Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1380 E. 2023/502 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1380 Esas
KARAR NO: 2023/502
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2021
NUMARASI: 2017/773 E. – 2021/248 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile borçlular … ile … aleyhine icra takibi yapıldığını, davacı müvekkilinin iş yerinde bulunan menkul malların Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasından haczedildiğini, müvekkilinin süresi içinde istihkak iddiasında bulunduğunu ve İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/558 esas sayılı dosyasından verilen kararla istihkak iddiasının reddine ve takibin devamına karar verildiğini, baskı ile müvekkillerine imzalatılan protokolde alacaklı isimlerinin zikredilmeksizin imzalattırıldığını, müvekkillerinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından, bu dosyaya konu edilen ve muhafaza baskısı altından alınan bonolardan ve muhafaza baskısı altında imzalatıldığını belirterek takip konusu bonoların iptali ile %20 tazminata hükmedilerek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …; davaya cevap vermemiştir. İhbar olunan … Faktoring A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın borçlarını üstlendiği dava dışı … ile … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, borçluların Gebze’deki davacı şirketin paravan olarak altında çalıştıklarını, haciz işlemleri için mahalline gidildiğinde muhafaza tedbirleri yerine dava konusu bonolar ile beraber protokol tanzim edildiğini, adı geçen icra dosya borcunun davacı tarafından üstlenildiğini, protokol ve bonoların hacizden iki ay sonra düzenlenmiş olması gözetilerek cebri icra baskısının mümkün olmadığını, kaldı ki davacının bu zaman zarfı içinde istihkak davası açmadığını, davacılar ile yapılan müzakere sonucunda hür irade ile protokol ve bonoların imzalandığını, davacı ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.03.2021 tarih ve 2017/773 Esas – 2021/248 Karar sayılı kararıyla; “…Dava dışı borçlular ile davacılar arasında organik bağın sübut kesbetmesi halinde asıl borçlu ile borcu üstlenen kişilerin özdeş kabul edilmesi gereklidir. Somut olayda talimat icra müdürlüğünce tanzim olunan haciz zaptı incelendiğinde, mahallinde iş bu davanın davacısı olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’de bulunan masa üzerinde dava dışı borçlu … ile ıslak imzası mevcut çek çıkış bordrosu, yine bu borçlunun adına ait ödeme makbuzu ile özellikle … mahalli adresinde bulunduğu kartvizitin görüldüğü tespit edilmiştir. İİK’nın 8/4 maddesi gereğince İcra iflas müdürlüklerince tanzim olunan iş bu zabıt varakaları aksi sübut bulana kadar muteberdir. Hal böyleyken organik bağın mevcut olduğuna dair güçlü emareler mevcuttur. Kaldı ki, protokol hükümleri ve bono incelendiğinde, soyut bir borç edimlerini içermekte olup herhangi bir cebir ya da tehdit veyahut hile ile alındığına ilişkin dosyada güçlü bir delil mevcut değildir. Nitekim istihkak iddiası da reddolmuştur. Dolayısıyla protokolün iptalini ve geçersizliğini gerektirir herhangi bir kanıya varılamadığından davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “Davaya konu protokolde, alacaklı isimleri zikredilmeksizin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. ve 2015/37933 E. sayılı dosyalarından kaynaklanan borçların tasfiyesi için imzalandığı ibaresinin yer aldığını, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyanın alacaklısı … Faktoring olup bu dosyadan müvekkillere ait adreslerde haciz işlemi uygulanmadığını, ama her ne sebeple olduysa müvekkillerin bu dosyadan da borçlu konumuna getirildiklerini, Protokolde, bonoların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. sayılı dosyalarından kaynaklanan borçların tasfiyesi için verildikleri yazmasına rağmen, tamamı İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyasıyla Davalı … adına takibe konulduğunu, Borçlular müvekkil şirketin sigortalı çalışanı olup mahalde isimlerine ait evrak bulunmasının doğal olduğunu, mahkemenin red kararının gerekçelerinden birisinin de istihkak davasına bakan mahkemenin istihkak davamızı reddetmesi olduğunu, istihkak davasında bilirkişi raporu lehimize gelmesine rağmen davanın reddedildiğini ve verilen hatalı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstihkak davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenmeden işbu davada karar verilmesinin de hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; “Davacıların İİK’nun 72.maddesine göre menfi tespit talebinde bulunduğunu, yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş olup davanın alacaklı müvekkil lehine neticelendiğini, İcra