Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1411 E. 2021/1558 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1411 Esas
KARAR NO: 2021/1558
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/405
DAVANIN KONUSU: Patent (Patent Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı – karşı davalı vekili, müvekkilinin TPMK nezdinde … nolu (…) patentin sahibi olduğunu, patentin “tuş kilidi fonksiyonuna sahip bir ev cihazı” buluş başlığını taşıdığını, davalının da özellikle …, …, … ve … kodlu bulaşık makinesi ve …, … kodlu çamaşır makine modelleri başta olmak üzere müvekkilinin patent tescili kapsamında korunan tuş kilidi fonksiyonuna sahip ev cihazlarının müvekkilinin bahse konu patentine tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek maddi ve manevi tazminat davası açma hakları saklı kalmak kaydıyla yukarıda bahsedilen modelli ürünlerin müvekkilinin patentine tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, hukuka aykırı eylemlerin durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, kararın gazetede ilanına, ayrıca SMK’nun 159 ve HMK’nun 389 vd.maddelerine göre müvekkilinin patentine tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden …, …, … ve … kodlu bulaşık makinesi ve …, … kodlu çamaşır makine modellerinin üretiminin, satışının , pazarlanmasının , dağıtımının, ithalat ve ihracatının, tanıtımının ve her ne şekilde olursa olsun ticarileştirilmesinin dava kesinleşinceye kadar durdurulmasına ve engellenmesine, hali hazırda davalı tarafın ürettiği, depoladığı, dağıttığı ve ticari amaçla elde bulundurulan …, …, … ve … kodlu bulaşık makinesi ve …, … kodlu çamaşır makine modellerinin bulundukları yerlerden zapdedilmesine ve emin bir yerde muhafaza altına alınmasına, …, …, … ve … kodlu bulaşık makinesi ve …, … kodlu çamaşır makine modelleri için hazırlanmış basılı materyallerin ve sair tanıtım malzemelerinin toplanarak el konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı – karşı davacı vekili, müvekkili şirketin dava konusu ürünü davacının patent tarihinden önce kullanmaya başladığını ve her halükarda ön kullanım hakkına sahip olduğu için faaliyetlerinin tecavüz oluşturmayacağını, müvekkilinin … markalı … model ürününü 13 Aralık 2006 tarihinden beri ürettiğini, yine diğer bir kısım ürünlerin 2007 ve 2008 yılından itibaren üretmeye başladığını, davacının iddialarının doğru olmadığını bildirerek açılan davanın reddini istemiş, karşı davasında ise davacı – karşı davalının patentinin yenilik ve buluş basamağı kriterlerini taşımadığı için hükümsüz kılınması gerektiğini, müvekkili şirketin öncelik kullanımının davacı- karşı davalıya ait patentin yenilik ve buluş basamağını zedelediğini bildirerek davacı – karşı davalıya ait patentin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ayrıca davacı – karşı davalıya ait patentin üçüncü kişilere devir ve temliki ile lisans verilmesinin önlenmesi bakımından, yine davacı – karşı davalının tescilli patentinden doğan haklarını gerek müvekkili şirketin gerekse …grubu adına tescilli markalarla yapılmış/yapılan üretimleri ve gerekse marka hakkı sahibi başkası olan firmalar için müvekkili şirket tarafından yapılan/yapılacak üretimleri kapsayacak şekilde müvekkili tarafından üretimi, satışı, stoklanması ve dağıtımı yapılan ithalat ve ihracat işlemlerinde kullanılan ve her türlü ticari işleme konu edilen ürünlere ve bu ürünler için hazırlanan basılı evrakların toplanmasına, karşı kullanılmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, 31/03/2021 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ihtiyati tedbir talebinin takriben 250.000 TL teminat karşılığında kısmen kabulü ile; asıl dava ve karşı dava konusu davacı – karşı davalıya ait …, sayılı patentten doğan hakların davacı – karşı davalı tarafça üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine, davacı – karşı davalının bu patentten doğan ve SMK’dan kaynaklanan haklarının davalı – karşı davacıya karşı ve davalı – karşı davacının satış yaptığı yerli ve yabancı şirketlere dava sürecinde kullanılmasının engellenmesine, bu hususta davacı – karşı davalı şirkete ihtaratlı tebligat gönderilmesine karar verilmiş, işbu karara davacı – karşı davalı vekilince itiraz edilmiştir. Davacı – karşı davalı vekili tedbire itirazında; kararın tarafların menfaat dengesini gözetmediği gibi adil yargılanma hakkını da ihlal ettiğini, ölçülülük ilkesine aykırılık içerdiğini, ön inceleme aşaması dahi beklenmeden yalnızca davalı – karşı davacının beyanları esas alınarak tedbir talebinin kabul edildiğini, patentin incelemesinin pek çok teknik hususu içerdiğini, patentin ölçüsüz şekilde sınırlandırılmasının şartlarının oluştuğunun