Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1440 E. 2023/861 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1440 Esas
KARAR NO: 2023/861
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2019/40 E. – 2021/113 K.
DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Tazminat
DAVA TARİHİ: 29/01/2019
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markası ile yaklaşık 2 yıldır ankastre cihaz sektörü, yapı market, inşaat, beyaz eşya ve çeşitli sektörlerde faaliyet veren bir firma olduğunu, söz konusu markanın … sayı ile müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin http://…com.tr isimli internet sitesi ile de ürünlerini piyasaya sürdüğünü, davalı tarafın kullandığı https://…com/ isimli sitenin içereğinde müvekkili sitesinde yer alan ürün özelliklerini içeren ifadelerle beraber, müvekkili ile aynı görsellere de yer verdiğini, davalının … başvurusu numarası ile “…” markasını tescil ettirmek istediğini, davalı tarafın müvekkilinin tescilli “…” markasına sadece iki harf ekleyerek “…” diye bir marka yaratmaya çalıştığını, piyasada bulduğu ya da yaptırdığı granit eviyeleri satışa sunduğunu, müvekkilinin piyasada satış yaptığı bayilere bu marka ile ürün satmaya çalıştığını ve davalının bu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, müvekkili adına tescilli … sayılı “…” ibareli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini ve önlenmesini, davalı tarafın müvekkiline ait marka kullanımının ve internet üzerinden satışlarının engellenmesini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Asıl davada, davacının tazminat talepleri yönünden davadan önce arabulucuya başvurulmaması sebebiyle dava tefrik edilerek yeni bir esasa kaydı yapılmış ve dosyadaki diğer talepler yönünden bu dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın yıllardır ticaret hayatının içinde yer aldığını, sektörde daha fazla tanınmak ve markalaşmak adına kullandıkları granit malzemesini çağrıştıran bir marka yarattıklarını ve ürettikleri yapı malzemelerini bu marka ile satmak amacıyla marka başvurusu yaptıklarını, müvekkilinin marka tescil başvurusu sonrasında kısa bir süre davaya konu markayı ticari faaliyetlerinde kullandığını, itiraz sonrasında ise bu kullanımına son verdiklerini, müvekkilinin davacı şirket yetkilileri ile yapmış olduğu görüşmeler ve markaya gelen itirazlar sonrasında, başka bir marka yaratarak “…” markası ile devam ettiğini, davacının ülkemiz piyasasında “…” markası ile satışını yaptığı herhangi bir ürünü olmadığını, bu nedenle herhangi bir tecavüz fiilinin oluşmadığını, açılan davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mahkemenin 2019/40 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davadaki taleplerin devamı olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, verilecek hüküm özetinin ilanı ve işbu davanın Mahkememizin 2019/40 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 12/02/2021 tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 6.964,20 TL’ye arttırmış ve tamamlama harcını yatırmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29.04.2021 tarih ve 2019/40 Esas – 2021/113 Karar sayılı kararıyla; “Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; … başvuru nolu “..” ibareli markanın davacı adına tescilli olduğu, davalının sonraki tarihli … ve … başvuru numaralı “…” markasını aynı emtia sınıfında kullandığı, davalının kullanımının davacı markasıyla benzer olduğu, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren mal sınıfında olduğu, davalı kullanımının davacı marka sahibinin herhangi bir iznine dayanmadığı, davalının, markanın kapsadığı mallara yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğuracağı, dolayısıyla davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 155 maddesi de gözetildiğinde SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının kullanımının aynı zamanda TTK m.55/l-a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla asıl dava yönünden davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Birleşen dosya yönünden ise; davacının tercihi ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının 6.694,20 TL olduğu anlaşılmakla ve davacı talebini bu miktarla artırmış olmakla maddi tazminat talebinin tümden kabulüne; davalının eylemleri aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminat takdirine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkil şirket, marka tescil başvurusu sonrasında kısa bir süre