Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1379 E. 2021/1807 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1379 Esas
KARAR NO: 2021/1807
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2021
NUMARASI: 2020/221 2021/479
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların mal alım satımı hususunde anlaştıklarını, davalının bir süre sonra yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve aldığı mallara karşılık bedellerini ödemediğini ve bedelleri ödemeyen faturalara binaen tahsil için başlattıkları icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin kalıdğı yerden devamına ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, davacı ile yaptıkları herhangi bir yazılı veya sözlü anlaşma bulunmadığını, fatura tarihi itibari ile davacının, davalının kayıtlı işçisi olduğundan bahisle davanın reddine ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2015/517 Esas): İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.04.2017 tarih ve 2015/517 Esas – 2017/414 Karar sayılı kararıyla; “…öncelikle davacının faturaya konu malları teslim ettiğini ispat etmesi gerekmektedir. Ancak alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davacının mallara ilişkin ayrı bir sevk irsaliyesi sunmadığı, davalının faturalarda imzasının bulunmadığı, bu hali ile de malların teslim edilidğini ispat edemediği, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispat olunamayan davanın reddine.” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI (2017/4514 Esas): Dairemizin 11/06/2020 tarih ve 2017/4514 Esas – 2020/1066 Karar sayılı ilamında; “Somut uyuşmazlıkta; davacı delil listesinde davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmış ve vergi kayıtlarının celbini açıkça talep etmiş olmakla Vergi Dairesi’nden BA/BS kayıtlarının celbi ile davacının delillerinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte davacı yan, davalının SMM’sinden temin ettiğini iddia ettiği işletme defteri dökümü örneğini sunmuş ise de; ilgili evrak usulüne uygun delil niteliğinde olmadığından davacı vekilinin bu husustaki itirazının yerinde olmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2020/221 Esas): İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.04.2021 tarih ve 2020/221 Esas – 2021/479 Karar sayılı kararıyla; “…eldeki davanın ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalıya satılan mallar nedeniyle fatura alacağının ödenmediğinin iddia edildiği, davalı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişkinin reddedildiği, alınan bilirkişi raporunda malların davalı tarafa teslim edilip edilmediğinin tespit edilemediğinin bildirildiği, kaldırma kararı doğrultusunda teslim olgusunun isbatı için bu kez tarafların BA-BS formlarının istendiği ancak her iki tarafında BA-BS formunun bulunmadığı, her ne kadar davacı vekili davalının mali müşavirinden işletme döküm defterini temin ettiklerini buna göre yeniden inceleme yapılmasını talep etmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesi kararında da açıkça zikredildiği üzere bu evrakın usulüne uygun delil niteliğinde olmadığı gerekçeleriyle davanın ve davacının kötüniyetinin ispatlanamadığı anlaşıldığından kötüniyet tazminatı talebinin de reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “…davalı tarafın davasının ispatı için hiçbir delili ibraz etmediğini, Davanın en büyük dayanağı olan delilin karşı taraf defter ve kayıtları olduğunu, davalının defter ve kayıtlarını ihtarlara rağmen ibrazdan kaçındığını, HMK.222/5 maddesi gereğince bu durumda davanın ispat edilmiş sayılması gerektiğini, Mahkemece bilirkişi raporunun aksine bir karar verilmesinin gerekçesine ilişkin hiçbir açıklama getirilmediğini, Tarafların mali müşavirinin ortak olduğunu, mali müşavir tarafından düzenlenen belgenin delil olarak değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası (Faturaya dayalı ilamsız takip). *Bilirkişi raporu (Davacı defterlerinin incelendiği, davalının defterlerini sunmadığı; “Davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalıya ait cari hesap ekstresine göre 16.007,29 TL alacaklı olduğunun göründüğü ancak faturalar üzerinde “işyerinde teslim” ibaresinin yazılı olduğu, teslim alan kısmının bulunmadığı ve davalı tarafa ait imza ya da kayıt bulunmadığı, bu hali ile malların davalıya teslim edilip edilmediğinin belirli olmadığı” kanaatini içeren 02.02.2017 tarihli rapor.)
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı faturalara dayalı olarak başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, aralarında ticari ilişki bulunmadığı, takibe konu faturaların ve fatura içeriğindeki malların kendilerine teslim edilmediğini beyanla davanın reddini istemiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.04.2017 tarih ve 2015/517 Esas – 2017/414 Karar sayılı kararıyla; “…bilirkişi raporu dikkate alındığında davacının mallara ilişkin ayrı bir sevk irsaliyesi sunmadığı, davalının faturalarda imzasının bulunmadığı, bu hali ile de malların teslim edildiğini ispat edemediği, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispat olunamayan davanın reddine.” karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından istinafı üzerine Dairemizin 11/06/2020 tarih ve 2017/4514 Esas karar sayılı ilamı ile; “… davacı delil listesinde davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmış ve vergi kayıtlarının celbini açıkça talep etmiş olmakla, vergi dairesi’nden BA/BS kayıtlarının celbi ile davacının delillerinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte davacı yan, davalının mali müşavirinden temin ettiğini iddia ettiği işletme defteri dökümü örneğini sunmuş ise de; ilgili evrak usulüne uygun delil niteliğinde olmadığından davacı vekilinin bu husustaki itirazının yerinde olmadığı.” gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yeniden yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.04.2021 tarih ve 2020/221 Esas – 2021/479 Karar sayılı kararıyla; “….istinaf kaldırma kararı doğrultusunda teslim olgusunun ispatı için bu kez tarafların BA-BS formlarının istendiği ancak her iki tarafın da BA-BS formunun bulunmadığı, her ne kadar davacı vekili davalının mali müşavirinden işletme döküm defterini temin ettiklerini buna göre yeniden inceleme yapılmasını talep etmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesi kararında da açıkça zikredildiği üzere bu evrakın usulüne uygun delil niteliğinde olmadığı” gerekçeleriyle davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstinaf kararının ardından yapılan yargılamada tarafların vergi dairelerinden BA-BS formlarının celp edildiği, tarafların işletme hesabı kullanmaları nedeniyle BA-BS formu verme yükümlülüklerinin olmadığı ve taraflarca verilen bir formun bulunmadığının tespit edildiği, Dairemizin 11/06/2020 tarih ve 2017/4514 Esas – 2020/1066 Karar sayılı ilamında işaret edilen hususların mahkemece ayrıntılı olarak tartışıldığı ve buna göre sonuca gidildiği anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/10/2021