Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1413 E. 2023/557 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1413 Esas
KARAR NO: 2023/557
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2021
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 24/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında …bank Gıda Çarşısı şubesine ait TR … ıban numaralı, 15/10/2017 tarihli, 50.000 TL bedelli çek takip konusu yapılmış ise de müvekkilinin takip konusu çekte imza ve kaşesinin bulunmadığını, çekteki imza ve kaşenin sahte olduğunu beyanla takip konusu çekin müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ve takip konusu çekin müvekkili bankanın Batı Ataşehir şubesine kredi borçlusu dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından kredi borcuna karşılık verildiğini, davacı tarafından yapılan bir ödemenin olmadığından huzurdaki davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, çekin iadesininde mümkün olmadığını savunarak haksız davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Davacının dava konusu çekte lehtar olduğu, davalının çekte son yetkili hamil olduğu, sebepten mücerret çekte arada cirantaların bulunduğu, imzanın davacı şirket yetkilisinden sadır olduğunu davalının bilemeyeceği, çek hakkındaki soruşturma dosyasının hala derdest olduğu, bu soruşturma dosyası kapsamında arada cirantaların olması nedeniyle davalı son hamilin geçerli ciro silsilesi ile çeki alması nedeniyle davacının kendisinden sonraki cirantaya ileri süreceği imza itirazını son hamil davalıya ileri süremeyeceği dikkate alındığında ceza soruşturma dosyasının sonucunun beklenilmesine gerek bulunmadığı kanaatine varılarak davalının ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu hususunda tanık dinlenmesi hususunda mahkememizce yapılan değerlendirmelerde son yetkili hamil davalı ile davacı arasında cirantaların bulunması nedeniyle davalının ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu hususunda tanıkların doğrudan bilgisi ve görgüsü olamayacağından dosya kapsamındaki belgelerden davalının ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının çekin iadesi davasının reddine karar vermek gerekmiştir. “Çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince grafolog raporuyla imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmaması nedeniyle davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasındaki takibe konu 50.000 TL bedelli … nolu çek nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Şöyle ki kambiyo senetleri sebepten mücerret olup geçerli ciro silsilesi içinde ciro edildiğinde tedavül özelliği gereğince çekteki imzanın davacıya ait olmaması diğer cirantaların sorumluluğunu kaldırmayacağından davacının çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilerek çekin iadesi davası reddedilmiştir…” gerekçesi ile neticeten; “…Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasındaki takibe konu 50.000 TL bedelli … nolu çek nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davacının çekin iadesi davasının reddine, …” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının herhangi bir tüzel kişi değil banka olduğunu, işleyiş, yapılarının Kanunla düzenlendiğini, daha fazla sorumlulukları bulunduğunu, çeki iktisapta kötüniyetli yahut sair kusurlu olup olmadığı hususunda gerekli araştırma yapılmadığını, delillerin toplanmadığını, bankanın özel bir istihbarat çalışması yapması, fatura alacak keşideci borç teyidi alması gerektiğini, bunun için gerekirse bir alt yapı oluşturması gerektiğini, Sadece sebepten mücerretlik ilkesi ve ciro silsilesinin düzgünlüğüne göre davalı Bankanın meşru hamil olduğunun kabul edilemeyeceğini, davalının istihbarat çalışması yapmadığını cevap dilekçesinde örtülü olarak ikrar ettiğini, bankanın işlemlerinde ağır kusur ve ihmalinin olduğunu, çeki iktisapta kötüniyetli olduğunun sabit olduğunu, Müvekkili şirkete ait defterlerin incelenmesi talebinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, müvekkiline atfen çekte bulunan imzanın sahte olduğunun tespit edildiğini, çekte başka firmaların da imza itirazında bulunduklarını (İstanbul 17İCra HM 2018/669, 2018/658Esas) bu durumun çekin arka sayfasındaki ciroların