Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1376 E. 2023/492 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1376 Esas
KARAR NO: 2023/492
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2021
NUMARASI: 2016/532 E. – 2021/359 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı işyerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, şirket yetkilileri tarafından Bakırköy C.Başsavcılığına (2015/61591 Sor.) suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı aleyhine birden fazla icra takipleri başlatıldığı, bunlardan birinin de huzurdaki davaya konu icra dosyası olduğunu, davacının böyle bir borcunun bulunmadığını, çekte bulunan imzanın kesinlikle davacı şirket yetkililerine ait olmadığını, davacı şirketin çek üzerinde adı yazılı bulunan firmalarla hiçbir ticari iş yapmadığını, bahse konu çekin sahte olduğunu, çalınan çek defterinden kullanılan 10/01/2016 keşide tarihli… bank /İkitelli Şubesi muhatap … seri nolu, … Ltd Şti ‘nın keşidesi bulunduğu davacı adına kayıtlı ancak davacı şirket yetkilisinin imzasını taşımayan 39.000 TL bedelli çekin davalı … BANKA A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icraya konulduğunu, davacının davalıya böyle bir borcu bulunmadığından başlatılan icra takibinde davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … banka A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; takip konusu çekin dava dışı … San Tic Lt Şti. tarafından mevcut borçların ifası amacıyla davalı bankaya ciro ve teslim edildiğini, çekin keşidecisinin davacı lehtarının ise … Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti olduğunu, davacının ileri sürdüğü def’ilerin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, çeki takibe koyan hamilin aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilebilmesi için kötü niyetin ve ağır kusurun varlığı gerektiğini, zira son hamil durumunda olan bankanın çekteki imzaların kime ait olduğu konusunda bilgisinin olmamasının hayatın olağan akışı içerisinde normal olduğunu, davanın reddine, takibin durdurulması sebebiyle %10’u tutarında para cezasına hükmedilmesine, alacak tutarının % 20’si tutarında icra inkar tazmninatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretininm karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.04.2021 tarih ve 2016/532 Esas – 2021/359 Karar sayılı kararıyla; “…Davacı tarafından şirkette gerçekleşen hırsızlık olayı nedeniyle şirkete ait kasanın çalındığı, kasa içerisinde şirket adına kayıtlı boş çek defterinin de bulunduğu, çek yapraklarının davacı şirketin tanımadığı daha önce hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı kişilerce kullanılmak suretiyle şirket aleyhine icra takipleri başlatıldığı, işbu davaya konu çek yaprağı ile ilgili olarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığından bahisle borçlu olmadığının tespiti talep edilmiştir. İstanbul ATK.Fizik İhtisas Dairesi tarafından çekte yer alan imzalar ile davacı şirket yetkililerinin mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat bulunmadığı tespit edilmiş olup, mali müşavir bilirkişi tarafından davacı şirketin delil vasfına haiz ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde; dava konusu çekin … banka A.Ş.tarafından … Ltd.Şti.lehine kullandırılan kredilerin ifası için ciro yoluyla teslim alındığı, davacı ticari defterlerinde çekin davacı tarafından düzenlenip kayıtlarından çıkışının yapıldığına ilişkin, ayrıca davacının cirantalar … San.ve Tic./… ve … Tic.Ltd.Şti.ile herhangi bir ticari ilişkinin olduğuna dair kayıt bulunmadığı, davacının müşterilerinin ağırlıklı olarak gıda sektöründe faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişiler olduğu tespit edilmekle keza Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2015/104758 sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan 2015/26979 iddianame ile açılan davada Bakırköy 11.ACM’nin 2015/596 Esas no’lu ceza dosyası kapsamında hırsızlık olayının sabit olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının dava konusu 10/01/2016 keşide tarihli … seri nolu 39.000 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkeme’nin gerekçeli kararında; hangi somut gerekçe ile aldırılan raporlara itibar edildiği, hangi hukuki gerekçe ile taleplerimizin ve beyanlarımızın kabul görmediğinin izah edilmediğini, Dosyadaki Adli Tıp Kurumu raporlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, itiraz edenin, Mahkeme huzurunda ayakta ve oturarak, bol miktarda samimi imza ve yazı örneklerinin alınmasının gerektiğini, ancak 03.10.2018 tarihli ATK raporunda davacı tarafın oturarak ve ayakta her iki eli ile yazı ve imza örneklerinin alındığına dair hiçbir bilgi bulunmadığını, ayrıca mukayese