Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/145 E. 2022/1929 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/145 Esas
KARAR NO: 2022/1929
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2015/769 E. – 2020/215 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyası ile müvekkili hakkında çek alacağına istinaden icra takibi başlatıldığını, bahsi geçen icra takibine konu çekin müvekkili tarafından düzenlenmediğini, çek alacaklısı ile müvekkili arasında da herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, meskur çekte keşideci adına atılan imza ile müvekkiline ait Zeytinburnu … Noterliği’nin 04.03.2009 tarih ve … yevmiye numaralı imza beyannamesi birlikte incelendiğinde her iki imzanın birbirinden farklı olduğunun kolaylıkla fark edilebildiğini, davalının çekin arka yüzünde kendisi dışında düzenlenen ciroları iptal ettikten sonra icra takibine koyması çekteki imzanın sahteliği ile bir arada değerlendirildiğinde ayrıca kötü niyeti ortaya koyduğunu, takibe konu çek üzerinde müvekkiline ait herhangi bir imza bulunmadığını, çeki tahsil etmeye çalışan davalının kötü niyetinin de sabit olduğunu belirterek, davanın kabulüyle birlikte İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile başlatılan icra takibinde alacaklıya borçlu olamadığının tespitine, alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu çeki bizzat müvekkili adına yazarak borcuna mahsuben müvekkiline verdiğini, mezkur çekin müvekkilinin ciro ile temlik ettiği üçüncü kişi tarafından 04/06/2015 tarihinde ödeme için bankaya ibraz edildiğini ve bankaca Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/442 Esas sayılı dosyasından ödeme yasağı olduğuna dair şerhin çek arkasına yazıldığını, müvekkilinin çek bedelini ödeyerek şikayete konu çeki üçüncü şahıstan aldığını, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/442 Esas sayılı dosyası incelendiğinde de davacısının … olduğu ve davacı …’ın tanıdığı veya çalışanı olan … isimli üçüncü kişiye mezkur çeki kaybettiği veya çaldırdığı iddiası ile çek iptali davası açtırdığının anlaşıldığını, çekin fiziken Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/442 Esas sayılı dosyasına ibraz edildiğini ve mahkemece, çekin müvekkiline ait olduğuna karar verildiğini, yine taraflarınca dava konusu çek ile ilgili davacı … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, fakat bu kerre de davacı … imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ile İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/481 Esas sayılı dosyası ile itirazda bulunduğunu ve işbu menfi tesbit davasını açtığını, davaya konu çek incelendiğinde de açıkca görüleceği üzere mezkur çekin müvekkiline olan borcun ödenmesi amacı ile direkt olarak müvekkili … namına yazıldığını, davacının mezkur çeki müvekkili yanında olmadan düzenleterek imzalı biçimde müvekkiline verdiğini, davacının kendisine veya temsilcisi olduğu şirketlere ait çekleri başkasına imza attırarak tedavüle çıkartmakta ve ödememek istediği çekler hakkında da sahte imza itirazında bulunduğunu, davacının açıklandığı şekilde başkasına ait imza ile tedavüle çıkardığı çekleri yanında çalışan ve ismini bilmedikleri bayan muhabecisine veya çeke zayii davası açtırdığı üçüncü kişi …’e imzalattırdığının tesbit edildiğini, davacının … Ticaret Limited Şirketi unvanlı ve … Ticaret Limited Şirketi unvanlı ortağı ve yetkilisi olduğunu, çeke imza atan çalışanların tesbiti bakımından bu şirketlerin çalışanlarının SGK’dan tesbiti mümkün olduğunu, davacı ve üçüncü şahıs … ile tesbit edilecek diğer şirket çalışanı şüphelilerin birlikte hareket ederek örgütlü biçimde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası ile yaptıkları şikayetin İstanbul C. Başsavcılığının 2016/43958 Soruşturma sayılı dosyası ile devam ettiğini, mezkur soruşturma ile maddi gerçek ortaya çıkacağı için bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.03.2020 tarih ve 2015/769 Esas – 2020/215 Karar sayılı kararıyla; “Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında başlatılan takibe dayanak çekteki davacı adına atılan keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden davacının söz konusu çekten dolayı sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmiş, davalının çek lehdarı olması sebebiyle imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmasına rağmen çeki takibe koymuş olması nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin de kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Bilirkişi raporunda mahkemenin verdiği görevin yerine getirilmediğini, herhangi bir somut inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, raporun sonuç kısmında sadece dava konusu çekteki imzanın davacı eli mahsulü olmadığı yönünde görüşe yer verildiğini, çekteki imzanın davacı eli mahsulü olmadığı konusunda taraflar arasında zaten çekişme olmadığını, Mahkemenin ve tarafımızın bilirkişiden talebinin; … Bankası tarafından dosyaya gönderilen CD’nin çözümlenmesi, davacı tarafından daha önce müvekkilime başkaca çek verilip verilmediğinin tespiti, banka tarafından dava dosyasına