Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/14 E. 2022/1966 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/14 Esas
KARAR NO: 2022/1966
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2020
NUMARASI: 2018/1118 2020/506
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, bu kapsamda müvekkilinin araçlarına, banka hesaplarına, gayrimenkullerine ihtiyati haciz uygulandığını, ancak takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkili hakkında başka icra takipleri ile davaların bulunduğunu, ancak dava konusu icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının davalı tarafından bilinmesine rağmen müvekkili ile anlaşmayı kabul etmediklerini, çek hakkında savcılığa suç duyurusunda da bulunulduğunu, müvekkilinin hacizler sebebiyle zor durumda olduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığı halde haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı bedelin ödeme tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında 05/03/2018 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında ön ödeme yoluyla finansman sağlandığını, dava konusu … Bankası A.Ş. Esenkent İstanbul şubesine ait … seri numaralı, 28.000 TL bedelli çekin 20/03/2018 tarihli 34.472,52 TL bedelli fatura karşılığında teslim ve ciro yoluyla teslim alındığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğinden olayda bir kusurunun bulunmadığını, davacı taraf çekin çalıntı olduğunu iddia etmiş ise de bu hususta kesinleşen bir davanın bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu savunarak haksız davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosya kapsamında alınan hükme elverişli 30/09/2019 tarihli grafolog bilirkişi raporuna göre dava konusu çekin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi …’a ait olmadığı tespit edildiği, Davalı tarafça faktoring sözleşmesine dayanak evrakları dosyaya sunulmuş olup çekte son yetkili hamil olan davalı ile kendisinden önceki ciranta dava dışı … Ltd. Şti. Arasında faktoring sözleşmesinin 05/03/2018 tarihinde imzalandığı, bu şirketin de kendisinden önceki ciranta dava dışı … Ltd. Şti’ne 20.03.2018 tarihinde fatura kestiği, çekin 20/07/2018 tarihinde ibraz edildiği ve keşideci imzası tutmadığından davalıya ödeme yapılmadığı, icra takip tarihinin 06/08/2018 tarihi olduğu, davacı tarafça ihtirazi kayıt konularak çek bedelinin icra dosyasına ödendiği, Davacı tarafça çekin çalındığına ilişkin savcılığa şikayette bulunulduğu, davalı faktoring şirketince çekin ibrazı anında keşideci imzasının tutmadığı bilinmesine rağmen takip yapılmış olduğu, mahkemece de yapılan imza incelemesinde imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edildiği ve dava dışı şirketlere HMK 321 şerhli davetiyeye rağmen ticari kayıtlarını dosyaya sunmamaları nedeniyle alacağı tevsik edici mahiyette gerçek bir fatura ilişkisinin dosya kapsamında tespit edilememesi nedeniyle davalının çeki iktisabında ağır kusurlu olduğu….” gerekçesi ile davanın kabulü ile 38.034,22 TL’nin 16/08/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;- Müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, dava dışı …Ltd Şti arasındaki faktoring sözleşmeleri nedeni ileçekin ödeme vasıtası olarak teslim edildiğini, mal hizmet alımının fatura ile belgelendirildiğini,- Davalının öne sürdüğü kişisel defileri müvekkiline karşı ileri süremeyecğini, 6361 sayılı kanun’un 9/3 md dikkate alınması gerektiğini,- Kişisel defilerin ancak müvekkilinin çeki iktisap ederekn bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin kanıtlanması halinde ileri sürülebileceğini,Müvekkilinin yetkili hamil olup takip tarihinde imzanın davacıya ait olmadığının sadece bir iddiadan ibaret olup takip tarihinde ispatlanamadığını, savcılık soruşturmasının sonuçlanmadığını, mahkeme kararı olmadığını, müvekkilinin fatura aslını saklama yükümlülüğü olmadığı gibi sözleşmenin tarafının defterlerini kontrol etme yükümlülüğü de olmadığını, çekte görünürde düzgün ciro silsilesi olduğunu, çekteki imzaları araştırma yükümlülüğü olmadığını, lehtarın imzasının sahte olduğu iddiası ile çek iptal talep etme hakkı olmadığını, davacının takibe itiraz etmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu,Müvekkilinin kusurlu yahut kötüniyetli olmadığını, davacının bu iddiasını kanıtlayamamışken mahkemenin müvekkilinin kötüniyetli olduğuna karar vermesinin yerinde olmadığını, Raporun yeterli olmayıp hükme esas alınamayacağını, imzanın yıllar içinde değişmiş olma ihtimalinin gözönüne alınmadığını, sadece davacının bildirdiği evrakların toplandığını, Davacı ile dava dışı şirket arasında ticari ilişki olup olmadığının ve kötü niyetin ispatı için ticari defterlerin incelenmesi gerektiğini, Çekin imzalandığı tarihteki şirket yetkilisinin ticaret sicilden sorulması gerektğini, Çekin vekaleten imzalanmış olma ihtimaline binaen noterlerden bankalardan temsil yetkisi olan kişilerin sorulması gerektiğini, çek karnesi aldığı bankadan ödenen ve karşılıksız çıkmayan çeklerin sorularak bunlara ilişkin de inceleme