Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1400 E. 2023/504 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1400 Esas
KARAR NO: 2023/504
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2021
NUMARASI: 2018/304 E. – 2021/438 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/03/2018
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait lokantada 2 aylık yemek borcu için 600 TL borcu biriktiğini, davalı tarafından müvekkiline baskı ve zorlama ile bu borca karşılık senet imzalatıldığını fakat gecikme sebebi ile kendisine 800 TL’lik senet imzalatıldığını, müvekkilnin senedi vadesinde ödeyemediğini, söz konusu senetin davalı tarafından ekleme ve tahrifat yapılarak 8.000 TL olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davacının itiraz süresini kaçırdığından bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, davacının 07/03/2018 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak şikayette bulunduğunu, kendisine imzalatılan senette değişiklik yapıldığı, tutarının değiştirildiği yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkağını, davacının davalıya borcunun kaynağı davalının lokantasında biriken yemek borcu olduğunu, davacının davalıya 8000 TL borcu olmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, davacının davalıya borcu olmadığının tespitine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiş olup 02/10/2018 havale tarihli beyan dilekçesinde; davacının kötü niyetli olduğunu, iddiaların tamamen asılsız ve mesnetsiz olduğunu, davacının iddia ettiği yemek borcu ile 8.000,00 TL’lik senet arasında alaka olmadığını, 8.000,00 TL’lik borcuna karşılık senet alındığını, davacının davalıya olan 8000 TL borcunun tespitine, söz konusu meblağın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.04.2021 tarih ve 2018/304 Esas – 2021/438 Karar sayılı kararıyla; “Takibe konulan senedin bono niteliğinde olup, tüm yasal unsurları barındırmakta olduğu; davalının davacının iddia ettiği gibi senede konu borcun yemek borcundan kaynaklanmadığını savunduğu, senette de bedelin nakden ödendiği yönünde açıklama olduğu, davalının savunması ile senet metnini talil etmediği, davacının iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, bu yönde bir kanıt sunmadığı; yine sahtecilik iddiasında bulunmuşsa da, iş bu davadaki dava dilekçesindeki iddiası ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanan ceza soruşturmasındaki şikayet dilekçesi içeriğindeki iddiaların çeliştiği, soruşturma dosyasında boş senedi imzalayarak verdiğini belirttiği; bu haliyle senedin açık senet olarak verildiği ve açık senedin hamil tarafından doldurulmasının tahrifat oluşturmayacağı mahkememizce kabul edilmiştir. Davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmışsa da; yemin delili 6100 sayılı HMK’nun 225 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, yemin edecek kimseyi ceza soruşturması veya kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yeminin konusu olamaz (m.226/1-c) hükmü de dikkate alınarak, yemin delili değerlendirilmemiş ve ispat edilemeyen davanın reddine” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin davalıya yemek borcu için 600 TL borcu biriktiğini, davalının ısrarı ile kendisine 800 TL’lik senet imzalatıldığını, söz konusu senet davalı tarafından ekleme ve tahrifat yapılarak 8.000 TL olarak takibe konulduğunu,Davalı tarafın süresinde davaya cevap vermediği dikkate alınmadan bu dilekçesindeki beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu,Bilirkişi raporunda senette tahrifat yapıldığının açıkça belirtilmiş olmasına karşın bu husus dikkate alınmadan aleyhimize hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu,Gerekçeli kararda ‘İşbu davadaki dava dilekçesindeki iddiası ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanan ceza soruşturmasındaki şikayet dilekçesi içeriğindeki iddiaların çeliştiği’ hususunun ret kararına dayanak yapılması hukuken geçerli olmadığını, şikayet dilekçesindeki beyanın sehven verildiğini, Tanık beyanı dikkate alınmadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, tanığımız …’ın müvekkille iş yapan ve onu tanıyan, olaylara vakıf bir insan olarak iddialarımızı ispatladığını, Gerekçeli kararda ‘Davacının iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği’ hususunun belirtilmesinin hatalı olduğunu, somut olayın senetle ispatın istisnalarından birisi olduğunu,Davamızın hem bilirkişi raporu hem de tanık anlatımıyla ispat edilmişken ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; inceleme konusu senedin tanziminde miktar bölümünün sadece rakamlarla 800 TL olarak yazıldığı halde daha sonra bu rakamların sonuna 0 rakamı ilave edilmesi, tanzim sırasında boş bırakılmış bulunan kısma miktar yazılarının sonradan bir defa yazılmak suretiyle miktar bölümlerinin halen mevcut duruma dönüştürülmüş bulunduğu, ilave işlemine ilişkin 0 rakamının diğer rakamlarla aynı el ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği, tetkik konusu senette yer alan ve inceleme ve bulgular bölümünde belirtilen yazı ve rakamların aynı el ürünü olduğu, miktar yazılarının da dahil olduğu diğer grubu teşkil eden yazı ve rakamların aynı el ürünü olduğu, diğer yazı ve rakamların kalem evsafı yönünden klasifikasyonunun yapılamadığı sonuç ve kanaatine varıldığı.” belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “… senette bedelin nakden ödendiği yönünde açıklama olduğu, davalının savunması ile senet metnini talil etmediği, davacının iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, bu yönde bir kanıt sunmadığı; yine sahtecilik iddiasında bulunmuşsa da, işbu davadaki dava dilekçesindeki iddiası ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanan ceza soruşturmasındaki şikayet dilekçesi içeriğindeki iddiaların çeliştiği anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine”” karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı, davalıya olan 600,00 TL borcuna karşılık davalının ısrarıyla 800,00 TL tutarlı bonoyu düzenleyerek davalıya verdiğini. ancak icra takibinde bononun miktarında tahrifat yapılarak 8.000,00 TL olarak gösterildiğini beyanla gerçek borcu ile aradaki fark olan 7400,00 TL yönünden menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Olayla ilgili başlatılan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/25928 Sor.sayılı dosyasının, “Davacının senedin boş olarak verildiği beyanı nedeniyle, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve yazılı deliller ispatın gerektiği, ancak somut olayda böyle bir delilin bulunmadığı.” gerekçesiyle 23.10.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. Davacı işbu dava dosyasında “Bononun bedel kısmında tahrifat” iddiasına dayandığından, mahkemece bu kapsamda araştırma ve değerlendirme yapılması zorunlu olup, yukarıda özetlenen soruşturma dosyasındaki beyanlar ile çelişki olduğundan bahisle karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece aldırılan grafoloji uzmanı …’ın 17.06.2020 tarihli raporu ile “… senedin tanziminde miktar bölümünün sadece rakamlarla 800 TL olarak yazıldığı halde daha sonra bu rakamların sonuna 0 rakamı ilave edilmesi, tanzim sırasında boş bırakılmış bulunan kısma miktar yazılarının sonradan bir defa yazılmak suretiyle miktar bölümlerinin halen mevcut duruma dönüştürülmüş bulunduğu.” tespit edilmiş olduğundan ve mahkemece raporun yetersiz olduğu belirtilerek yeni rapor aldırılması yoluna da gidilmediği gözetildiğinde; mahkemece tahrif edildiği sabit olan kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2021 tarih, 2018/304 E. – 2021/438 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; davacının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ve dayanak bono kapsamında davalıya 7.200,00 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin (200,00 TL) reddine, 4-Alınması gereken 491,83 TL harçtan, peşin alınan 126,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 365,45 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafça sarf edilen dava açılış harç gideri olan 126,38 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 35,90 TL başvurma harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti ile 109,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 745,40 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 725,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Reddedilen kısım üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 54,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 216,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023