüzlük hallerinin dava dosyasında bulunan delillere istinaden şartlarının oluşmadığını beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince bilgisayar Mühendisi …, Marka-Patent vekili bilirkişi …, Sektör bilirkişisi …’den oluşan bilirkişi heyetinden alınan 28/08/2019 tarihli raporda; davalı …’a ait olduğu anlaşılan http://www…com/ internet sitesine 21/06/2019-18/07/2019 tarih aralığında çeşitli zamanlarda ziyaret gerçekleştirildiğinde, internet sitesi üzerinden görseller kullanılarak Asansörlü Ev Taşıma, Şehir İçi Nakliyat, Şehirler Arası Nakliyat, Parça Eşya Taşımacılığı, Eşya Depolama, Ofis Taşımacılığı, Dershane Taşımacılığı, Banka Taşımacılığı hizmetlerine konu tanıtımlarının yapıldığını, anılan site içeriğindeki “…” markasının kullanımların ve http://www…com/ alan adının, davacı yana ait “…” ibareli ve “…” esas unsurlu markalarına iltibas yaratacak benzerlikte bulunmaması ve sektörel açıdan tüketici kitlesinin farklı olması sebebi ile, 6769 sayılı SMK’nun 7.maddesi kapsamında ihlal yaratmayacağını, TPMK’nun 26/06/2018 tarihli … müzekkere cevabı ile de tespit edildiği üzere, davacının … Sayılı “…” ibareli markasının tanınmış marka olarak korunmakta olduğunu, dava konusu somut olay bakımından taraf markalarının hizmet sınıfı olarak ortak olduğunu, yani davacı yan adına 39.sınıf bakımından tescilli olan tek markanın … numaralı “…” ibareli markası olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen davalı … adına tescilli, … numaralı “…” markası ile görsel, işitsel, anlamsal benzerliğin bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının somut uyuşmazlık bakımından mevcut olmadığını, davacı adına tescilli “…” ve “…” esas unsurlu diğer seri markalarının ise 39.sınıf kapsamında tescilli olmadığını, tescil kapsamlarında 39.sınıfta yer alan hizmetler ile bağlantılı-tamamlayıcı kabul edilecek bir emtia grubunun bulunmaması, mal ve hizmetler bakımından benzerlik koşulunun oluşmadığını, markaların bütün olarak bıraktığı intiba, farklı müşteri kitlelerine hitap etmesi dikkate alındığında markalar arasında herhangi bir şekilde bağlantı kurulması tehlikesinin bulunmadığını, ortalama tüketici kitlesinin markaları karıştırmayacaklarını, bu nedenle 6769 sayılı SMK 6/1. maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının somut uyuşmazlık bakımından mevcut olmadığını, mevcut Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararları ışığında davacının “…” markasının tanınmışlığının yöneldiği sektörün, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” markasının 39.sınıfta taşıma hizmetleri bakımından tescilli olması karşısında, sınıfların arasında ortalama tüketici nezdinde, taraf markaları arasında bir bağlantı kurulmasının, bir “link” in söz konusu olmasının mümkün olmadığını, 6769 sayılı SMK 6/4 ve 6/5 maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının somut uyuşmazlık bakımından mevcut olmadığını beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince marka vekili bilirkişi …, sektör bilirkişisi … ve marka vekili bilirkişi …’den oluşan bilirkişi heyetinden alınan 30/03/2020 tarihli heyet raporda; taraf markalarının esas unsuru olan “…” ve “…” ibarelerinin benzer olduğunu, taraf markaları farklı sınıflarda tescil edilmiş olmakla … tescil numaralı “…” markasının SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığını, davacının “…” markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle davalı markasının tüketici nezdinde davacı markası ile bağlantılı olduğu intiba yaratacağını, davalı lehine haksız bir yarar sağlanabileceğinden … tescil nolu “…” markasının SMK m.6/5’e dayalı hükümsüzlük şartlarının olduğunu, http://www…com internet sitesinin davalı … adına tahsis edilmiş olduğunu, Mahkemece davalının “…” markasının davacının tanınmış “…” markası ile benzer olduğunu, … tescil nolu markanın hükümsüzlüğü şartlarının olduğu kanaati oluşacak olursa, davalı … adına tahsis edildiği, davalı … tarafından kullanıldığı kabul edilen http://www…com alan adı ve site içeriğinin erişime kapatılması şartlarının mevcut olduğunu beyan etmişlerdir. Davacı vekilinin dosyaya emsal mahkeme ve yargıtay kararları sunduğu, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2011/94 E, 2012/20 K ve 31.01.2012 tarihli kararında, davacı adına … ibaresinin 36. Sınıfta “gayrımenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi” ve 37. Sınıfta “İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve işmakinelerinin kiralanması” hizmetleri için tescil başvurusu yapıldığı, … Tic. A.