Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1410 E. 2021/1683 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1410 Esas
KARAR NO: 2021/1683 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021 günlü ara karar
NUMARASI: 2019/349 E.,
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı adına … ve … numaraları ile tescilli bulunan “…” ve “…” ibareli markaların SMK’nın 25.ve diğer maddeleri uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini belirterek bu markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ayrıca davalının taklit ürünlerde bu markaları kullandığını belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının markasının Türkiye’de tanınmadığını, marka üzerinde öncelikle hak sahibi olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece 25/11/2019 tarihli tensiple birlikte ” İhtiyati tedbir talebinin takdiren teminatsız olarak kabulü ile davalıya ait … ve … tescil numaralı markaların dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devrinin ihtiyati tedbiren önlenilmesine, tedbirle ilgili TPE Markalar Dairesi Başkanlığına bilgi verilmesine, Davacı vekilinin sair tedbir taleplerinin dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme aşaması ve sonrasında alınacak bilirkişi raporundan sonra değerlendirilmesine” şeklinde ara karar verildiği, bilirkişi raporu alındıktan sonra 22/06/2021 tarihinde yapılan duruşmada “bir markanın tescili mevcut iken çok bariz ve kötüniyetli hukuka aykırılık halleri hariç mahkeme kararı ile kaldırılmasının doğru olmayacağı, geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararının asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir karar bulunmadığı, hükümsüzlüğe ilişkin iddiaların esastan hüküm ve sonuç doğuracak ve yargılamayı gerektiren taleplerden olduğu” gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin red gerekçesinin müvekkilinin hak kaybına yol açacağını, müvekkilinin kişisel bakım ürünleri ve kozmetik sektöründe elliden fazla ülkede … markasını 1989 yılından beri kullanmakta olduğunu ve 08/12/2005 tarihinde TPMK’ya başvuru yaptığını, ancak tescil harcı süresinde ödenmediğinden tescil yapılamadığını, bilirkişi raporunda da müvekkilinin marka hakkının korunmasının gerektiği yolunda kanaat belirtildiğini, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın hukuka aykırı olduğunu, davalının kötüniyetli olarak bu markaları kendi adına tescil ettirdiğini, davalının bir başka marka için yaptığı başvuruya itirazlarının TPMK tarafından kabul edildiğini, bilirkişi heyetinin müvekkilinin marka korumasından yararlanması gerektiğine dair görüş belirttiğini, ihtiyati tedbirin hükmün etkinliğini sağlaması bakımından önem arzettiğini, benzer bir konuda Bakırköy 1.FSHHM’nin 2016/154 esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbirin yerinde olduğunu, yine benzer şekilde İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2018/443 esas sayılı dosyasında verdiği tedbirin de bu yönde ve yerinde olduğunu bildirmiştir. Davaya konu … tescil numaralı … ibareli markanın 28/06/2016’dan itibaren üçüncü sınıfta davalı adına tescilli olduğu, … tescil numaralı … ibareli markanın 08/11/2019’dan itibaren 3.sınıfta davalı adına tescilli olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 26/04/2021 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporunda; dava konusu markaların ülke içinde tescil tarihi itibariyle tanınmışlığının olmadığı, zamanaşımı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, İTO kayıtlarında davalının faaliyet alanının ve kuruluş sermayesinin anılan ürünleri üretmeye veya fason üretimlerini yaptırmaya yetkin olduğu ve nice kodu olarak 03/05 alanlarında faaliyetine devam ettiği ve sermaye yapısının yeterli olduğu ve İTO kayıtlarında firmanın iş konusu olarak belirtilen alanlarda resmi olarak üretim yapmış olduğu, davacının … markasını ve logosunu İngiltere’de 1989 yılında tescil ettirdiği, davalının marka tescillerinin ise 2016 ve 2019 yıllarında yapıldığı, buna göre Türkiye’nin dahil olduğu fikri mülkiyet anlaşmaları (Paris TRİPS Sözleşmesi) gereği … markasını davalıdan çok daha önce yurt dışında tescil ettiren davacının marka hakkının korunması gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalıya ait markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Mahkemece başlangıçta dava konusu markaların 3.kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verildiği, sair tedbir taleplerinin ise bilirkişi raporu alındıktan sonra reddedildiği görülmüştür. Davalıya ait markaların 3.sınıfta tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde davalının tescilinde kötü niyetli olduğunu ve marka üzerinde davacı tarafın öncelik hakkı bulunduğunu ileri sürmüştür. Dosya içeriğinden davacının Türkiye’de tescilli markasının bulunmadığı, kötü niyetli tescil iddiasının ve marka üzerinde öncelikli hak sahibi olunduğuna dair iddiaların yargılamayı gerektirdiği gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 06/10/2021