gerçek ticari ilişkiye dayanmadığını gösterdiğini, Soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmamasının yerinde olmadığını, çekte cirosu bulunan davalı dahil bir kısım kişilerin soruşturma aşaamsıdna dinlendiklerinde çeki ne suretle ele geçirdiklerini aktardıkalrını açıklamak zorunda kalacaklarını, bu durumun dosyayı etkileyebileceğini, soruşturma dosyasında gizlilik kararı olduğunu, mahkemenin herhangi bri veriye sahip olmadan soruşturmanın davanın akıbetini etkilemeyeceği kanaatine vardığını, davalının ağır kusurlu olduğuna dair dosyada delil olabileceğini, Tanıklar dinlenmeden karar verilmesinin savunma hakkını kısıtladığını belirterek kararın kaldırılmasını, duruşmalı inceleme yapılarak yeniden hüküm kurularak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME Davaya konu … bank Gıda çarşısı şubesine ait 15/10/2017 keşide tarihli 50.000 TL bedelli çekin keşidecisi dava dışı …Şti, lehtar -1.cirantaya atfen ..şti, sonrasında sırasıyla …ltd şti, … yapı …ltd şti, … elemanları …ltd şti, …, …ltd şti, ciroları mevcut olup … bank AŞ çekte hamil konumundadır. Dava konusu … Şubesine ait 15.10.2017 keşide tarihli, … seri nolu 50.000 TL’lik çekin arka yüzünde davacı şirkete atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilileri … ve …nun eli ürünü olmadığı grafolog bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir Grafoloji bilirkişi raporunda özetle; Genel grafolojik parametrelerle ifade edildiğinde tetkik konusu imza ile davacı şirket yetkililerine ait mukayese imzalar arasında tersim tarzı, işleklik derecesi, meyil ve istikamet, seyir, sürat, istif, itiyatları ve baskı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler bulunmadığı tespit edilmiştir. İstanbul 17 İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/665, 2019/197 Karar sayılı dosyasında davacı Sanica nın davalı … bank a karşı (İstanbul .. İcra Md nün … Esas sayılı dosyası yönünden ) davanın kabulüne, imzaaya itirazın kabulüne, takibin borçlu … AŞ yönünden durdurulmasına karar verilmiş, karar 02.04.2019 Tarihinde kesinleşmiştir.Büyükçekmece CBS 2016/42584 Sor sayılı dosyada müştekilerin … ISI SANAYİ AŞ, … SAN TİC AŞ, … FAKTORİNG AŞ, … , şüphelileri …, … İNŞ MÜH LT ŞTİ YETKİLİLİLERİ, …LTD Şti, …Ltd Şti, T. … bankası GEnele müdürlüğü, … Faktoring aş, meçhul sanık OLARAK belirtildiği resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçu yönünden; “Küçükçekmece CBS 2018/13013 sor dosyası üzerinden yürütülen soruşturmada örgütlü olarak çalıntı çeklerin sahte şirketler yolu ile cirolanarak piyasaya sürülmesi olayına ilişkin inceleme yapıldığı, soruşturma konusu çalınan çeklerin elde edilenlerinde de küçükçekmece CBS dosyasında tespit edilen sahte ciroların aynısının tespit edildiğini müşteki vekil tarafından bildirildiği, iki dosya arasında bağlantı olabileceği…” gerekçesi ile yetkisizlik kararı verildiği, Küçükçekmece CBS 2018/130313 sor sayılı dosya ile birleştirildiği, dosyada gizlilik kararı olduğu, derdest olduğunun bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Davacı çekteki 1.ciraanta imzasının sahte olduğunu, çekin çalındığını, davalının ağır ksuurlu ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davacının çeke dayalı borçlu olmadığının tespitine, istirdat davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çek incelendiğinde davalının görünürde düzgün bir ciro silsilesi ile çeklere hamil olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalının çeklerin iktisabında kötü niyetli olduğu hususu da davacı tarafça usulüne uygun deliller ile ispatlanamamıştır. Kötü niyetin iktisap anında olması gerekir. Davacı vekili müvekkili defterlerinin incelenmemesinin ve tanık dinlenilmemesinin yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de; dava konusu çeke göre taraflar arasında temel ilişki olmadığı, tanık listesi sunulmadığı gibi tanık dinlenilmesinin esasa etkili olmayacağı, keza davacı tarafça davalı banka hakkında yapılmış bir şikayet dilekçesi sunulmadığı, çekte görünürdeki ciro silsilesinde taraflar dışında birçok ciranta olduğu görülmekle soruşturmanın bekletici mesele yapılmaması bu aşamada yerinde görülmüştür.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/03/2023