gönderilen davacı tarafından daha önce ödenen çeklerdeki imzalar ile davacının sahte imzasını havi dava konusu çekteki imza arasında benzerlik olup olmadığının tespiti, yani davacının dava konusu çekle aynı imzaya sahip başka bir çeki ödeyip ödemediğinin tespiti ve yine davacının ticari defterlerinin konu bakımından incelenmesi olduğunu, bu bakımdan mezkur bilirkişi raporunun eksik olduğunu, Bilirkişi tarafından eksik inceleleme yapıldığının; … Bankası tarafından dosyaya gönderilen çek örneği ile sabit olduğunu, dosyada mübrez olan bu çekin 30.04.2015 keşide tarihli ve … seri numaralı 30.000,00TL’lık çek olup müvekkil … adına düzenlendiğini; dava konusu çekin ise 31.05.2015 keşide tarihli ve … seri numaralı 30.000,00TL’lık çek olduğunu, en önemlisi de birbirini takip eden seri numaraları ile düzenlenen bu iki çekteki imzaların aynı kişinin eli mahsulü olduğunu, ilk çekin aynı sahte imza ile davacı tarafından ödendiğini, bu durumun ve ilk çekin bilirkişi tarafından görülmemesinin eksiklik olduğunu, 30.04.2015 keşide tarihli ve … seri numaralı 30.000,00TL’lık çek aslının istenmesi ve dava konusu çek ile bu çekteki imzanın aynı kişinin eli mahsulü olup olmadığı yönünde bilirkişiden ek rapor alınmasının zorunlu olduğunu, Müvekkille davacı arasında ticari ilişki olduğunu, davacı tarafından müvekkil adına yazılmış ve ödenmiş başkaca çekler de bulunduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe konan bu çeklerden iki tanesine ait fotokopi de dosyaya sunulmuş olup bu çeklere davacı tafından imza itirazında bulunulmadığını, mahkemece ticari ilişkinin tespiti bakımından mali müşavir bilirkişi tayin edilmiş olmasına rağmen bu yönde bir inceleme yapılmadığını, Çek iptali davasında davacı …’in avukatının Av. … olduğunu, aynı avukatın davamızda davacı avukatı olduğunu, Davacının şirketinde çekteki imzayı atan … isimli soyadını bilmediğimiz bir kişi daha çalıştığını ve çekin davacının talimatı ile bu kişi tarafından düzenlendiğini, davacının iki şirketine ait SGK kayıtlarının celbi ile … ismindeki çalışanının tespiti, tanık olarak dinlenmesi ve bu kişi bakımından imza incelemesi yapılması gerektiğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/130975 E. sayılı dosyası ile devam eden resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık soruşturması sonucunda da iddialarımız ispat olunacağından bu soruşturma sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu … Bankası A. Ş. Zeytinburnu Şubesine ait … seri nolu İst/30.04.2015 yer ve keşide tarihli 30.000.00TL tutarlı çekteki keşideci imzası için 01.08.2016 … tarafından inceleme yapılarak olmadığı yönünde kanaat verilmiş olduğunu, incelenen CD ve dosyanın incelemesinde; söz konusu çekteki keşideci imzası ile mevcut mukayese imzalar arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, istif eğim, doğrultu, alışkanlıklar, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından, söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ ın eli ürünü olmadığı hususları rapor edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığından ve davalı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… çekteki davacı adına atılan keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden davacının menfi tespit talebinin kabulüne, davalının çek lehdarı olması sebebiyle imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmasına rağmen çeki takibe koymuş olması nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin de kabulüne” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Yargılamanın 03/10/2018 tarihli duruşmasında mahkemece “Davalının iddiaları doğrultusunda tarafların ticari defter ve kayıtları ve … Bankasından gönderilen CD dökümleri de incelenerek davacı tarafından davalıya daha önce çekler verilip verilmediği, dava konusu çekteki yazı ve imza örnekleri ile CD dökümünde belirtilen çekler karşılaştırılarak yazı ve imza arasında bir benzerlik olup olmadığı ve ticari ilişkinin tespiti bakımından bir mali müşavir bir grafoloji bilirkişisinden rapor aldırılmasına.” karar verilmesine rağmen; dosyaya ibraz edilen 05.02.2019 tarihli raporda ara kararda istenilen konularda inceleme yapılmayarak sadece imza aidiyeti konusunda değerlendirme yapılmış olması nedeniyle, mahkemece davalının “Davacı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu ve bu kapsamda kendisine başka çekler de verildiği, o çeklerdeki imzanın da aynı olduğu ve itiraz edilmeksizin ödendiği” yönündeki itirazlarını da karşılayacak şekilde ek rapor veya yeni rapor aldırılmadan hüküm kurulması usule aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; mahkemece açıklanan şekilde rapor aldırılması ve konu ile ilgili başlatıldığı anlaşılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/130975 E. sayılı dosyasının celp edilerek incelendikten sonra bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı yönünde değerlendirme yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih, 2015/769 E. – 2020/215 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 182,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/11/2022