Ş. Tarafından yapılan itirazın TPMK tarafından reddi üzerine, YİDK kararında, taraf markalarının işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğu ve 556 Sayılı KHK 8. Madde kapsamında karıştırılma olasılığı bulunduğundan, itirazın kabulü ile başvurunun reddine karar verildiği, YİDK kararının iptali için açılan davada, davalı markasının tanınmış olduğu ancak davacının başvuruya konu markasının tescil başvuru sınıfında da tescilli markası bulunduğu bu halin karıştırılma ihtimalini arttırdığı, KHK 8/4 maddesinin tartışılmasına gerek bulunmadığı, markalar arasında sescil ve kavramsal benzerlik bulunduğundan ve işletmeler arasında bağlantı bulunduğu yanılğısına sebep olacağından davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/16104 E, 2014/92 K ve 06.01.2014 tarihli kararı ile mahkeme kararının onandığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça emsal olarak sunulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/2363 E, 2015/8394 K ve 17/06/2015 tarihli kararında; davalının … ticaret unvanı ile … markalarının davacı ticaret unvanı ve markası ile benzer olduğundan ve iltibas yarattığından bahisle hükümsüzlüğü talepli davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, ekte sunulan bilirkişi raporundan davalı markalarının 35. Sınıfta tescil edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde; ticaret unvanı ve tescilli tanınmış markalarından kaynaklanan haklarına dayanarak; davalının 39. Sınıfta … tescilli markasının hükümsüzlüğü, davalı http://www…com/ alan adına erişimin engellenmesi, davalı markasını taşıyan tabela, vergi levhası ve tanıtım evraklarının toplatılarak imhasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; taraf markaları arasında bütün itibarıyla bıraktıkları izlenimde benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, farklı sınıflarda tescilli oldukları, davacı … markası tanınmış ise de, “davalının markasını tescilli olduğu 39. sınıftaki mal ve hizmetlerde kullanarak davacının markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamasının, markanın itibarına zarar vermesinin veya ayırt edici karakterini zedelemesinin mümkün olmadığı” alan adına yönelik taleplerin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki tescil kayıtları ve bilirkişi raporlarından; davacı adına … ibareli markalar ile … başvuru numaralı … markasının ve 39. Sınıfta tek tescilli marka olan … ibareli markanın tescilli olduğu, davacının … Sayılı “…” ibareli markasının tanınmış marka olarak korunmakta olduğu, davacı markasının 35. Sınıfta perakende mağazacılık sektöründe tanınmış olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece üç ayrı bilirkişi heyetinden rapor alındığı, ilk iki heyet raporunda taraf markalarının benzer olmadığı, farklı sınıflarda tescilli olduğu, iltibas ihtimali bulunmadığı, davacının tanınmış markası yönünden de SMK 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığı görüşünün beyan edildiği, mahkemece alınan son bilirkişi heyetinin ise; markaların benzer olduğu, farklı sınıflarda tescil edilmeleri karşısında SMK 6/1 maddesi anlamında hükümsüzlük koşulları oluşmuyorsa da, davacının tanınmış … ibareli markasının tanınmışlığından yararlanma ihtimali bulunduğundan, SMK 6/5 madde gereğince hükümsüzlük koşullarının oluştuğu beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince, son alınan rapordaki görüşlerin benimsenmediği, ilk iki bilirkişi raporundaki görüşlerin benimsenerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalının hükümsüzlük talebine konu 05/02/2016 başvuru tarihli … başvuru numaralı … markasının 39. Sınıfta tescilli olduğu, markadaki asıl unsurun … ibaresi olduğu, “…” ibaresinin markanın tescil sınıfına atıf yaptığı ve şekil unsuru ile yan unsur olduğu anlaşılmaktadır. … ibaresinin “ev inşa et, yap” anlamına gelen emir kipi olduğu, … ibaresinin ise “ev inşa eden, yapan” anlamına geldiği, davacı tarafça sunulan emsal mahkeme ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararlarındaki tespitler de dikkate alındığında, … ve … markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, kanaatine varılmıştır. Davacının tescilli ve tanınmış … markası ile, davalının hükümsüzlüğü istenen 