kabul edilemez olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca ihtiyati tedbirin sınırları çizilemediği için süreli olarak tescil ve tesis edilen bir patent hakkının pratikte kullanılamaz hale getirildiğini, ayrıca bu tedbir kararına uygulanabilirliği hususunda ciddi sorunlar bulunduğunu, tedbir kararının tereddüte yer vermeyecek şekilde açık olması gerektiğini, oysa bir belirsizlik bulunduğunu, tedbirin şartlarının işbu uyuşmazlıkta karşılanmadığını, İstanbul BAM 16.HD’nin patentlere ilişkin uyuşmazlıkta bilirkişi incelemesi yaptırılmaması durumunda tedbir için gerekli şartların oluşmadığı yolunda karar verdiğin (2020/208 Esas, 2020/392 Karar), ayrıca teminat miktarının düşük olduğunu, davalının ihtiyati tedbire ilişkin beyan dilekçesi ekinde sunduğu delillerin bu dava ile ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin açık ve uzlaşmacı tavrının davalı tarafça yanlış yorumlanıp manipüle edildiğini, patentin üçüncü kişilere devrinin engellenmesi yönündeki tedbire de itiraz ettiklerini, gerekli şartların oluşmadığını, bu şekildeki bir ihtiyati tedbirin özgürlüğü sınırlandırdığını bildirerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, tedbirin kaldırılmaması halinde ise 10 milyon TL’den az olmamak üzere teminatın arttırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda 21/06/2021 tarihinde; teminatın taraf menfaatleri arasında denge unsuru oluşturacağı, mevcut durumun muhafazası ve davanın etkinliğinin sağlanması bakımından davacı – karşı davalının itirazının kısmen kabulü ile; takdir olunan 250.000 TL teminatın 250.000 TL daha arttırılarak 500.000 TL olarak belirlenmesine, bu hususta davalı – karşı davacı vekiline bir haftalık kesin süre verilmesine, HMK’nun 393/1 maddesi gereğince 21/06/2021 tarihinden itibaren başlamak üzere bir hafta içinde teminat yatırılmadığı takdirde mahkemenin 31/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağına karar verilmiş, kararı davacı – karşı davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı – karşı davalı vekili, istinaf sebebi olarak; ihtiyati tedbirin şartlarının uyuşmazlıkta karşılanmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, patentle ilgili uyuşmazlıklarda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, İstanbul BAM 16.HD’nin kararlarının bu yönde olduğunu, davalı – karşı davacının yetkisiz mahkemeden talep ettiği delil tespiti sürecinde alınan raporların dikkate alınmasını istediği, oysa HMK’nun 401.maddesi gereğince dava açıldıktan sonra her türlü delil tespitinin sadece davanın görüldüğü mahkemeden istenebileceğini, bu nedenle davalı – karşı davacının delil tespitine ilişkin karar alması halinde hukuken geçerliliğinin olmadığını, kararın tarafların menfaat dengesini gözetmediği gibi adil yargılanma hakkını da ihlal ettiğini, ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, ihtiyati tedbirin sınırlarının çizilemediği için müvekkilinin patentinin pratikte kullanılamaz hale getirildiğini, kesinleşmiş bir hükümsüzlük kararı bulunmamasına rağmen müvekkilinin patent haklarının kimliği belirsiz üçüncü kişilere karşı kullanımının da engellendiğini, bu durumun kabul edilemez olduğunu, hükmün sadece davanın tarafları hakkında kurulması gerektiğini, bu kararın uygulanabilirliği konusunda ciddi sorunlar bulunduğunu, davalı – karşı davacının sunduğu yazışmaların ihtiyati tedbir için dayanak oluşturmasının mümkün olmadığını, teminat miktarının düşük olduğunu, müvekkiline ait patentin üçüncü kişilere devrinin engellenmesine dair tedbire de itiraz ettiklerini, bu durumun müvekkilinin özgürlüğünü kısıtladığını, mahkemece yapılan nitelendirmenin doğruluk payını içermediğini bildirerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde teminat miktarının arttırılarak 10 milyon TL’den az olmamak üzere belirlenmesini istemiştir. TPMK’dan gelen patent sertifikasının incelenmesinde; dava konusu patentin davacı – karşı davalı adına 09/12/2009 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle verildiği ve buluş başlığının tuş kilidi fonksiyonuna sahip bir ev cihazı şeklinde olduğu ve patentin geçerliliğini halen korumakta olduğunun bildirildiği görülmüştür. Dosya içeriğinde patentin tarifnamesinin sunulduğu görülmüştür. Dosyanın UYAP ortamında incelenmesinde; her biri 250.000 TL’lik teminat mektubunun kasaya alındığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, patente tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, hukuka aykırı eylemlerin durdurulması, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve kararın ilanı taleplerine, karşı dava ise davacıya ait patentin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, davalı-karşı