yaptırılması gerekirken eksik inceleme ile rapor hazırlandığını, RAPORA itirazın değerlendirilmediğini, ikinci rapor alınması, ATK dan rapor alınması gerektiğini, teknik bir husus olduğundan tek raporla itirazlar değerlendirilmeden karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı … AŞ tarafından davacı …Ltd Şti ile dava dışı …Ltd Şti , … Şti aleyhine, 28.000TL bedelli çek alacağı il eferileri ki toplam; 31.138,30TL nin ticari faizi ile tahsil istemi ile takip başlatılmıştır. … Bankası Aş Esenköy ist şubesine ait 20.07.2018 tarihli 28.000TL bedelli Çek incelendiğinde; keşidecinin … Ltd Şti olarak yer aldığı, lehtarın …Şti, sırasıyla diğer cirantaların …Ltd Şti, olduğu hamilin … AŞ olduğu, çekteki keşideci imzası ile yetkili keşideci imzası uyuşmadığından işleme alınmadığı görülmüştür.Grafolog Bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu … Bankası Esenkent İstanbul şubesine ait 20.07.2018 keşide tarihli, … seri nolu, 28.000 TL’lik çekin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış keşideci İmzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi …’un eli ürünü olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Raporda senetten önceki tarihli 2017 tarihli vekalet aslı ile … bankası Topçular şubesine hitaben 24.04.2018, 21.05.2018, 18.06.2018 ve 14.04.2018 tarihli talimat asılları incelendiği, senetten sonraki tairhli 2019 tarihli imza beyanname aslının incelendiği yer almaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, haksız olarak ödendiği iddia olunan bedelin istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava; icra dosyasında ödenen 38.034,22 TL’nin istirdadı istemine ilişkin olmakla öncelikle İİK 72/7.md gereğince dava şartı olan süre yönünden inceleme yapılmalıdır. Davacının ödemeyi 16.08.2018 Tarihinde ihtirazi kayıtla yaptığı davanın 22.11.2018 Tarihinde 1 yıllık süresi içinde açıldığı görülmekle istinaf isteminin incelenmesine geçilmiştir. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda senetten önceki tarihli resmi belge asılları incelendiği gibi sonraki tarihlilerin de incelendiği, rapor denetime elverişli nitelikte olup tek kişi tarafından hazırlanmasının hükme esas alınmasına engel nitelikte olmadığı, Dairemizce istinaf aşamasında incelenen Ticaret sicil kayıtlarına göre …’un 24.06.2014’ten itibaren 10 yıl süre ile münferiden şirketi temsile yetkili olduğu 04.07.2014 Tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile anlaşılmakla …’un çek tarihi itibarı ile yetkisinin devam ettiği dikkate alındığında rapora ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. İmza defi mutlak defi olup herkese karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle davalı vekilinin davacının iddiasının kişisel defi olduğu ve kendisine karşı ileri sürülemeyeceğine ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.Ancak; mahkemece çekte imzanın uyuşmadığına ilişkin şerhe rağmen takip yapılması, alacağın 3.kişiler tarafından da belgelendirilmediği, davalının kötüniyetli olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de, davalının görünürde düzgün ciro silsilesine göre çekte yetkili hamil olduğu, davalı ile davacı arasında yahut faktoring sözleşmesi borçlusu ile davacı arasında çekte doğrudan ciro ilişkisi bulunmadığı, çeke ilişkin savcılık soruşturmasının sonuçlanmadığı dikkate alındığında mevcut delil durumuna göre kötüniyet iddiası sabit olmadığından bu yöndeki gerekçe yerinde olmadığı gibi dava çekin istirdadı istemine ilişkin olmayıp haksız ödenen bedelin istirdadına ilişkin olmakla bu hususta inceleme yapılması da yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinafının kararın gerekçesi yönünden kabulü gerekmiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin gerekçeye ilişkin istinafının kısmen kabulüne, diğer hususlardaki istinafın reddine, hüküm kısmı aynen korunarak HMK 353/1-b-2 md gereğince kazanılmış haklar dikkate alınarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1118 Esas, 2020/506 Karar sayılı, 02.10.2020 Tarihli kararının KALDIRILMASINA, Kararın gerekçesi düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına,3-Davanın KABULÜ ile 38.034,22 TL’nin 16/08/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.598,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL + 614,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 649,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.948,22 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ile 614,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 649,90 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, posta ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 700,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, -Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 5.705,13 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 649,53 Tl ve 54,40TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 44,13 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 192,73 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/11/2022