belgelerin asıl olması gerektiğini, raporda asıl belgeler üzerinden değil suret belgeler üzerinden inceleme yapıldığını, 29.04.2020 Tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise; mahkeme tarafından evrak asılları celp edilerek dosyanın yeniden ATK’ya gönderilmesine rağmen, ATK tarafından hiçbir inceleme yapılmaksızın önceki görüşlerine atıf yapmakla yetinildiğini, ATK raporlarında ne şekilde bir inceleme yapıldığı, imzanın atfedilen kişiye ait olmadığı hususunun dayanakları, hangi nedenle farklı kişinin el ürünü olduğu yönünde değerlendirme yapıldığı hususlarında aydınlatıcı, ayrıntılı ve denetime elverişli bir değerlendirme yapılmadığını, ayrıca raporda yer alan değerlendirmelerin fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmediğini, Dosyadaki mali bilirkişi raporunun da hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, çekin 10.01.2016 keşide tarihli olduğunu, ancak uygulamada çekin ileri tarihli düzenlenebildiği gözetildiğinde yalnızca 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinin yeterli olmadığını, ayrıca lehtarın da defterlerinin incelenmesi gerektiğini, Müvekkilin iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, bu sebeple aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, Müvekkilin harçtan muaf olduğu gözetilerek istinaf işlemlerinin harç alınmaksızın yapılması ve müvekkil aleyhine harca hükmedilmemesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *ATK Fizik İhtisas Kurulu Başkanlığının 03/10/2018 tarihli raporunda; İnceleme konusu çekte yer alan imzalar ile …, …, … ve …’un mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibatın tespit edilmediği belirtilmiştir. *İlk derece mahkemesince dosya yeniden ATK Fizik İhtisas Kurulu Başkanlığına gönderilmiş, düzenlenen 29/04/2020 tarihli raporda; inceleme konusu çekte sorulan hususta dairenin 03/10/2018 tarihli raporu düzenlenmiş olup eklenecek husus bulunmadığı belirtilmiştir. *Mali müşavir bilirkişinin 22/04/2019 tarihli raporunda; “Dava konusu çekte … San.ve Tic. / … ve … San.ve Tic. Ltd Şti ciranta olan şirketler ile davacı arasında 2016 yılı davacı ticari defter kayıtlarına göre her hangi bir ticari ilişki tespit edilemediği, çekin, … San.ve Tic. / … ile … San.ve Tic. Ltd Şti. arasında ne tür bir ilişki içinde el değiştirdiği yönünde somut bir tespit yapılamadığı, dava konusu çekin son hamil olan … banka A.Ş.tarafından … Ltd.Şti.lehine kullandırılan kredilerin ifası için ciro yoluyla teslim alındığı, dava konusu çekte keşideci olarak görülen davacı ile cirantalar arasında her hangi bir ticari ilişki bulunmadığı.” hususları belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜ ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip ve dayanak çek (Keşidecisi … İth.ve Tük.Mad.San.Tic. A.Ş., olan, 10.01.2016 keşide tarihli, … seri nolu, 39.000,00 TL bedelli çek) nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, -Davalının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE, -İhtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar DEVAMINA.” karar verilmiştir. Hüküm temlik alan davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, takibe konu çekin de aralarında bulunduğu çek karnesinin çalındığını, çekteki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacı şirketin takibe konu 10/01/2016 keşide tarihli, 39.000 TL TL tutarlı çekin keşidecisi göründüğü, davacının çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle işbu davayı açtığı, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporları ile, “Çekteki davacı şirket adına atılı keşideci imzasının davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı” sabit olmuştur. Sahtecilik iddiasının mutlak defi olması ve herkese karşı ileri sürülebilecek olması nedeniyle davalının iyiniyetli hamil olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığı, çekteki imzanın davacı tarafa ait olmadığının tespiti nedeniyle başkaca araştırılacak hususun bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararının isabetli olduğu; davanın kabulü nedeniyle davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının ve temlik eden davalı … banka A.Ş’nin harca tabi olması nedeniyle temlik alan … AŞ’nin de harçtan muaf olmayacağı gözetildiğinde mahkemenin harç yönündeki değerlendirmesinin de yerinde olduğu anlaşıldığından temlik alan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Temlik alan davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.664,09 TL harçtan, peşin alınan 666,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.998,07 TL harcın temlik alan davalı … Anonim Şirketinden alınarak hazineye irat kaydına, 3-Temlik alan davalı … Anonim Şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023