davacı vekilinin talebi üzerine verilen ihtiyati tedbire davacı-karşı davalı vekilince yapılan itirazın kısmen reddi kararına yöneliktir. Davalı-karşı davacı vekili karşı davasında, davacı-karşı davalıya ait patentin hükümsüzlüğünü istemiş, ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Bu talep üzerine mahkemece teminat karşılığında davacı-karşı davalıya ait patentten doğan hakların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile davacı-karşı davalının bu patentten doğan ve SMK’dan kaynaklanan haklarının davalı-karşı davacıya ve davalı-karşı davacının satış yaptığı yerli ve yabancı şirketlere karşı dava sürecinde kullanılmasının engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmiş, bu karara karşı davacı-karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itiraz kısmen kabul edilerek ihtiyati tedbirdeki teminat miktarının arttırıldığı ve sair itirazların ise reddedildiği görülmüştür. 6769 Sayılı SMK’nın 159/1 maddesi “bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir” , yine HMK’nun 389/1 maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” denilerek, ihtiyati tedbir yönünden hukuki yarar ön şartının düzenlendiği görülmüştür. Gerek asıl dava, gerekse karşı dava patentle ilgili olup bu husus teknik bilgiyi gerektirmektedir. Her ne kadar davacı tarafça da ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de, mahkemece davalı-karşı davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi yoluna gidildiği görülmüş ve istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacı vekilinin talebi üzerine teminat karşılığında hem uyuşmazlık konusu patentin devrinin önlenmesi bakımından, hem de bu patente bağlı hakların davacı-karşı davalı tarafın kullanmasının önlenmesi bakımından verildiği ve davacı-karşı davalının her iki tedbire de itiraz ettiği ve mahkemenin de sadece teminat miktarı yönünden itirazı kısmen kabul ettiği anlaşılmıştır. Verilen tedbirlerden devrin önlenmesine ilişkin kısım, karşı davanın patent hükümsüzlüğü davası olması ve davada taraf değişikliğini önlemeye yönelik olduğundan bu husustaki istinaf talepleri yerinde değildir. Davacı-karşı davalının patentten doğan haklarını kullanmasının önlenmesine dair tedbir yönünden ise dairemizce yapılan değerlendirmede; tarafların karşılıklı dava ettiği hususlar teknik bilgiyi gerektirdiğinden ve verilecek tedbir kararlarının gerek yansımaları gerekse tarafların menfaatlerine etkisi bakımından dava ve karşı davadaki iddia ve talepler yönünden aralarında patent vekilinin de bulunduğu konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp dosyadaki mevcut deliller değerlendirildikten sonra bu yöndeki ihtiyati tedbir konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan dairemizce re’sen bağlamında yapılan değerlendirmede ise; ihtiyati tedbir kararının neleri içermesi gerektiği HMK’nın 391/2.maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Buna göre verilen ara kararda iki ayrı ihtiyati tedbire hükmedilmiş, bununla birlikte tek bir teminat alınmasına karar verildiği, teminatın her iki ihtiyati tedbirin kapsayıp kapsamadığı hususunun açık olmadığı gibi, teminatın hangi ihtiyati tedbir yönünden verilmiş ise bu hususun da açık ve tereddüte mahal bırakmayacak şekilde kararda yer almadığı görülmüş olup gerek 31/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı, gerekse buna bağlı olarak itiraz üzerine verilen 21/06/2021 günlü istinafa konu karar HMK’nın 297 ve devamı maddeleri ile 391/2 maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Karar bu bakımdan da usule aykırıdır. Davacı-karşı davalı vekilinin teminat miktarına yönelik istinaf talebi ise bu aşamada dairemizce değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/405 esas sayılı dosyasında verilen 21/06/2021 tarihli ihtiyati tedbire itirazın kısmen kabulü kısmen reddine dair kararın KALDIRILMASINA, 3-Davacı – karşı davalı vekilinin tedbire itirazının kabulüne, 4-Mahkemenin 31/03/2021 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına, 5-Gerek dairemizin gerekçesinde işaret edildiği üzere HMK’nın 297 ve 391/2 maddelerine uygun, gerekse diğer hususlara uygun bir şekilde ve davalı – karşı davacının hükümsüzlük davası yönünden talep ettiği tedbir yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınarak bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 6-Teminatın miktarına yönelik istinaf sebebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacı-karşı davalıya iadesine, 8-İstinaf aşamasında davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 43,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 205,50 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.22/09/2021