davaya konu markayı ticari faaliyetlerinde kullanmış olup, itiraz sonrasında ise bu kullanımına son verdiğini, Müvekkilin bu hususu davacı şirket yetkilileri ile yapmış olduğu görüşme ve yazışmalarda da kendilerine bildirdiğini, … ibareli markaları kullandığı ürünleri ilgili satış noktalarından kaldırdığını, internet üzerinden yapılan satışlarda da sitelere ilgili bilgilendirmeyi yaptığını, Müvekkil, davacı yetkilileri ile yapmış olduğu görüşmeler ve markaya gelen itirazlar sonrasında, başka bir marka yaratarak tescilini istemiş ve üretimini yapmış olduğu yapı malzemelerinin satışına … başvuru no’lu 12.05.2019 tarihli … markası ile devam ettiğini, Davacının, müvekkilin satmış olduğu ürünlerin … markalı ürünlerine tecavüz oluşturduğu ve bu tecavüzün tüketici nezdinde iltibas yarattığı iddiasıyla işbu davayı açtığını, dolayısıyla işbu davada her iki ürün de ele alınarak bir karşılaştırma yapılması gerektiğini, ancak davacı şirketin ülkemiz piyasasında “…” markası ile satışını yapmış olduğu herhangi bir ürün bulunmadığını, Davacının … adlı firmanın distribütörü olup, bu markalı ürünler sattığını, … adlı markaya ait bir ürün üretmediğini ve satmadığını, ürünlerinin tüketici nezdinde … olarak tanındığını, dolayısıyla müvekkilin satışını yaptığı marka ile oluşan bir iltibasın söz konusu olmadığını,Bilirkişi tarafından yalnızca müvekkil defterleri üzerinde inceleme yapıldığını, davacının işbu marka ile herhangi bir satış yapmadığı hususunun dikkate alınmadığını, Aynı, ayırt edilemeyecek kadar benzer ya da benzer olmanın tespitine ilişkin bir ölçü belirtilmediğinden bahisle markalar ve logoların kullanımının birlikte ele alınması gerektiğini, bu konuda tarafsız bir gözle bakıldığında markalar ve logolar arasındaki farkılıkların açıkça görüleceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “ASIL DOSYA YÖNÜNDEN: -Davacının davasının KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli … başvuru nolu “…” ibareli markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, men’ine, bu marka ile iltibas oluşturan “…” ibareli marka kullanımının ve internet üzerinden bu markayı taşıyan ürün satışının önlenmesine, tazminat talepleri yönünden dosya daha önce tefrik edildiğinden bu dosyada karar verilmesine yer olmadığına,
-BİRLEŞEN (2020/32 ESAS SAYILI) DOSYA YÖNÜNDEN: -Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, Toplam 6.964,20 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan karşılanarak hüküm özetinin Türkiye çapında yayınlanan trajı yüksek üç gazetenin birinde ilanına, fazlaya dair manevi tazminat talebinin REDDİNE.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, adına tescilli “…” ibareli markasının davalı tarafından izinsiz ve marka hakkını ihlal ile haksız rekabet yaratacak şekilde kullanıldığını iddia ederek; markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve maddi manevi tazminat isteminde bulunmuş; davalı ise, davacı markalarına tecavüz veya haksız rekabet sayılabilecek bir kullanımının olmadığını, davacının itirazı sonrası “…” kullanımlarının kaldırılarak kullanıma son verildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bulunan bilirkişi heyeti raporu uyarınca; “…” markasının … sayı ile davacı adına tescilli olduğu, davalının 04/07/2019 tarihi itibariyle … ve … başvuru numaralı “…” markasını kullandığı dikkate alındığında davalının kullanımının davacı markasıyla benzer olduğu, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren mal sınıfında olduğu, davalı kullanımının davacı marka sahibinin herhangi bir iznine dayanmadığı, davalının markanın kapsadığı mallara yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğuracağı, dolayısıyla davalının bu eylemlerinin SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilemesi nedeniyle aynı zamanda bu kullanımın TTK 55/l-a-4 maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği; davacının talebi uyarınca SMK 151/2-b maddesi uyarınca (kazanç kaybına göre) yapılan maddi tazminat hesabının 6.694,20 TL olduğu anlaşıldığından; mahkemece bu yönlerden davanın kabulüne, davacının manevi tazminat talebinin ise ihlalin niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı dikkate alındığında (5.000,00 TL üzerinden) kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken toplam 997,17 ( 817,27 + 179,90 ) harçtan, peşin alınan toplam 264,30 (205,00 + 59,30 ) TL harcın mahsubu ile bakiye 732,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/06/2023