39. Sınıfta tescilli … markasının farklı sınıflarda tescilli olduğu anlaşılıyorsa da; davacı markasının tanınmış marka olduğu, davacının perakende satış mağazalarında ev eşyası satıldığı, satılan eşyaların davacının … markasını taşıyan araçlarla müşteri adresine teslim edildiği, davalının da internet sitesinin incelenmesinde evden eve nakliye hizmeti verdiği, taraf markalarının hizmet sınıfları bire bir aynı değilse de, birbirleri ile bağlantılı ve birbirini tamamlar nitelikte olduğu, markaların ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği, davalı markasının evden eve nakliye hizmetinde kullanıldığını gören ortalama tüketicinin hizmetin davacıdan geldiği ve davacının seri markası olduğu yönünde işletmeler arasında bağlantı kurabileceği, davalının davacı markasının tanınmışlığından yararlanma ihtimali bulunduğundan, SMK 6/5 maddesindeki hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.İlk derece mahkemesince, ilk iki rapordan sonra, davacı itirazı üzerine üçüncü rapor alınmasına rağmen, ilk iki raporlardaki görüş benimsenerek karar verildiği, raporlar arasında çelişki bulunuyorsa da, çelişkinin hukuki değerlendirme farklılığından kaynaklandığı kanaatiyle; yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş, Dairemizce değerlendirilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davacı vekilinin davalı markasının hükümsüzlüğü ve davacının ticaret unvanı, markası ve alan adı ile iltibas yarattığı anlaşılmakla davalı alan adına erişimin engellenmesine, davalının alan adı kullanımının önlenmesine, davalının markasını tabela, vergi levhası ve tanıtım evraklarında kullandığına dair dosya kapsamında somut delil bulunmadığı anlaşılmakla, diğer taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.Mahkemece tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünden alınan bilirkişi raporunda, davalı alan adının erişimin inceleme tarihi itibarıyla bulunmadığı beyan edilmişse de, men edilmemesi halinde alan adına erişimin her an davalı tarafça sağlanabileceği anlaşılmakla, alan adının kullanılmasının önlenmesi ve erişimin engellenmesi talebinin kabulü gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 15/12/2020 tarihli 2018/221 E. – 2020/248 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, a- Davalı … adına tescilli … tescil numaralı, 11/10/2016 tarihinde sicile kayıt edilen “…” markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, b-Karar kesinleştiğinde kesinleşmiş karar örneğinin TPMK’ya bildirilmesine, c-Davalı … adına tescil edilen ve diğer davalı … tarafından kullanıldığı anlaşılan http://www…com/ alan adına alan adının kullanılmasının önlenmesi ve alan adına erişimin engellenmesine, sair davacı taleplerinin reddine, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a-Marka hükümsüzlüğü davası yönünden, 179,90 TL maktu harç ile markaya tecavüz davası yönünden 179,90 TL harç olmak üzere toplam 359,80 TL harçtan, davanın başında alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 323,90 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, b-Davacı tarafça yapılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı ve 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 77,00 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, c-Davacı tarafça yapılan 2.000 TL bilirkişi ücreti, 3.000 TL bilirkişi ücreti, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.000 TL bilirkişi ücreti ile, 349,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 8.349,60 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden 3/2 oranda 5.566,40 TL’lık kısmının, davalı …’tan 3.710,93 TL’lık kısmının, 1.855,47 TL’lık kısmının davalı …’dan tahsil edilerek davacıya ödenmesine bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, d-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine, marka hükümsüzlüğü talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ne göre 15.000 TL, markaya tecavüz talebi yönünden 15.000 TL vekalet ücreti taktirine, e-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, f-Davalılarca yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 77,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 239,60 TL’nin 3/2 oranında 159,72 TL’lik kısmının davalı …’tan, 79,88 TL’lik kısmının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, c-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.