dosyası mahkemenin vermiş olduğu tedbir kararı üzerine 15/09/2017 tarihinde durdurulmuş olup dosyadaki paranın tarafımıza ödenmemesine karar verildiğini, Borçlunun tazminata mahkum edilmesi için kötüniyetli olmasının gerekmediği, ihtiyati tedbir kararı verilip infaz edilmesi halinde davalı(alacaklının) alacağına kavuşması engellenmiş olacağından mahkemenin borçluyu tazminata mahkum etmesi gerektiğini, Olayımızda menfi tespit davasının reddine karar verilmesine rağmen mahkemenin davacıyı en az %20 tazminata mahkum etmesi gerekirken kararda buna dair hiçbir hükme yer vermemesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “… tanzim olunan haciz zaptı incelendiğinde, işbu davanın davacısı olan … San. ve Tic. Ltd. Şti.’de bulunan masa üzerinde dava dışı borçlu … ile ıslak imzası mevcut çek çıkış bordrosu, yine bu borçlunun adına ait ödeme makbuzu ile özellikle … mahalli adresinde bulunduğu kartvizitin görüldüğü, İİK’nın 8/4 maddesi gereğince İcra iflas müdürlüklerince tanzim olunan işbu zabıt varakaları aksi sübut bulana kadar muteber olduğu, hal böyleyken organik bağın mevcut olduğuna dair güçlü emarelerin bulunduğu, kaldı ki protokol hükümleri ve bono incelendiğinde soyut bir borç edimlerini içermekte olup herhangi bir cebir ya da tehdit veyahut hile ile alındığına ilişkin dosyada güçlü bir delilin bulunmadığı, nitekim davacıların istihkak iddiasının da reddine karar verildiği, dolayısıyla protokolün iptalini ve geçersizliğini gerektirir herhangi bir kanıya varılamadığından davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacılar, dava dışı borçlu aleyhine açılan icra takibi kapsamında mülkiyeti kendisine ait iş yerine hacze gelindiğini, haciz ve muhafaza baskısı altında davaya konu bonunun verilmek zorunda kaldıklarından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, protokolün hiçbir baskı altında kamadan ve serbest irade ile imza altına alındığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı alacaklı tarafından başlatılan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası borçlusunun dava dışı … ile … olduğu, 05.05.2017 tarihinde davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait iş yerinde bulunan menkul malların Gebze …İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile haciz işlemleri yapıldığı, davacının hacze karşı istihkak iddiasında bulunduğu ve İstanbul 5.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/558 Esas sayılı dosyası ile istihkak iddiasının reddine ve takibin devamına karar verildiği, davalı tarafından 04/07/2017 tarihinde muhafaza tedbirleri için yeniden haciz mahalline gidildiğinde protokol ve dava konusu bonoların tanzim edildiği anlaşılmıştır. Açıklanan şekilde kesinleşen hacze dayalı olarak ikinci kez haciz işlemi yapılmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Haciz tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğinde olduğu gözetildiğinde, davaya konu bonoların hukuka aykırı şekilde alındığı yönündeki davacı iddiası ispatlanamadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Ancak dosyadaki belgeler uyarınca mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararının icra müdürlüğü tarafından 15/09/2017 tarihinde uygulanmış olması nedeniyle İİK 72/4 maddesi gereğince davalı lehine tazminat talebi şartlarının oluşmasına rağmen mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usule aykırı olduğundan; yukarıdaki açıklamalar ışığında davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin ise kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 3-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2021 tarih, 2017/773 E. – 2021/248 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davanın REDDİNE, 5-Mahkemece icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiği ve bu kararın teminat yatırılarak icra müdürlüğü tarafından infaz edilmiş olduğu anlaşıldığından, İİK 72/4 maddesi gereğince takibe konu asıl alacak miktarı olan 95.000,00 TL’nin %20’si olan 19.000,00 TL’nin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, 6-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 1.622,37 TL harçtan mahsubu ile artan 1.563,07 TL harcın istek halinde yatıran davacılara iadesine, 7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 12.975,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,8-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,9-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10-İstinaf yargılaması yönünden davacılardan alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 11-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacılardan alınarak davalıya verilmesine,12-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023